resim
Leonardo Neoren Franco
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:Atlético B
Yaş:47
Uyruk:Arjantin
  • 535
    (bkz: #294911) kaleciliği ve kalemizde oluşu ile ilgili düşüncelerim budur öncelikle. benim asıl sinirimi bozan ve birçok kişinin de dikkatini çektiğini düşündüğüm bir alışkanlığı var leo'nun. sezon başından beri önde olduğumuz her maç, her dakika, her rakipte, skor farklı bile olsa leo topu oyuna sokarken mümkün olduğunca ağır hareket ediyor. her seferinde çıldırıyorum biri anlatsın şuna nerede, hangi takımda oynadığını diye ama adam huy etmiş bunu belli ki. kötü gol yiyebilir; biri çıkar kötü kaleci der, diğeri kötü günündeydi der. ama bunun bir izahı, kabul edilebilir bir tarafı olamaz bana göre. galatasaray kalecisi vakit geçirmeyi düşünmemeli, hele de maçta risk yokken, skor farklıyken. yani herşeye tamam da bunu kabullenemiyorum ben.
  • 536
    ilk önce: (bkz: #233257)

    geçmişle yaşanmıyor malasef, özellikle günümüzde rekabetin bu derece yoğunlaştığı bir dönemde. sponsorluk gelirleri, tribün gelirleri kazanılan başarılarla doğru orantılı. o yüzden hasan şaşa git artık hatıraların hala güzelken dedik, o yüzden zirvede bırakan hagi'yi her andığımızda gözlerimiz doldu.

    biz leo franco'yu neden aldık? bonservisi bitiyordu ve kulübü sözleşme yenilemedi. ispanya'dan da daha iyi bir teklif gelmediği için bizi seçti.

    geçmişi süper olmasa da başarılarla dolu bir kaleci. atletico madridde ve mallorcada birinci kaleci olarak uzun süreler oynamış, ispanyada en uzun süre oynayan yabancı kaleci olmuş vb... de bana ne? benim için çok mu önemli madridde kaç maç oynadığı ben galatasarayda oynadığı maçlara bakarım. dün denizlide yediği gol uefa kupasında taffarelin çıkardığı ve bize kupayı getiren şutun neredeyse aynısıydı. tamam denizlide yedin beni iki puandan ettin çok da önemli değil, ama o topu çıkartacaksın ki bana uefa kupasını getiresin, yoksa ben niye sana yılda 2-3 milyon euro veriyorum ki?

    aykuta karşı hepimizde bir güvensizlik ve ufaktan bir kızgınlık var. nedeni de steau bukreş maçında yaptığı hata. durun şimdi o hata deyince sakın leo franco'nun fener maçında, dünkü maçın son dakikasında yaptığı hatanın aynısı olmasın bu? aykut vurdu rakibe çarpıp onların önünde kaldı ve gol oldu. leo vurdu rakibe çarpıp son anda mustafa sarp araya girdi ve bizde kaldı. aynı hata yüzünden aykut neredeyse bitti ama leo aslan.

    alkışladığında kırmızı kart görmesi gerekirdi. peki bunu aykut yapsaydı ne olurdu, en basitiyle biterdi.

    evet ufuk yeterince hazır değil, aykuta karşı bir önyargı ve kızgınlık var ve içlerindeki en tecrübelisi leo franco. bu yüzden de leo kalede diğerleri yedek. inanın adamın gol yediğinde veya hata yaptığında umrunda değil. çünkü adam herşeyini vermiyor oynarken. uysada kodum uymasada kodum modunda. maurinho'nun bir lafı var. "ne baskısı diyo, baskı asgari ücretle ailesini geçindiren adamda olur. futbolcular yılda milyon eurolar kazanıyor onlarda baskı olmaz."

    bu yazıyı aykutu özellikle savunmak için değil, aslında leo franco'nun bizim yedek kalecilerimizden hiç bir fazlası olmadığı hatta eksiği olduğu için yazıyorum. eğer sen maçta herşeyini vermeyeceksen o forma için bir kewell gibi bir mustafa sarp gibi kusura bakma da seni ben de istemem bu takımda. linderoth bile takımı için herşeyini verirken sakatlandı,o yüzden 2,5 yıl sakat sakat adama baktık en ufak kötü bir şey söylemedik. ruhunu koy ortaya hatalı goller yesende kimse bir şey demez ama böylesine umarsızlık, işte bu beni kanser ediyor...
  • 538
    kendisini savunmaya ısrarla devam edenlerin son tutunacak dalı "topu oyuna çok iyi sokuyor, total futbolun kralı bu adam hep yanındakine pas veriyor, hiç topu dikmiyor" ifadesi olan kalecidir.

    topu oyuna sokan kaleci görmesek inanacağız. topu oyuna sokmak taffarel'in yaptığıdır. orta sahanın ilerisindeki adamın ağzına atardı topu. bu arjantin'li değil orta saha, yanındaki adama tepemiyor topu.

    ikinci tanım: olumlu tek bir özelliği olmayan, kalede güven vermekten çok uzak olan, topu oyuna filan sokmayla hiç alakası olmayan kaleci.
  • 539
    sivas'ta ve denizi'de iki saat arayla, iki gol iki kaleci izledik. birincisinde yiğido yaradana sığınıp, olanca gücüyle vurdu topa. muhtemelen son yılların hız rekorunu kırdı attığı şut. unutulmaz bir gol olacaktı sivasspor puan alsaydı. bu arada hiç birimiz daha önce sivasspor'un fenerbahçe'ye attığı gole kulübenin ve futbolcuların çıldırırcasına sevindiğini görmemiştik. neyse o gol, hezimete mani olmasa da benim için unutulmayacak bir gol olarak kendi tarihime geçecektir. golün büyüklüğünün, muhteşemliğinin yanında gole mani olmaya çalışan bir delikanlının yaptığı refleksi, direnişi, teslim olmayışını, o golü yiyen kaleciyi volkan demirel'i, unutmayacağım.

    aynı şekilde 2 saat sonra cillop gibi sahada, kendi degajından geri tepen topun, organize bir atağa dönüşünü izleyen, gelişigüzel kafa vuran denizlispor'lu futbolcunun vuruşunu eliyle içeri dürten kalecinin pasif duruşunu, teslim bayrağını çekişini, poz verişini de.

    volkan demirel, üzerine ivme kazanarak gelen bazukaya insan üstü yaylandı. kurtarmasını isterdim, o atlayışın hakkı o topu kurtarmaktı. eğer kurtarsaydı dünyanın elit kalecileri arasında ilk 5 e koyardım. volkan demirel'in kartalspor'dan fenerbahçe'ye geçmesinde karınca kararınca katkım olmuştur. zamanın galatasaray hocalarına önermiş, bi bok olmaz yanıtını almıştım. konuşmalarımı duyan fenerbahçe'ye yakın bir arkadaşım, benden aldığı tüyoyu fener'e satmış belki de transfere sebep olmuştur.

    iki saat sonra kaleye gelen topta bizim kaleci, kısmi felç geçirmiş, dolayısıyla topa engel olmamıştır. olamamıştır demiyorum, o topu kurtarmak için kaleci olmaya yabancı kontenjanını işgal edip senede 3 milyon yuroyu indirmeye gerek yoktur.

    hatırlayın ilk yarıdaki kayserispor maçında, elano'nun şutunda süleymanoğlu doksana uzamış, topa engel olamamıştı. fakat bendeniz o topa uçan(kelime manasında) kaleciyi de unutmayacağım. ve elbet hatırlatacağım yeri geldi çünkü, taffarel'in imkansız kurtarışını, umutsuz vakayı zafere dönüştüren uçuşunu. acaba diyorum o anda kalemizde leo olsaydı, o topa uçmaya karar verirmiydi? dünkü kaleciyi gördükten sonra kesin olarak atlamazdı diyorum ve korkuyorum haklı olarak. yarın bir ölüm kalım maçında biraz riskli top geldiğinde rahatını bozmayacağından, yerinde çakılarak kurtarışı gök tanrıya havale edeceğinden kuşkumuz olmasın.

    taffarel'den sonra kaleye mondragon geçti. kurtarış kalecisiydi, dünkü topu kafayla çıkarırdı. tekniği olmadığından o da topları şişirirdi. sonrasında kaleye geçenler de topu degajla oyuna soktular ki, galatasaray kalesine geçen böyle kalecilerden nefret etmişimdir. dün ayrıca yediği golden daha fazla, beni vakit geçirmekten sarı kart alması üzmüştür. hakem ya acıdı ya görmedi, ben olsam o alkıştan sonra kırmızıyı çakardım. bütün maç boyunca ayağına, eline gelen her topu ileri şişirdi, kaptırdı, taca attı. hele ki son dakikada yaptığı aptallığa acıdım. uzun yıllar kalemizde böyle iğrenç bir maç çıkaran kaleci görmemiştim.

    ne çok sevinmiştim leo franko transferine. kendisini hiç tanımadığım halde sadece arjantin'li oluşundan dolayı ve de uzun yıllar ispanya'daki kale referansı beni bayağı umutlandırmıştı. beklenen maçlar yakındı, leo, gelen topu en kısa zamanda önündeki stoperlere en teknik biçimde aktaracaktı. hatta topa basan forveti, leo paslaşarak eksiltecek oyundan düşürecekti. fener maçına kadar durum böyleydi aslında. tamam ipten aldığı bir maçı yoktu, gerçi ipe götürdüğü maç ta yoktu ve kalecimiz etliye sütlüye karışmadan idare ediyordu. o maçtan sonra elle pas sanki yasaklandı, top geldiğinde 2 dakika düşünüyor ne yapacağını. yere düşmeye korkuyor sanki. bir kaleci atlayışını görmedik henüz. tamam ye kardeşim ama bir uçuş tekniğini göster bize. her yediğin golde ayakta kalıyorsun.

    ufuğu tam seyredemedik henüz, bir fikrimiz yok. aykut'a ise ben hiç güvenmiyorum. kazma kalecilerden önde gideni, her topu ya taca ya rakibe atacak. ancak leo bundan böyle dünkü gibi kalecilik yapacaksa yandık haberiniz olsun. vakit geçiren, topu taca atan kaleci büyük takım kalecisi olamaz. hele ki büyüyen, büyümekte olan, olası destanlara pek yakın olan galatasaray kalesinde sıçan gibi kalecinin yeri yok. gerekirse kaleye sabri geçecek, en azından yenilen golde elinden geleni yapacaktır. iki metre yana devrilemedin mi be adam? o gol yenir mi? volkan demirel'in doksana uçuşunu seyretmedin mi? uçarsan kurtaracaksın, yoksa forvet topu sana çarptırdığında kurtarmış olmayacaksın.

    limon sıkmasa maça leo, takım 2. golü bulsa el çiko daha ilk maçtan, co dalton ikinci maçtan sonra kaskoyu yapmış olacak, tam rahatlayacaklardı. şimdi işleri bir sonraki maça kaldı.

    leo franko kardeş; adın aslan ama sen git gide sıçana dönüyorsun. biz sana taffarel'in formasını verdik haberin olsun. şu çıktığın maçları maç sanma bunlar tatbikat, savaş başlamadı henüz. 4-0 ı unutma sakın. olur ya 10 sene öncesinin cim bom bom'u gibi bir savaş timine denk gelirsin, duman olursun, sonun olur. bir 10 sene vaktin kalmaz unutturmak için, ama olan bize olur. biz senin yüzünden rezil kepaze olursak, neticeye spor diye bakmayız mallorca'lılar gibi. divan-ı harbe çıkartır bu ülkeye gelip geleceğine pişman ederiz, aklını başına devşir, bir büyük takımın kalesinde olduğunu sakın aklından çıkarma. gol yemekten korkma, bu son olsun top bizim ağlarla buluştuğunda seni ayakta yakalarsam bozuşuruz yeğen.

    inanmazsan senden önce bozuştuğum futbolcuların akibetlerini araştırabilirsin. 40 yıllık taraftarlık hayatımda benim lanetime rağmen takımda kalabilen futbolcuya evelallah tribün tarihi henüz şahit olmamıştır.,
  • 545
    kalecilik yeteneklerinin sınırlı olmasıyla birlikte maç içinde de sürekli olarak konsantrasyon eksikliği yaşamaktadır. bunun sebebi takımla olan uyumsuzluğu, kopukluğu ve takımı özümseyememiş olmasıdır. henüz bir maç dahi kurtarmışlığı yoktur ki bundan sonra olacağına da pek inanmıyorum. ne de sanctis, ne aykut, ne de ufuk'tan daha iyi kalecidir. yabancı kontenjanı konusunda yaşanacak herhangi bir sıkıntıda sezon sonu yol verilmesi en mantıklı isimdir. artık en kritik zamanlar geliyor ve bu sezon sonuna kadar umarım o maçlarda çok canımızı yakmaz.
  • 549
    iyi veya kötü diyemiyeceğim, vasat bir kaleci olduğuna inandığım ve yerine ufuk'un geçmesini istediğim kalecidir. bence yabancı kontenjanı kaleye harcanmamalı, volkan'dan bu ülke kurturmalı ve ufuk bu takımın as kalecisi olmalıdır. sezon başında pas yapmaya çalışsa da kadıköydeki maçtan sonra topu şişirme alışkanlığı kazanmıştır. gereksiz uğraş olduğu birileri tarafından anlatılmalıdır.
  • 550
    ilk maçlarda topu oyuna eliyle sokuyordu. ama artık anlamsız bir şekilde sürekli degaj yapıyor. hayır onu da iyi yapıyordu; ama artık o melekesini de yitirmiş görünüyor. zira 82 kere degaj yaptı 92 si rakibe gitti. nasıl iş anlamadım. ailevi sebep mi her neyse umarım bir an önce düzelir performansı.

    hatırlatma editi: bu sözlükte birini eleştirdiğiniz zaman size o futbolcunun kellesini almaya çalışan taraftar muamelesi yapılıyor. ama merak ediyorum kime göre neye göre? bir bak değil mi takımdaşım, ne demişim ben leo için önceleri. nerden biliyorsun her durumuna eleştirel gözle baktığımı, önyargılı olduğumu yahu? eleştiriye öcü muamelesi yapmayalım şu sözlükte. herkes yazsın fikrini.
App Store'dan indirin Google Play'den alın