463
derwall ve denizli dönemlerini bilmiyorum. o dönemleri es geçiyorum bu yüzden. bana göre fatih terim'den sonraki en büyük teknik direktördür galatasaray tarihinde. 92-93 sezonunda sadece bir sene kalmasına rağmen müthiş bir kadro kurmuştur. bütün kupaları toplamış, deplasmanda feneri 4'lemiştir. o sezon tempomuza yetişebilen bir takım yoktu. önümüze geleni eziyorduk. 2000'de alacağımız uefa kupasının temelleri bu sezon atılmıştır. kadroya bakarmısın; no9, tugay, okan, suat, arif, papen mustafa, uğur tutuneker falan.. yabancı olarak da ayı boğan stumpf ve falco ve gutschow. inanılmaz bir kadroydu. takımda bir sene kalıp kendisi 93-94 sezonu için hollmann'ı önererek ayrılmış, o kadronun icraatleri bir sonraki sezon da sürmüştü. meşhur 3-3 biten manchester united maçında sevgili ümit aktan'ın aktardıklarını bir kez daha dinleyin... ''nasıl yükleniyoruz bu nasıl bir tempo'', ''ingilizlerin dünya futboluna sunduğu yıldızlardan biri (ryan gigs'den bahşediyor), 3 kişilik galatasaray presini görünce darmadağın oluyor, bravo hakan, tek kişi 5 kişilik manchester united defansını böyle zor durumda bırakıyor, presi icad eden ingilizler presin nasıl yapıldığını bir de galatasaraydan seyrediyorlar'' gibi gibi. yani ana fikir, bizim genlerimizde olan pres futbolu ve 90 dakika boyunca durmadan pres yapmak. keşke kendisi daha uzun süre kalabilseydi. iyi bir kaleciyle avrupa kupasını çok daha erken kaldırabilirdik. öyle bir futbol oynuyorduk çünkü...
2007-2008 sezonu için de kendisiyle anlaştık. bir sezon öncesindeki felaket geçen bir sezon ve sulu derbi. yanlış hatırlamıyorsam ilk 5 hafta içerdeki tüm maçları seyircisiz oynayacaktık. çok yanlış hatırladığımı sanmıyorum çünkü bir sonraki gençlerbirliği maçını izlemeye gitmiştim. neyse... inanılmaz kısıtlı şartlarda geldi ve kadroyu sil baştan kurdu. lincoln ve linderoth takviyeli ve yine 92-93 sezonuna benzer bir şekilde yüreğiyle oynayan gençleri takıma entegre edip sezona başladı. disiplininden hiç taviz vermezdi. içerdeki beşiktaş maçı öncesinde takımın en önemli iki futbolcusu olan hakan ve lincoln'u kadro dışı bıraktı gözlerinin yaşına bakmadan, seyircisiz oynanan maçı 2-1 kazandık. antrenmanda fazla çalım atıyor diye hasan şaş'a düdük fırlatan bir adamdı. basın mensuplarına ayar üstüne ayar verirdi. kimseye eyvallahı yoktu. doğru bildiğini yaptı, çoğunlukla kazandı. genelde en büyük iki starından yoksun oynadığı sezon (lincoln ve linderoth) 11 türk ile takım şampiyonluk oldu. yine 11 türk ile fenerbahçe deplasmanına çıktı , o sezona kadar ezildiğimiz o deplasmanda inanılmaz işler yaptı. daha sonra kendisi ayrıldı ve cevat güler geldi ve galatasarayın genlerine işlenen winner karakteri yine devreye girdi ve son 6 haftayı tamamlayıp şampiyonluk oldu. nonda'nın kafası ile kazandığımız fenerbahçe maçında melih gümüşbıçak'ın söyledikleri halen aklımda: dakika 90 ama galatasaray halen ilk dakikalarda oynanıyormuş gibi pres yapıyor. arda turan'a savunma yapmayı öğreten, mehmet topal'ı parlatan bir adamdı. çok kısa süreler kalmasına rağmen gerçekten çok şey borçluyuz kendisine. kendisini çok severim. çok yaşasın, sağlıklı yaşasın.
2007-2008 sezonu için de kendisiyle anlaştık. bir sezon öncesindeki felaket geçen bir sezon ve sulu derbi. yanlış hatırlamıyorsam ilk 5 hafta içerdeki tüm maçları seyircisiz oynayacaktık. çok yanlış hatırladığımı sanmıyorum çünkü bir sonraki gençlerbirliği maçını izlemeye gitmiştim. neyse... inanılmaz kısıtlı şartlarda geldi ve kadroyu sil baştan kurdu. lincoln ve linderoth takviyeli ve yine 92-93 sezonuna benzer bir şekilde yüreğiyle oynayan gençleri takıma entegre edip sezona başladı. disiplininden hiç taviz vermezdi. içerdeki beşiktaş maçı öncesinde takımın en önemli iki futbolcusu olan hakan ve lincoln'u kadro dışı bıraktı gözlerinin yaşına bakmadan, seyircisiz oynanan maçı 2-1 kazandık. antrenmanda fazla çalım atıyor diye hasan şaş'a düdük fırlatan bir adamdı. basın mensuplarına ayar üstüne ayar verirdi. kimseye eyvallahı yoktu. doğru bildiğini yaptı, çoğunlukla kazandı. genelde en büyük iki starından yoksun oynadığı sezon (lincoln ve linderoth) 11 türk ile takım şampiyonluk oldu. yine 11 türk ile fenerbahçe deplasmanına çıktı , o sezona kadar ezildiğimiz o deplasmanda inanılmaz işler yaptı. daha sonra kendisi ayrıldı ve cevat güler geldi ve galatasarayın genlerine işlenen winner karakteri yine devreye girdi ve son 6 haftayı tamamlayıp şampiyonluk oldu. nonda'nın kafası ile kazandığımız fenerbahçe maçında melih gümüşbıçak'ın söyledikleri halen aklımda: dakika 90 ama galatasaray halen ilk dakikalarda oynanıyormuş gibi pres yapıyor. arda turan'a savunma yapmayı öğreten, mehmet topal'ı parlatan bir adamdı. çok kısa süreler kalmasına rağmen gerçekten çok şey borçluyuz kendisine. kendisini çok severim. çok yaşasın, sağlıklı yaşasın.