• 80
    karabukspordayken tudoru onerip maclari izleyip ne hikmetse bu kadar guvendigi adami ostersunds maci ipe gondermeye calisip ardindan 2 mac kazaninca goklere cikaran yazar. bunlar sadece 30 gun icinde oldu. galiba tudor evrim gecirdi. cunku kovdugu adam aylar oncesinden gelsin dedigi adamla ayni degildir. 1 ayda tudor gitti mega tudor geldi galiba.

    neyse yazadursun her insan yanilabilir. ancak 1 ayda bu kadar fikir degistirise birisi direk skor taraftari olmus oluyor. ben hala yetersiz diyorum isterse 20 atsin.
  • 156
    (bkz: #2349781)

    mükemmel bir entry girmiş. ne anlatmak istediği, nasıl bir dejenerasyon içerisinde olduğumuz konusundaki tespitleri önemlidir.

    benim için galatasaray taraftarı ölmüştür lafıyla ne kadar işlevsiz, arsızlık derecesinde doyumsuz, taraftar olmanın gereklerinden çok uzak ve galatasaray'ı korumaktan aciz durumda olduğumuzu anlatmış. ama isteyen tudor konusundaki fikirlerine, belhanda konusundaki fikirlerine kızıp yapılan lince katılmadı diye bu ifadeye bir hakaret anlamı da yüklemeye çalışabilir.

    ben keyifle okumaya devam edicem. aynı belhanda'yı keyifle izlemeye devam edeceğim gibi.
  • 194
    kendisiyle ilgili yazdığım entry "refere edilen entry" sebebiyle silinmiş. yazdıkları ile ilgili bir açıklama yapması gerektiğini düşündüğüm yazardır.
    daha önce de dediğim gibi yazdıkları çok ciddi ithamlardır. belki doğru belki yanlış belki de eksiktir onunla ilgilenmiyorum. kişisel fikri midir yoksa bir şeyler mi duymuştur? bu konuda bizleri aydınlatması gerekir. sosyal medyanın "leş" bir ortamı var. herkes istediğine istediği şekilde söyleyebiliyor, belirli şeyleri analiz edince bizlerde sonuçlara ulaşabiliyoruz ancak bu kadar kesin bir dille sanki ordaymışçasına yazmak doğru değil, ordaysa da onu da söylemelidir.
  • 233
    yönetim, teknik ekip, yönetim ve basın vb. konularda birçok iddiada bulunup entrysini silen yahut entrysi silinen yazar.

    hakkında iddialarda bulunduğu süleyman rodop kendisine dava açmış. umarım adalet yerini bulur. sanmıyorum ama isterim ki iddiaları doğru olsun ve uğruna burada, başka yerlerde vaktimizi harcadığımız galatasaray'ımızı bir takım belalardan kurtarsın. ama iddiaları hayal ürünüyse, aleni iftiradır ve ceza alması gereklidir. insanlığına tanımayan kimse bir şey diyemez tabii ki. çok iyi bir insan da olabilir mutlaka ama bugün bana yarın sana. suçu varsa cezasını çekmelidir.
  • 195
    çok güzel komplo teorileri yazan yazar.
    silinen entrysinde yazılanların doğru olduğunu kabul edersek kendisi ya mustafa cengiz ya fatih terim ya da bu iki kişinin altında çalışanlardan* biri olması gerekir. çünkü silinen entrysindeki bilgiler ancak birinci ağızdan kişiler tarafından verilebilecek bilgilerdir.
    okur modundan beri yorumlarını beğenerek takip ettiğim, komplo teorilerinin yerine futbol analizlerini okumak istediğim yazar.
  • 188
    malum entrysinde bende yazdıklarını ağır buldum ve eğer sadece fikirlerini söylüyor ise bunu belirtmeli idi, şimdi forvet sorunu varken birde terim vs. yönetim sorunu dillere düşmeye başladı, milletin ağzına sakiz olur şimdi taraftar sitelerinde böyle konuşuluyor diye.

    bildikleri varsa bile neden 31 ocak öncesi, terim bile bekleyin dedi, bize burda ne oldu da ateş saldik ortaya

    ortalığı karıştırmaya çalışan içimizdeki irlandalilardan ne farkımız kaldı...
  • 126
    galatasaray'ın puan kayıplarının suçu bu arkadaşınmış gibi saldırılıyor ya, çok gülüyorum.

    hakikaten gülüyorum diyorum ama biraz da trajikomik olduğu için ağlanacak halimize gülüyorum.

    ha şunu da söylemekte fayda var; tudor becerir, tudor beceremez o ayrı konu ama guardiola da geçen sezon becerememişti.

    yani geçen sezon guardiola city'de yapamaz diyenler haklıyken bu sene çok haksızlar. futbolda kesin yargılarla konuşmamak en iyisi. değişkeni çok çünkü.
  • 231
    yaptığı işin yanlış olduğunu , bilinen bilgiler ışığında muhtemelen kanuni ve psikolojik bir bedel ödeyerek (bir temenni değil, saptamadır) görecek sözlük yazarı..
    gazetecilik etiğinde para alarak lehte yayın yapmak kabul edilmez bir hatadır ve kariyer bitirir. dolayısıyla ciddi bir ithamdır ve ceza hukuku kapsamındadır. birinin bunu yaptığı iddia edildiğinde elde somut kanıt olmalı. ayrıca konunun gelir vergisi yönü de vardır.
    kendisini desteklediğini söyleyenlerin, eğer varsa, iş ciddileşince onu yalnız bıraktıklarında daha akılcı ve sağduyulu davranmanın önemini anlayacaktır.
    umarım herşey kimse zarar görmeden biter, kendisi de bundan sonra yıkıcı ve negatif işlerle değil, pozitif ve yapıcı üretimlerle galatasaray'a katkı sağlar.
  • 28
    (bkz: #1990443)

    kendisini tanimam etmem, bir kez bile mesajlasmisligim yoktur. belki arada entrylerine oy verdiysem kendisiyle tek iliskim de budur. ancak su yukaridaki entrysinin altina imzami atarim. oyle de guzel anlatmis, oyle de guzel irdelemis konuyu. tabi anlayana..

    ufak bir ekleme; bir histerigin baskanlik diye sayiklamasi sonucu yangin yerine donen guzel ulkemde bizi ya darbeci ya da akp yandasi olmaya zorlayan duzene lanet olsun. degilim abi. ben akpli de degilim darbeci de degilim. ben vatanini seven, bir insaninin dahi birileri rant elde etsin diye burnu kanarsa uzulen bir insanim. istemiyorum hirsizi da darbeciyi de.. defolun gidin ulan ulkemden, gidin ortadogu denen bok cukurunda tepisin, yeter artik curuttunuz cigerimizi.
  • 262
    ben futbol hakkında taktiksel metinler okumayı, bu konuda düşünmeyi çok seviyorum.
    galatasaray sözlük'te hiç şüphesiz futbolun taktik, teknik yönünü başarılı şekilde irdeleyen çok kıymetli yazarlarımız var.
    isimlerini unuttuğum yazarlarımız beni bağışlasın, burada monacoprensi ve kaideyi taciz eden istisna'nın taktik analizlerini severek takip ediyorum.
    tabii ki monacoprensi uzun yıllardır sözlükte yazar.
    ben eskiden, şimdi olduğu gibi yine futbol üzerine kafa yorardım; fakat kendisinin analizlerini okumaya başladıktan sonra futbola olan bakış açımın değiştiğini, yavaş yavaş maçları yorumlama biçimimin olumlu anlamda değiştiğini hissettim.
    ben 7 8 yaşlarımdayken, dedem bana kartondan futbol sahası yapar, futbolcuların dizilişlerini, maçın aşağı yukarı nasıl cereyan ettiğini anlatırdı ve ben bu sayede futbol sahasını, maçları zihnimde canlandırmaya çalışırdım.
    monacoprensi'nin maç sonrası analizlerini okuduğumda, işte bahsetmiş olduğum eski günlerime dönüyorum.
    maçı adeta yeniden zihnimde oynuyorum.
    futbol bilgisini, betimleme yeteneğiyle harmanlayarak, maçları taktik açıdan yorumlamama yardımcı olduğu için kendisine çok teşekkür ediyorum.
    monacoprensi'nin taktik analiz entry'lerini okuyanların, entry'lere bu gözle de bakmalarını rica ediyorum şahsım adına.
    sözlüğümüzde, hagi abime ve monacoprensine sık sık teşekkür ediyorum.
    ama inanın ki; bunu yapmaktaki amacım siz değerli okurları tekrara sürüklemek, dejavu yaşatmak değil.
    onlara gerçekten minnettarım ve bu hislerimi kalbimden gelen duygular olarak yansıtmak istiyorum.
    samimi duygularım olduğu için yazıyorum bunları.
    benle daha önce bir kere dahi konuşmadan, bana plase derginin kapılarını açan, daha önce hiçbir görme engellinin spor dergisinde yazmaması durumunu ortadan kaldırarak, engelliler adına büyük bir özveride bulunan bir insandır monacoprensi.
    kendisiyle maçlardan sonra çok uzun süre konuşuruz.
    istemediğimiz bir sonuçla ayrıldığımız maçtan sonra konuşuyorsak, önce hafif bir "yangıncı taraftar" modu açılır. sonra konu plase dergiye gelir.
    sonra tekrar maça dönülür, tekrar puan kaybının nedenleri masaya yatırılır.
    ama haftaya heyecanımızdan hiçbir şey kaybetmeden, tekrar ekran başında yerimizi alırız.
    madem konu açıldı, "aslında sarı kırmızı itiraf" başlığına yazacaktım, buraya yazıyorum :)
    evet itiraf ediyorum, 30 ağustos 2019 kayserispor galatasaray maçında, ilk yarıyı 1-0 geride kapatınca, kötü oyunumuza üzülerek maçı kapattım. hayatımda ilk kez bir maçımızın yarısında televizyonu kapattım.
    ama dayanamadım tabii ki :)
    başka kanallardan olan biteni takip etmeye devam ettim.
    radyoyu açtım, kapatıp tekrar televizyonu, onu da kapatıp tekrar radyoyu açtım.
    galibiyetimize işte bu şekilde tanıklık etmiş oldum. :)
    konu biraz dağılır gibi oldu ama kendisi hakkında yazdığım entry'nin de yine kendisiyle yaptığım sohbetler gibi olacağını tahmin etmeliydim zaten. :)
    şaka bir yana, umarım kendisiyle bir araya gelme fırsatını bulurum ve uzun uzun galatasaray'ı konuşuruz, uzun uzun futbol konuşuruz.
    beni galatasaray sözlüğe alan hagi abim sayesinde, monacoprensi benle irtibata geçmiş oldu.
    iyi ki hagi abi var, iyi ki monacoprensi var.
    iyi ki plase dergi var ve iyi ki galatasaray sözlük var.
  • 209
    aslında bir süre önce nick altı yazmak istediğim ancak gereksiz tartışma olmasın diye ertelediğim yazardı. 26 ocak 2019 göztepe maçı sonrası yazdığı çılgın senaryolar sonrası yazmak farz oldu.

    maalesef kendisi tudor'un kovulmasından sonra dağıtmıştır. tudor sevgisini uzun uzun istatistik verileriyle savunurken, "çok daha sevdiği" fatih hocası için sadece gergin ve mesnetsiz forum tarzı saçmalıklarla, özensiz şekilde entry girmesi bir süredir dikkatimi çekiyordu. neden tudor'u savunduğu gibi fatih terim'i de saha içi verileriyle savunmuyor anlamıyorum. kendisinin sözde fatih terim sevgisini tamamen samimiyetsiz buluyorum. önceden de her entrysine katılmazdım ama kendince argümanları vardı. şimdi fırsat bulunca ortalığı karıştıranlardan oldu. ilginç...
  • 5
    (bkz: #1896644)

    entrysi üzerine birkaç kelam etmek istediğim yazardır.

    bileklik fiyatını 10 tl olarak sabitlersek. euro ise 3.2 tl olarak baz alırsak.

    - hamit altıntop'un aldığı sabit ücret 2.750.000 euro. bu 880.000 bileklik eder.

    - jem paul karacan adlı futbolcumuza 50.000 euro imza ücreti aldığı para 600.000 euro. 208.000 bileklik eder.

    -sabri sarıoğlu bu takımdan 4.800.000 tl alıyor bu rakam tam olarak 480.000 bileklik eder.

    -eray işcan adlı arkadaş bu takımdan 800.000 tl ücret almakta ve bu tam olarak 80.000 bileklik eder.

    -galatasaray sportif a.ş. bu sezon spk' dan 308.000 tl ceza yemiştir yetkili personel çalıştırmadığı için bu rakam tam olarak 30.800 bileklik eder.

    -gönderdiğimiz blerim dzemaili için 1.300.000 euro maaşını biz ödüyoruz mesela. bu rakam tam olarak 416.000 bileklik eder.

    daha buraya onlarca şey yazabilirim. ancak sırf şu yazdığım bileklik sayısına bile ulaşmamız mümkün değilken böyle küçük pazarlama oyunlarıyla bu mali yükün altından kalkamazsınız.

    satılacak 100.000 bileklik ve oda hamit altıntop'a vereceğimiz ve vermiş olduğumuz maaşa bile yetişmiyor.

    şimdi bu kadar bariz ve fahiş hatalar yaptıktan sonra sen benden bileklik almamı istiyorsan bana keriz diyorsun muhtemelen.

    görüşlerimi açıklamam konusunda sıkıntılar varsa burası galatasaray sözlük.

    kendimi bildim bileli fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarlarının yer aldığı ve fikirlerini söylemekten kaçınmadıkları bir platform.
  • 201
    dün yazdığı entry'i kimse ifade özgürlüğü olarak değerlendiremez zira hiç bir bölümde kendi fikri olduğunu belirtmiyor. çok nesnel gerçeklermiş gibi anlatıyor. bu durumda bizim de kaynak istememiz çok doğaldır. kendisinin futbol hakkında yazdığı yazıları severek okuyorum fakat böyle komplo teorilerine girmesini doğru bulmuyorum. bu işlere giriyorsa da eğer gözlemlediklerinden bir analiz yapıyorsa bunun subjektif bir yazı olduğunu, kendi fikirlerince yorumladığını belirtmeli. aksi takdirde bu kadar insan kaynak istemekte haklıdır. şu aşamada "çamur at izi kalsın" dan başka bir şey değil benim gözümde yazdığı.

    yönetim ile terim'in arasında açmaya çalışmaktan vazgeçmeliyiz. zira son sefer, ünal aysal-terim gerginliği, bu işten zararlı çıkan galatasaray oldu.
  • 216
    dün gece yazısını okudum, mantıklı gelen yerler var. mantıksız gelen yerler var. ben mantıksız gelen yerlere değinmek istiyorum.

    1. si gomis mevzusu. gomis şampiyonluk kutlamalarında da öyle çok neşeli değildi. dahası menajeri bi kaç kere çıkıp açık açık zam dedi.

    2. si ise trol hesaplar. fatih terim'e 1 kere bile salladıklarını görmedim. daha çok yönetime sallıyorlar. hatta hocanın ifşa ettiği duyumcular bile hocaya sallamadı hiç. ama yönetime çatır çatır giydiriyorlar.

    edit: şunu da belirtmeliyim ki üzülerek kendisinin haklı olduğunu düşünüyorum.
  • 217
    moderasyonun silmiş olduğu malum entrysi ekran görüntüsü alınmış şekilde twitter zaman akışıma gün içinde defalarca düşmüştür. işin ilginci ise insanların çoğunluğunun sorgulamadan etmeden kayıtsız bir biçimde entrydeki iddialara inanmaları. defalarca beğeni, defalarca retweet alıyor entrysi. insanlar inanmak istedikleri şeylere inanıyorlar ve gerçekten manipüle edimeye çok müsaitler.

    yazdığı entry ise kendi içerisinde bile çelişkiler içermektedir. muhtemelen kendince yaptığı medya takibi ile bulduğu birkaç manipülatif haberi doğru kabul edip derledi. bu şekilde entry girmesine karşı değilim ancak bu şekilde entry giriyorsanız entrynin başına veya sonuna "bu entryde yazılanlar tamamen yapılmış olan haberler sonucunda yapmış olduğum kişisel değerlendirmelerimdir. doğruluğu kesin değildir." şeklinde not düşmeniz lazım. örneğin ben de süleyman rodop'un yönetim adına çalıştığını düşünüyorum ancak bunu kanıtlayamam. bu durumda şöyle yazardım. "süleyman rodop serdar aziz olayında da forvet transferi konusunda da yönetimi taraftara karşı koruyan haberler yapmıştır. ben açıkçası kendisinin yönetimle beraber çalıştığını düşünüyorum". fakata kendisi şak diye süleyman rodop yönetimden para alıyor falan yazmış ki bu ciddi bir ithamdır ve ispata muhtaçtır. bence zaman kaybetmeden çıkıp ilgili entry ile ilgili bilgi almadığını(şayet aldıysa da kaynağını) yazılanların kendi yorumlamalarını olduğunu açıklamalı.

    edit: moderatörümüz doktor sagbirakmayan monacoprensinin ilgili entry'yi kendi hür iradesiyle sildiğini, moderasyonun bu konuda bir müdahalesinin olmadığını belirtti.
App Store'dan indirin Google Play'den alın