fanatikgazetesinde 4 büyüklerin analizini yapmaya başlamış. ilk olarak da
galatasaray'ımızla başlamış. işte mehmet demirkol'un "galatasaray analizi";
---
alıntı ---
cesare prandelli ile ilgili:
prandelli, 'hedef 4. yıldız' derken haksız değil.
şampiyonlar ligi’ni kazanmak mucize, asıl lazım olan sürekli katılım. finansal olarak buna mecbursun. bu çerçevede, tecrübeli oyuncularını sürekli dinlendiren
fenerbahçe’ye karşı en az yıpratıcı yol, avrupa’dan ayrılıp lige dönmektir. prandelli’nin laneti avrupa’da denk geldiği arsız grup. geçtiğimiz yıllarda azla yetinen
manchester united ya da tek bir ‘doymaz’
real madrid vardı. bu sefer 2 arsızla,
arsenalve
dortmund’la yüzleşiyor.. hem de
galatasaray, lucescu’yla yaşadığı iki kez üst üste gruptan çıkma başarısını terim’le tekrarladıktan sonraki sezon... nereden baksan talihsizlik... bu yıpratıcı tablo, prandelli’nin imajını ligde 10 sezonun en iyi ikinci puan toplamını yakalamışken sıfırlıyor. avrupa mücadelesi olmasa bu seviyede eleştirilmeyecek halbuki. korkunç bir ikilem bu. misal baştaki sendelemede
ismail kartal arsenal’le, dortmund’la kapışmış olsa bu kadar kolay çıkamayabilirdi tirbulanstan... prandelli’nin sıkça söylediği ‘hedef 4. yıldız’ı, hedef direkt
şampiyonlar ligi olarak düzeltirsek haksız değil. şampiyonlar ligi’ni kazanmak mucize, asıl lazım olan sürekli katılım... yüzde 75 gruptan çıkma, yüzde 25 çeyrek final. finansal olarak buna mecbursun. ve çeyrek final türk kulüpleri için finaldir. avrupa’daki denge bu. prandelli bu konuda haklı mı? evet. ancak gruptan çıkmaya alışmış bir takım skor olarak değilse de oyun olarak sürekli 10-0 geriye düşüyorsa bunu kamuoyuna anlatmak imkansız... prandelli bu konuda politik olmayı başaramadı. bir diğer hatası ise geçtiğimiz 2 yılın gruptan çıkma başarıları anlatıldığında verdiği ‘geçen sezon kadro böyle değildi’ cevabı. herhangi bir oyuncu çıkıp ‘teknik direktör böyle değildi’ diyebilir. kesinlikle haksız olur diyebilir miyiz? bu çerçevede, galatasaray yönetimi aslında çok da sert olmayan bir şekilde bu yıl için avrupa’dan ayrılıp lige dönmeyi diler. tecrübeli oyuncularını sürekli olarak dinlendiren fenerbahçe’ye karşı şampiyonluk mücadelesinde daha az yıpratıcı bir yol bu. tabii ki dillendirilmeyecek ama konu aslında budur. 4. yıldız da değil, direkt
şampiyonlar ligi’ne katılım.
fernando muslera ile ilgili:
kötü savunma performansının onu yıpratttığı gerçek. direnci kırıldı. ama maç kurtarmayan bir muslera’yla karşı karşıyayız. eğer yabancı sınırlaması kalkarsa sorun yok. ancak bu performans uruguaylı’yı hem de sinan bolat kenarda otururken lüks kılar. taffarel’in brezilya milli takımı görevi sonrası performansı mı düştü, dünya kupası muslera’nın gelecek planlarını mı yıktı bilinmez. ancak muslera’nın vazgeçilmez olduğunu yeniden kanıtlaması lazım.
sabri sarıoğlu ile ilgili:
şu gerçek eğer sabri sezon başında kadro dışı kalmasa ilk yuhalananların ve belki de yeni yönetimin ilk kadro dışı kalacakların başında gelecekti. ancak hayat böyle. bazen kıyamet zannettiğiniz şeyler cennetin kapısı olabiliyor. galatasaray’ın onca deneme ve harcamadan sonra
hakan balta ve sabri’ye dönüşü ilginç. işte zaten ülkedeki sorun da bu. bir futbol aklı yönetmiyor kulüpleri. 20 milyon euro harcayıp 4 sene önceki plana dönüyorsunuz. ancak bu durum bu sezon özelinde bir avantaj da yaratabilir. öze dönüş ve asıl unsurların ateşlenmesi yeniden bir gaza basma şansı doğurabilir. sabri’nin şansı galatasaray’ın şansı olabilir.
avrupa mücadelesi ve mali durum ile ilgili:
avrupa’daki yol direkt belirleyici olacak. devam ederse iş zor. prandelli’nin geç de olsa doğru dizilişi buluşu takım performansını etkiler. ancak yeniden maceraya girilirse iş zor olur. bunun yanısıra yarsuvat’ın başlatmayı planladığı tasarruf hamlesi takıma da sirayet ederse yabancı oyuncularla sıkıntı yaşanabilir. tasarruf sadece yerlilere uygulanırsa da bu kez yerli oyuncular eşitsizlikten şikayet edecektir. başkanın görevi zor. albayrak’ın kaynak yaratması lazım, bu da ezeli rakipleri ayaklandırır. işler kolay değil, ama çözülmez de değil.
saha varyasyonları ve taktikle ilgili:
bayağıdır bu sayfalarda okuyorsunuz. galatasaray’ın şu anki kadrosu
4-3-3,
4-2-3-1’i kaldıramaz. kanat bekleri bu oyunlara müsait değil. ikinci
dortmundmaçındaki oyun yeni bir başlangıcı işaret ediyor. skor olarak üzücü olsa da oyun olarak ilk maçın çok ötesinde bir dirençle oynandı.
galatasarayçoklu kademe ve omurgada 3 kademeli tamdemle oynamalı. chedjou - semih, selçuk - melo ve burak (umut) ve sneijder.
galatasaray’ın futbol aklı 4’lü orta sahayı neden bırakıp 3’lüye döndüğünü unuttu. bunu hatırlayacak bir futbol aklı yoktu da diyebiliriz. çünkü o günden bugüne 3 hoca değişti. bu hocaların üzerinde politika üreten bir futbol direksiyonu da yoktu. terim ilk senesinde arena’daki
fenerbahçemaçıyla 4’lü orta sahaya döndüğünde, yani selçuk’un yanına yeni colman’ın, melo’yu verip 3 tandemli oyununa döndükten sonra 2 şampiyonluk geldi. bundan 1 sene sonra devre arasında önce
sneijdersonra
drogbagelince, elde de burak varken, yapılması gereken bu 3 oyuncuyu sahada tutmaktı. terim bundan 4’lü orta sahadan vazgeçti. o günlerde galatasaray’da teknik heyetin drogba’yı önce alsak sneijder’i almazdık dediklerini bilin. şahidim. dolayısıyla drogba ayrıldıktan sonra artık 3’lü orta sahaya devam etmek için de bir sebep kalmadı.galatasaray 4-4-1-1’e dönerse pandev de bir alternatif olur.
inter’de
mourinhokaleye görece uzak bir oyun merkezi seçmişken dahi
pandeviş yapan bir oyuncuydu. 4’lü orta sahada
galatasaray’da ne işi var diyeceğiniz birçok oyuncunun da fayda vermesine yarayabilir.
4-2-3-1 ya da
4-3-3’e sığdırmadığınız birçok oyuncu
4-4-2’de yer bulur. 2011-2012 sezonunda galatasaray’ın 4’lü orta sahası tam 30 gol, 25 asist üretti. toplam gol ise 78. onların işin içinde olmadığı çok az sayı var. selçuk - melo göbeği ise tam 25 gol, asiste imza attı. 2 ön libero için olağanüstü. ancak işin sırrı onların ön libero değil, tam orta saha olarak oynamalarıydı.
elmanderve necati’nin onlara verdiği destek işi değiştiriyordu. o günden bugüne aradığı
4-3-3’e uygun çizgi oyuncularını bulamayan
galatasaray’ın dortmund maçında döndüğü 4’lü orta sahadan vazgeçmemesi şart.
---
alıntı ---