• 17
    ------ ne rekabeti? ben tum maclari kazaniyorum ------
    (bkz: #23888)
    --- alıntı ---

    kimse duygularini hingis kadar tenis kortlarina yansitmadi..

    --- alıntı ---

    kucuktum o zaman, sadece futbol degil sporun her turlusunu izliyordum, spor izlemek eglenmek icin yapabilecek, cizgi filmden sonra en iyiydi seydi benim icin. 12-13 yasinda geceleri jordan'i izlemek icin gece 3lere kadar ayakta kaldigimi, pazar gunleri pete sampras- andre agassi finalleri takip ettigimi hatirlarim. spor izlemekten o kadar zevk aliyordum ki, artistlik buz pateni bile izleyip puanlama yapabiliyordum. bu gozler kimleri izlemedi ki; efsane chicago kadrosu, 1994 dunya kupasi*, 1996 avrupa sampiyonasi*, evgeni plushenko, alexei yagudinli artistlik buz pateni finalleri, ama bu karakterlerden ve finallerden hic biri martina hingis ve 1999 kahrolasi roland gross finali kadar etkilemedi beni..

    11 sene oncesini insan dun gibi hatirliyorsa ve bu hayatinda gormedigi bir kizin mucadelesini anlatan birseyse bir yerlerde yanlis birsey var demektir. once biraz finalin oncesine bakalim; dedik ya cok konusur, duygularini dusuncelerini aciklamaktan cekinmezdi diye; 1999 avustralya acik oncesi finaldeki rakibi amélie mauresmo'nun lezbiyen olmasi ile ilgili olarak aynen "bakin burada kiz arkadasi(sevgilisi) ile birlikte. yari erkek sayilir" demistir. hingis'in 1980 dogumlu oldugunu dusunursek daha 18 yasinda bu sozleri soyledigi zaman.

    neyse gelelim 1999 kahrolasi roland gross finali'ne. mactan 1 sene once steffi graf sakatken gene yukarida ki aciklamasina benzer bir aciklama yapiyor martina hingis, teniste bayanlarin bir numarasi icin diyor ki; "steffi zamaninda bazi basarilara imza atti ama artik o basarilar gecmiste kaldi; tenis artik onun zamanindan daha hizli ve atletik bir oyun. o artik yaslandi, onun zamani gecti" belki de bu aciklamasini unutmuyor fransiz seyirciler roland gross'un finalini izlerken. kaba bulduklari icin cok gidiyorlar bu genc kizin ustune, onlar hingis'in ustune gittikce, hingis daha bir hirsla oynuyor, onlara kendini ispat etmek istercesine, ve dananin kuyrugu 2. sette kopuyor. ilk seti 6-4 aliyor hingis; 2. sette de 2-0 onde, ama seyirci surekli ustune oynuyor hingis'in. 18 yasindaki hingis de bir yere kadar kaldiriyor ve sinirleri oyun 2-0ken kopuyor. http://www.youtube.com/watch?v=6Da9sv8b6sM da izledigimiz zaman itirazlarinda hakli oldugunu goruyoruz hingis'in, ama saha hakemini bir turlu ikna edemiyor. steffi graf bile bir gun sonra yapilan basin toplantisinda, topun nereye indiginden tam olarak emin degilim diye kacamak bir cevap veriyor, ama bu olay o an gergin olan hingis'in sonunu getiriyor. cok afedersiniz, orospu cocugu fransizlar, iyice cileden cikip steffi graf her sayi aldiginda gol atmis gibi seviniyorlar, ve sonunca mac da sampiyonluk da steffi graf'in oluyor. ekran basinda ben sinirden duruyor ve diyorumki kendi kendime "alsin mikrofonu eline hingis, bu kupa burada bulunan fransizlarin gotune girsin" desin sonra da cekip gitsin. ama yapmiyor. sonucta benim kadar cirban degil demek ki yada icinden diyor bunlari. sonu olmuyor bu ama hingis'in.
    2001'de avustralya acikta finale ciktiginda; ustuste 5. kere bu basariya ulasiyor ve bugun dunyanin 1 ve 2 numarasi sayilan williams kardeslerin eline veriyor raketi finale gelene kadar. finalde kalin guzel jennifer capriati'ye kaybediyor. ve ekim 2001de ilk ameliyatini oluyor sag ayak bileginden. ha son bir anektod 2001 yilindan; williams kardesler, biz zenciyiz bize karsi ayrimcilik yapiliyor diye sikayette bulunuyorlar; bunun ustune hingis; "zenci olmak onlarin sadece isine yariyor. cogu zaman sadece zenciler diye sponsor destegi aliyorlar, ve her defasinda "ama bu irkcilik" diye aglayarak bir cok seyi kendi lehlerine degistirebiliyorlar. her zaman sirf biz bu renkteyiz diye birseyler oluyor diyebilirler" diyor.
    2002de tekrar avustralya acik finaline yukseliyor. bu sefer 6. kere bu basariyi tekrarlayarak bu dalda rekorun sahibi oluyor. ciftler finalini esi anna kournikova ile birlikte kazaniyor. teklerde ise finalde; gene kalin guzel jennifer capriati ile karsilasiyor ve gene kaybediyor. mayis 2002de, ilk ameliyatindan sadece 8 ay sonra (ki bu 8 ay icinde avustralya acikta ciftlerde sampiyon, teklerde finalist oluyor) bu sefer sol ayak bileginden ameliyat olmasi gerekiyor, ve ondan sonra zaten sakatliktan belini dogrultamiyor.
    off cok uzun oldu ama ozlemisim birseyler yazmayi; soyle bir anektod ile bitireyim; 1990larin sonunda; ciftlerde esi olan anna kournikova ile rekabeti sorudugunda verdigi cevap belki de spor tarihine gececek bir cevap oluyor:

    ------ ne rekabeti? ben tum maclari kazaniyorum ------
  • 33
    arkada$im, ulan tam evlenilecek kadin, gördügüm yerde evlenme teklifi edicem derdi. sonra isviçre de bir ali$ veri$ merkezinde denk geldik, martina'yi görünce eli ayagina dolandi, selam bile veremedi. tabi o zamanin firlamasi ben rahat dururmuyum:

    loewenherz: "selam martina, arkada$im seninle evlenmek istiyor"
    m.hingis: oo, çok te$ekkür ederim, bu güzel bir iltifat, eminim o benden daha iyi bir kizi hak ediyordur.

    bu da böyle bir anim.
  • 1
    bana tenisi sevdirmiş, kısa süreli tenis yaşamına rağmen tenis dünyasında efsane olmayı başarmış, zamanında sevgiden öte aşkla bağlı olduğum kadın.

    adını tenis dünyasının efsane ismi martina navratilova'dan almıştı. o doğuştan yıldızdı. 16 yaşında avustralya açık'ı kazandı. 17'sinde tenis dünyasında 1. sıraya yükselen en genç isim oldu. 4 yıl 1 numarayı kimselere bırakmadı. ama onun masalı biraz kısa sürdü.

    2002'de bileğindeki sakatlıktan dolayı tenise ara verdi. doktorları sebep olarak giydiği ayakkablıları göstermişti. hatta ayakkabı firmasını dava bile etmişti. 2003'un hemen başında, 22 yaşında sakatlığından dolayı tenisi bırakmak zorunda kaldı. hem tenis dünyası açısından, hem de benim açımdan büyük bir yıkımdı bu. ben yataklara düştüm, sonrasında da tenise küstüm. kournikovalari, capriatileri, clijstersları, davenportları, dementievaları görmez oldu gözlerim. gönlüm hep onu arıyordu, neredeydi?

    2006'da tekrardan tenise dönme kararını duyunca heycanlandık, sevindik deli gibi. döndü de. olmadı ama bir türlü, dönemedi eski günlerine. olsundu, aslında başarılı olmasa da kortlarda olması yeterdi bizim için ama son dönüşü de uzun sürmedi ve yaklaşık 2 sene sonra 2007 sonlarında tenis yaşamını sonlandırdı.

    99'da roland garros finalinde bir diğer sevdiğim isim steffi graf'la oynadığı maç, tenis dünyasının en unutulmaz maçları arasındadır. aşkımızın tescillendiği maçtır bu maç.
App Store'dan indirin Google Play'den alın