1049
bazı yorumculara göre 2000 yılda bir gelen kutsal futbol kişiliği.
portekizin şenol güneşi. portekizin fatih terimi kim dersen, o da mourinho’dur. jesus’un olduğu yaş, dilini ve kültürünü bilmediği, çok anlamadığı bir ülkede ilk defa antrenörlük meydan okuması ( challenge) için son derece geç ve risklidir. şenol güneş’in bile kore macerası çok erken yaşlarda olmuştu ve göreceli olarak başarılıydı. derseniz ki, ekonomik olarak direk/endirek istediğini garanti altına alıp gelmiştir ve o yüzden, salt ekonomik amacına ulaşmıştır. o zaman , tamam. ama başarı gelemez.
lafla anlatıldığında anlamıyorlar, feneri yönetenler toptan sayısalcılar galiba.
bir de böyle anlatalım.
jesus, hatayı ilk başta, kendisi tescilli bir final kaybeden (looser) olmasına rağmen, kaybeden ( looser) alışkanlıklı ve temmuzda sezon açan ( başka bir looser faktörü daha) bir takımın kaybeden (looser) geçmişli başkanının teklifini kabul etmekle yaptı.
matematik açılımı:
looser x looser x looser x looser= looser üssü4.
çok looser eder, geometrik artan etki.
çok büyük bütçe, hakem, politikacı, medya, devlet ve kamuoyu desteği/itmesi olmasa, fenerin gerçek yeri 4. ile 8. sıralar arası.
brezilya’da başarılı olduğu formülü burada uygulamaya kalktı. ekonomik olarak kuvvetli/nüfuzlu bir takıma, yüksek fizik güçlü bol rotasyonlu bir kadroyla, çoşkulu ve baskın bir oyunla rakipleri bir rüzgarla sindirerek şampiyon olmak.
o burada olmaz. brezilya’da apertura/clausura/ yöresel falan diye ligler kısa. burada kimine temmuzda açılıp neredeyse haziranda bitiyor. 10-11 ay, 4 mevsim, değişik doğal konumlar ve iklim kuşakları, tatiller, doğal afetler, avrupa kupası maçları, milli maçlar derken uzuyorda uzuyor. rakipler 14 yabancı hakkına sahip ve anadoluda bile atletik oyuncularla taş gibi takım çıkarıyorlar. senin kadronda ise bir sürü milletten 40+ kişilik kalabalık fakat dengesiz yapıya sahip oyuncu topluluğu var. iyi takımları sindiremezsin, ancak bordrondaki kadını, hakemlerin başına getirerek ite kaka, her maç haksız penaltı alarak ve sertliğine müsamaha edilerek zar zor kazanırsın, ama arada da fena patlarsın. bir de üstüne kötücül ve kibirli bir başkan ile muhatapsın. ingilizce, türkçe yok, daha 10 milyon dolar + aldığın takımın adını bile doğru telaffuz edemiyorsun. feneebaç ne demek yahu?
yanlış hesap lizbon’dan değil, istanbul’dan döndü.