• 433
    geçen sezon okan buruk manu ve bayern maçlarında iyi futbol oynatınca bunun kapandığı söylenmişti.
    türk takımları ile avrupa'nın ortalama üstü takımları arasında mükemmel bir fark var. günlük skorlar aldatmaca oluyor malesef. türk takımlarının maksimum seviyesi konferans ligi. burda bile makas var. fenerbahçe geçen sezon burada karşılaştığı tek zorlu rakibe elenmişti.

    young boys da bizim seviyemizin üstünde kopenhag da sparta prag da. bunun teknik kadro ya da kadroyla alakası yok.

    edit: fenerbahçe'nin bu takımları elemesi söz konusu değil. hatta imkansız. açık bir hezeyan bu. ligdeki şampiyonluk yarışında bile hakemlerle güç bela ilerlediler. oldu olacak geçen senenin gerçek şampiyonu fener diyin de rahatlayın. tamam en rezil futbol takımı biziz. herkes son derece üst düzey.
  • 435
    en baş sebep olarak kendi görüşüm şöyle ki avrupa kulüplerinin asla ve asla bizim futbol kulüplerimiz gibi gündemi olduğunu düşünmüyorum. gerçekten merak da ediyorum, avrupada yaşayan arkadaşlar o ülkenin futbol gündeminde ne kadar saha dışı unsur var yazarlarsa sevinirim. medyamız medya değil, federasyon federasyon değil. kulüp yöneticilerinin futbolla gram alakası yok, iş adamları, otelciler, inşaatçılar, siyasi figürler. ne amaçla futbolda aktör oluyorlar bilmiyoruz, ortada futboldan gelen futboldan anlayan, spordan anlayan kaç tane yönetici konumunda aktör var? resmen başka gündemler için araç futbol ülkemizde, taraftarlar da buna meyilli haliyle. kulübü masaya yumruk vursun, başkanı laf soksun, güç gösterisi yapsın, transferde rakibe çalım atsın, bunlar koyuluyor ilk başa. saha içi önem sıralamasında çok geride. bu kadar kavganın, kaosun yer aldığı, terör örgütünün isminin bir futbolcu bir hakem kadar zikredildiği bir ortamda, neye odaklancaksın neye çalışacaksın? teknik direktörlerin ve oyuncuların bambaşka mücadeleleri de var ülkemizde, oyunun dışında. hangi ülkede böyle şeyler vardır avrupada? tahminim belki işte yunanistan,hırvatistan, sırbistan falan. geri kalan büyük ülkelerde sportif direktörler aktördür en fazla, hocası oyuncusu sadece oyunu düşünüyor, odaklanıyor. gördük işte young boys'un maça hazırlanmasıyla bizim hazırlanmamız arasında dünya kadar fark var, sanmıyorum isviçrede böyle bir ortam olsun, oturmuş adamlar mis gibi çalışmış bizi. bizim kendi ne oynadığımızı bizden daha iyi bile analiz etmişler. makas buradan açık daha, bütçe, altyapı,tesis veya oyuncu kalitesinden öte.
  • 437
    bomboş bir bahaneden başka bir şey değildir. makas falan yoktur. kötü yönetim, kötü teknik direktör ve işini yapmayan futbolcular vardır.

    bunu söyleyen herkes beceriksizliğine ve kendini geliştirmemesine kılıf uydurmak için söylüyordur.

    young boys'un kazancı ne, eti ne, budu ne? takım olarak da kötü bir takım. berbat bir defans anlayışları var. bize karşı tek üstünlükler fizik ve temel seviyede oyun sistemleri olmasıydı.

    makas makas diyorsunuz. yabancıyı geçtim fenerbahçe bu takımı güle oynaya elerdi. geçen sene grubunu lider bitirdiği rennes'den de, elediği belçika takımından da kötü takım young boys. fenerbahçe son 3 sezonda sevilla, olimpiakos ve lille ile dişe diş oynadı ve elendi. hangisi bu takımdan kötü?

    kopenhag, sparta prag ve young boys'un hepsini fenerbahçe elerdi. siz kandırın kendinizi makas diye.

    peki fenerbahçe'nin bizden artısı ne? 10 kişi bizi yenmesinde gördük ki sadece fizik yeterlilik. biz ali koç'a dua edelim ki her seferinde bir çomak sokmayı beceriyor.

    avrupa'da mücadele edeceksen bu işin abc'si fizik ve temel seviye defans oyunudur. sen daha bunu sağlayamayıp saçma sapan hücum bekleri ve sönmüş yıldızlar peşinde koşarsan böyle rezil olursun. geçti artık yatarak teknik ile oyun kazanmak.

    kimse senden şampiyonlar ligi şampiyonluğu beklemiyor. senden güçsüz takımları ele. başaltı takımlar ile de kora kor oyna, yeter. bir gün yenersin bir gün yenilirsin gerisi teferruat. geçin bu işleri.
App Store'dan indirin Google Play'den alın