• 515
    http://www.footballshirtculture.com/...football-shirt-j.jpg
    liverpool romantiklerinden değilim ama koca liverpool'un düştüğü hallere bak, adam akıllı bi mor seçseydiniz en azından, desenden bahsetmiyorum bile belediyenin açtığı halk eğitim merkezlerinde ki teyzelere söyleseniz daha iyi işler çıkarırlardı. futbol karizması başka bir şey arkadaş sen galatasaray'lıya ver "turuncudan iz taşıyan tok bir sarı ve vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı"dan oluşan parçalıyı dünyanın en iyi modacısı da, tasarımcısı da gelse daha iyisini yapamaz bu tüm geleneği olan kluplerde böyledir gerçi beşiktaşın 100 küsür yıldır klasik bi forması yok ama. elbette endüstriyel futbol falan ama bu kadar da su kaçırılmaz ki arkadaş.
  • 517
    yine çöp transferler yapan ve başarılı olmak istemediğini düşündüğüm kulüp.

    abi liverpool'un sorunu belli = kimliğini kaybetmesi. liverpool büyük bir kulüp, yapmaları gereken tek şey kendilerine sahip oldukları büyüklüğü hatırlatmak. 2011 yazındaki galatasaray gibi. iyi, çok iyi oyuncular alıp "biz liverpool'uz abi ya" demeleri gerek.

    ligde zirveye oynadıkları son sezona bakıyorum; xabi alonso, mascherano, steven gerrard, carragher, torres diye giden bir kadro var ellerinde. büyük oyuncular. büyük başarılar büyük oyuncularla kazanılır. büyük başarılar messi'yle, schweinsteiger'le, ronaldo'yla, zidane'la, shevchenko'yla, hagi'yle kazanılır. kazanıldı, gördük. kazanmak istiyorsan büyük oynayacaksın, karşılığını alacaksın.

    bu gerizekalılar torres'i sattıktan sonra kimi aldılar ? carroll malını. kaç paraya ? 50 küsür milyon sterlin'e. borini'yi 15 milyon €'ya aldılar. assaidi falan demiyorum hiç. gerizekalılar. halbuki torres'i sattıktan sonra yarım sezonu bir şekilde halledip diğer sezona sağlam bir bütçeyle girselerdi çok daha mantıklı olurdu.

    şimdi yine başladılar almaya. hadi toure neyse de mignolet, iago falan ne bunlar abi ? mkhitaryan'a da 30 milyon sterlin verecem diyorsun. salak mısın abi ? transfere harbiden 50-60 milyon sterlin harcayacaksan mkhitaryan'a mı harcanır bu para ?

    şimdi suarez bu yaz gidecek, belli. 35 milyon sterline sattın diyelim. 50 de sen ayırsan * eder sana 85 milyon sterlin veya euro para. senin elinde şimdilik işini görecek, görebileceğini gösteren reina, gerrard, sturridge, glen johnson falan da var. yapman gereken 3-4 net iyi transfer ve birkaç tane de kulübe adamı. assaidi'ye falan harcadığın paraları burada kullanabilirdin yani.

    git soldado'ya, mata'ya, dzeko'ya falan sulan abi. savunmaya git hummels'i al mesela, sol beke felipe luis'i düşün. real madrid'den kaka'yı iste, yap bir şeyler yani. hatta atıyorum geçen sezon ortasında git sneijder'i iste *, tevez'i hemen kap falan. tamamiyle örnek bunlar.

    ------------------------------reina------------------------------
    -
    johnson--------hummels------agger--------------------luis
    -
    -----------------------gerrard---lucas-------------------------
    -
    ----------------------------sneijder----------------------------
    --sturridge-------------------------------------------tevez----
    -----------------------------dzeko-------------------------------

    toure, enrique, henderson, coutinho falan bu adamlar iş yapabilecek düzeyde yedeklerin olur. şu kadro ilk senesinde ilk 2'yi göremez belki ama 2 seneye şampiyonluğa oynar.

    kendilerinin ihtiyaç duydukları şey kazanma alışkanlığı ve özgüven. iago, borini, zart zurt sağlayamaz bunu onlara. anlasalar artık iyi olacak kendileri için.

    düzenleme: tatlibirkirmizitokbirsari uyardı, ermeni kardeşimizin adı düzeltildi.
  • 519
    liverpoll brendan rodgers döneminin başından beri "hızlı pas oyunu"nu ingiletere'ye adapte etmeye çalışıyor. ingiltere bunun en zor olduğu lig çünkü; vücut güce çok veriliyor ve bu taktik de hali hazırda çok risk içeriyor. şimdi rodgers'ın tek amacı "ayağına top yakışan adam"lardan bi kadro kurmak. yoksa biz de getirirdik magath'ı "al amk yap transfer" derdik. zor değil zira. hali hazırda ligin alım gücü olarak 3. takımıyız. ancak liverpool'un mentalitesi artık sahada oyun oynamak isteyen ve iyi oynarak bişeyleri kazanmak isteyen takım olmak. ayrıca bu sezon da hiç fena transferler yapılmadı. aspas'ı aldık diye direkt 11'e koymak zorunda değiliz ki ayrıca aspas da iyi bi potansiyel gösteriyor.* kolo toure kulubeye transfer. zaten rodgers her fırsatta defansa takviye yapacağını söylüyor. mignolet ve mkhitaryan'ı beğenmeyen de siktirsin gitsin amk. şampiyonlar ligi oynamayan takıma ronaldo getirecek halimiz yok.
  • 520
    --- alıntı ---

    o sene bu sene mi?

    her sezona aynı parolayla giren liverpool yaptığı doğru transferlerle herkesi şaşırtıyor(!). kırmızılar uzun süredir yarıştan uzaktalar ve artık isimleri bile anılmıyor. gelecek dönemde onları nelerin beklediğine, dört ana başlık üzerinden birlikte bakalım.

    yeniden yapılanma

    brendan rodgers’ın anlattıkları, öne sürdüğü parlak fikirler kağıt üzerinde fazlasıyla ilgi çekiciydi. uygulama safhasına geçildiğinde sürecin sancılı olacağı öngörülüyordu ama önce kulüp yönetimi, ardından federasyon işleri rodgers için daha sıkıntılı hale getirdi. bir önceki yılın yüksek oranda isabetsiz transfer hamlelerinin getirdiği finansal sıkıntı transfer döneminde hareket olanağını kısıtlarken, fikstür çekimi ise rodgers’a üç puan için beklemesini söylüyordu.

    luis suarez’in eklendiği vasat kadronun arzulanan oyun için ihtiyaçları bir hayli fazlaydı. rodgers’ın acelesi yoktu; verdiği 180 küsur sayfalık raporda açıkça belirttiği üzere, yarışmacı bir takım oluşturabilmeleri için en az dört transfer dönemine ihtiyaçları vardı. kısacası rodgers bunu dillendirmekten kaçınsa da üç yıllık anlaşmasının ilk iki yılında başarı vaat etmediği açıktı. ve dahası, inandığı oyun sisteminin liverpool’da işlerliği tamamı ile soru işaretiydi. martinez’in belli bir ekol aşıladığı swansea city’yi yapıya adapte etmek zor olmamıştı ama düşük tempolu pas oyunu liverpool’da çalışacak mıydı, yoksa yeni yollar mı denemesi gerekiyordu?

    önce gylfi sigurdsson, ardından clint dempsey’in ligdeki en ciddi rakibe kaptırılması yıkımıyla başlayan sezonu, üç puan almak için beklenen bir buçuk ay takip etti. liverpool çok paslaşan ama kolay gol yiyen, ritim bulduğunda ise gol yağdıran bir takım oldu. rodgers, savunduğu felsefeye körü körüne inanan ve bunda inatçı biri olmadığını, chelsea’de birlikte çalıştığı jose mourinho’nun pragmatizminden nasibini aldığını sezon içerisindeki birçok hamlesinde gösterdi. jaime carragher’ın veda sezonunda savunmadaki sertliği sağlamak adına formayı kapması buna iyi bir örnek; zira iş pas yapmaya geldiğinde ingiliz savunma oyuncusunun topu kırdığını bilmeyen yok. rakipten topu yedi saniye içerisinde almaya çalışan takımın yaşadığı yerleşim karmaşalarının yarattığı savunma sıkıntılarını da, takımın presini kısıp alan oyununa iterek çözmeyi başardı.

    ilk transfer döneminde tercih ettiği fabio borini, joe allen, oussama assaidi gibi isimlerden beklediğini alamayan rodgers’ın ikinci transfer döneminde de karavana atması liverpool kariyerini bitirebilirdi. daniel sturridge ve philippe coutinho tercihleri birçoklarına göre büyük bir kumardı. ancak iki oyuncu da liverpool’un ikinci yarı gösterdiği iyi performansın mimarları oldular. ligin en çok gol atan dördüncü takımı olan liverpool, direkten dönen şutlar gol olsa ve puana yansısa, ligi dördüncü sırada bitirecekti. rodgers birinci aşamayı çözmüştü; luis suarez birilerini ısırıyor olsa bile takım gol atabiliyordu.

    sezon bittiğinde liverpool ile dördüncü arsenal arasında 12 puan vardı. bu bir önceki yıl 17 idi. liverpool önceki yıla göre bir sıra yukarı tırmandı, önceki yıldan dokuz puan daha fazlasını aldı, beş maç daha az kaybetti. 24 gol daha fazla attı ve yalnıza üç gol fazla yedi. rodgers, istatistik olarak açık bir şekilde yukarı doğru ivmelendiği görülen takıma sturridge, coutinho, borini, sterling, suso ve henderson gibi yeni bir jenerasyonu da eklemeyi başarmıştı. takım her ne kadar avrupa mücadelesinin dışında kalmış olsa da, geçiş yılı için hiç de fena olmayan bir tablo ile sezonu kapadı. kadronun yapabilecekleri, yarışılan rakipler göz önüne alındığında bundan fazlası değildi. ağır eleştirilere maruz kalsa da, liverpool’un birkaç yıllık projeksiyon ile değerlendirilme zamanı geldi de, geçiyor bile…

    liverpool ligin neresinde?

    2005′te avrupa’nın zirvesine çıkan takımdan elde ettiği bu başarı sonrası beklentiler hep premier league’de şampiyonluk kazanılmasına yönelikti ama liverpool’un kötü futbol ekonomisi yönetimi saha içindeki eksik hamlelerle bir araya gelince ortaya büyük bir fiyasko çıktı. kırmızılar hamle üzerine hamle yapan, kadrosunu hem gençleştiren, hem de geleceğin yıldızları olarak lanse edilen isimleri transfer eden tottenham’ı çok ciddiye almıyordu. zaten asıl darbeyi de arapların satın aldığı manchester city’den yedi. aradan geçen sürede tottenham’ın, hatta şehrin mavi takımı everton’ın da gerisinde kaldığını söylemek mümkün. peki tablo gerçekten böyle mi?

    liverpool, premier league’de gelirler klasmanında ilk beşteki yerini halen kaybetmiş değil. sınırsız kaynakları olan manchester city ve chelsea’nin, endüstriyel futbolun kalesi manchester united’ın gerisinde olması normal bir durum. ancak dördüncü sıradaki arsenal’den hemen sonra gelen liverpool’un, arkadaki grubun ciddi farkla önünde olduğunu söylemekte fayda var. takım uzun süreli başarısızlığa rağmen, özellikle uzakdoğu’daki hayran kitlesini korumayı başarıyor. ancak bundan daha fazlası söz konusu; liverpool’un ekonomisinde ciddi iyileşmeler mevcut.

    2010 yılında kulübü satın alan amerikalı fenway sports group, beraberinde bir dizi sponsoru getirerek kulübün hareket etmekte zorlanan ekonomisini canlandırmayı başardı. liverpool başarısız olabilir ama ingiltere’nin en pahalı ikinci forma anlaşmasının sahibi. öte yandan ikincil sponsorların sayısındaki ciddi artış sonrası geçtiğimiz yıl yaklaşık 189 milyon pound civarında bir gelir elde eden kulübün dördüncü sıradaki arsenal ile arasındaki fark 46 milyon pound (arsenal’in yaklaşık geliri 235 milyon pound). aradaki farkın denklemdeki karşılığı ise oldukça basit; şampiyonlar ligi ve stadyum gelirleri. arsenal’in oyuncu satışından düzenli bir girdisinin olduğunu da belirtmek gerek.

    ekonomik makas kapatılmadığı sürece tekrar zirveye çıkmanın mümkün olmadığının farkında olan kulübün sahibi john henry’nin rodgers’ın planına ikna olması, tabloya bakıldığından anlamlı görünüyor. üst düzey yıldızlar için eski cazibesini yitiren liverpool, belli profildeki oyunculara giderek iki ana hedef güdüyor: belli kalitede takım iskeletine sahip olmak ve kendi yıldızlarını yaratmak. bunu yaparken ekonominin sakatlanmamasına dikkat ediyorlar.

    geçtiğimiz ay içerisinde anfield road’un etrafında yapılacak projeyi şehir meclisinden geçiren ve stadın da belli böümlerinin yenileneceği projeye yakında başlayacak olan kırmızlar, stadyum gelirlerini de yukarı çekmeleri halinde arsenal’in başına ciddi şekilde dert olacak gibi görünüyorlar. endişelenmesi geren bir başka takım ise tottenham. 144 milyon poundluk gelirlerini arttırmaları için daha fazla luka modric ve gareth bale’e ihtiyaçları var. en önemli avantajları ise şu anda albenilerinin liverpool’dan fazla olması.

    yarışmanın yüksek olduğu liglerde harcayarak büyümeye çalışmak, pahalıya patlayabilecek bir risk. ilk yılında bunu yaşayan liverpool’un yeni yönetiminin öncelikle ekonomik gelişime odaklanması ve ffp’nin nimetlerinden yararlanmaya çalışması doğru yol gibi görünüyor. takımdaki yüksek kontratlı oyunculardan da büyük ölçüde kurtulan liverpool’un şu an için ilk hedefi, ekonomik yerini lige yansıtmak olmalı gibi görünüyor. şampiyonlar ligi yarışı için halen yetersiz olan takımın dördüncü sıra için mücadele veren iki londra takımı arsenal ve tottenham’a meydan okuması gelecek yılların öncelikli hedefi olacak.

    rodgers ne yapmak istiyor?

    brendan rodgers üçüncü transfer dönemine işleri sıkı tutarak girdi ve geçen yaz yaşadığı transfer dilemmalarına bu kez izin vermemek niyetinde. şimdiden dört transferi bitirdi ve banka balansında da oldukça iyi. yaptığı son açıklamada kadroya yeni isimlerin ekleneceğinin sinyallerini verdi ve bu isimlerin kim olacağı da aşağı yukarı belli. peki rodgers’ın planı ne? tiki-taka hayali devam ediyor mu?

    geçtiğimiz sezon birçok maçta rodgers’ın da liverpoollu oyuncular gibi öğrenme süreci yaşadığına tanıklık ettik. ancak ortada kesin bir gerçeklik var; metot çalışmalarına ve bilime inanan irlandalı teknik adam, sorgulamaktan çekinmiyor ve hataları düzeltmek konusunda her seferinde bir öncekinden daha iyi. kafasındaki oyunun temelinde topa sahip olan takımların %77 oranında galibiyete ulaştığı istatistik verisi var. ancak genç teknik adam futbolun evrilmeye başladığı noktanın farklı dinamiklere sahip olduğunun bilincinde olacak ki, bazı önemli deplasmanlarda topu almamayı tercih ederek parlak zaferler kazandı.

    dört transfer döneminin ardından şekillenecek kadroyu işaret etmişti rodgers. ilkinde istediklerini gerçekleştiremese de, özellikle ocak ayında yaptığı işlerin takıma katkısı beklentilerin çok üzerinde oldu. yaz dönemi için yapılan çalışmanın temelinde iki ana unsur yatıyor: derinlik ve fayda maksimizasyonu.

    yarışmacı takım yaratmanın birinci koşulu seviyeleri birbirine yakın oyunculardan kurulu bir kadroya sahip olmak. ancak geçtiğimiz yıllardaki liverpool’un bu derinliğe sahip olduğunu söylemek bir hayli zor. kulübe ile sahadakiler arasındaki uçurumun kapanması ve sahadaki her oyuncunun formayı kaybetme korkusu yaşaması, sadece takımın değil oyuncuların da kendilerini geliştirmesi açısından son derece mühim. rodgers şu ana kadar faydalanamadığı oyuncuları yollarken, yerlerine genç ve fayda sağlayabilecek isimleri tercih ediyor.

    ikinci hedef ise liverpool’u daha homojen bir takım yapmak. suarez ve sturridge’in her zaman bu gol sayılarına ulaşacağının garantisi olmadığını bilen rodgers, gerrard dışında skor katkısı vermekten yoksun orta sahaya henrikh mkhitaryan’ı alarak ön tarafın yükünü azaltmak niyetinde. stewart downing ve raheem sterling gibi skora katkısı düşük kanat oyuncularının yerine ispanya’da geçtiğimiz yılı ekstra üreterek geçirmiş iago aspas ve luis alberto’yu transfer etti. takımın estetikten yoksun ingiliz görüntüsünü de rötuşlayan irlandalı teknik adam, senede birkaç mucizeye(!) imza atan reina’nın yerine avrupa’nın hakkı en az verilen kalecilerinden simon mignolet’yi alarak kaleyi de sağlama aldı.

    kolo toure ile boşalan carragher kontenjanını dolduran rodgers’ın transferini istediği iki savunma oyuncusu tiago ilori ve kyriakos papadopoulos, muhtemelen satılması planlanan martin skrtel ve sebastian coates’in yerini alacak. şu ana kadar andy carroll ve jonjo shelvey’i satan rodgers bu oyunculardan 20 milyon poundun üzerinde bir gelir elde ederken, aldığı dört oyuncu için 24 milyon pound civarında bir para harcamış durumda. %50 pay sahibi oldukları thomas ince’in satışından 4 milyon pounda yakın bir gelir bekleyen irlandalı teknik adam, şu ana kadar kadrosuna kattığı dört oyuncu için kasasından bir şey çıkarmamış gibi görünüyor. kalabalık bir satılık listesi de cabası.

    özetlemek gerekirse, irlandalı teknik adam ilk gün anlattığı planına sadık durumda. verim alamadığı oyuncuları daha gençleri ve daha yeteneklileri ile değiştirerek sağlam bir omurga yaratmaya çalışıyor. peşinde olduğu transferleri bitirmesi halinde ocak ayında attığı düşeşin bir benzerinin gelmesini bekleyecek. kağıt üzerinde ise birçoklarından geçer not almış durumda.

    bir umuttur yaşatan insanı…

    liverpool her sezona “o sene, bu sene” mottosu ile başlar ve hayallerinin yıkılması iki aydan fazla sürmez. beklenti/performans denklemindeki sakatlıklar liverpool’un üzerine en çok geyik yapılan takımlardan biri olmasına neden oluyor. oysa liverpool ekonomik verilerin de işaret ettiği gibi lig beşincisi; bundan fazlası değil. daha iyi olabilmek için üsttekilerden rol çalması gerekiyor ama şimdilik alttakiler ondan rol çalıyor. bu durum yakın zamanda değişebilir.

    transfer dönemindeki atak tavrının önümüzdeki günlerde de sürmesi muhtemel olan rodgers’ın bu yıl ana hedefinin ligde olmaları gereken yere ulaşmak olduğu kesin. sadece premier league’de mücadele edecek olan takım, yoğun maç temposuna girecek rakiplerinin tökezlemesinden faydalanmayı deneyecek. irlandalı teknik adam kafasının bir köşesinde dördüncülük hayalleri muhakkak kuruyordur ama gerçekçi olmaya devam etmekte fayda var.

    henrikh mkhitaryan gelse dahi değişmeyecek olan problem, liverpool’un luis suarez ve steven gerrard dışında kazanma karakterine sahip oyuncusu yok. tottenham, geçtiğimiz sezon gareth bale’in tek başına aldığı 23 puan sayesinde şampiyonlar ligi yarışında kalmayı başardı. genel görüntü önemli paralar harcanarak takıma bu tip bir oyuncu katma niyetinin olmadığı yönünüde. rodgers’ın elindeki çocuklardan birinin fazlasını vermesine ihtiyacı var gibi görünüyor. sturridge, coutinho ve luis alberto bu kontenjanda olan ve şapkadan tavşan çıkarması beklenen isimler.

    gerçekçi görünen hedef, geçtiğimiz yıldan dokuz puan daha fazla almak gibi duruyor ve bu da ilk beşe girmek için yeterli olacaktır. özellikle iç saha maçlarında performansını arttıran bir liverpool izlememiz olası. takımın ocak ayı geldiğinde bulunduğu yer, rodgers’ın da liverpool kariyerini etkileyebilir. işelerin iyi gitmesi durumunda ise, ocak ayındaki beklenen “dördüncü dönem” için bir açık çek fırsatı da yakalayabilir.

    rafael benitez döneminde yapılan altyapı hamleleri sonrası iyi bir jenerasyona sahip olan liverpool, iki yıl içerisinde rakipleri ile benzer stadyum gelirlerine de ulaşacak. ekonomik makas giderek kapanıyor, futbol altyapısı ise her geçen gün daha iyiye gidiyor. liverpool’un şampiyonlar ligi özlemini gidermesi için rodgers’ın çıkaracağı iyi işe ve biraz da şansa ihtiyaç kalıyor…

    --- alıntı ---
    http://www.hayatimfutbol.com/...ne-bu-sene-mi.futbol
  • 521
    bu sene premier league en hazır başlayan takım.

    sanki efsane geri dönüyor gibi. iki maç itibarıyla 6 puanı ceblerine koydular. oyun itibarıylada bakılırsa gerçekten güzel, göze hoş gelen ve mücadeleci bir oyun oynuyorlar. kalecileri mignolet iyi işler çıkarıyor. sağ ve sol bekleri glen johnson ve jose enrique oyunun her iki yönünde çok iyi oynuyorlar, hucuma sürekli destek veriyorlar çok tempolular. stopere kolo toure gibi bir tecrübe abidesini aldılar, defansta güven veriyor. orta sahada steven gerard ve lucas levia oynuyor. lucas levia takımın en zayıf halkası gibi, ama onunda mücadele gücü çok yüksek. coutinho gibi çok iyi bir 10 numaraya sahipler. çocuk gerçekten çok iyi, müthiş araya paslar atıyor çok tempolu ve dribling özelliği gerçekten üst düzeyde. daniel sturridge sezona muhteşem başladı. bence bu yıl premier league yılın oyuncusu bile seçilebilir. çok hızlı, çalım pas özellikleri elit seviyede.
    bu sene şampiyonlar ligine direk katılım hakkı kazanabilirler.
  • 522
    bu sene premier league'e en hazır başlamayan takım. kendisinden çok daha hazır takımlar var.

    efsane geri falan da dönmüyor. iki maçı itibariyle sadece 6 puan almış. kötü futbol oynamıştır. a.villa maçında bir pozisyonda 31233 yan pas yapmış ve seyir zevkinin içine sıçmıştır. sadece mignolet iyi işler yapıyor o kadar. glen johnson ve jose enrique klasik bekten öteye gidemeyen adamlar. glen'in yaşı olmuş 30 artık eski glen değil. gidiyor geri gelmiyor ve savunmada zafiyete sebep oluyor. jose enrique çok daha iyi bir bek ancak liverpool seviyesinde. bir tık öteye gidemez. savunmanın göbeğinde kolo toure 32 yaşında ve çok ağır. tek hamlelik savunmacı. daniel agger aslıda kaliteli bir futbolcu ama sezona berbat başladı. çok formsuz. steven gerrard çift r ile yazılır, her zaman reyistir. lucas kaliteli ama uzun süreli sakatlık atlattı kendini bulması 1 yıl. coutinho düz bir amerika futbolcusu. bileklerine hakim ve kıvrak ama o kadar. artısı yok. daniel sturridge takımın en iyisi ve en hazırı. her zaman demişimdir chelsea'nin daniel'ı satması büyük hatadır. ancak premiler league'in en iyisi asla seçilemez. bi sakin olun amk. ne adamlar var bu ligde.

    bu sene 5. sıra için mücadele edecek takımdır. bırakın liverpool romantikliğini.
  • 523
    iki haftadır mignolet sayesinde zıplayan çekirge. bakalım üçüncü zıplayışı gerçekleştirebilecekler mi? defans hatları çok ağır kalıyor araya kolay top ve oyuncu kaçırıyorlar. orta sahada sert oyuncu eksikliği var. gerrard iyice 10 numara pozisyonuna evrildi ve yaşlandı. suarez'e fazlasıyla ihtiyaçları var o olmadan anca 1 0 kazanabilirler. yalnız coutinho yorumlarına katılmıyorum genç yaşına rağmen takımın hücum yükünü sırtlamaya çalışıyor. kıvrak ve pas tercihleri yerinde. sturridge'a sözleşmesinin bitmesine 6 ay kala çok para ödediler diye kızdık ama adam her hafta utandırıyor bizleri. kısaca mignolet, gerrard, coutinho ve sturridge'dan ibaret olan takım. onlar birşey yaparsa oynayabiliyorlar.
  • 524
    13/14 sezonununda şimdiye kadar oynadığı 2 maçta da istediklerinin 40-70 dakika sahaya yansıtan takım. bu periyot içinde oyunu sürklase ediyorlar, orta sahayı ele geçiriyorlar ve istedikleri zaman gol pozisyonuna giriyorlar. ancak burada müthiş bi nitelik sorunu ortaya çıkıyor. öyle ya da böyle 1 golü bulan liverpool, skoru değiştirecek adamların azlığı nedeniyle maçı koparamıyor. tabii "iki yaratıcı kanatlı 4-4-2" oynarken oyunu kontrol eden bölgeniz orta saha göbeğidir. e burada leiva ve gerrard'ı kullanan liverpool onların oyundan düşmesiyle topu rakibe veriyor ve iago aspas'ın defans arkası koşularını kovalıyor. -iki maçtır bi pozisyon geliştiremese de- ancak burada liverpool'un verdiği pozisyon sayısı önemli. ilk hafta agger'in bok yemesiyle olan penaltı hariç pozisyon vermediler stoke'a. bu hafta da arsenal ve chelsea deplasmanlarında toplam 4 gol atan takıma 78. dakikadaki benteke'nin şutu hariç bariz bi pozisyona sokmadılar.

    yani özetleyecek olursak: liverpool'un yaşadığı sıkıntının sebebi = 2.'yi bulamaması, liverpool'u kurtaran şey = savunmasının gayet iyi olması. hele kolo toure müthiş başladı sezona
App Store'dan indirin Google Play'den alın