resim
Lucas Pezzini Leiva
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Ön Libero
Yaş:37
Boy:1.79
Uyruk:Brezilya
  • 327
    jürgen klopp'un bu sezon 29 maçın 11'inde stoper olarak kullandığı futbolcu.

    plymouth-liverpool fa cup maçında "herhangi bir orta saha oyuncusu gol atar" bahsi almıştım. aklımda coutinho, lallana gibi isimler varken maçın tek golünü stoper oynayan bu arkadaş atmıştı. bahis sitesi ön libero mu kabul edecek stoper mi kabul edecek derken ödemeyi almıştım. herneyse.

    bence galatasaray'ın kısa vadedeki transfer vizyonu bu olmalı: http://gss.gs/aDn.jpg

    bu değil: http://gss.gs/0ck.jpg

    bu hiç değil: http://gss.gs/4VR.jpg
  • 159
    scout olmadığımdan, e dolayısıyla uçak param karşılanmayıp da adamı yerinde izlemeye gidemeyeceğimden 2 faktör doğrulama metoduyla yorumlayacağım futbolcu:

    1- liverpool'dan tanıdığım lucas leiva
    2- galatasaray'a gelmesi gündeme geldiği için 2-3 gündür aralıksız videolarını izlediğim lucas leiva

    şimdi öncelikle traji - komik bir notla başlayayım, bilenler bilir, söz konusu ingiltere'yse sebepsiz bir liverpool fan'ıyımdır. o "you'll never walk alone" ambiyansı olsun, kulüp kültürü olsun, taraftar sadakati olsun, "the beatles" esintileri olsun karizmatik gelir bana...

    ancak takdir edersiniz son senelerdeki sportif düşüş sebebiyle liverpool ile olan organik ve duygusal bağlarımda zayıflama oldu, zira liverpool avrupa'nın en saçma sapan para harcayan ve müzmin başarısız takımına dönüşmüştü ve ingiltere premier liginde de istisnai dönemler hariç esamesi okunmaz hale gelmişti (suarez'li dönem istisna olarak bahsettiğim dönem oluyor)

    neyse...

    ama arada yine pes oynarken falan sırf duygusal alırım bu takımı... işte o takımı alınca, tabi otomatik elimiz taktik ayarlamaya gidiyor falan, orta sahada göbeğe koyacak adam bulamıyorum isimli... bir tane brezilyalı eleman var, adı "lucas"... ben bunu bir dönem karınca gibi türeyen lucescu icadı çikolata brezilyalılardan falan zannediyorum tabi, hani bu willian, diego costa devresi gibi... yani aklımda öyle çikolata bir lucas kalmış ama kimi düşünerek o lucas bu lucas diyorum hatırlamıyorum.

    ha bunu yaparken bir yandan da diyorum ki; "lan bu liverpool bi tane leiva diye adam almıştı, slovak mıydı, çek miydi, sarışın, yahşi bi çocuk, o niye kadroda yok acaba?"

    diyerekten konami'ye sövme halindeyim. yani özetle lucas'ın leiva, leiva'nın lucas olduğunu, ayrıcana leiva'nın da brezilyalı olduğunu bilmiyorum. dolayısıyla o lucas'ı da 80 küsür gücüne rağmen takıma almıyorum, alsam göreceğim sarışın olduğunu "vay anasını leiva'ymış, brezilyalı'ymış göbel" diyeceğim...

    neyse...

    yani özetle, aslında tanıdığım, izlediğim, ancak üzerine çok da düşmediğim bir adammış lucas leiva...

    ben ne yazacağım buraya?
    şunu yazacağım; leiva adıyla bildiğim adam hiç fena olmayan bir adamken bu adamın 2-3 gündür yaptığım incelemeler neticesinde ne kadar "under-rated" kaldığına şahit oldum.

    aranızda benim gibi bir süredir youtube arama motorunu leiva diye inleten arkadaşlar vardır ve fark etmişlerdir...

    - bu adam tam bir top kapma uzmanı

    diyeceksiniz ki videodan adam mı anlaşılır?

    yani aslında anlaşılmaz. ama anlaşılmaz da video eğer sağdan soldan derlenip yapılıyorsa anlaşılmaz. ama adamın her maçında aynı şeyi bilinçli biçimde yaptığını görüyorsan anlaşılır pek tabi. bruma geleceği zaman da "3-5 videodan adam mı alınır?" diyen arkadaşlar bruma'nın şimdiki halini görünce bir hayli sevinmişlerdir sanırım.

    - leiva'nın videolarında görünen net bir şey var, top kaparken rakibi izliyor, hareketini önceden tahmin edip "temiz" dediğimiz müdahalelerle (ki ben bu temiz müdahalelere türkiye'de çok faul çalınacağını düşünüyorum şahsen) topu rakipten çekip alıyor,

    - melo gibi değil bir kere bu adam. melo allaha sığınıp rakibin ayağına dalıyordu, genelde topa değdiği için de faul ya da karttan yırtıyordu. leiva rakibin hareketini sezip topun gittiği yere ve topa müdahale ediyor, yere yatmaksızın rakibin ayağından topu çekip alıp pozisyona devam ediyor,

    - haliyle rakibin pozisyonunu bozup ani atak başlangıcı olabilecek bir ortam yaratıyor, basit ve selçuk tarzı paslarla en yakınındaki diri adama topu verip sorumluluğu devrediyor,

    - göründüğü kadarıyla enerjisini çok tasarruflu kullanıyor gibi, topu alırken çok efor sarfetmediği, topla rakibin arasına girip kıçıyla rakibi engellediği ve dönüp topu devrettiği için nefes nefese kalmıyor, köpek gibi dili dışarda gezmiyor,

    - ha bununla beraber, maç sonu hallerini gösteren videolarda da belirtmek gerekir ki terlemedik yeri kalmıyor, götünün ucundan saçlarının teline kadar terleyerek maçı bitiriyor gibi görünüyor.

    yani aslında özlediğimiz tarzda bir ön libero ile buluşmak üzereyiz gibi bir his var içimde.
    gelmeden, izlemeden abartmak huyum yoktur, istemem de gereksiz yere umutlanmayı, ama ben bu çocukta çok hoş bir ışık ve enerji gözlemledim.
    savaşçı ve vurdumduymazlıktan uzak bir hal ve tavır içinde...

    son olarak dile getirilmesi gereken bir husus daha var;

    - peki madem bu kadar iyi, bu kadar faydalı, liverpool neden bu adamı satıyor?

    * çogüzel bir soru...!!! ancak bunun cevabı bence jurgen klopp'un oyun sisteminde yatıyor. şöyle ki; tanıdığımız bildiğimiz jurgen klopp'un kendine has bir stili var, bu adamın takımlarında motomot ön libero denecek adamlar çok az görülür. adam istiyor ki kaleci ve geri 4'lü hariç kim varsa hücum beyni olsun.

    leiva bu tip bir adam değil. evet ileri oynuyor, evet asist bile yapabiliyor, ancak bunu pozisyonu gereği yapıyor, pas verecek adamı yoksa yapıyor. klopp istiyor ki ilkay gündoğan gibi paniksiz ayağında top tutsun, savunmada yakınındaki adamlarla birlikte alan daraltma yaparak savunma yapsın, ayağa çok dalmasın.

    şimdi kendimizi kandırmaya gerek yok, klopp tipi "takım savunması" tarzı bir işleyiş bizim ligimize 2 gömlek büyük gelir, hücumcu ön libero bizde olmaz. elano'yu hatırlarsanız ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.

    bize lazım olan savunmada tek kaldığında da ne yapması gerektiğini bilen acar, gözü pek, savaşçı bir adam... atiba, aurelio, mehmet topal tarzı adamlar bu sebeple çok değerli türkiye'de...

    işte işin bu noktasında leiva'nın teoride galatasaray'a ilaç olacağını düşünmek çok da mantıksız bir yaklaşım değil. ben zaten bu transferin dursun özbek tayfasının bir işi olacağına hiç inanmıyorum, bu transfer muhtemelen galatasaray scout ekibi ile riekerink'in ortak analizinin sonucu olur olursa... inşallah da olur...

    özetle, sana puanım 9 kanka...
  • 134
    nacizane ufak bir analiz hazırladım kendisi ile ilgili umarım beğenirsiniz.

    galatasaray'ın yeni transferi lucas pezzini leiva 7 ocak 1987'de brezilya'nın dourados şehrinde dünyaya geldi. futbola gremio altyapısında başlayan lucas 2004-2005 sezonunda yükseldiği a takımda toplam 38 maçta görev aldıktan sonra 2007-2008 transfer sezonunda ada ekibi liverpool'un yolunu tuttu.

    liverpool kariyeri

    ilk sezondan itibaren liverpool formasını düzenli şekilde giymeye başlayan leiva'nın sezon istatistikleri şu şekilde.
    (m=maç , g=gol, a=asist, sk=sarı kart, kk=kırmızı kart, '=dakika)

    07-08 32m 1g 4a 3sk 0 kk 1868'
    08-09 39m 3g 4a 4sk 1kk 2014'
    09-10 50m 1g 5a 9sk 0kk 4164'
    10-11 47m 1g 2a 8sk 1kk 3881'
    11-12 15m 0g 1a 6sk 0kk 1294'
    12-13 32m 0g 1a 8sk 0kk 2315'
    13-14 30m 0g 0a 7sk 0kk 2069'
    14-15 32m 0g 0a 7sk 0kk 2281'
    15-16 40m 0g 1a 9sk 0kk 2850'

    verilere dikkatli bakınca hemen 2011-2012 sezonundaki 15 maç ve sonrasında istatiksel anlamda düşüş göze çarpıyor. bir ön libero oyuncusu olarak tabii ki gol ve asist büyük kıstaslar değil lucas adına. ancak yine de bu bize bir takım ipuçları veriyor. 2011-2012 sezonunda aşil tendonu kopan ve sahalardan 196 gün uzak kalan lucas'ın başı o sezondan itibaren sakatlıklardan kurtulamamış. 2012-2013 sezonunda uyluk sakatlığı sebebiyle 94 gün, 2013-2014 sezonunda bağ sakatlığı sebebiyle 38 gün, 2014-2015 sezonunda kasık sakatlığı sebebiyle 52 gün, geçen sezon ise uyluk sakatlığı sebebiyle sahalardan 7 gün uzak kalan lucas leiva aşil sakatlığını yaşadığı sezondan beri liverpool formasıyla gol atamıyor. kariyerinde toplam 2 kırmızı kartı olan leiva, oyun stili hakkında bu yönden de bize bilgiler veriyor.

    liverpool maçlarını sıkça takip eden bir futbolsever olarak bu aşil sakatlığı üzerinde durulması gerektiğini düşünüyorum. bu sakatlık öncesi atletik, ikili mücadelelerde yıpratıcı olan leiva bu sakatlık sonrasında hızını ve atletizmini yavaş yavaş kaybetmeye başladı. özellikle geçen sezon klopp tarafından manchester city ile oynanan ve normal süresi 1-1 biten lig kupası final maçı, fa cup 4.tur tekrar maçı olan ve uzatmalar sonucu liverpool'un 2-1 kaybettiği west ham maçı da dahil olmak üzere 6 maçta stoper mevkiinde kullanılan leiva artık eskisinden daha yavaş bir görüntü çiziyor. ancak yüksek sezileri, iyi pozisyon bilgisi ve mücadeleci görüntüsü onu herşeye rağmen özel bir ön libero yapıyor.

    ortasahada durmadan koşmak yerine, yerinde ve zamanında müdahelelerle rakiplerini boğan leiva gerektiğinde yaptığı faullerle oyuna sertlik katarken, bu yönden galatasaray'ın yaşadığı eksikliği tecrübesinin de yardımıyla kapatacak gibi duruyor. çok uzun bir boyu yok ve dolayısıyla hava toplarında genelde avantajlı taraf olmuyor, ancak yüksek pozisyon bilgisi ile rakibine kafa vurdurtmamak için elinden geleni yapıyor ve genelde rakibini bozuyor.

    iyi bir top kesici olmasının yanında ayağına topun yakıştığı oyunculardan biri olan leiva, kazandığı veya savunmadan aldığı topları genel olarak kanatlara oynayıp bu paslarda iyi bir ortalama tuttururken, göbekten dikine oynadığı pozisyonlarda aynı başarıyı gösteremiyor. felipe melo'nun ilk sezonunda sıklıkla yaptığı dik olarak kat etme özelliği lucas da yok, keza melo gibi uzun paslarında müthiş bir yüzde ve isabeti de yok ancak şunu söylemek gerekir ki melo'dan daha iyi bir kesici ve özellikle melo'nun son iki sezon yaşadığı hamle oyuncusu(topa ilk hamlede müdahele edip topu kazanma üzerine kurulu bir oyuncu idi melo) olma dezavantajını yaşamayacak gibi duruyor. özellikle oyun kurarken topları kanatlara açmayı seven lucas ortasahada kazandığı topların çoğunu geriye veya yana kullanıyor. risksiz oyun anlayışı ve kritik yerlerde pas hatası yapmamaya dikkat etmesi onun garantici oyun stilinin bir göstergesi. bu yönden kendisi geçen sezon ligimize damga vuran atiba hutchinson'a benziyor.

    lucas leiva özellikle geçen sezon büyük takımlarla oynanan maçların bir kısmında yavaşlığının dezavantajını çok yaşadı. sıkça yaptığı fauller, geç kaldığı müdahaleler bir çok maçta kendi taraftarı tarafından yüksek sesle eleştirilmesine sebep oldu. ancak yine de liverpool seviyesinin altında olan takımlara karşı bir çok iyi maç çıkardı. klopp onu zaman zaman önde olduğu maçlarda skoru korumak için oyuna aldığında tempoyu belirleyip ortasahanın savunma anlamında sigortası oldu.

    geçen sezonu önceki sezonlara göre daha az sakat ve daha formda geçiren leiva tecrübesi, sezgileri ve zaman zaman gösterdiği sertliği ile galatasaray ortasahasını defansif anlamda çok rahatlatacaktır. gitgide hızını kaybetmesi ve geçen sezonlarda yaşadığı sakatlık sorunları ise galatasaray taraftarının kafasında soru işareti oluşturabilecek durumlar.

    edit:imla
  • 219
    çok sayıda mesaj geldiği için buradan yazmak daha doğru olacak diye düşündüm.

    (bkz: #1999024) dün aldığım haber klopp'un ikna olduğu yönündeydi. kendi yönetiminden defansif orta saha transferi sözü alınca leiva'yı yollayabileceğini söylemiş. lakin bugün bunun üzerine bir haber gelmedi. karşı tarafa verilen süre bu akşam doluyor. olumlu ya da olumsuz bir dönüş mutlaka olacaktır.

    son bir not olarak galatasaray tarafı hem oyuncunun hem de liverpool'un tüm isteklerini karşıladı. banka teminatı vs. gibi bir sorun yok. bu saatten sonra gelmek istemez ise nedeni biz değil kendileri olacaktır.
  • 93
    felipe melo varken alınsa bile, "leiva kim lan" denilebilecek bir adam değildi. kadir bekmezci'den bahsedilmiyor. kendini ispat etmiş, bir daha da etme gereği olmayan bir adam kendisi.

    galatasaray'da tutup tutmaması tartışılır, belki hiç gelmez, belki efsane olur. ama "leiva kim lan" sorusunu sormak için 2005 yılına falan dönmemiz lazım.
  • 331
    selçuk'un yanına ağır kalacak futbolcu. bu yüzden istenmiyor. biz selçuk'un ağırlığını, ikili mücadele eksiğini, top kapamanasını, topla hücuma çıkamamasını, pres yapamamasını, hava topu alamamasını kapatacak bir futbolcu arıyoruz. böylece selçuk sadece frikik ve penaltı atarak 2 sene daha yıllık (maç başılarla birlikte) 4 milyon €'ya yakın bir parayı cukkalayabilsin. biz de bu sırada orta sahamızdaki sorunun selçuk tüm eksiklerini kapatamadığı için yeni oyuncumuzun sırtına yükleyelim.
  • 128
    kendisinin galatasaray'a transferi konusunda taraftarımızın bir çok eleştirisi var.

    -daha genç birini alabilirdik.
    -benzer maliyetlerle x'i tercih edebilirdik.
    -aradığımız özellikte bir ön libero değil.

    bunların hepsine eyvallah. oturur tartışır, bekler görürüz. ama şunu anlayamıyorum;

    -çöp transfer

    son 10 senedir premier lig'in en iyi ilk beş takımından birinde düzenli forma şansı bulan bir adama nasıl çöp diyebiliyorsunuz?
  • 163
    bu transfer ile ilgili olarak bize yansıtılmayan bir şeyler olduğunu düşünüyorum.

    şu anda tüm basın olarak transferin bittiğini düşünüyoruz. ki yönetim en üst kademeden bunu doğruluyor. arada ahmet bulut'un olması da sorun yaşanmayacağının teminatı gibi.

    ama...

    bir ama var işte. bu hafta içinde oyuncunun gelmesini bekliyoruz. ama sanki hep son anda bir şey olacak gibi hissediyorum. dediğim gibi aldığımız tüm bilgiler transferinin bittiği yönünde. inşallah gelen bilgiler doğrudur.
  • 129
    yeterli bir hamle. kendisini çöp olarak niteleyenler; el classico ve şl maçı haricinde avrupa maçlarını izlemeyen, süper lig maçlarının akabinde de tv'deki yorumcuları izleyen yurdum insanlarıdır. onlara göre aatıf chehcehfhwnfbhsf süper transfer, leiva ise çöp transfer oluyor. işin kötü tarafı bizim yorumcularımız da sadece süper ligi ve el classico'yu izliyor. hatta şl'yi izlemiyorlar bile.
  • 86
    ilgilendiğimiz söylenen, yıllardır liverpool vesilesiyle düzenli olarak takip ettiğim futbolcu.

    +leiva tek kelimeyle "temiz" oyuncudur. konsantrasyon problemi, gece hayatı, kaprisleri yoktur. sahaya çıkar, işini yapar ve arkasına bakmaz.
    +profesyoneldir, yedek kalırsa sorun çıkartmaz. her zaman kondisyonu üst düzeydir.
    +pas yüzdesi inanılmaz yüksektir, sıkışan maçı açacak paslar atmaz ama her zaman oyunu rahatlatır.
    +en önemli artısı ise top kesme. premier lig'de bile bu kıstasta sayılı oyunculardandır.
    -sakatlık problemi var.
    -saha içinde fazla etliye sütlüye karışmaz, zorunda kalmadıkça sorumluluk üstlenmez.
    -sert oynamaz, rakip üzerinde herhangi bir psikolojik etkiye sahip değildir. melo, medel tarzı değil yani. bu ne kadar (-) sayılabilir bilmiyorum ama.

    geçen sene 40 maçta forma giydi. yıllardır aynı performansı veriyor liverpool'da, ne alabileceğiniz belli.
    kendisini hiç izlememiş ligimiz takipçileri için şöyle bir örnek verebilirim. atiba'ya benzer bir oyun tarzı vardır. daha az koşar ama top kesmede ve topu kullanmada daha başarılıdır. premier lig tecrübesi, oynadığı yüksek seviye maçlar vs lucas leiva'yı atiba'dan 3-4 adım öne koyuyor.
  • 56
    anchor man değildir; bu nedenle olabilir.

    rieke başgan konuşmasında noyştater'i istememe sebebi olarak aradığı tip oyuncunun oynayabilen bir ön libero olduğunu söylemişti. bu donk gibi anchor man, türkçe "çapa" adam istemiyorum demek. noyştater de çapa mesela. 4-3-3 oynuyorsan 2 cm arkasında oynar. donk pozisyon itibariyle oynayabilecek gibi dursa da oynayamaz ama bu tamamen kötü oyuncu olmasından kaynaklı. onu çapa konumuna sokan defansif özelliklerinin ağırlıklı olması değil, hareket etmeyi sevmediğinden o bölgede takılması.

    neyse konumuz tamamen bu değil. 4-2-3-1 oynayacak takımda geçen sene eksikliğini çektiğimiz şey top bizde iken yaratıcı adam değil, top rakipte iken yıpratıcı adam idi. dolayısıyla işbu entry'i girdiğim lucas örneğinden yola çıkarak konuşuyorum, dzemaili-selçuk ikilisinden biri ile sneijder'in olduğu takıma gelecek orta sahanın topla yaptığı işler (gol-asist) değil, topsuz yaptığı işler ve oyun içi temposu önemlidir.

    topsuz yaptığı işler önemlidir zira kural olarak orta saha top çalamaz ise takım maçı çok zor kazanır. galatasaray gibi defansı saatli bombalardan kurulu bir takımın orta sahasında oynayan bir adet oyuncunun melo gibi ön defans hattı kurabilmesi önemlidir. gerekirse gol atmasın, asist yapmasın. o işlerdeki eksiği formda bir sneijder kapar.

    burada rieke başganın aradığı ikinci özellik oyuncunun temposu. iri kıyım topçudan ziyade daha çevik bir orta saha istiyor. defansif orta saha topu kapacak ancak önündeki veya yanındaki adama da hızlıca aktarabilecek. donk'un bunu yapması 7-8 saniye sürüyor ağır ağır top sürdüğünden. aynı şekilde bu dmc, kontra seken toplarda takım genel anlamda ileride iken orta sahadaki adamı yakalayabilecek bir yerde duracak.

    bir liverpool sempatizanı olarak lucas'ı senelerdir izliyorum. rieke reyizin aradığı özelliklerin hemen hepsi kendisinde var. çok hızlı değil ama topla veya topsuz çok yavaş da değil. kırılgan orta sahamıza ilaç olabilecek kadar sert basan, istatistik dahi yapamadığımız orta sahada top çalma kategorisinde yüzdemizi ciddi şekilde arttırabilecek, 3. bölgede olmasa da 2. bölgede seri al ver yapabilecek ve ters kanada düzgünce oyun açabilecek bir adam lucas. elbette bunları türkiye standartlarında konuşuyorum yoksa adama patrick vieira demiyorum. özellikle defansif açıdan bir premier lig takımına 29 yaşındaki bir patrick vieira ne etki yapacak ise, 29 yaşındaki lucas da türkiye'de bir takımda normal şartlarda o etkiyi yapabilecektir; nitekim sonuçta burak yılmaz'ın gol kralı olduğu bir ligden bahsediyoruz.

    yalnız kendisi tek dmc olarak alınmamalıdır. burası ingiltere ve hakemler de ingiliz olmadığından kendini atan adam dolu ligimizde kart sıkıntısı yaşama ihtimali ciddi anlamda yüksektir. yönetimin planı o bölgede yedek olarak haaaaamit'i tutmak ama bana kalırsa o bölgede 19-23 yaş arasında, gelecek tecrübeli dmc kim olursa olsun elinden tutabileceği bir genç yetenek bulunmalıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın