• 76
    türkiye'de koşu mesafesinin nasıl ölçüldüğünü bilen varsa yazabilir mi? ilk kez sinan yılmaz'ın twitter hesabında görmüştüm. sanırım kamera ile ölçüm yapıyorlarmış. galatasaray'ın 17 şubat 2019 kasımpaşa galatasaray maçında 110km koşmasının imkanı yok. yok efendim selçuk 11km koşmuş. yayıncı kuruluş aldatıcı bilgi veriyor. şampiyonlar ligi ya da avrupa ligi'ne çıkınca foyanız ortaya çıkıyor.

    ilk porto maçı öncesi takım yine 110km civarı koşuyor çıkmış, fatih hocam şampiyonlar ligi seviyesine çıktık diye demeç vermişti. 3 gün sonra oynan porto maçında ise takım 32 takımlı koşu klasmanında 100km'yi ucundan yakalayarak sonuncu olmuştu.
  • 78
    (bkz: 22 ekim 2019 galatasaray real madrid maçı)

    bu maçta koşu mesafemizi 107.5 km civarında tuttuk. gelişim görmek güzel. hala düşük ama geçtiğimiz sene 100 kmnin de altında kaldığımızı düşünürsek sevindirici birkaç şeyden birisi. koşmuyor olduğumuz doğru değil yani. üstelik bu denklemde mariano adlı dede de var. yerinde şener olduğu zaman 108-109 km civarına çıkarabiliriz.

    3-1-4-2 veya 5-3-2 olarak adlandırabileceğimiz sistemde daha dinamik oynuyoruz çünkü nzonzi adındaki fransız futbol tanrısı savunma sorumlulukları azaldığı için ilerde daha fazla inisiyatif alıp döve döve oynatıyor takımı. bir takımı oynatmak için illa bağırıp çağırmasına gerek yok yani oyuncunun.

    bu sistemde ısrar etmeliyiz çünkü ortaya bir şeyler koyabiliyoruz. belhanda, feghouli ve mariano’nun yeri yok. keza babel de mecbur olmadıkça oynamamalı. yerlerine monte edilecek şener, lemina ve falcao üçlüsüyle koşu mesafemizi 110 km’ye çıkartırsak umut var. ama ben eminim ki ligde yine ve yine 4-1-4-1 oynayıp ızdırap çekeceğiz.
  • 79
    şampiyonlar ligi'nde bu akşam oynanan karşılaşmalarda, 16 takım içerisinde maç esnasında en az koşan takım galatasaray oldu. (105.1 km)

    oyunculara kızıyoruz, ediyoruz da bu nedir abi bu ne laubalilik. bu takım antreman yapmıyor mu amk. kondisyonerlere noldu,ulan teknik taktiği geçtim koşu mesafesi nasıl bu kadar rezil olur amk dünyanın en basit şeyi ya.
  • 80
    başımızda fatih terim gibi kariyerindeki en önemli başarılara koşan mücadele eden takımlarla ulaşmış olmasına rağmen kendi ligimizde bile koşu mesafesi konusunda fark yaratamıyoruz.

    teknik ekip neden böyle bir akıl tutulması yaşıyor gerçekten anlamak güç. istediğimiz kadar pozisyon oyunu oynayalım, defanstan pasla çıkalım topu kaybettikten sonra geri alacak mücadeyi gösteremedikten sonra özellikle günümüz futbolunda hiçbir anlamı yok.

    galatasaray’ın özellikle fatih terim ile koşu mesafesi ve pres konusunda fark yaratması gerekir. genlerimizde bu oyun varken ve başımızda da imparator varken benim sahada yürümeye mecali olmayan, rakip oyuncuya pres yerine dinlenmeye geçen bir galatasaray görmeyi artık yüreğim kaldırmıyor.
  • 81
    futbolda rakibine kendini kabul ettirmek için yüksek rakamlara ulaşılması gereken, duruma göre sahada verilen mücadelenin somut göstergelerinden biridir.

    son zamanlarda galatasaray rakiplerinin çoğunun gerisinde kalan koşu mesafesi istatistiklerine sahip ve haklı olarak herkes bunu eleştiriyor, yadırgıyor.

    son zamanlarda galatasaray'da sık forma şansı bulan isimlerden bazılarına bir bakalım:

    radamel falcao, mbaye diagne, ryan babel, younes belhanda, sofiane feghouli, arda turan, ryan donk, mariano ferreira filho, jean michael seri.

    bu oyuncuların çoğu takımda olduklarında en çok süre olan isimler. neredeyse taraftarların hepsi de bu isimleri az koşma, mücadele etmeme, sahada yürüme, gamsızlık, yaşlı olması, hızlı olmaması gibi sebeplerle eleştirdi, eleştiriyor.

    bir de şöyle bir durum var, hatta geçenlerde bazı kıymetli yazarlar da uzun uzun yazmıştı bu konu hakkında; galatasaray seviyesi. hatta sadece galatasaray değil türkiye futbol ligi seviyesi için de geçerli olan bu seviye ne yazık ki daha az yoğunlukta antrenman yapmak, sahada daha az koşmak isteyen oyuncuların ilgi duyduğu bir seviye. en somut örneği de bana göre sofiane feghouli.

    bahsettiğim, örneklediğim oyuncu profillerimiz ve galatasaray'ın-türkiye'nin futbol seviyesi bana göre sitem ettiğimiz futbolun, düşük koşu mesafesinin, eksik mücadelenin ve ruhsuzluğun altında yatan temel nedenler. kusura bakmayın da yukarıda bahsettiğim futbolcuların çoğunun istediğimiz koşu seviyelerine çıkması kim gelirse gelsin, ne oynatırsa oynatsın imkansız.

    ekleme editi: yanlış anlaşıldığımı düşünerek eklemek istedim. koşu mesafesi üzerinden takımımıza yapılan eleştirilere bir bakış açısı katmaya çalıştım. çok koşmalıyız veya en çok koşan en iyidir demek; hele de bunun fetişizmini yapmak hiç istemedim*. zaten ne manchester city iz ne b. dortmund; ne onlar kadar kaliteli oyuncularımız var ne de onlar kadar oturmuş sistemimiz. sadece bana göre hareketli oynamayan, gerektiği kadar da koşmayan bir galatasaray var ve altta yatan sebepler de bahsini ettiğim durumlar.
  • 82
    şampiyonlar liginde genelde underdog taraf olduğumuz için oynadığımız karşılaşmalar sonrası önemli bir veri ama ligimizde en üst seviye takım olduğumuz için o kadar önemi yok bana kalırsa. örnek olarak bu linkte 2018-2019 sezonu premier lig'de ilk 30 haftanın koşu mesafeleri var. https://www.sabah.com.tr/...%20kalm%C4%B1%C5%9F.

    o sezon şampiyon olan manchester city, söz konusu listede ilk 10 sırada bile değil. zaten oyun planları oyunculardan çok topu ve rakibi koşturmak üzerine kurulu bir pas oyunu. galatasaray teknik heyeti de takımda tempolu oyuncular olmadığı için teknik oyuncular üzerinden az eforla topu koşturduğu bir oyun tercih ediyordu iki sezondur.* yani, galatasaray için de oyunculardan bağımsız çok yüksek olmasını beklememek gerekirdi.

    ayrıca, illa pas oyunu oynamak gerekmiyor, büyük takım oyunu rakip sahaya uzun süre yıkabiliyor ve geri dönüşleri minimuma indiriyorsa veya şenol güneş'in çokça yaptırdığı gibi yugoslav faulü ile temposuz geçiş yapıyorsa zaten sürekli koşu olmuyor. bir de antrenman teknikleri önemli tabii ki.

    mesela, igor tudor zamanı* galatasaray daha çok koşu mesafelerine yönelik bir antrenman sistemi üzerine kuruluyken ve çok yüksek rakamlara ulaşabiliyorken, fatih hoca geldikten sonra koşu mesafesinden çok sprintlere dayalı bir metoda geçmişti. https://www.fotomac.com.tr/...1/24/kosma-sprint-at

    istatistik olarak, xg'ler* bana göre daha önemli bir veri. çok koşmanın kaybettikten sonra bir değeri kalmıyor bence ama kaybetsen de kazansan da xg sayısının yüksekliği veya düşüklüğü birçok şeyi açıklıyor.
  • 83
    tıpkı hücum pres ve pas futbolu gibi fetişizmi yapılan istatistik. çok koşmanın iyi futbol ile direkt alakası yoktur. bu oynayacağınız sisteme, oyun anlayışınıza, rakibinize göre değişir. 2018 yılında şampiyonlar liginde ortalama koşu mesafesi 109 km.'miş. bu değerin altında olan takımlar;

    liverpool, psg, atletico madrid, juvenus, barcelona. 120 km'ye yakın koşan dortmund ise gruptan çıkamadı.
  • 85
    lan oyuncu kalitesini, eksik futbolcuları, kadro yetersizliğini, teknik analiz eksiğini vs anlıyorum haydi ama kaç sezondur avrupa maçlarında koşu mesafesinde geride olmayı anlayamıyorum. *

    kardeşim bir koşun, bir isyan edin, aynı anda pres yapın, top kapmayı deneyin...

    lan ligde rakipler zaten teknik olarak senden üstün olmadığı için geride bekleyip, kaptığı toplarla beklerinin arkasını kullanmaya çalışıyor. herkes çözdü zaten oyununu. biraz iyi takımlar buradan vuruyor seni ama amk yerinde top sende değilken bari fizik olarak bir mücadele et.

    piri reyiz dedik olmadı, italyan kondisyoner dedik olmadı, o dedik olmadı, bu dedik olmadı.

    35 yaşındaki de yürüyor, 20 yaşındaki de yürüyor...

    eeeh skerim yapacağınız mücadeleyi!
  • 87
    galatasaray futbol takımının sezon başında yokları oynadığı olay.

    geçen gün kaide'nin olduğu bir twitch yayınında benim fark ettiğim kaide söyleyince emin olduğum koşu mesafesi olayı vardı. galatasaray geçen sene (20-21) sezon başı 100-105 arası koşuyormuşuz sezon sonlarına bu rakam 115 civarına çıkmış.

    sezon başında kötü olmamız hep kötü olacağımız anlamına gelmiyor ancak ligin birinci haftası benden daha fazla koşan rakip görmek istemem.
  • 88
    tek başına bir şey ifade etmez denilerek yıllardır göz ardı edilen veri. belki tek başına bir maç için bir şey ifade etmez ama yıllardır istikrarlı şekilde dipte olmasının bence bir anlamı var.

    prese nerde başlanacağı, defans çizgisinin ne kadar ileri çıkarılacağı, oyunun kaç kişiyle genişletileceği, orta saha oyuncularının rakip ceza sahasına ne sıklıkta gireceği, geçiş hücumlarına kaç kişiyle çıkılacağı vs. gibi taktik kararlar ile doğrudan bağlantılıdır.

    bence bu verinin düşük olmasında teknik ekip tarafından ortaya konan stratejinin bazı oyuncuların bireysel kondisyon seviyesinden daha fazla etkisi vardır. şimdi teknik ekip kararlarını kondisyon seviyelerine göre veriyor denilebilir. üç beş maç için mantıklı da olabilir. ama bu durum yıllardır devam eden sorunu açıklamaz.

    beş oyuncu değişikliği hakkının olduğu ortamda oyuncular yorulduğu için değil taktik anlayışın bir sonucu olarak son yıllarda sürekli dipte seyrettiğini düşünüyorum.
  • 91
    23 ağustos 2021 galatasaray hatayspor maçında yaklaşık 114 km koşmuşuz. işin ilginci ise takımda en çok koşan isimler içerisinde 86 dakika oyunda kalan sofiane feghouli 9.8 km ile beşinci sırayı almış. mbaye diagne ise 10.02 ile üçüncü sırada olmuş. hem feghouli hem diagne'nin ilk beşte yer alması beklemediğim bir olaydı.

    edit: ilgili veriler bein sports haber kanalının bein manşet programında veriler paylaşıldı.

    1. taylan antalyalı
    2. victor nelsson
    3. mbaye diagne
    4. sacha boey
    5. sofiane feghouli
  • 92
    sadece verilere bakmak yaniltici olabiliyor. ornegin taylan surekli baski icin ve karsilamada rakibi kovalamak icin 40 metrelik bir alanda ileri geri gayet yipratici kosular yaparken fehgouli ayni 40 metreyi rakibin ataginda yuruyerek aheste aheste geliyor, atak sirasinda ayagina aldigi topla takimi set hucumuna yerlestirip bekleyerek hucum ediyor. yani feghouli de taylan da 2 atakta 40x2 metre kosu mesafesi yaziyor hanesine; ama bunun yipraticiligi kesinlikle ayni degil. hatta feghouli jogging yaparak 13 km ile bitirebilir bile, bu veriler tabiki fikir verir ama herzaman cok sey anlattigini dusunmuyorum.
  • 96
    aslında kat edilen mesafe olarak düzeltilmesi gereken istatistik. koşu mesafesi olarak yerleşmiş durumda dilimize ama bu koşuların ne kadarı etkin koşu, ne kadarı sprint, ne kadarı jogging, ne kadarı yürüyüş bunların oranı tempo ve mücadele açısından daha önemli.

    --- alıntı ---
    iki sene önce şampiyonlar ligi'ndeki koşu mesafeleri sıralamasında 32 takımın en kötüsü olan galatasaray, oluşturulan yeni kadroyla lazio* karşısında 118 km, marsilya* karşısında da 116 km koştu. (sabah)
    --- alıntı ---

    bu durumsa ne olursa olsun gençleşmenin önemini ortaya çıkartıyor. kat edilen mesafemiz bu kadar yükselmiş durumda ama bunun yanında maçlarda tempo olarak da ezilmiyor olmak, mücadele olarak başa baş kalabilmek çok önemli. yani etkin koşulara da baksak eminim ki iki sene öncenin çok daha içerisindeyizdir. galatasaray futbol takımı oyun ve tempo olarak çok daha iyi yerlere gelecek, emin olun. bu gençleşme operasyonu, galatasaray adına 32 yıllık hayatımda gördüğüm en doğru yapılanma. illaki meyvelerini toplayacağız.
  • 98
    dünyanın en dominant takımlarından olan iniesta xavi li barcelona 105 km civarı koşuyordu ve karşısında kimse duramıyordu.
    nicelik değil nitelik önemli.

    yukardaki yazar arkadaş (tarihinyazarigalatasaray) çok güzel açıklamış aslında

    --- alıntı ---

    aslında kat edilen mesafe olarak düzeltilmesi gereken istatistik. koşu mesafesi olarak yerleşmiş durumda dilimize ama bu koşuların ne kadarı etkin koşu, ne kadarı sprint, ne kadarı jogging, ne kadarı yürüyüş bunların oranı tempo ve mücadele açısından daha önemli.

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın