resim
Karl-Heinz Feldkamp
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:90
Uyruk:Almanya
  • 464
    karl heinz feldkamp, 1992 yazında yani 1992/93 sezonunun başında gelmişti galatasaray’a. tavsiye eden ve türkiye’ye gelmesi için ikna eden de j. derwall idi. (bu vesileyle derwall’i rahmetle anıyorum.)

    şimdi nerden geldi aklına feldkamp diye düşünenler olabilir. arzedeyim efendim;

    feldkamp’ı ilk kez ali sami yen’de yapılan açılışta tanıdım. resmi seremoninin ardından takıma tam sahada çift kale antreman yaptırmıştı. daha ilk antremanını izliyordum ama maç sırasında yaptırdıklarını ve futbolculardan istediklerini görünce kendisine hayran kalmıştım. daha çocuk yaşta olmama rağmen o sezon şampiyon olacağımıza o kadar inanmıştım ki zevkten dört köşeydim. (nitekim şampiyon olduk hem de bjk’nin tüm ayak oyunlarına rağmen. yani galatasaray’ın en şerefli şampiyonluklarından biridir) o sezon kalli’nin florya’daki hemen tüm antremanlarını canlı izledim diyebilirim.

    florya’daki ilk idmanda en çok boliç’e ve şimdi ismini hatırlayamadığım bosnalı başka bir futbolcuya bağırmıştı. halbuki boliç yönetim tarafından bosna savaşının ortasından çekip alınmış yıldız adayıydı. ben daha ilk antremanda o bosnalı’nın ve boliç’in bu takımda kalamayacağını anlamıştım. çünkü kalli’nin tek ilkesi vardı, o da pres, pres, presti. bosnalı futbolcu muhteşem paslar atıyordu ama koşmuyor pres yapmıyordu. boliç ise mükemmel goller atıyordu ama o da pres yapmıyor, rakip defansı rahatsız etmiyordu. nitekim o ismini hatırlayamadığım futbolcuyu bir hafta sonra gönderdi (transfer edilmemişti henüz) boliç’i ise dört ay sonra gaziantep’e postaladı.

    takıma alt yapıdan tam yedi futbolcu almıştı kalli. bazıları zaten çıkıyorlardı antremana ama as kadroya kalli tarafından dahil edilmişlerdi. tugay, hakan, arif, okan, bülent, mert, uğur tütüneker, mustafa kocabey tam bir canavara dönmüşlerdi. bunların içine defansa iki stoper (stumpf ve götz) ve santrafora gütshow’u almıştı. defansımız çok güçlüydü. yusuf altıntaş ve bülent korkmaz yedek beklerdi düşünün.

    kalli, o güne kadar türkiye’de hiçbir td’nin uygulamadığı bir sistem uyguluyordu. durarark top istemek yasaktı ve top rakipteyken herkes rakibine pres yapmak zorundaydı, top kapıldıktan sonra ise her futbolcudan sürekli deplase (yer değiştirme, boşa çıkma vs.) istiyordu. çok mükemmel goller atmasına rağmen boliç durarak top istiyordu bu nedenle de onu devre arasında gönderip yerine alman gütshow’u almıştı. koşan adam istiyordu kalli.

    bugünkü takım kalli’nin elinde olsaydı en az yedisini gönderirdi takımdan bundan eminim. belhanda, babel, ömer, seri hatta feghouli ve falcao’yu bile gönderirdi.

    söylemek istediğim şu;

    fatih hocam da 1996/2000 arası takımdan aynı şeyi istiyordu ve koşmayan, pres yapmayan tek oyuncusu hagi idi. onun da nedeni belliydi ve takımdaki herkes bunu kabul etmişti. herkes hagi için biraz daha fazla koşuyordu. çünkü hagi son noktayı koymak konusunda muhteşemdi.

    şimdiki takıma bakıyorum da orta sahamızda ömer bayram’ı oynatmak zorunda kalıyoruz. kanatlarımız yeterince çalışmadı ve santrafor mevkimiz hemen hiç pres yapmamıştı/yapamıyordu.

    hocam sana ne oldu? koşmayan futbolculara nasıl tahammül ediyorsun. ilk yarılarda sanki uyuyordu takım. (tabi bizde can sıkıntısından uyuyorduk) ikinci yarılarda biraz uyanır gibi oluyorduk ama çoğunlukla yeterli olmuyordu. hocam lütfen titre ve kendine gel. orta sahaya iki tane atom karınca getir. emre akbaba ve emre kılınç’ı koştur, ileride presi sık sık uygulat. altyapıdan gelen ve transfer edilen genç futbolcuların ikisini-üçünü ayuna al ve son yarım saatte tam saha pres yaptır. genç adamlar bırak koşsunlar patlamazlar.
  • 443
    çok büyük teknik direktördü. galatasaray’a çok emeği geçti, 2000 uefa kupasını alan takımın temelini attı. 1992 yılında jupo derwall’in büyük çabasıyla geldiği galatasaray’da, beşiktaş’ın hemagonya kurup 3 senedir şampiyon olduğu papaz kadronun karşısına aralarında hakan şükür, arif erdem, okan buruk, bülent korkmaz, tugay kerimoğlu, mert korkmaz, hamza hamzaoğlu gibi oyuncuların olduğu tabiri caizse çoluk çocuğu dizip yanlarına falco götz, reinhard stumpf, torsten gütschow ve erdal keser’le uğur tütüneker gibi tecrübelileri dönüşümlü koyarak ortalığın anasını ağlattı. takım çoğu maçta tecrübesizlikten 10 hatta 9 kişi kalmasına rağmen rakiplerini presten perişan ederdi. kaybetse bile rakiplerinin anasından emdiği burnundan geliyordu. o sene beşiktaş’ı her maçta eze eze yendi. fener’e kadıköy’de 10 kişiyle 4 attı. tsyd, lig, kupa ve cumhurbaşkanlığı olmak üzere 4 kupayı aynı sene kazandı. türk futboluna ve galatasaray’a çağ atlattı. sağlık probleminden ötürü sadece 1 sene kaldığı takımın başında bizlere büyük mutluluklar yaşattı. kendisini bir kere daha saygıyla selamlıyorum. allah uzun ömürler versin.
  • 361
    elinde kızılcık sopasıyla florya'nın önünde belirse,
    teknik kadro, futbolcu, aşçı, yönetici demeden herkesi bir elden geçirse
    sonra basını toplayıp
    kim kimi koparıyo kendi payına amına koyim diyerek umut'u döverken ucu kırılmış olan kızılcık sopasıyla basın mensuplarını daha bir hınçla dövse.
    kalli yönetim, teknik kadro ve basınla işini gördüğü sırada killa hakan gs tv'nin florya'daki stüdyosunu basıp canlı yayında darbe bildirisini okusa,
    "dün geceden itibaren karl-heinz feldkamp ve 36 boys galatasaray'ın idaresini ele almıştır."
    sinan, koray, kevin ve lukas şen çocuklar gibi oynarken sabri dayaktan bilinci kapanan umut, bilal, semih ve selçuk'u hastaneye yetiştirmeye çalışırken ufukta kaybolsa ve bir daha geri gelmese.
  • 470
    paralel evrende 1 ekim 2020 rangers fc galatasaray maçı'ndan sonra göreve getirilmiş olsaydı yapacağı ilk iş falcao, babel, feghouli'yi kadro dışı bırakmak olurdu.
    belhanda'ya da en fazla iki hafta fırsat verirdi.
    isimsiz, cv'si yok demeden belli bir atletizm seviyesine sahip gençleri, altyapı oyuncularını hiç korkmadan sahaya sürer
    ve galatasaray'a dinamik, kolektif bir oyun oynatırdı.
    iyi ki, galatasaray'a gelmiş zamanında da, bu örnekleri verebiliyoruz...
    sie sind ein meister kalli. wir lieben dich!
  • 477
    kendisini her zaman büyük bir saygı ve güzel tebessümlerle andığım, dünyanın en güzel laf sokan teknik direktörü. 1992-1993 yılında izlediğim takımı bugün bile unutmam. ondan önceki 3 senede şampiyon olan beşiktaş’ı, lig ve kupada 4 kere tokatlamış, kadıköy’de fener’i üstelik 10 kişiyle 4’lemiş, maç sonu tesisleri basan fener taraftarı metin aşık’ın istifasına sebep olmuştu.
  • 444
    80'lerin sonundan itibaren takip ettiğim galatasaray'da çalışan teknik adamlar listesinde gözüm kapalı ilk üçte yer vereceğim kişilerden biridir.
    sağlık sorunları nedeniyle maalesef kendisinden uzun seneler faydalanamadık. bu nedenle 92-93 sezonu hep yarım kalmış bir hikayedir zihnimde. bugün kırıntılarını bile göremediğimiz futbolu fazlasıyla oynatan bir teknik adamdı kendisi.
    10 kişiyle kadıköyde fener'i dörtlemişliği de vardır.
    (bkz: 11 nisan 1993 fenerbahçe galatasaray maçı)
    beni asıl etkileyense daha 25.dkda 9 kişi kaldığımız ancak aslanlar gibi mücadele ederek 75'de öne geçip, 3-4 yapacak pozisyonları bulmamıza rağmen son saniyede yediğimiz golle berabere biten trabzonspor maçı olmuştu...
    (bkz: 4 ekim 1992 galatasaray trabzonspor maçı)
  • 449
    galatasaray'ı 1992-93 ve 2007-08 sezonlarında şampiyon yapmış alman teknik direktör. öyle bir teknik direktördür ki, son 6 hafta takımın başında olmamasına rağmen 6 maçın tamamını kazanmış bir takım bırakmıştır arkasında. galatasaray ligin ilk 14 haftasında hiç yenilmemiştir. bu benim ömrümde gördüğüm en uzun süreli namağlup lig başlangıcıdır galatasaray'ın. sezonu sadece 23 gol yiyerek tamamlamıştır. bu da benim hayatımda gördüğüm en az gol yediğimiz sezondur. galatasaray sezon boyu kalesinde orkun usak - aykut erçetin ikilisi olduğu halde 34 maçın 20'sini gol yemeden bitirmiştir. üstelik feldkamp bunları yetenekleri kısıtlı ve pekçok zaman da zaten kadroda tek tük bulunmakta olan yerli ve yabancı kalburüstü oyuncularından yoksun olarak, 11 türk oynatarak başarmıştır. üstelik o sezon ki rakibi son 4 sezonda 3 kez şampiyon olmuş ve bunu 5 sezonda 4 olarak güncellemek isteyen, üstelik o sezon şampiyonlar ligi yarı finalinin kapısından dönmüş fenerbahçe'dir. fenebahçe'yi türkiye kupası'ndan da elemiştir. yani belkide tarihin en iyi fenerbahçesini hem ligden hem kupadan dolayısıyla da süper kupadan etmiş bir feldkamp vardır. büyük adamdır. o yüzden 17. şampiyonluk feldkamp'a da yazılmalıdır arkadaşlar.
  • 401
    1992'de türkiye'ye geldiğinde beklentiler başaracağı işler seviyesinde değildi. bülent korkmaz, okan buruk, tugay kerimoğlu, hakan şükür gibi isimleri türk futboluna kazandıran kişi kalli'dir. hani devrimden bahsediyoruz sürekli, hatta diyorlar ki x teknik direktör takımda 5-10 yıl kalsın da devrim yapsın. devrim yapacak adam 1 yılda da yapıyor bu işi rahat olun. kalli galatasaray'da sadece ve sadece 2 sezon görev yaptı, ikinciyi tamamlayamadı hatta ama gelin görün ki derwall'den sonra türk futboluna en çok hizmet etmiş yabancı antrenördür. derwall kadar olmasa da yaptıkları, 2. sıranın tartışmasız ismidir benim nazarımda kalli.

    ne yaptı bu adam? anlatalım efenim.

    sadece istatistiki verilere bakalım. 1992-1993 periyodunda: 1 tsyd kupası, 1 lig şampiyonluğu, 1 türkiye kupası. 1993-1994 sezonunda da danışmandı, teknik direktör ise hollmann olmuştu. o sezonda keza: 1 cumhurbaşkanlığı kupası, 1 lig şampiyonluğu + avrupa destanı başarılarını yakaladık.

    1999 beşiktaş'ını da dirillti, son 10 maç için göreve gelmişti ve 8 galibiyet 2 beraberlik alıp ikinci yaptı takımını.

    2007-2008 sezonumuzda: 1 lig şampiyonluğu+ avrupa liginde üst tur başarılarını yine onun sayesinde kazandık. yani sadece 3 sezona 6 kupa sığdırdı yaşlı kurt. ve kalli'nin anlam ve önemi kazandırdığı kupalarda değil yaptığı devrimlerde yattı her zaman. laçkalaşmış, oyuncu üzerine kurulmuş türk futbol düzenini her seferinde 10 adım ileri götürdü. teknik direktör makamını yine her gelişinde üstlere taşıdı. türkiye'de antrenmanın önemini derwall'den sonra herkese tekrardan hissettirdi. ve muhtemelen en taş.aklı teknik direktördü türkiye'ye gelenler arasında. necati ateş, hasan kabze, emre aşık, orhan ak tek seferde yolladığı oyuncular mesela. veya lincoln ile hakan şükür'ü aynı anda kadro dışı bırakabilecek kadar dediğim dedikti.

    yüklediği kondisyon, kondisyonun allah'ı aşıladığı disiplinse paha biçilemezdi.

    2007-2008 sezonunda 45 maçta 25 galibiyet, 11 beraberlik, 9 mağlubiyet almış. mağlubiyetlerin önemli kısmı avrupada doğal olarak. maç başına puan 1,91 ki bu da güzel baya.

    velhasıl çok güzel adamsın be kalli. benim için terim, gerets ve hagi ile beraber en kıymetli teknik direktörlerdensin. allah uzun ömürler versin koca adam.
  • 459
    https://twitter.com/...737327083937793?s=12

    büyük hoca kalli’nin dün 86. doğum günüymüş.

    ilk görev aldığı 1992-93 sezonunda galatasaray tarihinin en genç oyuncularıyla şahsen en beğendiğim oyunu oynatan ve efsane uefa kadrosunun da temellerini atan, ikinci gelişinde de (2007-2008 sezonu) tarihin en güçlü fenerbahçe'sinin elinden kimi zaman 11 türk oyuncu ile sahaya çıkardığı -barış özbek'li, serkan çalık'lı servet çetin'li- kadro ile şampiyonluk alan büyük dehadır kendisi. çok sevdiğim fatih hocamdan sonra umarım yeni bir kalli bulabiliriz...

    ayrıca beşiktaşlıların utanmadan sıkılmadan attıkları iftiraların en barizi de kendisi üzerinden görülebiliyor. ankaragücü maçında şike yaparak 8-0 kazandınız ve bu sayede ampiyon oldunuz dedikleri takımın teknik direktörünü, bu maçtan 5 yıl sonra kendi takımlarının başına getirmek ancak beşiktaşlı duruşu(!) ile açıklanabilirdi.
  • 463
    derwall ve denizli dönemlerini bilmiyorum. o dönemleri es geçiyorum bu yüzden. bana göre fatih terim'den sonraki en büyük teknik direktördür galatasaray tarihinde. 92-93 sezonunda sadece bir sene kalmasına rağmen müthiş bir kadro kurmuştur. bütün kupaları toplamış, deplasmanda feneri 4'lemiştir. o sezon tempomuza yetişebilen bir takım yoktu. önümüze geleni eziyorduk. 2000'de alacağımız uefa kupasının temelleri bu sezon atılmıştır. kadroya bakarmısın; no9, tugay, okan, suat, arif, papen mustafa, uğur tutuneker falan.. yabancı olarak da ayı boğan stumpf ve falco ve gutschow. inanılmaz bir kadroydu. takımda bir sene kalıp kendisi 93-94 sezonu için hollmann'ı önererek ayrılmış, o kadronun icraatleri bir sonraki sezon da sürmüştü. meşhur 3-3 biten manchester united maçında sevgili ümit aktan'ın aktardıklarını bir kez daha dinleyin... ''nasıl yükleniyoruz bu nasıl bir tempo'', ''ingilizlerin dünya futboluna sunduğu yıldızlardan biri (ryan gigs'den bahşediyor), 3 kişilik galatasaray presini görünce darmadağın oluyor, bravo hakan, tek kişi 5 kişilik manchester united defansını böyle zor durumda bırakıyor, presi icad eden ingilizler presin nasıl yapıldığını bir de galatasaraydan seyrediyorlar'' gibi gibi. yani ana fikir, bizim genlerimizde olan pres futbolu ve 90 dakika boyunca durmadan pres yapmak. keşke kendisi daha uzun süre kalabilseydi. iyi bir kaleciyle avrupa kupasını çok daha erken kaldırabilirdik. öyle bir futbol oynuyorduk çünkü...

    2007-2008 sezonu için de kendisiyle anlaştık. bir sezon öncesindeki felaket geçen bir sezon ve sulu derbi. yanlış hatırlamıyorsam ilk 5 hafta içerdeki tüm maçları seyircisiz oynayacaktık. çok yanlış hatırladığımı sanmıyorum çünkü bir sonraki gençlerbirliği maçını izlemeye gitmiştim. neyse... inanılmaz kısıtlı şartlarda geldi ve kadroyu sil baştan kurdu. lincoln ve linderoth takviyeli ve yine 92-93 sezonuna benzer bir şekilde yüreğiyle oynayan gençleri takıma entegre edip sezona başladı. disiplininden hiç taviz vermezdi. içerdeki beşiktaş maçı öncesinde takımın en önemli iki futbolcusu olan hakan ve lincoln'u kadro dışı bıraktı gözlerinin yaşına bakmadan, seyircisiz oynanan maçı 2-1 kazandık. antrenmanda fazla çalım atıyor diye hasan şaş'a düdük fırlatan bir adamdı. basın mensuplarına ayar üstüne ayar verirdi. kimseye eyvallahı yoktu. doğru bildiğini yaptı, çoğunlukla kazandı. genelde en büyük iki starından yoksun oynadığı sezon (lincoln ve linderoth) 11 türk ile takım şampiyonluk oldu. yine 11 türk ile fenerbahçe deplasmanına çıktı , o sezona kadar ezildiğimiz o deplasmanda inanılmaz işler yaptı. daha sonra kendisi ayrıldı ve cevat güler geldi ve galatasarayın genlerine işlenen winner karakteri yine devreye girdi ve son 6 haftayı tamamlayıp şampiyonluk oldu. nonda'nın kafası ile kazandığımız fenerbahçe maçında melih gümüşbıçak'ın söyledikleri halen aklımda: dakika 90 ama galatasaray halen ilk dakikalarda oynanıyormuş gibi pres yapıyor. arda turan'a savunma yapmayı öğreten, mehmet topal'ı parlatan bir adamdı. çok kısa süreler kalmasına rağmen gerçekten çok şey borçluyuz kendisine. kendisini çok severim. çok yaşasın, sağlıklı yaşasın.
  • 448
    bu entry'nin girildiği 8 ocak 2020 tarihi itibariyle 85 yaşında olan eski teknik direktörümüz. biraz sonra yazacaklarımdan ötürü kendisini eleştirdiğim düşünülmesin, takımımızın başında gördüğüm en iyi hocalardandır. lakin birazdan sıralayacağım, benim de bir kısmını doğru bulduğum aşağıdaki olayları sosyal medyanın çok daha aktif olduğu günümüzde yapsa linç edilirdi diye düşünüyorum. :)

    ***

    - göreve gelir gelmez ilk işi; taraftarın çok sevdiği necati ateş, hasan kabze gibi isimlerle birlikte cihan haspolatlı ve orhan ak'ı göndermek olmuştu. sasa iliç de kendisinin onayıyla ayrılmıştı.

    - "takımın en sağlam yeri" diye nitelendirilen stoper kısmını tamamen değiştirmiş, tıpkı bir üstteki maddede saydığım futbolcular gibi yine taraftarın sevdiği oyuncular olan stjepan tomas ve emre aşık'ı sezon başında kulüpten göndermiş, rigobert song'a da fena halde kafayı takmıştı.

    - ayrılan stoperlerin yerine, taraftarın "servet değil şampiyonluk istiyoruz" pankartı asacak kadar karşı olduğu servet çetin'le kimsenin adını bile duymadığı ismael bouzid'i aldırmıştı. lakin devre arası emre güngör hamlesiyle savunmayı toparladı. emre güngör benim gördüğüm en nokta transferlerden biriydi. emre toraman ve ali çamdalı transferleriyse direkten dönmüştü.

    - hasan şaş idmanda topu ayağında tutma mevzusunu abartınca kameraların önünde hasan'ın kafasına düdüğü fırlatmıştı.

    - yeni transfer edilen ve uzun seneler sonra galatasaray taraftarını heyecanlandıran ilk yıldız olan cassio de souza soares lincoln'ü hazırlık kamplarındaki maçlarda bir dakika bile oynatmamıştı.

    - bir beşiktaş maçı öncesinde, kampta geç saate kadar misafirleriyle zaman geçiren hakan şükür ve cassio de souza soares lincoln'ü kadroya almayıp tribüne göndermişti. maçı da kazanmıştık.

    - sezon içerisinde iki ankara deplasmanına rahatsızlığı sebebiyle gitmeyip, yerine yardımcısı ahmet akcan'ı göndermişti. takımla beraber gidemediği bu ankara deplasmanlarının birinden birkaç gün sonra noel için almanya'ya gitmesi uzunca bir süre konuşulmuştu.

    - uefa kupası'nda grup aşamasında ali sami yen stadyumu'nda helsinborg'a 3-2 yenilmiş, avusturya wien'le de 0-0 berabere kalmıştık. deplasmanda bordeaux'ya 2-1 yenilmemize rağmen yunanistan'da panionios takımını mağlup edince 4 puanla şans eseri gruptan çıkabilmiştik.

    - rezil bir performansla gruptan çıkmıştık ama uğur uçar'ın ağır sakatlık geçirdiği dönemde, hocanın kadro dışı bıraktığı sabri sarıoğlu da olmayınca uefa kupası'ndaki leverkusen maçına sağ bekte barış özbek'le başlamıştık. 5 tane yiyerek evimize döndük.

    - hasan şaş'ı birkaç maçta sağ ve sol bek oynatırken; servet çetin, emre güngör, sabri sarıoğlu gibi isimlere farklı maçlarda ön liberoda forma vermişti. esas görev yeri ön libero olan ahmed barusso ise bazı maçlarda sağ bekte şans bulmuştu.

    - aly faryd mondragon'un takımıza vedasından sonra yeni bir yabancı kaleci aldırmayıp eldivenleri orkun usak ve aykut erçetin'e vermişti.

    - balonları söndüğü için şu an pek önemsemiyoruz ama bir dönem galatasaray taraftarının ümidi olan ferhat öztorun, özgürcan özcan, erkan ferin, uğur demirok gibi gençlerin galatasaray'dan koptuğu dönem, bu dönemdir. aydın yılmaz da başka bir takıma kiralanmıştır.

    ***

    hiç mi iyi bir şey yapmadı derseniz, çok da güçlü olmayan kadromuzla oynattığı takım oyununu size sunmak isterim. servet çetin, emre güngör, hakan balta, volkan yaman, mehmet topal, uğur uçar, barış özbek, orkun usak, serkan çalık gibi isimler kapasitesinin çok çok üstünde top oynamıştı. kalli işte böyle bir adamdı. şu an sadece ikinci dönemine değindim ama bizdeki ilk hocalık macerasında da müthiş top oynatmış.

    ekleme: yapılmış iyi transferlerden biri olan shabani nonda'yı ve kas yığını ahmed barusso'yu unutmayalım. :) kasper11'e teşekkürler. :)
  • 460
    idmandaki çift kale maçta, birçok resmi müsabakada da yaptığı gibi, kaleciyi çalımladıktan sonra bir ters çalım daha atmaya çalışan hasan şaş'ın kafasına düdüğü 20 metreden kondurduğunda 74 yaşındaydı. anlaşılan, yere düşen düdüğü tıpış tıpış geri getirtecek kadar da oyuncuları üzerinde hakimiyet sahibiydi. derbi maç öncesinde takımın en büyük iki yıldızının üstünü tek kalemde çizebilen -ve o derbiyi de kazanan- oyuncuya dayalı düzenin tam karşısında ne varsa onu temsil eden bir adamdı. basın toplantıları; bizim için zevkli, basın mensupları için de zordu. neredeyse fatih hoca'nın basın toplantıları kadar...

    2004'te yaptığımız revizyon bizi 2007'ye kadar 1 şampiyonluk ve 1 türkiye kupası'yla iyi-kötü götürebildi fakat oluşturulan takımın yaş ortalaması yüksekti. eskiyen kadroya "bugün cerrahız memati" diye dalıp neşteriyle değil baltasıyla revizyonu gerçekleştiren büyük usta, büyük ihtimalle adnan polat ve sezgin ile yaşadığı 'yetki sınırları' problemi sebebiyle ayrılmış ama ne hikmetse diğer sezonun ortasında, kasım 2008'de 'teknik danışman' gibi tuhaf bir ünvan ile skibbe'nin tepesine getirilmişti.

    spor bölümünde atılım yapmaya çalışan zaman gazetesi'nde, hans-peter briegel ve john benjamin toshack ile birlikte yazı yazardı. euro 2008 öncesinde fatih terim'e "takımında yedek kalan semih'i çağırıp sezonun en formda forveti mehmet yıldız'ı nasıl çağırmazsın?" diye eleştiriler yöneltmişliği varsa da karşısına fatih terim'i alan herkesin uğradığı gibi o da hüsrana uğramıştı.

    doğum günü kutlu olsun, kendisi ve dünya tatlısı eşi bir 86 sene daha sağlıkla mutlulukla yaşasın.
  • 491
    galatasaray tarihindeki yeri bana göre çok değerli olan teknik adam. bir kere adamın eşi helena feldkamp nasıl olduysa fanatik galatasaraylı olmuştu. 2. döneminde, feldkamp görevden ayrılsa da fenerbahçe maçını stadyumda takip etmişlerdi ve shabani nonda'nın golünde helena'nın ayağa fırlayıp bir yumruğunu sallaması vardı ki....

    feldkamp'ın en acaip ve bugün bile bakıldığında kolay kolay kabul ettirilemeyecek işlerinden birisi, uzun süreli kontrat düşünmesine rağmen "ulan ilk senemde her şeyi kazandım, daha ne yapayım, şampiyonlar ligi kazanacak halim yok" demesi ve yerine reiner hollmann'ı getirmesiydi, bildiğin yerine geçecek hocayı belirledi adam. bu yüzden fotospor gazetesi hollman'a "emmioğlu hollmann" lakabını takmıştı. şimdi anlatınca pek gözünüzde canlanmıyor olabilir, fakat hollmann galatasaray'a carl zeiss jena'dan geldi. takım almanya 2. ligi'nde sezonu sekizinci bitirmişti. üstelik hollmann 1993-94 sezonundan sonra da yine bundesliga 2. ligi'nde fc saarbrücken'in başına geçti. yani adam resmen 2 tane alman 2. lig takımı arasında sir alex ferguson tokatlayıp türkiye şampiyonu oldu. hatta 1993-94 sezonunda takımı hala feldkamp'ın yönettiği sık sık söylenirdi. hücum futbolunu seven, büyük bir futbol zekasıydı.
  • 452
    1992-1993 sezonunun ilk iç saha maçında altay'a mağlup olmuştuk. ve star televizyonundaki bülent karpat'ın hazırladığı spor programında kendisi için felçkamp tabirleri yorumları yapılmıştı. ağır antrenmanlardan futbolcuların sahada yürüyecek hali kalmadığı vurgulanmıştı.
    o sezon galatasaray'ın hakemlere de karşı kazandığı bir sezondur. özellikle evimizdeki trabzonspor maçı ilkyarıda 9 kişi kalmıştık ve 90. dakikada verilmeyen net faulden sonra devam eden trabzon atağında cyzio'nun golüyle berabere kalmıştık.
    kadıköyde mert korkmaz'ın kırmızı kartına rağmen 4-1 lik galibiyetimiz, o günkü adıyla federasyon kupasında beşiktaş maçları yine 10 kişiyle verilen mücadeleler hala hafızalardadır.
    90 dakika rakibe pres yapan, önde baskı ve alman disiplini. kısacası kalli bir dönemin başlangıcının en önemli aktörüdür.
  • 453
    kaiserslautern takımını 1991 yılında almanya şampiyonu yapmıştır. ve 1992 avrupa şampiyonasında almanya futbol takımına 1 oyuncusu bile çağrılmamıştır. kalli için yıldızların bir önemi yoktur takımı için savaşanlar vardır. kaiserslautern takımının başına geçtiğinde takımını en önemli oyuncusu damir hotic ben yedek oturmam demiş. hoca da tamam demiş. ve ilk maçta tribünde oturtmuş.
  • 497
    ilk döneminde tek sezonda damga vurup, görevi yardımcısına bırakıp giden eski efsane alman hocamız. bıraktığı takım premier lig şampiyonu manchester united 'ı eledi, galatasaray 8 şampiyonlar ligi yıldızından biri oldu, uefa seri başı uygulaması getirdi bu şok üstüne.

    99 gibi bjk yolunu tuttu ama rahatsızlık geçirdiği için uzun sürmedi ve yine görevi yardımcısına bıraktı. ve yine yardımcısı * bjk'de başarılı oldu bence. 11 maç üst üste kazandılar ve 4. kez üst üste şampiyonluğumuza engel olabilirlerdi.

    2007'de tam bir last dance oldu. yaş itibariyle bazı deplasmanlara gidemedi ama kesinlikle şampiyonluk kendisine yazar. futbolu bilen ve çok disiplinli alman hoca. çok özledik bu kriteri...
  • 510
    2007/2008 sezonundaki efsane şampiyonluğumuzda en çok süre verdiği 12 oyuncu sırasıyla şöyle:

    servet çetin
    arda turan (20 yaşında)
    ümit karan
    barış özbek (20 yaşında)
    hakan şükür (35 yaşında)
    mehmet topal (21 yaşında)
    orkun usak
    hakan balta (24 yaşında)
    volkan yaman (24 yaşında)
    rigobert song
    sabri sarıoğlu (22 yaşında)
    uğur uçar (20 yaşında)

    aynı sezon fenerbahçe'nin en çok süre alan 12 oyuncusu!

    mehmet aurelio
    deivid
    edu
    alex
    volkan demirel
    gökhan gönül
    diego lugano
    roberto carlos
    wederson
    semih şentürk
    uğur boral
    mateja kezman
  • 415
    hakan şükür ve lincoln'ü kadro dışı bıraktıktan sonra çıkıp beşiktaş'ı yenecek taşağa sahip bir hocaydı. sonra ise onları affedip takıma kazandıracak kadar akıllı hocaydı. inatçıydı ama aptal değildi. yıldızlarla kavga ederdi ama onları hizaya da getirirdi. o adamları silmez, akıllandırırdı. eğer bunu beceremiyorsanız da gerets, terim gibi toleranslı olmak zorundasınız. tüm bunların yerine takımın en iyi oyuncusunu kendine düşman seçen aptal değil de nedir?
  • 466
    şu an kulüpte olsa ilk işi gamsız ve temposuz sağlıklı yaşam koşucularını kadro dışı bırakmak olurdu.
    bir beşiktaş derbisi öncesi takımın en önemli iki marka oyuncusu hakan şükür ve lincoln'ü kadro dışı bırakıp, maçı kazandırmış ve şampiyonluğu getirmiştir.
    onun zamanındaki disiplin ve tempoya hasret kaldık.
    kazma futbolcularla bile takım türkiye liginin hakkından geliyordu, çünkü sahada ne yaptığını bilen ve rakibi ısıran bir galatasaray vardı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın