• 176
    en bariz etkisi futbol takımlarımızla avrupa ekipleri arasındaki futbol oynama hızı arasındaki farkta görülmektedir. 18 kasım 2020 macaristan türkiye maçı'nda rakibin attığı iki golde de ne kadar hızlı paslaştığına bakın ve bizim milli takımımız -veya galatasarayımız- hiç böyle hızlı paslaşabildi mi ya da paslaşmayı hayal ediyor mu diye bir düşünün. maalesef arap ve çin ligleri kıvamında bir futbol oynanıyor ligimizde. bunda hem kötü zeminlerin, hem her ikili mücadelede kendini yerlere atıp çığlıklar atan çıtkırıldım futbolcuların, buna prim veren kondisyonsuz ve yetersiz hakemlerin, hem de bunun değişmesi için hiçbir adım atmayan tff'deki kukla yetkililerin payı var. kısacası zihniyet geri kalmış, yavaşlamış durumda.

    buna rağmen bu sezon şampiyonlar ligi'nde yaşlı kadrosuna rağmen güçlü rakiplerine karşı ezilmeyen okan buruk'u kutlamamız lazım.
  • 177
    yakın geçmişte slavia prag'ın barcelona, inter, b.dortmund'un olduğu grupta ne kadar dirençli ve şahsiyetli futbol oynadığını gördük. tamam maddi açıdan makas açıldı falan filan da, sadece böyle açıklamak kolaycılık oluyor. elindeki malzemeyi adam nasıl kullanıyor, görüyoruz. rusya milli takımı teknik direktörü çerçesov'u da gördük mesela bize karşı oynadığı maçlarda.
  • 178
    dün gece haginin topugu ile konuşurken bu konu gündeme geldi. ben oyuncu kalitesinden ziyade oyun olarak makasın çok fazla açıldığını düşünüyorum.
    mesela 90'lı yıllar ve sonrasındaki oyuncu kalitesi bugünün hiç altında değildi ve hatta bence yüksekti ama oyun bu kadar gelişmemişti.
    bizim asıl sorunumuz oyunu geliştirecek hocaların ülkemize gel(e)memesi... çünkü amaç ya şampiyon olmak, ya da küme düşmemek.
    kimse oyunu ileri taşıma derdinde değil.
    galatasaray olarak biz bunu iki kere hem de 80 ve 90'lı yıllarda yaptık, sonucunda uefa kupası geldi.
    bence yabancı hakemden önce oyunu ileri taşıyacak ve sabredilecek yabancı hocalar gelmesi gerekiyor.
  • 180
    100 milyon euroluk futbolcu 10 milyon euroluk futbolcudan 10 kat daha iyi değildir. yahut 1 milyar euroluk takım da 50 milyon euroluk takımdan 20 kat daha iyi değildir. futbolu para değil, taktikler belirler. ajax, shaktar, slavia, club brugge vs. gibi takımlar kendilerinden kat kat maliyetli rakiplerine diş gösterebiliyorsa, galatasaray’ın sahada güçlü rakiplerine ezim ezim ezilmesinin sebebi makas falan değildir. hayatımda duyduğum en anlamsız, en boş bahane.
  • 181
    futbolu "çok" bilenlerin pek anlamadığı mevzu. bunlar hayatın her alanında karşınız çıkabilir. twitter'da, evde, okulda, işte ve hatta sözlükte.

    mesela shaktar gidip real madrid'i yeniyor. hemen başlıyorlar; "evet gördük makas ne kadar açılmış" diye dalga geçmeye. sonra aynı shaktar sadece 7 gün sonra almanya liginin vasat üstü bir takımdan kendi evinde 6 yiyince sesleri çıkmıyor. ölü taklidi yapıyorlar. futbolda süpriz sonuç nedir ne değildir bilmiyorlar çünkü. "ulan shaktar makası kapatmış, real'i bile yeniyor dedik ama adamlar alman liginin ortalama bir takımından 6 yediler, bu nasıl makas kapanması" diye sinir krizi geçirdiklerine eminim. her seferinde gerçeklerin yüzlerine çarpması ağır olsa gerek.

    gerçi dertleri de zaten futbolu anlamak ve analiz etmek üzerine değil. "çok şükür bugün de fatih terim'e salladık" demek onlar için yeterli. hayır garipler açık açık da yapamıyor, türlü türlü kelime oyunları:)

    ne demiş ünlü bir düşünür; "samimi söylüyorum vazgeç kanka manyak olursun bak,ciddi söylüyorum."
  • 182
    ulke de avrupa ile açılmadik makas mi kaldı ki futbolda açılmasın. elalemin 3 kuruşa aldığı teknolojik aletleri bir memur iki maaşı ile alamıyor. 30 yıldır bu ülkenin en iyi teknik direktörü fatih terim, bırakın geçeni yanına bile yaklasabilen yok. 2. en iyi hocası mustafa denizli, 3. en iyi hocası şenol güneş. yıllardır burada bile makas kapanmamış, 90 ve 2000 başındaki türk futbolcular karması bugünkü futbolculara top göstermez. ümit karan'in kadroya giremediği milli takımda, bugün cenk tosun banko oynuyor. her taraf çökerken, futboldan yükseliş beklemek fazla iyimserlik oluyor.
  • 183
    yıllardır bizim bir futbolcuya ödediğimiz maaşla tüm takımı kuran yabancıların karşısında oynadığımız bitik futbolu izlemekten gına geldi. psg vs devasa bütçeli takımlara karşı hadi eyvallah ama sıradan orta sıra takımları karşısında da aynı bitik futbolu görüp duruyoruz. cidden makas açılmış. bizim hocalarımızın zihniyetinde, futbol anlayışlarında.
  • 184
    almanyanın bizi kıskanması kadar saçma sapan bir laf. başarısızlığı örtmek için peşinden koşulan bir bahane. sorunu yanlış tespit edersen debelenip durursun suni krizler ve bahaneler içerisinde. avrupa bir makas açtı evet ama rönesans/reform da açtı. sorgulamayı bilmemne ne diyorsa beyinsiz gibi biat etmem sorgularımla çözüm bulmaya çalışırım diyerek açtı o makası.

    bu kafayla kurtuluş savaşına girseydik yanmıştık valla. makas açıldı biz manda olalım diyecek sünepelerle verirdik bu ülkeyi başkalarının mandasına.
  • 185
    üzülerek belirtmek istiyorum ki, maalesef sevgili hocamız fatih terim'in de arkasına sığındığı, her avrupa mücadelesi öncesi/sonrası dile getirdiği durum. hoca makasın maddi anlamda açıldığını belirtse de, maalesef oyun/taktik/teknik olarak ta açıldığını düşünüyor ve buna karşı hiç bir isyan emaresi göstermiyor, beni en çok üzen durum bu açıkçası.
  • 186
    hız, çabukluk, oyun mantalitesi, pratik düşünüp hatasız icraate geçme ve alternatif planlarla sonuca gitme gibi konularda macaristan ve sırbistan gibi ülkelerle bile açılmış makas maalesef. yukarıda bahsettiğim doneler zaten modern futbol olarak adlandırılan tarz oyunun karakteristik özellikleri. ülkemiz futbolu yöneticilerinden hakemlerine, teknik direktörlerinden oyuncularına kadar çağın inanılmayacak kadar gerisine düşmüş halde. ülkenin kendisi dünyadan kopmuş ve tam bir batak haline gelmişken farklı bir şey beklemek zaten komik olurdu. dünyayı umursamayan ve dışa kapalı bir bakışa sahip bu muhafazakar ve kimyası çok bozulmuş, hak-hukuk umurunda olmayan bir büyük çoğunluğa sahip halk da kusura bakmasın ama herhangi bir başarı falan zaten haketmiyor. başarılı olsak bizden çok çalışan, akılcılık yolunda yürümeye çalışan, insanına yatırım yapan, kültür-sanat-spor gibi konulara betondan daha çok değer veren ülkelere haksızlık olurdu. damarlarında beton akan hiç bir ülkenin inşaat dışında başarılı olabilme imkanı yok modern dünyada. artık 1980’lerde yaşamıyoruz.
    bu kafayla 1 euro’ya 10 tl verip “almanya bizi kıskanıyor” diyen insanımız, işsizlikten kıraathanede pişpirik bile oynayacak parası yokken boş oturup hayatın elinden alınışını izlemeyi hakediyor.
  • 188
    adamların mevki antrenörleri var, taç antrenörleri var, korner antrenörleri var. spor bilimcileri, istatistikçileri var. lukaku'nun sindirim sistemini analiz edip özel bir beslenme programı hazırlayarak adamın zayıflamadan hızlanmasını sağlayacak beslenme uzmanları var, performans analizcileri var. bu aşil tendonu sos veriyor, bu diz sos veriyor bu oyuncudan önümüzdeki sezonlarda hayır gelmez bunu türk kulüplerine postalayın, maaşından kurtulmuş olursunuz diyecek kadar iyi doktorları var. biz mi? mevki antrenörü getirdik diye devrim yaptık zannediyoruz. italya'da kimsenin doğru düzgün adını bile bilmediği vasat bir kondisyoneri getirdiğimizde adama kondisyon biliminin kurucusu muamelesi yapıyoruz.

    evet, maddi olarak makas hep açıktı. oyun olarak da yukarıda yazdığım şeyler makası iyice açtı. teknik kadro, teknolojinin nimetlerinden yararlanma olarak adamların 20 yıl gerisinden geliyorsun. bakın kadrodaki personelin iyi olmasından bahsetmiyorum bile, çünkü ortada kadro yok muhtemelen o kadroyu açtığında ülkede o kadroyu hakkını vererek doldurabileceğin adam da yok. şunun tartışılması bile bana absürd geliyor artık. filistin'in hava savunma sistemini geçme ihtimali olmadığını bile bile israil'e belki biri geçer umuduyla boş boş roketler göndermesinden farklı bir şey değil çünkü yaptığımız. 100 tane füzeden es kaza bir tanesi hava savunma sistemini geçtiği zaman da bakın gördünüz mü aslında makas açık değilmiş diyoruz...
  • 189
    teşhisin yanlış konulduğunu düşündüğüm durum. insanlar hep genel durumdan özel duruma doğru çıkarım yapmaya çalışıyorlar ama bu sizi yanlış tespite götürür. özelden genele gitmemiz lazım. yani olaya galatasaray eksenli bakmak gerek. başka takımların hangi galibiyetleri aldığı kimi yendiğinin bizi ilgilendirmemesi lazım. başakşehir manchester united'ı yendi diye ortalık yangın yerine dönüyor. bize ne faydası olacak mesela bak makas açık değilmiş aslında demenin ? bir makas değerlendirmesi yapacaksak bizim önce kendi performansımıza bakmamız lazım başka takımların aldığı galibiyetlerle kendi takımımızı haksız şekilde küçümseyerek değil. bizim makasımız anderletch maçıyla açıldı ve daha da kapanmadı. bunun sebebi ne onu sorgulamamız lazım. bu seneden bahsedelim mesela. biz hauge'ı alabildik mi ? ismaila coulibaly'i alabildik mi ? moder'i jakob'u hangisini alabilecek durumumuz var ? bize benim hedefim avrupa o yüzden forma şansı bulmam lazım kendimi göstermem lazım diyecek adamlar lazım yani ben ilerde real madrid'e barcelona'ya liverpool'a manchester city'e transfer olacağım diyecek adamlar. bu saydığım isimlerin hepsi de öyle mesela. biz bu adamları alamıyorsak makas da açılır pencere de açılır kapı da açılır. örnek vereyim bizim en büyük problemlerimizden birisi dinamizm eksikliği hauge'a bakın adamın son dakikada attığı gollere nasıl da diri kalabiliyor biz alsak bu sorunu baştan çözecektik en az 3-4 sene. bizim şu anki kadromuzda hangi futbolcular sizce benim hedefim ilerde avrupa'da forma giymek diyebilir ? taylan,marcao,luyindama haricinde aklıma gelmiyor açıkçası. başakşehir'in kadrosu çok mu iyi diyecek olanlar olacak evet başakşehir'in bizden kadrosu çok daha iyi durumda. crivelli gibi bir forvet var mı elinde ? gulbrandsen gibi ? berkay gibi adam eksiltebilecek bir oyuncun ? 2 sene önce transfer söylentisi çıktığında burun kıvırılan demba ba bile bence gayet iyi oynadı top tuttu en azından manchester united defansının arasında senin hangi forvetin top tutabilecek durumda şu an ? chadli gibi dar alanda etkili olabilecek bir futbolcu mesela ? visca gibi hangi futbolcun var ? bunu kendi takımımı küçümsemek hor görmek için söylemiyorum ki biz bu başakşehiri de yendik mesele o değil biz ligde iyiyiz bana göre idare ediyoruz işte sıkıntı avrupa'da başlıyor. sonuç olarak olay tamamen kadro mühendisliğinde bitiyor bize doymuş oyuncu değil aç oyuncu lazım. hedefi olan oyuncular lazım. bu adamları alamıyorsak başka takımları örnek vermenin de bir alemi yok bence mevcut oyuncu kadrosunun yapabileceği şeyler de belli açıkçası.
  • 190
    enteresan bir analoji aslında. tren yolu makası mı, terzi makası mı açılan ben anlamadım pek. terzi makasını kapatmaya çalışırsan bir yerini kesersin mazallah. mesela biz bir ara kapattık bunu, sneijderler, drogbalar sonra da gomisler belhandalar aldık. makas bir tarafımızı kesti. üc senedir vedatları, denayerleri, moderleri alamıyoruz. makası kapatmaya çalışırken kendi elimizin farkında olmak lazım. gücün yettiği kadar kapatabilirsen bir yerini kesmezsin.
  • 193
    fatih hocamız kullandıktan sonra dilimizden düşmeyen, ne zaman bir türk takımı avrupa takımı ile oynasa insanların önemli bir kısmının kullandığı kalıp.

    işten ve akademik hayattan geriye kalan sürede kendimce bir araştırma yapmaya karar verdim bu konuyla ilgili.

    araştırmamın amacı: istatistikler ile "avrupa takımları ile aramızda makas açıldı" kavramının ne kadar doğru olduğunu görebilmek.

    araştırmanın methodu: 2010-11 sezonundan başlayarak 2019-20 sezonunun sonuna kadar şampiyonlar ligi maçlarını incelemek.

    buna göre kritik noktalar şunlar:

    1- grup aşamasından itibaren oynanmış maçlar incelenecek.
    2- 5 büyük ligin* diğer lig takımlarıyla maçları incelenek.
    3- büyük lig takımlarının, diğer liglerin takımlarına karşı oynadığı maç sayısı ve kazandığı maç sayısı hesaplanıp yüzdelik olarak çevirilecek. yani maçın berabere bitmesi ile küçük lig takımının kazanması arasında bir fark yok. büyük lig takımları kaç maçın kaçını kazanabilmiş hesabı yapılacak.
    4- 2010/11'den 2014/15'e kadar olan bölüm "geçmiş" adı altında kendi içinde, 2015/16'dan 2019/20'ye olan bölüm "mevcut" adı altında kendi içinde hesaplanacak. "mevcut" ile "geçmiş" kıyaslanıp aradaki değişim oranı gösterilecek. makas açılmış mı açılmamış belirlenecek.

    malumunuz 10 sezonun maçlarını incelemek zaman alacak. sadece grup aşamalarında 96 maç oynanıyor. bu da 10 yılda sadece 960 grup maçı demek.

    şu an için 2010/11, 2011/12 ve 2019/20 sezonlarını bitirdim. bir fragman olması için tabloyu paylaşıyorum.

    https://gss.gs/rA8.jpeg

    henüz topyekün bir sonuca varmak çok verimli olmayacaktır. özellikle de "mevcut" bölümünden sadece tek sezonu incelemişken.

    bunlar bir kenara tabloya dönüp baktığımızda büyük liglerin ispanya haricinde küçük liglere karşı başarılarını arttırdıklarını görüyoruz. fransa ise şimdilik sabit. italyanlar şu an için artışta zirvede.

    bakalım kalan yılları da ekleyince ortaya nasıl bir sonuç çıkacak? en kısa sürede kalan 7 sezonun da verilerini istatistiksel olarak dönüştürüp sizlerin hizmetine sunacağım.

    şimdilik mevcut tablo ile ön fikir edinmekle yetineceğiz. tam sürüm ile en kısa zamanda görüşmek üzere.
  • 196
    bugün bir daha görüldü ki saçmalıktan başka bir şey değildir. avrupa ile aramızda her zaman bir fark vardı. 2000 yılında da vardı 2020 senesinde de var. doğru yapılanırsan, dediğim dedik yerine günümüz futboluna uygun oynarsan şampiyonlar liginde bile başa baş mücadele verebilirsin.

    aradaki detaylar olan;
    5 maç 3 puan
    kontrpiyede kalınıp yenen 2 gol
    oyuncu değişiklikleri
    4.golü aramaktansa skoru korumak
    gibi konular da konuşulabilir.

    ancak asıl konuşulması gereken şudur. sahadaki futbol maçı gayet başa baş geçen, iki tane güzel takımın mücadelesiydi. makas açık, kapalı hiçbir şey yoktu. aynısını paris’de bile gördük, hatta geçen sene yine başakşehir takımı avrupa’da eşit şekilde oynuyordu. ancak galatasaray’ın yıllardır avrupa arenasındaki maçlarını düşünün. aciz, zavallı bir takımın avrupa’da ezilmesi dışında hiçbir şey yoktu ortada. şimdi bir düşünelim. bu makas başakşehir ile açılmıyorken neden galatasaray ile açılıyor? ya da gerçekten böyle bir maksa var mı?

    (bkz: 2 aralık 2020 başakşehir rb leipzig maçı)
  • 197
    fatih terim'in bir ikon olarak türk futbol literatürüne soktuğu vecize. bundan sonra uzun süre konuşulur aynı içimizdeki irlandalılar, basit goller yedik, pastanın üstündeki çilek vb. gibi. özellikle bu sözü söyleyen galatasaray futbol takımının başından ayrıldığında da konuşulmaya devam edecek. östersunds, tromso gibi facialardan sonra da; 6 kasım 2019 real madrid galatasaray maçı gibi maçlardan sonra da konuşulacak.
  • 198
    çok doğru bir durum. kim söylediyse doğru söylemiş. ben mesela bugünkü 2 aralık 2020 başakşehir rb leipzig maçını izlerken aklıma bu ifade geldi. başakşehir özellikle ikinci yarıda başa baş oynamasına rağmen leipzig'e karşı skor bulamadı. attığı gollerin hepsi irfan can'ın uzaktan çektiği şutlarla yani bireysel yetenekle geldi. başakşehir o kadar uğraştı, didindi ama leipzig, başakşehir'in her ceza sahasına girdiğinde etkili pozisyonlar buldu ve topları ya direğe takıldı ya gol oldu ya da çok az farkla kaçtı. başakşehir 15-20 dk gol ararken leipzig ceza sahasına girer girmez tıkadı golleri. keza maçı kazandıran gollerini geçen sene ligimizin gol kralı olmuş, hiçbir takımımızın almaya gücü yetmeyeceği sörloth attı ki bu adam leipzig'de neredeyse oynamıyor, müzmin yedek. hatta 10 küsür maça çıktı mı bilmiyorum, bu maçta ilk golünü attı. leipzig çok kaliteli, fizik ve kondisyon gücü yüksek bir takım. ayrıca çok çeşitli oyunculara sahip. sadece kalite değil, çeşitlilik anlamında da paralar harcanmış bir futbol takımı. biz ligimiz gereği ne fizik-kondisyona, ne de yurt dışından gelme kaliteli futbolculara sahip olabiliyoruz(oldukça nadir bir şekilde kalitelisi bize denk geliyor). bunun yanında kulüplerimizin ekonomik problemlerle başı dertte. makasın ne kadar açık olduğu sabaha kadar yazılır.

    şimdi benim de çok övdüğüm okan buruk'un başakşehir'ine bir bakalım. çok iyi performans göstermiş, maksimumunu vermiş bir takım başakşehir. 2020-2021 sezonu cl grubunda 5 maçta alabildiği puan 3. sadece 1 maç kazanabildi ki manchester united o maça hiç motive çıkmamıştı. galibiyeti küçümsemiyorum ama o maçtan alınan puanların başakşehir'den çok united nedenli olduğunu belirtmek gerekir. durum böyleyken makasın açık olduğunu kabullenmemek yanlış. kabullenmeliyiz. tabii ki makasın açık olmasını bahane etmemeliyiz ama bu ifadenin doğru olmadığını yazanların argümanları ne yazık ki yetersiz. evet bazı takımlar ara ara sürpriz yapabiliyor ama bu makasın açık olduğu gerçeğini değiştirmiyor. unutmayalım ki bu sürprizi yapabilen "bazı" takımlar, bunu "bazen" yapabiliyor. o yüzden bu gerçeği kabullenmeli ve kendimizi bunun bilincinde olarak geliştirmeliyiz.

    edit: bu yazıya birkaç şey daha eklemek istiyorum. öncelikle başakşehir ile bizim ya da ligimizdeki diğer birçok kulübün durumu aynı değil. başakşehir'in borcu yok. başakşehir birdenbire süper lig'e kelimenin tam anlamıyla "düşmüş" bir kulüp. bu takım süper lig'e adımını atar atmaz kaliteli, maliyet gerektiren oyuncular ile kadrosunu şekillendirdi. bu nasıl oldu acaba diye sormuyorum artık fakat şunu bilmeliyiz, başakşehir zaten makastan en azından süper lig için en az etkilenen takım çünkü ekonomik olarak "destekli" bir kulüp. bu takım için ciddi yatırım yapıldı zaten. gören de başakşehir'i bedavaya kurulmuş kadrosu olan, tamamen sistem ile legal bir şekilde ortaya konan bir proje takımı sanacak. dolayısıyla başakşehir ile avrupa'da gördüğümüz takımlar arasındaki makas bizimkinden daha kapalı olmasına rağmen aradaki fark ortada. biz bedavaya oyuncu alacağız diye canımızı veriyoruz, 6 ay forvetsiz oynamayı göze alıyoruz(yönetimsel olarak sıkıntı olabilir bahsettiğim şey bedava transferlerin zorunlu olması ve elimizi zayıflatması). bunun için başakşehir yanlış bir örnek. her avrupa mağlubiyetleri sonrası buraya gelip "ama iyi oynadılar, makas açık değil o zaman." demek doğru değil.
  • 200
    (bkz: bakıyorum da hiç sesiniz çıkmıyor)

    uefa şampiyonlar liginde 2020-2021 sezonunda son 16 ya 4 ispanya 4 almanya 3 ingiltere 3 italya 1 fransa 1 portekiz takımı kaldı. uefa avrupa liginde ise bu ülkenin takımları yedek takımlarıyla grupları güle oynaya lider bitirdiler. şampiyonlar liginde 1. torbadan katılıp da çıkamayan tek takım zenit. onun da 1. torbada olma sebebi, rusya şampiyonu olması. yani rusya'nın genel puanı.

    son 10 yılın şampiyonlar ligi çeyrek finallerine baktığımızda hep aynı takımların döne döne bir birleriyle oynadıklarını göreceğiz. yani baya baya makasın çok net bir şekilde açıldığını gözüküyor.

    bizim yapmamız gereken ise bu makası bir şekilde kapatmak. bu makas, sürekli hoca değiştirerek, sistem değiştirerek, en ufak başarısızlıkta kazan kaldırarak kapanmaz. uzun seneler emek vererek kapanır. şuana kadar hep pragmatist olduk. anlık başarıları daha öne koyduk. fatih terim, elindeki imkansızlıklarla, taraftar ise sürekli şampiyonluk sevinci istemiyle bu durumu değiştiremedi.

    bizim de bu saatten sonra yapmamız gereken şey, gerekirse başarısız olmayı da göze alarak sabretmek. yoksa makasın açıklığı başka noktalara gidecek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın