198
çok doğru bir durum. kim söylediyse doğru söylemiş. ben mesela bugünkü 2 aralık 2020 başakşehir rb leipzig maçını izlerken aklıma bu ifade geldi. başakşehir özellikle ikinci yarıda başa baş oynamasına rağmen leipzig'e karşı skor bulamadı. attığı gollerin hepsi irfan can'ın uzaktan çektiği şutlarla yani bireysel yetenekle geldi. başakşehir o kadar uğraştı, didindi ama leipzig, başakşehir'in her ceza sahasına girdiğinde etkili pozisyonlar buldu ve topları ya direğe takıldı ya gol oldu ya da çok az farkla kaçtı. başakşehir 15-20 dk gol ararken leipzig ceza sahasına girer girmez tıkadı golleri. keza maçı kazandıran gollerini geçen sene ligimizin gol kralı olmuş, hiçbir takımımızın almaya gücü yetmeyeceği sörloth attı ki bu adam leipzig'de neredeyse oynamıyor, müzmin yedek. hatta 10 küsür maça çıktı mı bilmiyorum, bu maçta ilk golünü attı. leipzig çok kaliteli, fizik ve kondisyon gücü yüksek bir takım. ayrıca çok çeşitli oyunculara sahip. sadece kalite değil, çeşitlilik anlamında da paralar harcanmış bir futbol takımı. biz ligimiz gereği ne fizik-kondisyona, ne de yurt dışından gelme kaliteli futbolculara sahip olabiliyoruz(oldukça nadir bir şekilde kalitelisi bize denk geliyor). bunun yanında kulüplerimizin ekonomik problemlerle başı dertte. makasın ne kadar açık olduğu sabaha kadar yazılır.
şimdi benim de çok övdüğüm okan buruk'un başakşehir'ine bir bakalım. çok iyi performans göstermiş, maksimumunu vermiş bir takım başakşehir. 2020-2021 sezonu cl grubunda 5 maçta alabildiği puan 3. sadece 1 maç kazanabildi ki manchester united o maça hiç motive çıkmamıştı. galibiyeti küçümsemiyorum ama o maçtan alınan puanların başakşehir'den çok united nedenli olduğunu belirtmek gerekir. durum böyleyken makasın açık olduğunu kabullenmemek yanlış. kabullenmeliyiz. tabii ki makasın açık olmasını bahane etmemeliyiz ama bu ifadenin doğru olmadığını yazanların argümanları ne yazık ki yetersiz. evet bazı takımlar ara ara sürpriz yapabiliyor ama bu makasın açık olduğu gerçeğini değiştirmiyor. unutmayalım ki bu sürprizi yapabilen "bazı" takımlar, bunu "bazen" yapabiliyor. o yüzden bu gerçeği kabullenmeli ve kendimizi bunun bilincinde olarak geliştirmeliyiz.
edit: bu yazıya birkaç şey daha eklemek istiyorum. öncelikle başakşehir ile bizim ya da ligimizdeki diğer birçok kulübün durumu aynı değil. başakşehir'in borcu yok. başakşehir birdenbire süper lig'e kelimenin tam anlamıyla "düşmüş" bir kulüp. bu takım süper lig'e adımını atar atmaz kaliteli, maliyet gerektiren oyuncular ile kadrosunu şekillendirdi. bu nasıl oldu acaba diye sormuyorum artık fakat şunu bilmeliyiz, başakşehir zaten makastan en azından süper lig için en az etkilenen takım çünkü ekonomik olarak "destekli" bir kulüp. bu takım için ciddi yatırım yapıldı zaten. gören de başakşehir'i bedavaya kurulmuş kadrosu olan, tamamen sistem ile legal bir şekilde ortaya konan bir proje takımı sanacak. dolayısıyla başakşehir ile avrupa'da gördüğümüz takımlar arasındaki makas bizimkinden daha kapalı olmasına rağmen aradaki fark ortada. biz bedavaya oyuncu alacağız diye canımızı veriyoruz, 6 ay forvetsiz oynamayı göze alıyoruz(yönetimsel olarak sıkıntı olabilir bahsettiğim şey bedava transferlerin zorunlu olması ve elimizi zayıflatması). bunun için başakşehir yanlış bir örnek. her avrupa mağlubiyetleri sonrası buraya gelip "ama iyi oynadılar, makas açık değil o zaman." demek doğru değil.
şimdi benim de çok övdüğüm okan buruk'un başakşehir'ine bir bakalım. çok iyi performans göstermiş, maksimumunu vermiş bir takım başakşehir. 2020-2021 sezonu cl grubunda 5 maçta alabildiği puan 3. sadece 1 maç kazanabildi ki manchester united o maça hiç motive çıkmamıştı. galibiyeti küçümsemiyorum ama o maçtan alınan puanların başakşehir'den çok united nedenli olduğunu belirtmek gerekir. durum böyleyken makasın açık olduğunu kabullenmemek yanlış. kabullenmeliyiz. tabii ki makasın açık olmasını bahane etmemeliyiz ama bu ifadenin doğru olmadığını yazanların argümanları ne yazık ki yetersiz. evet bazı takımlar ara ara sürpriz yapabiliyor ama bu makasın açık olduğu gerçeğini değiştirmiyor. unutmayalım ki bu sürprizi yapabilen "bazı" takımlar, bunu "bazen" yapabiliyor. o yüzden bu gerçeği kabullenmeli ve kendimizi bunun bilincinde olarak geliştirmeliyiz.
edit: bu yazıya birkaç şey daha eklemek istiyorum. öncelikle başakşehir ile bizim ya da ligimizdeki diğer birçok kulübün durumu aynı değil. başakşehir'in borcu yok. başakşehir birdenbire süper lig'e kelimenin tam anlamıyla "düşmüş" bir kulüp. bu takım süper lig'e adımını atar atmaz kaliteli, maliyet gerektiren oyuncular ile kadrosunu şekillendirdi. bu nasıl oldu acaba diye sormuyorum artık fakat şunu bilmeliyiz, başakşehir zaten makastan en azından süper lig için en az etkilenen takım çünkü ekonomik olarak "destekli" bir kulüp. bu takım için ciddi yatırım yapıldı zaten. gören de başakşehir'i bedavaya kurulmuş kadrosu olan, tamamen sistem ile legal bir şekilde ortaya konan bir proje takımı sanacak. dolayısıyla başakşehir ile avrupa'da gördüğümüz takımlar arasındaki makas bizimkinden daha kapalı olmasına rağmen aradaki fark ortada. biz bedavaya oyuncu alacağız diye canımızı veriyoruz, 6 ay forvetsiz oynamayı göze alıyoruz(yönetimsel olarak sıkıntı olabilir bahsettiğim şey bedava transferlerin zorunlu olması ve elimizi zayıflatması). bunun için başakşehir yanlış bir örnek. her avrupa mağlubiyetleri sonrası buraya gelip "ama iyi oynadılar, makas açık değil o zaman." demek doğru değil.