galatasarayımız'a transfer olduğu gün ne kadar çok sevindiysem, ayrıldığını öğrendiğimde de o derece hayal kırıklığına uğradım.
duruşundan, ortaya koyduğu mücadeleden, takıma olan bağlılığından son derece memnundum ben. aslında 2009/10 sezonunun başında katılacaktı sarı-kırmızı renklere fakat
everton çalmıştı onu elimizden. o dönem bir hayli anılsa da adı, transferi everton'a gerçekleşerek ertelenmişti, ta ki devre arası transfer sezonuna kadar.
2009/10 sezonu devre arasında, gecikmeli de olsa katılmıştı aramıza.
ingiltere premier ligi gibi zorluk derecesi yüksek bir ligde 431 maça çıkmış
*, harry kewell'ın hemşehrisi olan bir defans adamını transfer etmiştik. kulağa sizce de çok hoş gelmiyor mu?
*
milwall / 1995-2001 / 152 maç
*
blackburn rovers / 2001-2007 / 188 maç
*
west ham united / 2007-2009 / 79 maç
*
everton / 2009-2010 / 12 maç
kariyerinde önemli bir sakatlık yaşamamış istikrarlı bir savunma oyuncusu kadromuza katılmıştı. üstelik 1978 doğumlu olduğundan yaşı da bir savunmacıya göre ideal sayılabilirdi.
fm oynayanlar bilir, hints and tips kısmında bir savunma oyuncunun ideal yaşının 27-32 olduğunu yazar, gönül isterdi ki daha erken alalım lucas'ı ama olmadı. 1.5 sezonluk dönemde galatasaray formasını 37 maçta giydi ve 1 gol atma başarısı gösterdi. şanssızlığı ise üzerimizde kara bulutların dolaştığı son 1.5 sezonda oynamış olması.
2010-2011 sezonu istatistikleri:
süper lig: 25 maç / 1 asist / 2110 dakika
türkiye kupası: 3 maç / 270 dakika
avrupa ligi eleme: 4 maç / 360 dakika
servet ve gökhan zan gibi galatasaray savunmasına yakışmayan adamların mecburiyetten oynadığı kadroda eli yüzü düzgün
tek savunmacı kendisi iken,
popescu ve
song'dan sonra defansta en güvendiğim yabancı statüsünü yükselmişken gözümde, gönderilmesi, gelecek sezona dair olan umutlarımın üzerine serpilen toprak etkisi yarattı.
fatih terim'in mutlaka görüşü alındı bu konuda. verdiği cevabı ciddi derecede merak ediyorum. neye / kime güvenerek ''
neill gönderilsin'' raporu verdi, bana göre araştırılması gereken bir konu. kaliteli, yerli stoper yokken, yabancı stopere ciddi bir bonservis bedeli ödenecekken lucas neill şu kadroda dursaydı, olmaz mıydı sorarım kendisine.
takıma transferi sonrası video dolaşıyordu sosyal paylaşım sitelerinde.
avustralya milli takımı ile çıktığı bir maçta takım arkadaşına attığı pas sonrası, zemin üzerinde bulunan kuşu vurmuştu ve lakabını da o zaman almıştı:
bird hunter*her şeye rağmen teşekkürler ''bird hunter''. dileriz yolumuz bir gün tekrar kesişir.