• 28
    arkadas tahammülsüzlükten dem vurmus. van gaal´e alkmaarda tahammül edilip mutlu sona ulasmaktan bahsetmis. geret´s ise iki yil icinde sampiyon yaptigi halde gönderilmis.

    e breh demirkol; karsilastirdigin kulüplere bak! birisi galatasaray, digeri alkmaar. iki kulübünde vizyonu ve hedefleri ayni mi?

    alkmaar, eindhoven´in ajax´in feyenoord´un hükümdarlik sürdügü bir ligde, uzun vadeli planlar yaparak basari elde etmek isteyebilir. yani bugün takim kurup 3 sene sonra sampiyon olmak istiyorum der. galatasaray diyebilir mi bunu?

    o zaman örnegin bayern münih´te de bi tahammülsüzlük var. baksana 10 ayda klinsmann´i kovdular. halbuki klinsmann nede planlar yapmisti. en gec 3 yil icinde bayern´i sampiyon yapicakti. belki bi 5-8 yil icinde bayern´i barcelona, manu vs. vs. ayarina geticekti. tahammül etmiyor iste bunlarda.

    höness, rummenigge ne anlarlar ki bu isten, demirkol varken burada!
  • 29
    galatasaray ile ilgili yaptığı son durum değerlendirmesi zihniyetin yanlışlığını belirtmesi dolayısıyla doğru olan ama samimi bulmadığım yazardır.
    evet kendisi doğru demiş galatasaray'da sorun istikrarsızlık. baskıyı kaldıramayan yönetim kaçtır anlık reaksiyonlar veriyor başarısızlıklara. ve gelecek bugüne kurban veriliyor. doğru. peki sormak istiyorum sayın demirkol'a niye şimdi bu istikrar çağrısı? fatih terim döneminden örnek veririken şuanki hangi durumu benzetiyor o zamana? evet fatih terim de başarısız bir başlangıç yapmış ama faruk süren kendisine sonuna kadar güvenmişti. bu başarısız başlangıç aynı bulunabilir. peki fatih terim döneminde galatasaray skorun üstüne yatma kültürüyle mi futbol oynuyordu? ya da şöyle soralım bir anadolu takımından evinde 90 dakika baskı yiyor muydu? hayır. o zaman arada dağlar kadar fark var demektir. bu yazıyı çıkıp skibbe eleştirilirken ya da gönderildikten sonra yazsa belki inandırıcıllığı olabilirdi ama şuan benim nazarımda asla.

    evet istikrar galatasaray'ın sorunu. ama istikrar diye futbolsuzluğa istikrar getirmeyi anlayamam. durup durup şimdi istikrarlı olmamız isteniyorsa anlayamam. mehmet demirkol'un bu futbolsuzluğu görmüyor olması imkansız. peki nedir vefadan dem vurup galatasaray'ın bülent korkmaz'a borcu yok mu edebiyatı yapmasının sebebi? galatasaray elindeki müthiş kadrosuna rağmen sahada kimyası bozulmuş bir vaziyette dolaşıyor. bunun sorumlusuda sadece bülent korkmaz değil onu takımın başına getiren yönetimdir. maalesef harcanmıştır bir efsane daha. ama bunun sebebi, yönetimin getirdiği hocasına*sağlıklı çalışma ortam vermeyip, futbol fikrini takıma tam anlamıyla yerleştirmesine izin vermeyip ona kapıyı göstermesi ve bu krizide taraftarın hayır diyemeyeceği bir isimle yatıştırmak istemesidir. şimdi yönetimin yaptığı bu hatayı galatasaray'a ödetmeye çalışmak, bülent korkmaz'ın bu görevin ağırlığını taşıyamayacağını düşünemeyen anlık kararların sahibi yönetiminin yaptıklarını galatasaray'ın geleceğini tehlike atma pahasına istikrar ile taçlandırmak yanlıştır. böyle yazarların vefa kavramını kullanarak bu durumu böyle kullanmaları da hoş ve samimi değildir.

    mehmet demirkol samimi olması için şu sözü açıklamalıdır önce;
    '' lincoln sebebiyle yollanan hoca sayısı iki. bülent korkmaz da perişan edilmiş durumda.''
    bu nedir? analiz mi şaka mı? lincoln mü yolladı skibbe yi? ona göre, öyle sebebi de hazır. lincoln' e ayrıcalık tanıdı skibbe. yahu bu ayrıcalık ne acaba açıklayabilir mi demirkol? aa ama önce lincoln için deplasmana bilerek gitmiyor deme cürretini nasıl bulduğunu açıklamalıdır. ki ikisini de açıklayamaz. skibbe lincoln'ü ligin başında kaç kere yedek soyundurdu, ne dedi lincoln 'kötü oynuyorum, ama çalışıp formamı alacağım'. bu anekdotlar ilgilendirmez sayın demirkol'u. çünkü ona göre lincoln düzgün bir futbolcu değil. bu konudaki kanıtı nedir acaba? ha bak orda şunu diyebilir, lincoln schalke'de yumruk atmıştı, 5 maç ceza almıştı vs. vs. zaten bu oyuncunun böyle bir olayı olmasaymış pek değerli medyamız ona çamur atmak için dayanaksız kalırmış. gerçi yine farketmezdi. çünkü bugün başı sonu hepten yalan olan haberlerle o an inandıramasada çamur at izi kalsın felsefesiyle bir çok insanın bilinçaltına işledi lincoln profilini. halbuki düşünüyorum bakıyorum bu adam bu kadar damga yiyecek ne yapmış diye. bu yumruk olayından başka bir şey bulamıyorum geçmişte. ee bizdede derbiye benzemeyen bir derbi oldu geçenlerde orda da yumruk atan atana. şimdi arda yarın öbürgün avrupa ya gitse önüne bunu mu koyacaklar. şampiyonluk yolunda takımını yalnız bırakan bir oyuncu pek sağlam pabuç değil diyip sallayacaklar mı? ve sallasalar ne hissedeceğiz acaba? bu mu olmalı kıstas?

    velhasıl mehmet demirkol; emre belözoğlu'nun yaptığı onca şeyi onu cantona'ya benzeterek güzel, anlaşılır gösterirken, lincoln'ün no look pasıyla bile uğraşır haliyle benim gözümde asla dikkate değer değildir. bu kişiye göre yorumdur çünkü.
    ve son galatasaray analizinde de uzunca yazsada şunu demektedir '' her şeyin sorumlusu bu lincoln, bu gıcık herifi gönderin. bülent korkmaz ile devam edin istikrar adına ama futbolsuz günlerde bir adım ilerleyemeyin''.
    size kalmış galatasaray analizi, sahip çıkamaz olmuşuz oyucularımıza tabii sallarsınız süsleyerek, kılıfına uydurarak size niye kızayım ki. kızmam ama yememde.
  • 32
    borges'in blogunda, kendisiyle ilgili yaptığı bir üstteki entryde de linki mevcut olan doğru, net, etkileyici, cesur ve uzunca olan analize bugün spor servisinde cevap vermeye çalışmış ama bana göre cevap verememiş kişidir.

    neden cevap veremediğine gelince. bir kere galiba yazıyı tam olarak okumamıştır. zira çok uzunca bir yazıdır. muhtemelen tam içeriğini de özümseyememiştir. yoksa bu derece garip bir yaklaşım olamaz. kendisine yönelik eleştiriyi ''ben böyle eleştirileri fenerlilerden de alıyorum ve böylece bu işin sağlamasını yapıyorum'' diyerek blogdaki yazıyı sanki basit bir sen fenerbahçelisin o yüzden galatasaray düşmanısın diye bir eleştiri olarak anlamıştır. halbuki yazar niyetini sorgulamaktadır. yani çok basit aslında şunu diyor daha düne kadar terbiyesizliğin kaptanı diye hitap ettiğin ya da maç yazılarında bilerek adını yazmadığın emre belözoğlu senin nazarında nasıl böyle cantona oldu ve onu anlamaya başladın. ha olabilir insanlar değişir, futbolcularında bir insan olduğunu 1 buçuk sene öncesine göre daha iyi idrak etmeye başlamış olabilirsin ama ali'yi anla veli'ye saydırmaya devam et mantığı insanı tutarsız yapıyor maalesef. hele şöyle bir cümle kuruyor ki beni benden alıyor;

    ''evet ben lincoln taraftarı değilim. ben sahada işini yaptığı sürece emreciyim. emre, arda yıldız, onlar aykırı insanlar. lincoln benfica maçı gibi on tane maç oynasın onu da öveyim.''

    ya olay basit bir övme yerme meselesi midir? istediğini öv yer bize ne. ama hakkaniyetli ol, doğruyu söyle. kimse lincoln'e özel ilgi göster sev demiyor herhalde. ama tutupta milyonların karşısına geçip futboldan bahsediyorsan samimi ol, futboldan soğutma. barcelona bizi mest etti deyip iki gün sonra sağa bakıp sola atmasın, top sektirdi ne cüret deyip lincoln'e saldırınca barcelona'nın sizi mest ettiğine inanmıyorum aksine şükür o takım burda değil de rahat rahat izliyoruz diye düşünüyorum. yoksa burda olsalar siz onlarında burnundan getirirsiniz.
    emre bu sene istatistik olarak, takımına sağladığı katkı olarak lincoln'nün yanına yaklaşamazken hatta lincoln'e göre saha içindeki davranışları gibi bir bonusu da varken o işini yapmış oluyor, özel oluyor ama lincoln sıradan. siz ya bizleri aptal sanıyorsunuz ya da ciddi manada kafa buluyorsunuz. sayın demirkol lincoln'nün benfica maçındaki performansı gibi daha çok maç sayarım ben ama siz bana bir tane benfica performansına yakın emre performansı gösterebilir misiniz?

    bence özel yetenekleri olan oyuncular farklıdır mesela emre bir dönemin yıldızıdır türk futbolunun, ilerletememiştir o ayrı. ama sıradan oyuncu değildir asla. sayın demirkol doğru diyor özel bir oyuncudur yetenekleri doğrultusunda. bak ben bunu görebiliyorum bir galatasaraylı olarak onca yaşanana rağmen hem de objektif olma zorunluluğum yokken, taraf olduğum halde. çünkü ben futbol izliyorum ve futbolu seviyorum. kim sıradan oyuncu kim özel ayırt edebiliyorum. ama sen bunları anlatıp anlatıp sonrada lincoln sıradana getiriyorsun işi. lincoln'nün özellikle senin göstermene, işaret etmene gerek duyulmayan herkesin bizzat yaşayarak gördüğü bu sezonki performansını yok gibi gösteriyorsun. hayır hala tek kanal trt yayın yapıyor mu sanıyorsunuz nedir anlamadım ki ben.
    neyse sonuç olarak mehmet demirkol blogdaki kendisiyle ilgili yazıyı, verdiği cevapla biraz daha pekiştirmiştir ve doğru bir yazı olduğunu cevap veriş şekliyle, olaya yaklaşımıyla göstermiştir. teşekkürü bir borç biliriz(!)
  • 34
    bu sezon şampiyonluk ve şampiyonluk adayları üzerine yaptığı bütün yorumlarda çuvallayan gazeteci, köşe yazarı, futbol yorumcusudur. ben en azından elimi vicdanıma koyduğumda, ya da objektif bir şekilde mehmet demirkol'un yazıp söylediklerini değerlendirdikten sonra, kendisinin beşiktaş kulübünden ve mustafa denizli'den özür dilemesi gerektiğini düşünüyorum.
  • 36
    bu akşam ntv'deki programında bana gökhan zan ile coloccini'yi kıyaslamış , kıyaslamakla kalmamış "coloccini gökhan zan'ın yanına bile yaklaşamaz" diyerek eklemiştir; "hani coloccini nerde?fatih terim milan'da oynattı mı?oynatmadı.bu ayarda futbolcu sanki türkiye'de sürüsüne bereket yok mu?galatasaray bunlara mı kaldı?"

    eh be kardeşim galatasaray lisesi'nde okuyup fenerli oldun diye şartlı reflekste bulunmayim diyorum ama sendeki bu büyük rahatsızlık o kadar bariz ki...samimi görünme çabası ile arada bir doğru söylüyorsun ama belli oluyor.yapma gülüm.ya delikanlı gibi fanatik fenerli olduğunu ve bu yüzden galatasaray'ı çekemediğini beyan et , ya objektif yorum yap , ya da bu işi bırak.fenerium mağazalarından birine müdür yaparlar seni kafanı yorma.anti galatasaray ürünler tasarlarsın zira yaratıcı adamsın bunu görebiliyorum.bu sayede zamanında baban tarafından galatasaray lisesine zorla kaydettirilmiş olmanın ve orada yaşadığın yalnızlığın , ezikliğin acısını çıkarmış olursun.asabiyetinden arınırsın.

    ayrıca televizyon piyasasına ilk fırladığın zamanlarda yorumcusu olduğun 90 dakika adlı programda hıncal uluç tarafından egon feci derecede yerlere serildi , tutunamadın , ayrıldın."hakan şükür kötü topçudur" felsefeni (bak felsefe diyorum) empoze edemedin , ayarı yedin.bunun da bünyendeki rahatsızlıkta büyük payı var biliyorum.şimdi zedelenen egonu tamir etmeye çalışıyorsun.entelektüel ve kendinden emin imajınla son derece basit edebiyatların ardından alaycı bir surat ifadesi takınıp , gözlerini zeka fışkıran hınzır bakışlara bürümen , cümle aralarına serpiştirdiğin 3-4 saniyelik buz kesen sessizlikler çok yapmacık.biz bunları yemiyoruz.şimdi sen bi tatile çık , uzunca bi süre ortalarda gözükme.bu zaman zarfında da aynanın karşısına geçerek bol bol karızma skill puanı kas.daha inandırıcı olduğuna inandığında ekranlara yeniden çık.belki biz o eski halini unutur da samimiyetine inanırız.öptüm...
  • 38
    --- alıntı ---
    dün gece ntvspor'daki programda hasta galatasaraylı olup fenerbahçe'de efsaneleşen, daha sonra da beşiktaş'ta şampiyonluk yaşayan futbolcular olduğunu söyledi. aklıma tek bir isim geldi;
    (bkz: rüştü reçber)
    (flying dutchman, 11.7.2009 01:03)
    --- alıntı ---

    (bkz: mert nobre)
    yav evet çok saçma ama aklıma geldi *
    hem galatasaray ı bütün dünya tanımıyor mu?
  • 45
    kendisinin soyledigi portekizli lafından sonra aklıma tek bir sey geldi. chelsea'nin carvalho + deco'nun fiyatını 14 milyon euro olarak acıklaması. #144003. ayrıca medya da kendisini izlettirmeyi bilmektedir. *. degisik bir uslubu var. onu izlerken hep ardanın sevgilisi ile yayınlanan fotograflarında ardanın haklı oldugunu soylemesi gozumun onune gelir; ama sonucta o da tuttugu takımının taraftarıdır, yeri geldiginde galatasaraya giydirir.
  • 47
    az önce ntvspor'da spor servisi programında fenerbahçe yönetimine fena laf koyan adamdır.

    daum'un basın toplantısında artık tiksindiğimiz bir klişeyi kullanarak "fenerbahçe çok büyük kulüp, rakı şogüzeal, baklava şogüzeal" çekmesi üzerine;

    "daum'un artık bunları söylememesi lazım. fenerbahçe büyük kulüp işte her basın toplantısında bunları söylemenin gereği yok.* fenerbahçe büyük olmaz olur mu. büyük kulüp olmasa sana* 3 yıl için 10.5 milyon dolar verir mi. vermez."

    kendisi "3 yıl için 10.5 milyon dolar" dedikten sonra tuhaf bir biçimde sırıtmıştır. yani fenerbahçeli midir değil midir o söylentileri geçiyorum ama şu fenerbahçe yönetimine fena gıcığı var o anlaşılıyor.

    not: ayrıca severek dinleyebildiğim ender yorumculardandır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın