kanepe önünde kalecilik yapmak

• 26

  hey gidi hıdır amca.
  çocukluk anılarımı gözümün önüne getiren eylem.
  kuzenimle kağıttan buruşturup, bantlayıp yaptığımız toplarla öyle oynardık ki ter içinde kalırdık. kuzenimin dedesi hıdır amca da hep kuzenimi döver bana dokunmazdı misafir sayıldığımdan.
  burdan kuzenime selamlar az dayak yemedin hacı, kusura bakma ortak olamadığım için..
• 27

  dayımın oğlu ile senelerce yaptığımız şeydi. galatasaray'ın en kötü 2002-2005 seneleri arasına denk gelmiştik. kanepeye topu değdirdikçe galatasaray için umutlanıyorduk.
• 28

  eskiden bizde somya (divan) vardi. bizde onları kale yapardik. hatta işi daha da abartıp resim çantasını da barajmış gibi düşünüp çoraptan yaptığımız toplarla gol atmaya çalışırdık. topu duvara çarptırdığımızda da sağ kanattan cafu orta açıyormuş hissine kapılırdık. hey gidi günler.
• 29

  rahmetli dedeme topu verir bufenin onune gecerdim. oturugu yerden* eliyle cektigi sutlari cikarmaya ugrasirdim.
• 30

  oğlumla birlikte tekrar dahil olduğum, ama artık göt/göbek oranının 1'e yakınsaması sebebiyle şut çeken taraf olduğum aksiyon. yalnız oğlumun galatasaray 101 eğitimi için bulunmaz nimet.
  
  hagiiii... şuuttt ve kaleciiii....dönen top.... umuuutttt, dokunamadıııııı... :(
• 31

  evin koridorunda futbol oynamakla kardeştir. kanepe iskelesi sağlam değilse üstüne atlanıldığı vakit kanepenin çatırdaması süreci ile devam edebilendir.
  
  uzak mesafeden bir şuuut ve ocgunsson çıkarı... çaaat!!! anne terliği is coming :(
• 32

  vazo, avize, vitrinden cam bir ürünün kırılması sonucu yenen dayakla son bulan aktivite :)
• 33

  oğlumla oynamaya başladığımız oyun.
  
  ikimiz de topu yakalayınca "muslera" diye bağırıyoruz.
• 34

  kanepenin tam arkasında yer alan camın kırılmasını muteakiben gelen oklava darbelerini de öngörmeniz ve buna göre antrenman yapmanız gereken spor olayıdır.
• 35

  (bkz: dayak loading)
• 36

  bunu yapmadan önce 1 adet yapıştırıcının şart olduğu aktivite. yapıştırıcı öncelikle önemli sonra terlikler saklanır. sonra gelsin şutlar gitsin voleler.
• 37

  2 oglum var. ellerinizden öper. kendimden 3 ya$ karde$imle soguk ki$ günlerinde kanepe önü veya 2 kirlent arasi dönü$ümlü olarak yaptigimiz eylemdi 80li yillarda. evde indirmedigimiz cam çerçeve kalmami$ti. ama mutluyduk be!
  
  $imdi kendi çocuklarima bakiyorum. baba aypettten bi$ey bakabilir miyim? baba aypetten hayvan belgeseli açar misin? eeeh ebenin örekesi!!! bu ne biçim bir hayat lan!!!! gören de her gün aypetten bir $ey bakiyor zanneder! arkada$ ne lanet bi$ey bu dijital aygitlar! ne zaman bitecek bu aypet meragi? bizi bu hale sokanlarin kulak arkalarini gondikleyim. otobüste, trende, yolda, yatakta, i$erken, sçarken.. arkada$ 24 saat elimizde bu lanet olasi meretler.
  
  velhasil-i-kelam anlatmak istedigim: bilhassa çocugunuz varsa elinize almayin $u meretleri. çocugunuza vermeyin demiyorum. siz elinize almazsaniz, o da istmeyecektir.
  
  almayin ki, onlarda kanepe önünde penalti çeki$ip, cam çeçeve indirsinler..
  
  aglamiyorum be, nerden çikardin, gözüme 90li yillar melankolikligi kaçti..
• 38

  yaz günleri arkamda açık olan pencereden aşağıya topun uçması ile sonuçlanan eğlencedir. ayrıca o küçük halimle yarım metrede yapılan kurtarış kendimi wakabayashi, schmeichel karışımı hissetmeme neden olurdu.
• 39

  6 yaşındaki oğlumla haftada birkaç kez yaptığımız şey.
  
  kaleye geçen tabiki muslera oluyor. penaltıyı atan ise oğlum olunca selçuk, ben olunca gomis.
  
  kaleye geçenler için bir kuralımız var ama.. oğluma göre şutu çeken kişi kaleciye "ellerini aç, dizlerini bük, sinirli bak!" diye taktik vermesi gerekiyor*, kaleci de bunları yaparak şutu bekliyor.
• 40

  yüksek ihtimalle bir parmağın -genelde serçe- hasar görmesiyle sonuçlanan eğlenceli aktivite.
• 41

  çocukluğumun en eğlenceli ve futbol kariyerimi etkileyen aktivitesi.
  
  henüz 10-11 yaşlarındayım. teyzemler toplanmış maaile bize gelmişler. tabi bu kadar bayan bir araya gelince rahat rahat dedikodu yapsınlar diye çocuklarını dışarıya yollamıyorlar. malum çocuklar dışarı çıkarsa akılları onlarda kalır ve rahat takılamazlar.
  buna istinaden kuzenimi oturma odasına çağırdım. kanepenin önüne onu kaleci yaptım. yalnız kanepe evin penceresinin önünde. bu detayı o zaman atlamışım :) televizyonda da tsubasa açık. tsubasa'nın takımı yenik ve karşı takım tarafından küçük görülüyorlar. sonrası malum. hırs, azim ve inançla birlikte atılan gollerle beraberlik yakalanır. fakat henüz bitmemiştir. arkada çalan müzikle birlikte tsubasa maçın son dakikasında kankası nankatsu'dan gelen pasla 3 metre havaya sıçrar ve o bilinen vuruşu yaparak takımına galibiyeti getiren golü atarken bende aynı anda senkronize şekilde kanepenin önündeki kuzenime o vuruşu yapmaya çalıştım.
  
  sonuç: tsubasa maçı kazanırken ben evdeki camı çerçeveyi indirdim ve kuzenimle birlikte çok temiz dayağımı yedim. sonra eve gelen babamdan camı değiştirmek için verdiği parayla eşdeğer yediğim ikinci posta dayak :)
  
  futbol kariyerimi etkileyen noktası ise o gün bugündür hiç şut çekmedim ve bir kaleci olarak halı sahalardaki aranan adam hep ben oldum :)
• 42

  başlığı görünce gerçekten çok duygulandım. ağabeyim ile birlikte çok oynardık. ben topun başına geçtiğimde hagi derdim kendime, kalede olan abim ise tabiki taffarel olurdu. sonra o geçerdi topun başına, ben de kaleye. annem camı çerçeveyi indireceğiz diye çok korkardı ve kızardı gidin dışarda oynayın derdi sürekli.*
• 43

  her parcasi farkli renkte olan dikisli kucuk yun top ile yapilirsa, cevreye verilen zarar minimuma iner. sahsen kucukken kiz kardesime bu topla sut cektirir, kaleci eldivenimle kanepe onunde ucarak kurtarirdim.
• 44

  bu işin profesyonel hali iki katlı ranza önünde kalecilik yapmaktır. üst direk de var hesabı. arsada oynamak ile halı sahada oynamak arasındaki ince fark.
  
  tek başınıza da oynayabilirsiniz. duvarlar bunun için var. elinizde top veya topumsu bir cisim ile duvara vurdurup gelen topu çıkarmaya çalışmak...
  
  kontrpiyede kalmak isteyenler için duvarın köşesine topu vurdurmak tavsiye edilir. hele o top kanepenin dirseğine çarpıp da yavaşça ağlarla(!) buluşmuyor mu, zevkten dört köşe olursun. golü sen yemene rağmen.
  
  özlüyorsunuz değil mi...
• 45

  valla üzgünüm, hepiniz çok amatörmüşsünüz :-)
  
  bu kardeşiniz 8-9 yaşlarında/simoviç yıllarında kendine şöyle bir oyun icat etmişti: geniş arkalıklı kanepenin karşısında, yere dizlerini kırıp namaz pozisyonunda oturur, elindeki kestaneyi tüm gücüyle kanepeye atar, seken kestaneye yerden uçarak plonjon yapardı.
  
  atılan şeyin kestane olması çok önemliydi zira yuvarlak olmadığı için nereye sekeceği hiç belli olmuyordu. yıllar sonra buna benzer bir kaleci antremanı görünce çok şaşırmıştım.
• 46

  kendimden de biliyorum, çocukluğunda kanepe önünde kalecilik yapanlar, yetişkinliklerinde çok iyi bir çizgi kalecisi olurlar ancak yan toplara çıkmadıkları için de sık sık eleştirilirler. özellikle köşe atışlarında, periferik görme alanında kalan ceza sahası içerisindeki diğer oyuncuları üzerinde vazo olan bir sehpa olarak algıladıklarını düşünüyorum.
• 47

  büyüdükçe dizleri acıtan eylem.
  
  yeğenlerle yapması ise efsane zevklidir.
• 48

  evde gülle gibi basketbol topuyla sektirmişliğim de vardı benim. en son alt kattaki komşu tevfik amcalar kibarca beni uyarmıştı. haklı tabi adam amk, tavandan devamlı güm güm diye ses geliyor.
• 49

  çocukken gri bir şortum vardı. üstüme de gri sweatshirt geçirirdim uzun kollu. sonra başlardı bağırmaya; mondragon!
  https://media.gettyimages.com/...ykjzeFQZYqXW0IoZdJU=
• 50

  kanepe önü tabi en popüler olanıydı evde top oynama türlerinin.
  benim denediğim diğer türler için:
  - ben ütü masasını açıp altında oluşan boşluğu kale yapardım, kalecisiz oynardık mesela.
  - çekyat'ı yatırıp kardeşimle küçük yastıklar atardık. çekyatın üstündeki kaleci yumuşak platform üzerinde istediği gibi zıplayabiliyordu, ne ses yapıyordu ne de acıtıyordu. iyi uçuyorduk bu şekilde be...
  - ayrı bir manyaklığım da şu, okey setini açıyordum, iki tane tahtayı karşılıklı yerleştiriyordum. kırmızıları galatasaray, mavileri de fenerbahçe olarak diziyordum. 1'den 11'e kadar tabi. zarlardan biri de top oluyordu. elimle maç oynatıyordum okey taşlarına be. bunu benden başka yapan biri daha var ise dünya üzerinde, tanışmak isterim, ruh ikizim olabilir... :)
  
  şimdi küçük plastik kaleler satılıyor, ondan aldık evde oğlumla öyle oynuyoruz. ama biz kreatiftik eskiden be....