eğer konu akan oyunda kapalı savunmanın boşluklarını yakalayıp bu boşlukları pozisyona çevirmekse bence
süper lig 2020-2021 sezonu'nun en iyisi
galatasaray futbol takımı. oyuncularımızı rakip ceza sahasında demarke bir şekilde topla buluşturma konusunda sıkıntı yaşamıyoruz. attığımız gol sayısı 25 (maç başına 1.67) ki bu çok az bir sayı. ama bunun sebepleri akan oyunda kapalı savunmaları açma sorunumuz değil bence. bu sorunun 3 sebebi var bence;
1-
duran top:
süper lig 2020-2021 sezonu'nun ilk 15 haftasında rakibimiz
fenerbahçe'nin sırf kornerden 8 golü varken bizim duran top kaynaklı sadece 2 golümüz var. birisi
28 kasım 2020 çaykur rizespor galatasaray maçı'nda duran topta emre akbaba'ya atılan dirsek sonucu kazandığımız penaltı. ikincisi de
5 aralık 2020 galatasaray hatayspor maçı'nda
hataysporlu oyuncunun kendi kalesine attığı 2. golümüz. bunlar da bizim becerimizden çok rakip beceriksizliği ile gelmiş goller. 15 haftada 4-5 tane daha duran top golü bulabilirdik ve bulmalıydık. mesela 5 duran top golüyle 30 gole ulaşırdık ki bu maç başına 2 gol anlamına geliyor. bizim gibi elit bir savunma takımı (ilk 15 haftada maç başına 0.67 gol yedik sadece) için maç başına 2 gol atmak şampiyonluk demek zaten. kaldı ki bu duran top golleri yüksek olasılıkla bolca duran top şansı bulduğumuz
kayserispor,
karagümrük,
antalyaspor maçlarında gelecekti ve yine yüksek ihtimal bu maçlardan 2 yerine en az 7 puan toplamış olacaktık. alınabilecek 45 puanın en az 35 'ini alacaktık.
2- akan oyundaki orta kalitesi: bunu açıklamak için önce
thierry henry'nin
pep guardiola hakkında söylediği bir sözü paylaşmak istiyorum.
henry guardiola'dan bahsederken guardiola'nın ağzından söylediği söz;
https://www.youtube.com/...annel=SkySportsRetro 2.05'te;
"my job is to bring you up until the last third. your job is to finish it."
yani
"benim işim sizi 3. bölgeye kadar taşımak, sizin işiniz işi bitirmek (golü atmak)"
yani kısacası olay şu;
- beklerimizin rahatlıkla orta kesebileceği pozisyonları oluşturmak; çok yüksek oranda teknik direktörün işi
- beklerimiz orta keserken ceza sahasında yeterli kalabalığı oluşturmak; çok yüksek oranda teknik direktörün işi
- ceza sahası içinde doğru yerde durmak, doğru koşuyu yapmak, ortayı güzel açmak, gol vuruşunu güzel yapmak vs; çok yüksek oranda oyuncuların işi
buradan varacağım sonuç şu; beklerimiz güzel orta pozisyonları buluyor, içeride çoğunlukla birçok oyuncumuz oluyor ama ortalardan gol gelmiyor. yani olay şu, biz kapalı savunmayı açıyoruz aslında ama orta, ceza alanında yer tutma ve bitiricilik konularındaki beceri eksikliğinden dolayı bunu skora çeviremiyoruz.
bu sezon akan oyunda orta ile attığımız sadece 2 gol var. birincisi
31 ekim 2020 galatasaray ankaragücü maçı'nda babel'in golü, ikincisi
5 aralık 2020 galatasaray hatayspor maçı'nda diagne'nin golü. ki bu ikinci gol bence ekstrem bir senaryo ile geldi (hem feghouli, hem de diagne her şeyi çok doğru yaptı). bu arada
24 ekim 2020 bb erzurumspor galatasaray maçı'ndaki golümüz bence orta değil uzun top sınıfındaydı daha çok. ama sayacak olursak 3 gol diyelim.
bu bahsettiğim 3 golün biri yerden orta ki çok işimize yarayacak bir gol çeşidi, bunu arttırmalıyız. diğer ikisi stoperlerin arasına yahut stoper-bek arasına değil, bekin de arkasına atılan toplarla geldi. yani devamlılığı çok olacak goller değil.
peki akan oyunda ortayı kim kullanıyor? sadece
fenerbahçe,
beşiktaş gibi diğer gol silahları güçsüz takımlar mı?
tabii ki hayır. akan oyunda ortayı çok sık kullanan takımlara 3 örnek vereyim;
1-
liverpool fc 2-
bayern münih 3-
manchester citybu 3 takım şu an oyun gücü bakımından dünyanın en iyi 3 takımı. 3'ü de akan oyunda ortaları ana planlarından biri olarak kullanıyorlar. zaten takımların ismini zikrettiğimde bile kimmich-lewa, müller-lewa, de bruyne-sterling, de bruyne-jesus, bernardo-aguero gibi bağlantılar ve
trent alexander-arnold andrew robertson ikilisi akıllara gelmiştir. sadece bu 3 takım da değil,
leipzig,
real madrid,
manchester united,
juventus gibi birçok dev takım akan oyundaki ortalardan çok büyük bir verim alıyor. çünkü dünyanın en iyi takımlarından biri bile olsan
6-3-1 ile kendi ceza sahasına kapanmış rakibini delmek için kısa pas yetmiyor. alan bırakmıyor rakip savunmalar. haliyle ceza sahasına bolca adam sokup sağlam ortalarla rakibi bunaltmak ve sonuç almak gerekiyor. bizde bu yok, çünkü oyuncularımızın orta becerisi cidden çok zayıf. en teknik oyuncularımızın bile (arda hariç) özellikle havadan orta becerisi zayıf kalıyor. ligde akan oyunda klasik orta-kafa-gol senaryosunu en son
22 eylül 2019 yeni malatyaspor galatasaray maçı'nda gerçekleştirmişiz. o günden bugüne tam 44 lig maçı oynadık. 44 maçtır orta-kafa-golümüz yok akan oyunda (duran toplarda da pek yok zaten).
fenerbahçe,
beşiktaş gibi rakiplerimiz bu tip golleri peynir ekmek gibi atıyorlarken biz 44 haftadır bekliyoruz. elit seviyede bir kafa vuruşçusu olan
radamel falcao'nun bizde oynadığı 31 maçta kafa golü yok. alametifarikası kafa golleri olan, pozisyon alma konusunda müthiş, kafa vuruşları konusunda çok iyi olan
mbaye diagne ile bizde oynadığı 27 lig maçında sadece
11 mayıs 2019 çaykur rizespor galatasaray maçı'nda 1 kere orta-kafa-gol senaryosunu gerçekleştirebildik.
bu rezalet istatistiklerin çok küçük bir kısmı kontra tehditinden ötürü rakip ceza sahasına az adam sokma, diğer bir çok küçük kısmı da çok uygun orta pozisyonları bulamama (bu sezon için geçerli değil) kaynaklı. çok büyük bir kısmı ise orta kalitemizin 0'ın altında olması kaynaklı.
ve bu bizim üretkenliğimizi çok ciddi ölçüde etkiliyor.
3- gelmeyenler, eksikler:
2020-2021 sezonu yaz transfer dönemi malum zaten. o dönemde alamadığımız oyuncular yüzünden rotasyonumuz dar kaldı. bunun da üstüne ilk 15 haftada hatırladığım kadarıyla 19 oyuncumuz 30 kere sakatlandı (covid-19 ve omar'ın talihsiz olayı da dahil). birçok oyuncumuz haftalar, aylar kaçırdı (babel-falcao-belhanda-arda-omar-saracchi-etebo vs) hal böyle olunca kadro istikrarı yakalayamadık, kadro istikrarı yakalayamayınca da gol sayımız olumsuz etkilendi. hakikaten ekstrem bir sakatlık (hastalık, kaza) problemi yaşıyoruz. tabii birçok faktör bu durumda etkili, ama bence en etkilisi şanssızlık. omar'ın kazası, falcao'nun müzmin sakat hale gelmesi (bizden önce her sene 40 maça çıkıyordu adam), covid geçirenlerin ağır geçirmesi vs. olmayacak çok iş geldi başımıza.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
sadede gelecek olursak, bence akan oyunda kapalı savunmayı açma problemimiz kastettiğim anlamda yok. sezon başından beri kapalı ve yarı açık savunmaları açtığımız çok şık takım golleri atıyoruz. bu süreçte;
1-
gaziantep fk maçı 2. gol
2-
başakşehir maçı 2. gol
3-
bb erzurumspor maçı 1. gol
4-
ankaragücü maçı 1. gol
5-
sivasspor maçı 1. gol
6-
rizespor maçı 2. gol
7-
trabzonspor maçı 1. gol
gibi müthiş goller attık. "kapalı savunmayı açma" problemi olan bir takım bu attığımız gollerin çoğunu
atamazdı.
gol sayımızı sınırlı tutan 3 faktörden bahsettim. bu 3 faktörden 3.sü (eksikler) düzelecek gibi duruyor ama ilk 2'sinin (duran top, akan oyunda orta) akıbeti pek belli değil maalesef. bu 2 problem sadece bu senenin değil, 3 seneyi aşkın
dördüncü fatih terim dönemi'nin süregelen problemleri. 2018 ağustos-2018 ekim ve 2020 ocak-2020 mart arası dönem hariç bu (bkz:
#3036408), (bkz:
#3008129) 2 sorunu hep yaşadık. bunları kısa vadede aşmamız pek mümkün görünmüyor maalesef. ama bu 2 sorunun üzerine eğilinmeli, en azından geçici bir iyi dönem yakalamalıyız. 2 aylık geçici bir iyi dönem bile şampiyonluk yarışında çok işimize gelecektir.