igor tudor'a sordugu "cl'de başarılı olur da
real madrid'den teklif gelirse
galatasaray'ı da bırakır gider misiniz?" sorusu kadar geri zekali bir soru olamaz. kendince cok kurnaz ve lafi gedigine oturtan bir soru sorudugunu dusunuyordur eminim. oysa ki cevabi herkes icin ayni olan bir sorudur bu sordugu. evet kadir cetincali, tudor ya da
senol gunes ya da emekliligini coktan almis
advocaat ya da sen kendin farketmez, insanlar real madrid'den herhangi bir gorev icin teklif aldiginda, bagli olduklari kuruma donup der ki "kusura bakmayin real madrid kapiyi on kere calmaz!" ve zaten senin kurumun da bunu anlayisla karsilar eger akil sagliklari yerindeyse.
ne kadar buyutuldu tudor'un karabuk'ten galatasaray'in basina gecmesi anlamiyorum. herkesin basit bir mantikla verdigi ornek gibi "ya karabuk tudor'u kovsaydi?" evet ya karabuk tudor'u kovsaydi 2 maglubiyet sonra? kimse diyecek miydi "yahu adama 3 kurus tazminat yazmissiniz kapinin onune koyuyorsunuz sezon devam ederken" tabi ki denmeyecekti. karabukspor'dan degil tudor'u, baskanini transfer etmek istesek adamin kendi kosarak gelecek, kadir cetincali da mal bulmus magribi gibi "real madrid'e gider misin galatasaray'i birakip?" diyor. gider, gitmeli! o gitmiyorsa biz gondermeliyiz cunku o saatten sonra bize de hayri dokunmaz. adam kafasinda real madrid'le oynamaya baslar.