• 56
    bakın kardeşlerim bu adamın insanlığı ve siyasi görüşünü bir tarafa koyuyorum. sözlükte o anlamda değerlendirmeyeceğim. ama bu şike soruşturması boyunca adam polisten aldığı bilgileri paylaşıyor. kattığı yorum da şu; makbuzlar aranıyor umarım bulunur. baransu sanırım eğer varsa ibaresini yazmamış. evet ben de diyorum eğer öyle makbuzlar varsa umarım bulunur. çünkü ben galatasarayımın adını pisliğe bulaştırmış insanlar varsa bulunmasını isterim ve hak etmediğimiz bir kupayı da asla istemem. son olayda tahir kum denen adam polise bülent tulun'un adnan polat'a yazdığı tehditvari mektubu vermiş ve bu mektupta geçen paranın fenerin denizli maçıyla ilgisi olduğunu iletmiş. tahir kum'un nasıl biri olduğunu en iyi anlatan entry'i de bugün ben girdim.

    (bkz: #733569) .

    yani ortada öyle bir mektup yok falan diye mehmet baransu'ya değil de aziz yıldırımdan direk aldığı talimatla o mektubu götürüp emniyete veren tahir kum'a sallasak çok daha verimli olacak bizim açımızdan.
    yıllardır aziz yıldırım'ın bahsettiği o teşvik primi belgesi de tahir kum'un elindeki mektup. dün o mektubun da şikeyle alakasının olmadığı anlaşıldı zaten.
  • 57
    bizim memlekette döte döt derler ...
    bu adamda galatasaray ile ilgili dün ve ondan önceki yaptığı yorumlarla ve bugün ortaya çıkan gerçekler ile büyük döt olmuştur.
    tarihimiz boyunca aldığımız şampiyonlukların en anlamlısına ve belki de en temizine çamur atan tüm dötler gibi döt olmuştur.

    bak buradan sana ekmek çıkmadı baransu,sen git 8-0 ı eşelemeye devam et...
  • 58
    öncelikle sevmesem de hakkını vermeliyim kanımca çok iyi gazeteci. eğer sadece yandaşlığından bilgi aktığını düşünüyorsanız, polis kendine çok daha yakın, çok daha tecrübeli gazeteciler bulabilirdi. ha "bir-iki kaynağı var oralardan bilgi geliyor" diyebilirsiniz, varsın gelsin, manipülasyon yapmadığı sürece bu bilgileri paylaştığı için bize teşekkür etmek düşer diye düşünüyorum.

    bu olayın gazetecilik boyutu, ama bence daha önemli bir boyutu daha var ki o her insan için gerekli: düzgün uslüp ve edep. bu arkadaş dün ortalara düştü, "federasyon bi de galatasaray için toplanacak", "galatasaray da" düşer gibi haddinden büyük laflar etti, zaten bu adamı fenerlileri çıldırtan tarafı da buydu. haber vermek görevi olabilir ama kamuoyu onu bu denli ciddiye alıyorken yargıya varmak haddi değil.

    şimdi çıkmış televizyonda "hepiniz kirlisiniz, bir bok içinde yuvarlanıyorsunuz" a getiriyor olayı. ulan en iyi biz biliyoruz da 1,5-2 sene futbol izlememiş adamın böyle bok atması ne düzgün bir uslüptür ne de edepe sığar kanımca, topladığı antipatinin sebebi de geçmişteki gazetecilik performansı üstüne de sivri uslübudur. o yüzden bir bilgi kaynağı olarak görüp, gelen bilgileri dinleyip, fikirlerini sallamamak en iyi tavır diye düşünüyorum. fikirlerinin çoğu yanlış, bilgileri ise doğru zira.

    bir de arada yaradana sığınıp sıkıyor, canlı yayın performansına vermek lazım, mesela az önce programda "8-0'ı da biliyoruz!!!" gibi ergence bir cümle kurdu, azıcık bir şey biliyorsa dişimi kırarım.
  • 59
    ömer çavuşoğlu'nun fenerbahçe denizlispor maçı 11 kez durdu hakem neden tatil etmedi sorusuna fener galatasaray maçında hakemin başı yarıldı neden tatil edilmedi diyerek cevap vermiştir.

    bir de yanındaki diğer spor yazarları sen yenisin buralarda neden bu kadar çok konuşuyorsun gibisinden sorusuna yıllarca siz spor yazarları bunları konuşmadığınız için bana kaldı gibisinden cevap vermiştir.

    öyle ya da böyle yanlışıyla doğrusuyla bu adam şikenin ve ne şiş yansın ne kebap zihniyetindeki spor yazarlarının karşısında.
  • 67
    keşke herşeyi siyasetten bağımsız düşünseydik. bu adamın mesleği habercilik, habercilikten para kazanıyor. kimsenin ulaşamadığı bilgi ve belgelere ulaşıp bunları televizyonlarda manipüle etmeden açıklaması prim yapmak için olsa bile eleştirilemez. çünkü adamın mesleği bu. eğer yalan yanlış haber yapsaydı günümüz fenerbahçe medyası gibi, yalan haber üzerinden prim yaptığı için eleştirilebilirdi.

    bu arada pardon ama sizin televizyonlarda izlediğiniz, gazetelerde okuduğunuz hangi yazar veya yorumcu babasının hayrına yapıyor bu işi? kafalarımız odun gibi odun. hepimize ömer çavuşoğlu, sinan engin, erhan telli müstehak.
  • 70
    şike yapanın, "ligin değerini düşürmeyelim" bahanesiyle suçtan arındırıldığı hatta mağduru oynadığı şu dönemde çok güzel bir yazı yazmıştır.

    sandık tribün siyasetini affetmez!

    --- alıntı ---

    söylemiştim demeyi sevmesem de şike soruşturmasında bir aydır dile getirdiğim formül, nihayet bulundu. formüle geçmeden önce şu notu düşerek yazıma başlayayım. bulunan formülü savunmuyorum. formüle de kesinlikle karşıyım.

    bu köşeyi takip edenler, her tür usulsüzlüğe, hukuksuzluğa karşı olduğumu bilir. kişi ve kurumlarla sonuna kadar hukuk önünde mücadele edilmesi gerektiğini düşünürüm. yapanın yanına yaptığı kâr kalmamalı. bu notu düşerek, bir aydır bu köşede ve katıldığım tüm televizyon programlarında bulunacak formülle ilgili neler söylediğimi hatırlatayım:

    "(gbkz: bu hükümet ve türkiye futbol federasyonu şikeye karışan kulüpleri ligden düşürmeyecek). yapacakları çok açık. öncelikle 6222 sayılı şiddet yasasındaki şikeye karışan kişilere verilecek olan beş ila 12 yıllık hapis cezasında değişiklik yapılacak. (bu cezanın çok olduğunu düşünenlerdenim.) süre iki ila beş yıl arasına çekilecek. aralık ayında tamamlanması beklenen bu değişikliğin ardından da tff yeni durumu gerekçe gösterip, disiplin talimatı'nı değiştirecek. talimattaki 'şike ve teşvike karışan kulüpler küme düşürme cezasıyla cezalandırılır' hükmü, 'küme düşürme cezasıyla cezalandırılabilir' şeklinde düzenlenecek. ardından da yeni bir eklemeyle 'fiilin ağırlığına göre takımlar eksi puanla lige başlarlar' maddesi eklenecek..."

    bir aydır katıldığım tüm televizyon programlarında söylediklerim bunlardı. aynen dediğim gibi oldu ve önceki gün spor bakanı suat kılıç başkanlığında toplanan kulüpler, yukarıdaki "mutluluk formülünü" buldular.

    anlayacağınız özerk olan futbola, siyaset tekrar el atmaya başladı. fenerbahçe yöneticisi ali koç'un da talep ettiği gibi siyaset "duruma, kaosa el koydu".

    siyasetçiler, özellikle de ak parti'nin bu çözüme yeşil ışık yakmasının tek bir nedeni var: oy. yerel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşıyor ve ak parti, taraftarların oyunu kaybetmek istemiyor.

    anlayacağınız, oy uğruna birileri kirliliğe devam kararı alıyor...

    aslında durumun bu noktalara geleceği önceden belliydi. federasyon karar vermek için savcılıktan klasörler dolusu belge almış, etik kurulu belgeleri incelemiş ve raporunu hazırlamıştı. raporda "şike ve şikeye teşvik eden bazı kulüp, kişi ve maçlarla ilgili olarak kanaate varıldığı" açıklanmasına, federasyon başkanı mehmet ali aydınlar'ın düzenlediği basın toplantısında iddianamenin beklenmesine karar verilmişti.

    basın toplantısının hemen ardından çiçeği burnunda (gbkz: spor bakanı suat kılıç, tff'nin kararını hukuki bulduğunu açıkladı. bakan, kararı hangi hukuka göre uygun bulduğu konusuna ise girmedi, giremedi.)
    giremezdi de...

    çünkü ortalıkta hukuki denecek bir karar yoktu.

    federasyon topu taca atmış, bakan da taca çıkan topla oynamayı tercih etmişti.

    durum aynen buydu.

    kılıç'ın bu skandal açıklaması hafızalardan silinmemişken, geçen hafta skandallara bir yenisi daha eklendi. (gbkz: bakan kılıç, şiddet yasasının bu haliyle çıkması konusunda suçluyu bulmuştu. suçlu eski federasyon başkanı mahmut özgener'di. özgener, kamuoyunu ve de kendilerini yanlış yönlendirmişti.)

    yasa hazırlanırken bakan ve arkadaşlarının ne yaptığını doğrusu merak ediyorum. özgener vekil olmuştu da bizim mi haberimiz olmamıştı? komisyonlarda yasa tartışılırken, meclis'te oylama yapılırken, bakan ve arkadaşlarının yerine özgener mi oy kullanmıştı?

    sayın bakan kılıç genç siyasetçilerimizden. üç dönem üst üste samsun'dan milletvekili seçildi. bir önceki dönemde de partinin en ateşli sözcülerinden biriydi. yeni dönemde tayyip erdoğan kendisini bakanlık koltuğuna oturttu. ancak iki aylık performansından tribünlere oynamayı pek sevdiği anlaşılıyor. bu yönde profil çizmeye devam edecek gibi de görünüyor. bakanlık kimliğiyle, eski görevi parti sözcülüğünü çok karıştırıyor.

    (gbkz: haddimiz olmayarak sayın bakan'a küçük bir hatırlatmada bulunalım. toplum, şikecileri aklamaya çalışmanın şikeye ortak olmak anlamına geldiğini -başbakan recep tayyip erdoğan'ın tabiriyle- "iyi biliyor". şikenin federasyon yani idari ayağı siyasetçiler, kulüp başkanları ve federasyon eliyle kapalı kapılar ardında kapatılabilir. ancak şike soruşturması ve de davası milletin huzurunda aleni olarak devam edecek. "şikecileri aklamaya çalışanlar" ise sandığı beklemek zorunda kalacak.)

    okurları bilmem ama son seçimde ailesinden birkaç chp'liyi de ikna edip ak parti'ye oy verdirtmiş bir vatandaş olarak, sandığı dört gözle bekleyeceğim. tribünlere oynayanlara, futbolda kirliliğe devam diyenlere, hukuksuzluğa çanak tutanlara en iyi cevabı sanırım sandık verecek. tıpkı geçmiş yıllarda verdiği gibi.

    --- alıntı ---

    taraf 05.09.2011
App Store'dan indirin Google Play'den alın