iyi oynadık hakettik ama olmadı

• 1

  maç bitmiştir. yayıncı kuruluşun genç ve cevval muhabiri soru olmayan bir cümle kurar:
  
  -evet cemil, son dakikalarda gelen iki gol, kayıp 3 puan? (soru mu lan bu şimdi?)
  kafasında dumanı tüten cevval cemiln yorgunluktan birbirine dolanmış diliyle konuşma teşebbüsü:
  -görüyorsunuz yani. (anlaşılmayan cümle). çalışıyoruz, istedik, pozisyonları da bulduk (ki maçta iki pozisyon dışında ceza sahasına inen top yoktur.). ama işte değerlendiremedik. (anlamsız ve anlaşılmaz iki cümle daha). hakkettik, bugün haaakemin kararlarını da gördünüz. olmadı. artık önümüzdeki tüm maçları kazanıp ligde iyi bir yer edinmek istiyoruz.
  ve bir sonraki hafta maçında alınan farklı mağlubiyet, işsiz bir teknik adam ve aynı monoton diyalog.*
• 2

  başarısızlığın bahanesi yoktur efendim.
• 3

  bir kere de iyi oynayıp kazanın ulan dedirten cümle, klişe.
• 4

  (bkz: iyi oynasak kazanirdik)
  
  
• 5

  (bkz: yenildik ama ezilmedik)
• 6

  (bkz: salladık ama deviremedik)
• 7

  henüz askere gitmeyen gençlerin konu geçtiğinde hafif de tırsarak "okuyorum abi" demesine benzetirim aslında bu cümleyi. kamuflajdır aslında biraz da. futbolcuların yorgun olduğu ve özenle seçilmiş kelimelerle güzel güzel cümle kuracak halde olmadığı dakikalarda gelir çünkü genelde bu sorular. o yorgunluk haliyle "biz ne biçim takımız, orta sahada iki top yapamıyoruz" ya da "bu taktikle bu kadar oluyor işte" gibsinden bir laf söyleyip kadro dışı kalmak yerine ortaya bu klişeyi atıp gardını almak daha mantıklıdır.
• 8

  (bkz: top bizi sevmedi)
• 9

  "futbolun adaleti yok" kolpası gibi bir şeydir.
• 10

  (bkz: ameliyat çok başarılı geçti ama hastayı kaybettik)
  (bkz: yemekler harikaydı herşey muhteşemdi puanım iki)
• 11

  (bkz: iyi mücadele ettik) *
• 12

  (bkz: önümüzdeki maçlara bakacağız)
• 13

  en nefret edilen tepki yumusatma amacli teknik kadro aciklamasi.
  
  https://twitter.com/...5fQecOXIMDQ&s=19
• 14

  oynanan oyun ne hikmetse sadece teknik kadroyu memnun ediyor, taraftarın çok büyük bir çoğunluğunu değil. hatta benim gibi aşık olduğu renklerin maçını izkerken içi cız eden, ızdırap çeken çok ama çok büyük bir tataftar kitlesi de var.
  
  başarısızlığa kılıf uydurma derdi taşıyan teknik kadro açıklamasıdır.
• 15

  17 maçta 6 galibiyet 11 de beraberlik/mağlubiyet alan takımın antrenörünün veciz sözü. 11 maçın 10'unda bizi oyun olarak yenen takım yokmuş ayrıca. bir takım iyi oynadığı halde 10 maç kaybedemez.
• 16

  güzel bir taraftar uyutma cümlesidir. maalesef çeşitli platformlarda da bu düşünceyi destekleyenleri görüyorum, daha da endişe verici bir durum bu.
  
  istisnalar haricinde galatasaray anadolu takımlarına karşı iyi oynuyor. ne tesadüf, fenerbahçe ve beşiktaş da iyi oynuyor anadolu takımlarına karşı. top hep galatasarayın, fenerbahçenin ve beşiktaş'ın ayağında olur genelde. oyun kontrolü hep bu 3 takımdadır. çünkü anadolu takımı iyi oyunu düşünmez. sadece alabiliyorsan puan ya da puanlar almayı düşünür. bu yüzden istisna maçlar haricinde anadolu takımı topu size bırakır, kontra düşünür, hatanızı kollar vesaire.
  
  anadolu takımına karşı iyi oynamak, oyun olarak ezilmemek zaten sürpriz bir durum değil ki. sen oyun olarak ezmek istemesen bile anadolu takımı kendini ezdiriyor, felsefesi bu çünkü. eğer 3 büyüklerin teknik heyetinden biri haftalardır galip gelemiyor ve şu cümleyi kurabiliyorsa bu şartlar altında, en hafif tabirle taraftarı uyutmaktır bu. ya da aklıyla alay etmek.
• 17

  iyi oynadık; hak ettik ama olmadı diyebilmek için belirli bir fikstür süreci akabinde değerlendirme yapmak, oynanmış maç öbekleri sonrası böyle düşünülen bir maç üzerinden değerlendirme yapmak daha doğru olur. biraz yüzeysel yorum yapacağım ama yorumlamadan öncede mecbur birçok şeyi anımsıyorum ve anımsadıklarımın etkisinden çıkamıyorum. birçok başlıkta saha dışı olan ama sahayı doğrudan etkileyen etkiler fazlasıyla konuşuluyor, tartışılıyor. çoğumuz federasyon, merkez hakem kurulu ve hakemlerinin tutumu hakkında hemfikiriz neredeyse. hatta durum öyle bir noktaya geldi ki kendimi ali sami yen'in çimlerinde isyankar bir futbolcunun yaktığı bir ateş ve bu ateşin tribünlere sıçramasıyla oluşan bir protestonun saha dışına taşmasıyla, karanlık günlere karşı bir gezivari hareketlerin içinde bulmuyor değilim. çok sıkıldım, çok sinirliyim. anlık bir sinirde değil, baya baya ama devamlı sinirliyim ve bu sinirden dolayı yüzeysellikten ve ana fikirden uzaklaştığımı görüyorum daha da sinirleniyorum. zor olsa da saha dışı olup da saha içini doğrudan etkilen olaylara rağmen saha içini iyi oynadık hakettik ama olmadı üzerinden konuşacak olursak; uzun zamandır iyi oynamıyoruz, istikrar yakalayamıyoruz. istikrarlı iyi oyun olmayınca da bu durum eleme usulü turnuvulara (bkz: uefa avrupa ligi) fazla yansımasa da, lig usulü uzun maratonun yaşandığı turnuvada direk etkisini gösteriyor. fatih terim geldiğinden beri iyi oynadığımız maçlar olsa da, bazı köşeli maçları iyi geçirsek de, tudor döneminin lig başlangıcı ya da ikinci kalli döneminin lig başlangıcı gibi sürekli iyi ve baskın bir futbol oynadığımız art arda maçlar dönemi uzun zamandır yaşamadık düşüncesindeyim. liverpool fc ya da manchester city'den örnek vermeyeceğim tabi ki de ama avrupa'da bulunduğu ligin ağırlığına rağmen 3 yıl gibi, 4 yıl gibi uzun süredir iyi oynayan, yenildiği maçlarda da keyif veren, neredeyse her maçında pozitif futbol oynayan kulüpler var (bkz: leicester city) (bkz: atalanta). bu kulüplerin iyi oynadık; hak ettik ama olmadı diyebilme hakkı vardır. bizim takım için bunu söyleyemeyiz. bunu söylersek sadece dört bir yanımızda, sürekli devam eden, iliklerimize kadar işlemiş yalan rüzgarına kendimizi kaptırmış oluruz.
• 18

  selçuk inan tarafindan mac sonrasi yeniden dillendirilen asap bozan cumle. xgmizi de iyi oyunumuzu da koltugumuzun altina verip gonderiyorlar bizi anadolu sehirlerinden ve hala iyi oyun diyor teknik heyet.
  
  (bkz: 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçı)
• 19

  spor müsabakalarından sonra söylenen bir klişe.
  iyi oynayıp hak etseydin olurdu.
• 20

  denk güçlerin karşılaştığı maçlardan sonra söylenirse yine bir yere kadar anlamlı oluyor. ancak zaten ağır favori olarak çıktığın maçtan sonra, üstelik de birden fazla defa bu şekilde açıklama yaparsan ciddiyeti kaçıyor.
  
  mesela real madrid, cadizle oynuyor diyelim. elbette real madrid 30 defa yoklar rakip kaleyi. cadiz de 3 şuttan bir gol bulabilir. bu real madrid'in iyi oynadığı ve talihsiz bir şekilde kaybettiği anlamı içermez her zaman.
• 21

  kötü oynamak olumsuz bir durumdur.
  ancak bundan daha olumsuz olanı kötü oynarken iyi oynadığını sanmak ve deklare etmektir.
  ilkinin çaresi daha çok çalışmak, hataların üzerine gitmek ve kendini geliştirmeye çalışmaktır.
  normal olarak beklenen de budur.
  ikincisinde ise yetkililerce kötü oynamak diye bir durum söz konusu olmadığı için ilkinde yer alan ekstra çalışma, hataların üzerine eğilme...vs. çabalara gerek yoktur.
  sanırım galatasaray olarak içinde bulunduğumuz durum tam olarak bu;
  kötü oyunun farkında olunmaması ya da kabullenilmemesi.
  sanki başka maçlar izlenmişcesine iyi oynadığımızın sanılması...
• 22

  (bkz: hak etmek)
  (bkz: galatasaray sözlük yazım denetim timi)