• 1027
    bu ülkede düzgün bir stat yapilmayan tek kent olan izmir'de milli maç oynanmasi gerektigini soylemis olan gazeteci. izmir'de maç oynanmasi gerekliligine ben de katiliyorum ama kralin tum adamlari ve tum atlari gorecekleri protesto sebebiye buna asla izin vermez.

    al sana izmir'den taraftar manzaralari: https://www.youtube.com/watch?v=FSDDI2qYr10
    https://www.youtube.com/watch?v=0rvBxG4i5ik
    https://www.youtube.com/watch?v=FWKYfADcjDo
    https://www.youtube.com/watch?v=YEZle_QBwSY
    https://www.youtube.com/watch?v=-PNF-w_pzOk
  • 1030
    --- alıntı ---

    bu ülkede milli maç oynanacak tek şehir izmir'dir

    --- alıntı---

    şu sözler yılmaz özdil kafası yaşadığının kanıtıdır. adam haklı, başkenti de izmir'e taşıyalım, boğazı da, anıtkabiri de. tamam işte orada küçük bir cumhuriyet kurabiliriz artık. adamın ürettiği çözüme bak. bana göre de bu ülkede milli maç oynanacak tek şehir kahramanmaraş'tır. olay çıkarsa sorumlusu benim. koca ülkeyi 3-4 şehirden ibaret sananlarla mücadelemiz bitmemişken bir de izmir'den ibaret sananlar çıktı.
  • 1031
    kendisinin şimdilerde fatih terimi eleştiriyor olması satılık kalemlerden biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor. alenen diğer meslektaşları gibi yandaşlık yapmasa da hep bir şeyleri söylemekten çekindi, yanında sadrazam fuat paşa* varken o kanalın altında söylemesi mümkün değil zaten ama oraya siktir cekecek kadar da karakterli bir insan olmadı.

    düşünsenize fatih terim'i hala galatasarayın efsanesi olarak görenler var. o adamı eleştirse ağaları, paşaları küser mi buna?
  • 1032
    bana göre islam çupi'den sonra türk sporu üzerine farklı düşünüp farklı perspektifleri olan bir yazardı hatta 2000 lerin başında hakan dilek,barış tut,mehmet demirkol,tanıl bora gibi pek değerli yazarların olduğu editörlüğünü ise türk sporunun batıya açılan penceresi olan yiğiter uluğ un yaptığı radikal futbol dergisinde inanılmaz sinerjili bir ekibin içerisindeydi.üstelik bunca değerli yazarın bayraktarlığını yapacak kadar müthiş futbol yazılarına imza atıyordu,süreç içerisinde ntv de hıncal uluç'la yaşadığı tartışma sonucu istifa edişi ardından trt deki görevine son verilişi bendeki o başına buyruk doğruları söyleyen futbolun güzel yüzü imajını zamanla iyice pekiştirse de gün geldi,devran döndü,muktedirlerle aynı sofrada yemek yiyip,aynı türküleri söylemeye başladı.yiğiter uluğ'un alttaki yazısında da belirttiği gibi gezi süreci,kendisi hakkında olabildiğince tarafsız kalmaya çalışmış,benim gibi düşünen yazarlar bazında sonunu hazırladı,hani o yazarlıktaki kollektivizm intibası falan çöp oldu gitti.şimdiyse ara ara parlamalar gösteren yazarımsı bir kukladan başka birşey değil benim için.

    www.radikal.com.tr/yazarlar/yigiter_ulug/cenk_akyol_tartismasi_suruyor_mikrofon_sahibinin_sesi_ve_teknik_sebepler-1141797

    birkez o çamurda güreşmeye başladın ya istediğin kadar temiz sulardan bahset,artık sende kirlisin mehmet kardeş.

    edit: imla & düzenleme
  • 1033
    bazı şeyleri söylemenin zor olduğu zamanlar vardır, bir de kolay olduğu zamanlar. bu selçuk galatasarayda ilk onbire giremez demek mesela 1.5 sene önce, selçuk saçmalamaya başlandığında söylendiğinde marifet olur. selçuğa aşık beş milyon taraftar varken kral çıplak demek marifettir. kendi tribünlerinin bile ıslıkladığı selçuğu eleştirmenin adı ise başka birşey. kendisinin fatih terim eleştirileri de buna benziyor. fatih hoca galatasarayın başında adını avrupaya duyurdu, avrupaya gitti, avrupa macerası kovulma ile son buldu, o zamandan beri de bir galatasaray bir milli takım, bir galatasaray bir milli takım dönüp duruyor. fenerden altı yedi, galatasaraydaki ikinci döneminde kovulma noktasına geldi ama fatih terim hayatında hiçbir zaman bu kadar güçsüz olmadı. önce galatasaraydaki üçüncü döneminin sonunda başkanla yaşadıkları, ardından demirörenin koluna girişi, dün savaş açtıklarının kucağına koşması, yabancı sınırı falan derken, bugün fatih terim arkasından gelecek 100 galatasaray taraftarını bir araya zor getirir. kariyerinin en alt noktasında, kazakistanı yenmeye başkaldırı diyecek kadar küçülmüş, milyonların önünde volkan aslında staddaydı diyecek kadar rezilleşmişken fatih terime atarlanmak kolaydır. ama terim hep aynıydı. 17 senedir neredesin mehmet bey?
  • 1034
    --- alıntı ---

    galatasaray'da güçlü bir başkan olsa... faruk süren, ünal aysal gibi... nasıl futbolcuları kadro dışı bırakıyorlar, adürrahim albayrak'ı da açıklamalarından sonra kadro dışı bırakırdı... yani "prandellinin bir görseniz kontratını ağlarsınız" diye canlı yayında serhat'a söyledi...

    ...bir önerim olacak nasıl eboue'yi yolladınız a2'ye prandelli'yi de yollayın...eboue'den daha az zarar veriyor değil yani, parasını vermeye devam edin tazminat ödemeyin, a2'yi çalıştırsın.

    --- alıntı ---

    kaliteli dediğiniz adamlar bile kahve muhabbetine çevirdi işi, şaka gibi prandelli kadro dışı kalsın!
  • 1038
    spor servisi programinda karsisinda oturan fuat akdag'in isine gelmeyen her konuyu anlamamis gibi yapip daha sakin yerlere cekmesiyle ilgili ne dusundugunu cok merak ettigim insan. guzel yerlere parmak basiyor, ustune gidiyor, nadiren de olsa igneleyici sorular soruyor ancak tartisma surekli her iki tarafinda hakli oldugu algisiyla sonuclaniyor. keske karsisinda midemi bulandiran fuat yerine baska biri olsa.
  • 1040
    (bkz: #1613881)

    bence, şuna vurgu yapmıştır: federasyon neden bu tür kararları şeffaf bir şekilde almıyor? neden bu tür işler kapalı kapılar ardında dönüyor?

    derdi bizimle değil, federasyonla. aynı şey bizim aleyhimize gözükse idi, yine söylerdi. ama karşısındaki mahluk, cümlesini bitirmesine fırsat vermeden garip garip sesler çıkartmaya başlardı. ne dediğini tam anlayamazdık.

    tersi de olabilir ama farklı açılardan da bakmak gerekir, diye düşünüyorum.
  • 1042
    son yabancı oyuncu kuralı ile ilgili düşünceleri, merak edenler için;

    --- alıntı ---
    "odaklanmamız gereken, yabancı sınırlaması değil, yerli üretimi. yerli kavramıyla türkiye cumhuriyeti vatandaşlığı kavramı birbirinden ayrılmalı. 4 ülke altyapılı, 2 kulüp altyapılı, 1 türk kaleci zorunluluğu işi çözmez. yabancı sınırlaması da toptan kalkmalı

    2 yıla yakın süredir bu konuda yazıyorum. mevzunun yabancı sınırlaması olmadığını, yerli kotası olduğunu savunuyorum.

    sağolsunlar karar vericiler, başlıkları, kavramların bir kısmını almışlar. ancak temelde bir yanlışlık var.

    yerli kavramı yine yanlış ele alınıyor. yerli oyuncu kullanan takımların finansal olarak ödüllendirilmesi iyi bir başlangıç. ancak altyapıdan 28’de 6 yerli (türkiye altyapılı) oyuncu olması yetersiz. iki katı olmalı. ama ben şahsen 10 rakamına da razıyım. eğer 28 olacaksa 14 doğru. ama yerli kavramını doğru oturtmak lazım. zaten sorun da burada.

    bir de temel bir yanlış var. ozan tufan dün 5 milyon euro ediyordu. bugün 1 eder ancak.

    ya da diyelim bir kulüp mesut özil’le önümüzdeki sezon için anlaştı. birden yabancı statüsüne giriyor.

    beşiktaş, 1 yıldır yerliler üzerine plan yapıyor fakat birden ofsayta düştüler. bu tip devrimsel değişiklikler 5 ay sonra birden devreye girmez. zamana yayılır. ama her şey birden baştan aşağı değişiyor. bursaspor’un, beşiktaş’ın zararını kim tazmin edecek?

    yerli ne demek?

    işin temeline dönelim.

    yabancı sınırlamasına pazar günü oynanan derbi örneğiyle bakalım...

    beşiktaş’ın ilk 11’inde sadece 4 yabancı oyuncu var. peki geri kalan tc vatandaşları yerli mi? hayır! bunların sadece 2’si türkiye altyapısından. galatasaray’ın ise ilk 11’deki 6 tc vatandaşı oyuncusunun tamamı türkiye altyapılı (yerli).

    öte yandan galatasaray’ın yedeklerindeki oyuncular arasında tc vatandaşı 5 oyuncu olmasına rağmen bunlardan sadece 1’i yerli...

    sonuç: koridordan çıkan 36’dan türkiye altyapısında yetişmiş oyuncu sayısı 14. yani %38... ilk 11’ler içinse bu oran %36...

    bu aslında ülke genelinde de farklı değil.

    türkiye’de forma giyen oyuncuların %25.3’ü yurtdışında yetişmiş. 77 milyon süper lig için 3 oyuncu yetiştiriyorsa, avrupa’daki 4 milyon türkiye’de 1 oyuncu satıyor. artanları ve kariyerinin sonundakileri.

    tam 72 gurbetçi oyuncu süper lig’de forma giyiyor.

    sonuç: süper lig’de forma giyen oyuncuların sadece %49’u türkiye altyapılı. almanya’da ise bu oran % 56.7. sınırlama yok. kota var. ve başarı da... hem milli takımda hem kulüplerde hem de 55 oyuncuyu da bize satıyorlar.

    işte bakmamız gereken budur. odaklanmamız gereken bu yabancı sınırlaması değil. yerli üretimi...

    buna yönelik getirilen 4 ülke altyapılı, 2 kulüp altyapılı ve 1 türk kaleci zorunluluğu işi çözmez. göstermeliktir.

    unutmayın. şu bir gerçek ki doğru oyuncu yetiştirmeyi sistemleştirmeyen bir piyasa, ekol (okul) oluşturamaz. doğru oyuncu yetiştiremeyenlerin doğru yabancı oyuncu tercihi yapma ehliyetleri de şüphelidir. ülkedeki yabancı sirkülasyonuna bakarak bunu görmek zaten mümkün.

    şimdi gelelim metoda:

    1 - 14 yabancı sınırlaması gereksiz. toptan kalkmalı. bu ancak almanya’dan türkiye’ye oyuncu satan menacerleri korur. sorun bu değildir.

    2 - yerli oyuncu kavramıyla türkiye cumhuriyeti vatandaşlığı kavramı birbirinden ayrılmalı. 25 yaşına kadar almanya’da yetişmiş bir oyuncu türktür, milli takımda oynamalıdır, kardeşimdir. ama yerli değildir.

    3 - yerli olmak 17 yaşına kadar türkiye altyapılarında en az 3 yıl oynamak anlamına gelir. pasaportun abd, gana, almanya ya da türkiye’ye ait olmasının önemi yoktur. bu oyunculardan minimum 10’unu kadroda tutmak şarttır. toplam 28 alıyorsanız, 14 türkiye altyapılı olması şarttır.

    4 - bunu yumuşak geçişle yapabilirsiniz. altyapı hemen üretmez. misal, 2016/17 sezonundan itibaren ilk 2 yıl için en az 6, ikinci 2 yıl için 8, 2021’den itibaren 10 ya da 14 yerli oyuncuyu kadroda olmalı.

    sonra işin içine kısıtlama değil, teşvik girer ki bu konuda da bir çalışma yapılmış. bu yazı yazılırken hala oranlar ve şekil belli değildi. 10 yerli oyuncu, 15’e kadar yabancı oyuncu hakkı demektir. ya da belirlendiği gibi dediği gibi 14’e 14 olsun.

    1- her takımın 6 yabancı hakkı sabit ve ücretsizdir.
    2- 6’dan fazla yabancı kullanmak isteyenler belli oranlarda altyapı fonuna harç ödemek zorundadır. (kuşkusuz aşağıda vereceğim oranlar afakidir tartışılır ama fazla da düşürülüp ayarı kaçırılmamalıdır)
    3- ekstra iki oyuncu için (7. ve 8. oyuncular) maaşlarının %10’u*
    4- 9. ve 10. oyuncular için %15*
    5- 11. ve 12. oyuncular için %20*
    9- 13. ve 14 oyuncular için %25*
    10- 15. oyuncu için %50’si*

    *sıra hilesine karşı herbir oyuncunun maaşının ayrı ayrı hesaplanmasındansa yüzdeler ortalama maaş üzerinden de yapılabilir. bu oranlar yabancı altyapılardan yetişmiş tc pasaportlu oyuncular için %50 oranında indirilir.

    11- altyapı fonunda toplanan para 6 yabancı barajına sadık kalan kulüpler arasında bölüşülür. ya da 6-8 veya 6/10 yabancı kullanan takımlar arasında belli oranlarla paylaşılır.

    "f.bahçe ve g.saray 15 yabanci alacaksa..."

    yani misalen fenerbahçe ve galatasaray 15 yabancı alacaksa bundan 6 yabancı kullanan misalen gençlerbirliği ve akhisar ödülünü alır. sorun böyle çözülür.

    tabii ülkedeki prolisans sahibi altyapı hocalarını artırarak ve altyapıda bulundurma sorumluluğunu artırarak.

    borcu olan kulüplere yabancı oyuncu alma yasağı koymak yanlıştır. toptan yabancı transfer yasağı konulmalıdır.

    aydınlar döneminde dağıtılan uçk yeniden kurulmalıdır. oyuncular paralarını tff’den daha para kulübe gitmeden tahsil edebilmeli. ödemeyen kulüpler yeni transfer yapmamalıdır.

    kısacası uefa finans kriterleri acımasızca uygulanmalıdır.

    ve son olarak yabancı kısıtlaması yerli oyuncuların ücretlerinin aşırı artmasına neden olmaktadır kuşkusuz. misal selçuk, galatasaray’dan aldığı parayı avrupa’da bulamayabilir. bu doğrudur ve artık bu sorun çözüldü. ama unutulmamalı ki melo da aldığının yarısını dahi bulamaz herhangi bir büyük ligde. sorun sadece yerli oyuncularınınkinde değil, genel ücret politikalarındaki, denetimsizlik ve plansızlıktır. almanya da sınırlama yok ama %56.5 yerli kullanıyor, biz ise bu yıl %49.5 kullandık. unutmayın..."

    --- alıntı ---
  • 1043
    en sinsi futbol yorumcularından biri. her şeyden anlıyormuş gibi davranıp, araştırmadan, incelemeden atıp tutan, bire bin katıp abartmayı seven bir kişilik. aynı zamanda ntvspor'un algı manipülatörlerinden biri. zamanında her yönüyle türk futbolu için zararlı olan yabancı sınırını galatasaray aleyhine olduğu için sırf muhalefet yapmak adına sinsice savunmuştur. neymiş bjk bu karara göre plan yapmışmış. sanki türk futbolununda her şey planlı programlı, düzgün şekilde işliyor da bir tek yabancı sınırı kalmış. konuşurken şike, fenerbahçe, ceza kelimelerini yan yana getirmemeye özen gösteren demirkol, geçen sene hiçbir kaynağa, habere, bilgiye dayandırmadan galatasaray'ın avrupa'dan men edileceğini iddaa etmiştir. kısaca her şeyi akıl süzgecinden geçirmeden, rüzgar o gün nerden esiyorsa kafasına göre yorumlayan biri.
  • 1044
    kendisi galatasaray ve fenerbahçe'nin televizyon hakları için 120 milyon dolar verenin çıkacağını sanıyor. ben açık konuşayım hiç sanmıyorum. avrupa'da yıllardır olmayan adı lekenen bir fenerbahçe için kimse o paralara çıkmaz. ferit şahenk gibi fanatik fenerbahçeli medya patronları bile!

    belki galatasaray çıkabilir o da sadece yurt içi değil yurtdışı haklarını da satarak. yani yurt içinde 70 civarı alıcı bulunur. azerbeycan için 10 almanya için 20 brezilya vs. gibi ülkelere de sadece kendi maçlarını satarak elde edilebilecek bir rakam 120 milyon dolar.

    bilmiyorum ben bu konuda fazla iyimser buldum mehmet demirkol'u.
  • 1045
    medyanın nasıl kullanılacağı üzerine master yapmış kişi. her söyleminde nabza göre şerbet verir kendisi. kötüyü söylerken bile oraya yaranmaya çalışır çünkü kendisinin kötü anılmasını istemez. çok zeki olduğunu düşünüyorum çünkü bazen öyle bir tespit yapıyor ki vay be diyip şaşırabiliyorsun. sevenlerine de böyle etkiliyor zira. bazen de aynı konulara takılı kalıp defalarca tekrar ediyor. pasolig uygulamasını, stadların boş kalmasını, yayın haklarının ve futbolcu maaşlarının çok yüksek olmasını sürekli eleştiriyor. 2 güne bir temcit pilavı gibi gündeme getiriyor. velhasıl kelam bu kafayla türkiyede hiç bir zaman kendisinden nefret duyulan bir yorumcu olarak anılmayacaktır.
  • 1046
    hıncal uluç'un yanında yetişmiştir. eskiden severdim, samimi bulurdum, uğur meleke ile eşdeğer görürdüm. ama futbol ortamımız bozuldukça, kendisi de buna yavaş yavaş uymuş, ve gittikçe yeni nesil hıncal uluç olmuştur. dikkat çekmek için herkesin fikrinin zıttını savunmak, hiçbir şeyi beğenmemek, olayların özüne değinmektense gündem yaratıp konuşulmak üzere yorumlar yapmak vs.
  • 1047
    eskiden çok sever, her dediğine de katılırdım. zamanla fikirlerimiz uyuşmamaya başladı. belki de adam objektif ben değilim dedim hep. adam mantık çerçevesinden bakıyor ben ise galatasaray için bakıyorum ondandır diyordum. ama volkan'ın milli maçta bırakıp gitmesi konusunda doğru yaptı gitmesi lazımdı dediği an benim için bitti açıkçası. her maç zaten küfür yiyen adamın nedense galatasaray 'ın stadındaki maçta hem de milli maçta kaleyi bırakıp gitmesi sinsice bir oyundu. o ise fenerbahçe tarafından baktı olaya ve artık yorumları benim için çok dikkate alınacak şeyler değil.
  • 1048
    mhk'nin ve bülent yıldırım'ın görevi bırakması gerekiyor demiş. vah mehmet abim benim,çilekeş abim. 3 temmuz sürecinde "biz kazanacağız" diyordun. kazanamadın mı? 2011 sezonundaki tüm şaibeli hakemler, federasyon ve klüp başkanları hala faaliyet gösterirken onlarıda istifaya davet etmek aklının ucundan geçmedimi ah ah. her zaman diyorum, m.demirkol tarafsız gibi gözüken ama en çakal spor yorumcusudur.
  • 1049
    bu herif memleketimizde ki hukuksuzlukların karşısında söylemlerde bulunuyor ya işte o zaman daha fazla ayar oluyorum kendisine. hayatımda gördüğüm en sinsi sözde futbol otoritesi, utanmadan volkan küfür etmez diyor, sebebi ise kendisine küfür edilince maçı bırakmış bu adam birde küfür eder mi diyor.
    yahu be adam sormazlar mı eline mikrofon alıp statlarında sözde şampiyonluk kutlaması adı altında galatasaray'a küfür eden babam mıydı?
    ya da onu geçtik unutmuş olabilirsin sonuçta kaç yıl geçti aradan*, (bkz: 2 kasım 2014 beşiktaş fenerbahçe maçı)'nda hani bütün türkiye'ye sempatik gelen, senin de bayıldığın (bkz: demba ba)'ya ettiği küfürü de mi duymadın. ne yazık senin gibi sözde gazeteciler para kazanıyor ve otorite kabul ediliyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın