• 28
    beyaz tv spor muhabiri sezgin gelmez, gerçek manada çatlağın biri. adam yerine koymaya değmez.

    zaten ertem şener, abdulkerim durmaz, rok ve ahmet çakar da çatlak yumurtalar. bunları adam yerine bile koymamak gerek. gerçekten çok kolay değil tahammül etmek ama yine de sabredelim. çünkü bir gün gelir...

    arkadaş; "kızın garsonluk yapıyormuş, mütevazi bir ailesiniz, altyapı futbolcularına da mütevaziliği öğretiyor musunuz" ne alaka bir soru. bir gazetenin yaptığı haberi tüm türkiye duysun diye tırışkadan namelerle uydurulmuş bir soru. üstelik bunu maç sonu basın toplantısında soruyorsun.

    bak arkadaş riekerink bey'in yerine sana ben cevap vereyim.

    1-evet riekerink bey'in kızları hem üniversitede okuyorlar hem de hollanda'da her ailenin çocuğu gibi şerefle garsonluk yapıyorlar. yani senin gibi öküz kalmamak için hem kültürlerini geliştiriyorlar, hem de hayatı öğrenmek için çalışıyorlar.

    2-belki sen bu çalışmanın küçük düşürücü olduğunu zannedecek kadar ayı olabilirsin ama bilesin ki bundan ne riekerink küçük düşer, ne de kızları. aksine şereflerine şeref katar bu durumları.

    3-maç sonrası basın toplantısında bu soruyu sormak için altyapıdaki çocukları da meze yapman ne kadar terbiyesiz olduğunu gösteriyor ama bu sayede bütün türkiye, ertem'i de seni de bir kez daha öğrenmiş oldu.

    tamam mı ertem, tamam mı sezgin anladınız mı?
  • 31
    bir karakter yoksunu beyanatı. benim babam çaycıydı. ben de ilkokul 4ten lise 2ye kadar, babam çay ocağını satana dek garsonluk yaptım yaz tatillerinde. hiç de utanmadım gocunmadım. hala arkadaş ortamında çay yapılırken kalkıp ben servis ederim eski garsonlardan kim kaldı ki diyerek. şimdi ise doktorluk yapıyorum. hayatımda da hiçbirşey değişmedi, kişiliğimde de. şimdi de aynı kişiyim, 15 yıl önce de aynı kişiydim. ulan ukala dümbeleği utanılacak birşey mi garsonluk? ekmeğini senin gibi insanları kendince rencide etmeye, tongaya düşürmeye çalışarak para kazanmaktan binlerce kat daha şerefli bir meslek.

    şerefiyle yapılan her meslek kutsaldır. aşağılamak için verdiğiniz ilk 3 örnek için olacak olan çöpçülük mesleğini icra edenler olmasa pislik kokusundan sokakta yürüyemezsin. insan beğenmezse mesleğini değiştirir ama senin gibi içi lağım olmuş insanlar kırk farklı hamamda yıkansa da temizlenemez.

    günün birinde bu cümlenin sahibine anırtarak rektal tuşe atmak dileğiyle.
  • 32
    ali ağaoğlu'nun ''fakirler gül bırakıyordu'' cümlesine açlıktan ağızları kokarken kahkahalarla gülen basın mensuplarının türünde birinin ağzından çıkan, garsonluk mesleğini hadsizce küçümseyen cümle. kraldan çok kralcı olmayı seven bir toplum olduğumuzdan ötürü böyle davranışları görmek normal aslında.

    meslekler arasında alt ve üst diye sınıflama yapılmaması gerektiğini, toplumsal iş bölümünde herkesin kendi işini en iyi yapmasının ayrı ayrı ve eşit derecede öneme sahip olduğu gerçeğini öğrenmemiz gerek. bu algıyı başta sezgin gelmez olmak üzere herkesin kafasına çivi gibi çakmak gerek.
  • 33
    14 yılda gelinen daha doğrusu ülkenin genelinde seviyesizlik olduğu hatta bu soruları programları yapanlarda güçü buradan alıp aha bak biz gazeteciyiz herşeyi sorarız diyenlerdir.

    külüp olarak.. beyaz tv telegol gibi hatta ntvspor aspor trtspor ile mesafe koyulmazsa bunlar daha çok olur. ama bizim yöneticilerimiz her mikrofona konuştuğu için birşey çıkmaz.
  • 35
    avrupa tabii ki mükemmel bir yer değil, ne de olsa oradaki de insan.ama genel anlamda herkesin herkese ve her işe saygısı vardır ve bu anlamda sosyal statüler arasında uçurum yoktur. orada insanlar birey. ailelerin ne olduğu değil kendilerinin ne oldukları önemli. oranın başkanı işe bisikletle gider, burada halkın parasıyla kaçak saray yapılır. hesap soracak bir kurum bile bulunmaz. bu yüzden bu ülkenin vatandaşları hadleri olmayan soruları sorabilirler. bu yüzden bu soruya üzülen riekerink hocam değil, bu zihniyetle aynı havayı tenefüs etmek zorunda olan, bizim gibi düşünen insanlar oluyor.
  • 36
    türkiye'de emeğin ne olduğunu bilmeyen zihniyetlerin bundan önce olduğunu ve bundan sonra da olacağını bize bir kez daha hatırlatan sorumsu!*
    bu soru aslında nereye çıkıyor asıl bunun tahlilini yapmak lazım. ben hemen söyleyeyim;
    bizim ülkede belli bir yere şansla ya da torpille* gelmiş bir çok insan hayvani paralar kazanıyor hocam! burada amcanız dayınız varsa para kazanmak çok kolay. sen şimdi koskoca takımın teknik direktörüsün kızın nasıl garsonluk yapar? galatasaray'ı kendini geçindirecek kadar da mı yolamadın?

    bence bu sorunun çıktığı düşünce yapısı budur. sonra aynı adamlar* "skandal!! galatasaray x'e bu kadar y'ye bu kadar para veriyor!!" diye haber yaparlar verilen paraları eleştirirler. hadi lan oradan dalkavuklar! en çok da türk basınında siz ve sizin gibilerden çok olduğunu bildiğim için üzülüyorum.
  • 37
    soru tamamen seviyesizlik kokuyor, garsonluk yapmak, hizmet sektöründe çalışmak, emek ile ekmek kazanmak kötü konuma düşürülüyor malesef. ben de mesela madden fazla ihtiyacım olmamasına rağmen gittim tarlada çalıştım, tarım öğrendim mesleğimle alakalı olduğu için. zerre de gocunmadım, çok da keyif aldım oradaki işçilerle yaptığımız sohbetten. şu an da doktora öğrencisiyim, paramı kazanmıyorum ve bir yer bana gelse garsonluk yap dese ders saatlerime uygunsa gider onu da yaparım.

    ama bence bu soruda kulübün kızdığı iki nokta var. bu soru sorulur mu? her ne kadar seviyesiz olsa da evet, sorulabilir. her insana her soru sorulabilir. ama türkiye gibi bir ülkede süper lig antrenörleri arasından jan olde riekerink dışında bir antrenöre o soruyu sorabilir miydi sezgin gelmez, kesinlikle soramazdı. üstüne bir de altyapı hocası olduğu vurgusunun yapılması bence akreditasyonun iptal edilmesinde esas önemli nokta. yani başkasına soramayacağı soruyu riekerink'e sormaya hak görüyor. samimiyetsiz.

    tarladaki işçi olmasa yemeğe meyve-sebze bulamazsın, garson olmasa restorandan o yemeği temin edemezsin, futbolda alt yapı antrenörleri olmasa da messi'yi ronaldo'yu izleyemezsin.
  • 38
    tatlı dille soruldu diye ortamı yumuşatmanın hiçbir lüzumu yok, kesinlikle terbiyesizce ve de yakışıksız bir sorudur. en ağır şekilde cezalandırılmayı da hak etmektedir.

    bakınız sevgili dostlar, ülkemizde maalesef ki şu an belki alt tarafı kıçı kırık yerel bir şirket sahibi olan birinin çocukları dahi altına dev araba çekip baba parası yiyerek kendisini "reis" ya da "prenses" zanneder, bu böyledir orada burada bolca görüyoruz zaten, fakat avrupa'da en alt kademeden en üst kademeye kadar insanların çocukları hizmet sektöründe sırf hayatı öğrenmek, iş tecrübe etmek ya da harçlık çıkarmak için çalışırlar ve bu mütevazilik değildir, kesinlikle normal bir şeydir. bundan da keyif alırlar zaten, normal ve onurlu bir davranış olarak görülür.

    yani haliyle obama'nın kızı bile bugün kasiyerlik yaparken riekerink'in kızlarının garsonluk yapması bahis konusu dahi edilemeyecek bir densizliktir. belki göt büyütüp ense kalınlaştırmayı matah bir şey zanneden baba parası yiyiciler bunu anlamazlar fakat bu kızlar ister kamyon şoförlüğü, ister hizmetçilik yaparlar yani bunda bir şey yok. bir şey yok ama işte sorgulanacak bir şey de yok yani. her "normal" şey ulu orta bahis konusu edilecek diye bir kaide yok. hele ki bir süper lig maçı sonrası basın toplantısı bunun kesinlikle ama kesinlikle yeri değil.

    tabi bizim öküz zihniyet bekliyor ki koskoca galatasaray'ın teknik direktörünün kızları blogger-vlogger olsun, moda ya da kozmetik gibi "elit" işlerle uğraşsın, defilelerde, açılışlarda, gece hayatında, avm'lerde ve resepsiyonlarda cirit atsın. yok öyle bir dünya... o bizim sığ algımız.

    şu aptalca soru "hocam çok mütevazisi birisiniz, çok da takdir ediyoruz gerçekten çok iyi örnek oluyorsunuz ama geçenlerde bir haber çıktı, evde tuvalete girip sıçıyormuşsunuz, doğru mu?" kadar saçmadır.

    kesinlikle abartmıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın