• 51
    bu kitle maalesef belli bir ücrete aldığı biletin karşılığını sonuna kadar istemektedir. takım bugün farklı galip gelseydi herhangi bir oyuncu istediği kadar pas hatası yapsın hayatta yuhalanmazdı. ama kaybettik ya, bu arkadaşların 100 veya 200 liraları ziyan olmasın diye stres atıp, ele güne malzeme vermelerine ister istemez şahit oluyoruz. kardeşim o stada stres atmaya değil, takımı desteklemeye gidin lütfen.
  • 52
    takıma negatif etki eden taraftardır. yani bunu söyleyebilmek için az biraz beyin olması yeterli oluyor insanda.
    koskocaman tarihimizi inceleyin bakalım. oyuncuyu veya takımı yuhlamak ne zaman ne şekilde fayda sağladı bize? yuhladığımız adamlar inadına sözleşmesinin son kuruşuna kadar almayı bekledi be el insaf hiç mi hafızanız yok?
    transfer dönemine yaklaşırken ya da transfer döneminde yuhlarsınız yine derim ki ulan bu adam şimdi gitmek ister bak taraftar sayesinde kurtuluruz diye düşünebilirim bir nebze.
    sezonun başı başı. zaten lisansı çıkmış alternatifi kısıtlı oyuncular hepsi. yani bu adamlar oynayacak bir şekilde.
    senin yuhlayacağın zamanında bu leşleri takıma dolduranlardır ama onun da vakti vardır.
    bir de bu falcaoyu aldıran taraftarla, oyuncu yuhlayanlar aynı kişiler olduğunu biliyorum ama ispat edemem.
    unutmayın adam kazanmak çok zor, kaybetmek ise öyle kolay ki...
  • 53
    geleceğe dair ümit beslyeceğimiz, hakkaten sabredip desteklersek daha iyiye gideceğine dair emareler veren mohammed ve morutan kolaylıkla devre arasında tak diye kenara alınırken iyi ama babel, yedlin, feghouli ıslıklanırsa kötü. 5 haftada liderin 5 puan gerisine düştük, hem de sezonu erken açıp ilk haftalarda önde gitmemiz gereken dönemde.
    ne yapacak bu taraftar, hala babel'e mi sahip çıkacak.
  • 56
    mücadele etmeyen, kaçak güreşen, koşmayan oyuncusunu ıslıklamaya hakkı olan taraftardır.

    ama 19 eylül 2021 galatasaray alanyaspor maçında oyundan çıkan yedlin'i ıslıklayan taraftar ahmaktır. adamın yeteneği bu kadar elinden geleni oynuyor. zaten elinden geleni yapmayan adam soyunma odasında ağlamaz. gamsız adam her zaman gamsız olur umruna gelmez. bu taraftarın ilk iç saha maçında yedlin'in gönlünü alması gerekir. oyuncu kaybetmek çok kolay ama kazanmak bir o kadar zordur. yahu daha 5. hafta maç 0-0 gidiyor sizin derdiniz ney salak mısınız abi ya! kötü oynasın bi maç ya kaybedelim arkadaş maç kaybedelim şampiyonluk kaybedelim ama ilkemiz olsun. rüzgara karşı yaprak gibi olmayın ya.

    babel'i ıslıklayan taraftar için de aynı şeyleri düşünüyorum. yüreği yeten babel'i değil onu oynatana tepkisini koyar.
  • 59
    takım toplu halde maç sonu ıslılanacaksa kabul. ama hedef olarak bir futbolcuyu maç oynanırken ıslıklamak rezilliktir. hatta daha ileriye gidiyorum bu hareketi yapanların akıl sağlığı yerinde değildir. kimse sizi takımı tut, bilet al, forma al diye zorlamıyor. şunu yaptım, bunu yaptım, milyonlar kazanıyorlar oynayacaklar diye savunulmazı akılsızlıktır.

    bu futbolcular kendi işlerinde türkiye’nin ve hatta dünyanın en iyileri. belirli bir meslekte yüzde 0.001’lik bir dilime girmiş insanlar. sende kendi mesleğinde böyle bir başarı dilimine gir sende bu paraları kazan. şirketinde küçücük bir mobbing olayına uğrayınca ağlayan insanlar milyonların izlediği bir sporda kişi odaklı protesto yapamaz. bu biraz da insani bir olay ve vicdan meselesi. ıslıklanan milyonlar kazanıyor diye duygusuz bir canlı değil.
  • 60
    hala nostaljik taraftar gruplarını bekleyen yazarlar gözümü yaşartıyor. stadyuma giden ve taraftar denilen insanların % 80 i müşteri gözüyle bakıyor olaya. parasını verdiği ve almayı beklediği hizmeti alamayınca tepki gösteriyorlar. üstüne herşeyi anlık yaşayan ve çabuk tüketen de bir ülkeyiz. taraftar denilen topluluk da bu ülkenin yansıması sadece.
    kendi oyuncumuzu ıslıklarız, hatta yakında yabancı madde bile atarız yakındır.
  • 64
    19 eylül 2021 galatasaray alanyaspor maçını kaybetmemizin en büyük nedenlerinden birisidir. ilgili maçta hücumda top kaybetti diye yedlin ıslıklandı, adam oyundan çıktı, pva oraya geçip yerine ömer girdi ve gol yedik. yedlin olsaydı iddia ediyorum o golü yemeyecektik. yahu sosyal medyada zaten ana bacı sövüyorsunuz adamlara, sokakta görseniz orda da eleştirirsiniz, bunların hepsi yanlış da bari maç oynanırken rahat bırakın. sen ıslıkladın diye iyi mi oynayacak yani? yerine oynatabileceğin başka sağ bek de yok ki. istersen sabaha kadar ıslıkla, istersen masaya çık tepin bu adam oynayacak. e o zaman muhtaç olduğun adamı ıslıklayıp az çok idare etme ihtimali varken niye moralini ve motivasyonunu sıfırlıyorsun? bu ülkede parayla her şeyi alabileceğini zanneden zihniyetin yansıması olduğunu düşünüyorum ben bu insanların. adamın yeteneği bu kadar, başka napacak? mücadele etmez, yeteneği olmasına rağmen sahaya çıkıp oynamak istemez çalışmaz hepsinin ıslıklanmasını anlarım da beceriksiz diye bir adamı ıslıklamak çok ilginç. transfer etmeseydin kardeşim o zaman adamı. adamın yetenekleri belli zaten, zorla da oynatmıyor kendini.

    yahu sen o adamı ıslıkladığında o adamdan zaten hayır gelmiyor, yanındaki diğer arkadaşı da ıslıklanmamak için sorumluluk almak istemiyor, kaçak güreşiyor. iki gün sonra beni de tefe koyar bu taraftar diyip güven duyamıyor. şimdiye kadar ıslıklanma olayının tek bir pozitif yansıması olmuş mudur merak ediyorum. hiçbir zaman işe yaramayan, aksine var olanı daha da kötü yapan bu olayın ısrarla ve inatla yapılmaya devam edilmesi akıl tutulmasıdır, başka hiçbir şey değil.
  • 65
    abartılan olay. ozellikle ingiltere ile karsılastıranlar var, bizim ingiltere ile hangi konuda alakamız var ki bu konuda olsun.
    oncelikle futbolcular iyi oynadıklarında aldıkları abartılı destekten, hatta daha oynamadan ulkeye ilk geldiklerinde gordukleri abartılı ilgiden hic rahatsız olmadılar. basarısız olduklarında da benzeri abartı tepkileri kabullenmeliler. dogal olarak hayattaki nadir mutluluklarından, basarılarından olan takımının kazanmasına engel oldugunuzu dusunen taraftar 2 gun once size taptıgını unutup ana avrat sover.
    diger ulkelerde hic havaalanından daha tek mac oynamadan omuzlarda cıkan futbolcu gormuyorsanız, yuhlanan da pek fazla gormezsiniz.
    hele gelismis ulkelerde futbol hayatın amacı degil, bir keyif aracıdır. o yuzden hayattaki amacını da, hayata olan isyanını da futbolla ifade etmek zorunda degildir.
    ayrıca yılda asgari ucretin 1000 katı ucret alan adam tribunden 2 ses duydu diye motivasyonunu kaybedip basarısız olursa, bu işleri bıraksın.
  • 66
    taraftarı olduğu takıma zarar veren insanlardır. ligin dördüncü, beşinci haftalarında, berabere devam eden bir maçta kendi futbolcunu ıslıklamanın nasıl bir mantığı olabilir? ben bugün oynanan maçtaki ıslıklamanın bilinçli bile olabileceğini düşünüyorum. takımını, kulübünü seven insanların yapacağı bir iş değil bu.

    (bkz: 19 eylül 2021 galatasaray alanyaspor maçı)
  • 67
    sadece bizim takım ya da bizim taraftar ile alakalı olmayan durum.

    ülkedeki büyük çoğunluğun yaşadığı öfke problemini yaşamaktadır. işte herkes öfkeli, trafikte öfkeli, evde öfkeli, statta mı olmayacak?

    çıkmış maça gelmiş bi de para verip, o pası düzgün atmak zorundasın onun gözünde, gol kaçıramazsın. çok yazık hepimize, koca ülkenin psikolojisi bozuk, manyak olduk.

    (bkz: 19 eylül 2021 galatasaray alanyaspor maçı)
  • 68
    büyük takımların taraftarıdır genellikle. sergio ramos da real madrid'te ıslıklanmış ve "taraftarın beklentisi büyük, böyle davranmaları normal" gibi bir açıklama yapmıştı, yanlış hatırlamıyorsam.

    oyuncuları arada bir pasif agresif şekilde doğrayan fatih hoca, bu tip durumlarda taraftara çakmaktan çekinmiyor maalesef. yapılan hoş bir şey değil, ama o da bizi anlamayacaksa kim anlayacak?

    belki de salt bu yüzden takım olamıyoruz? karakter ortaya koyacak oyunculara ihtiyacımız var. van aanholt, "lazio maçından sonra dinlendik işte güzelce" gibi bir açıklama yaptı- mağlubiyetin oraya bağlanması gerekmiyor. *

    bu arada, haftaiçi avrupa kupalarında puan alan yaklaşık 20 takım puan kaybetmiş bu hafta sonu- böyle şeyler olur. taraftar artık takım denen şeyi, sonuçlardan azade görmek istiyor. o adanmışlığı istiyor.

    ıslıklamayı savunmuyorum ama nedenlerine de bugünden bakmamak gerek. iki senedir sinede yaşıyoruz. biz fenerbahçe değiliz, kanımıza dokunuyor bunlar.
  • 71
    "taraftar değil seyircidir" diye hor görülmeye, aşağılanmaya çalışılmış ama aslında durum tam tersi. bakınız tdk sözlüğü ne diyor:
    """seyirci kalmak (veya olmak):
    bir olay karşısında hiçbir tepki göstermeyerek işe karışmamak"""

    yani asıl "seyirci olan" birileri varsa onlar tepki gösterenler değil, göstermeyenler. gerektiğinde futbolcuya, teknik heyete ve yönetime tepki gösteren taraftar akıllı ve cesur taraftardır. maçtan sonra vs. demeyin, taraftarın tepkisinin en etkili olduğu, hatta tek dikkate alındığı yer tribün, tek zaman da maç esnasıdır. zira bütün türkiye şahit olduğundan görmezden gelinemez. öyle twitter'dan ültimatom vermeyle, stad önünde bildirim okumayla filan en ufak ses getirilemiyor.

    denklem basit: ıslıklanmak istemeyen işini düzgün yapar, yapmaya çalışır. kimse bu işin meraklısı değil, bıçak kemiğe dayanmadan protesto eden yok zaten.
  • 73
    tüketim toplumunun sonucu oluşan durumdur. herkesin tek derdi eğlenmek. vefa, sabır, destek olma, katlanma, yardım etme gibi kavramlar önemini yitirdi. bizde değil tüm dünyada böyle. yazık. ılla ki uzun süren başarısızlık ya da armaya büyük saygısızlık olur anlarım. kendini kulübün üzerinde gören, diagne ya da belbanda'nın yaptığı gibi saygısızlık olur oyuncu iyi de olsa yuhlarsın ama daha sezon başında maç berabere giderken yapılıyorsa anlamsız oluyor. hele ki stadı doldurmayıp doğru dürüst cac ortasına kadar bile tezahürat yapmıyorsan sen de en az o oyuncular kadar kötüsün demek. e bizi kim yuhlayacak.
  • 74
    perşembenin geleceği carsambadan belli iken yani taraftarın ozellikle de babel'i isliklayacagi belli iken bilmem kac yıllık tecrübeli teknik adamın düşünmeden yaptığı hamleler sebebiyle öfke patlaması yaşayan taraftarlardır.
    kimsede taraftarmetre olmadığına göre sen bunu yapan adamı kendinden daha az taraftar görüp aklın sıra müşteri deyip aşağılayamazsın.
    hoca kendisi de biliyor o ıslıkların aslında kendisine olduğunu.
    arkadas sen bilmem kac maçtır iyi giden takımı yaptığın degisikliklerle bozuyorsun ki bunların temel noktasinda da babel var. belli yani sen orada isler kötü iken babel'i alırsan o adamın orada isliklanacagi belli.
    baska alternatiflerin olmasina ragmen sen sol bek performansı rezalet olduğu icin begenilmeyen ve daha öncede ıslıklanan, o yüzden son şans olarak sol ic yaptigin ve orada basarili sayilacak bir performans veren adami tutup en kötü olduğu yere sol beke cekip, sol bekini sag bek yaparsan ve golü de bu ikisi yüzünden yersen orada oyuncuyu da ıslıklatırsın.
    sen taraftar ıslıkladı diye veya anlık kötü bir iki orta yaptı diye fena da oynamayan sag bekini oyundan alırsan, o oyuncuyu hedef tahtası yaparsın. bunun olacağını da bal gibi biliyorsun.
    sen de bu kadar yıllık tecrübeysen bunları bilir ona gore tedbir alırsın.
    oraya gelen insanların pek çoğunun merkezinde galatasaray var. ve sen onları mutsuz etmeye devam edersen zaten yaşadıkları gergin ortamda bir noktadan sonra patlamalarına isyan edemezsin. sen de biliyorsun o isliklamalar oyuncu görünümünde olsa da aslında sana ve tercihlerine olduğunu. artık bırak her puan kaybedilen mac sonrası bir bahane bulmayı. sen dogru oyunu oynatırsan, dogru hamleler yaparsan orada kimse isyan etmez.
    bu arada dünyanın her yerinde taraftarlar begenmediklerini ıslıklar, yuhalarlar. kimse de çıkıp ayıp ediyorsunuz demez. sizlerin o musteri diye asagiladiginiz insanlarin çoğu birakin parayı pulu belki de en degerli seylerini zamanlarini harciyorlar bu takim ugruna. belki de sevdali olduğu kişi ile, çocukları ile gecirecekleri zamandan çalarak yapiyor bunu, belki de kendileri icin ayırdıkları ufacık zamanı böyle harcıyor. bu harcama karşılığında da koşan, mücadele eden futbolcu görmek istiyor ki onu gördüğü anda da tıpkı 2020-2021 sezonu son periyodunda olduğu gibi babel'i ıslıklamak yerine alkışlıyor.
  • 75
    doğru veya yanlış olarak eleştiremeyeceğim eylem. ama şuna bir açıklama getirmek isterim. eskiden böyle şeyler olmazdı, bu iş yeni yeni olmaya başladı meselesi ne kadar doğru emin değilim. bana ve muhtemelen pek çoğumuza göre galatasaray futbolunda devrim yapan jupp derwall'in kitabında, bir maç dönüşü "sanırım trabzonspor maçı" kendilerine kaldırım taşı fırlatıldığını ve bundan tüm takımın çok etkilendiğini anlatıyor. ıslık, bu meselenin yanında taktir edersiniz ki çok naif ve daha insani kalıyor. galatasaray taraftarının elindeki tek protesto mekanizması ıslık ve slogan. bu insanların çoğu kaybedilen maçlardan sonra yıpratıyor kendini. ben şahsen o kitleden değilim artık. 1 gün üzülüp, sinirleniyor sonra kapatıyorum şalteri. belki ondan dolayı ıslıklamıyorum, protesto etmiyorum. yaş geldi dayandı 40'a, bazen değmiyor sağlığından olduğuna.
App Store'dan indirin Google Play'den alın