• 32
    96-00 döneminde başarının sırrı bu kadro istikrarıydı. 'tesadüf eseri başarılar geldi' diyenler oldu, tesadüf eseri değil sabrın eseriydi o büyük başarılar. 96-00 arası ilk on birin özellikle bozulduğunu görmedik. tolunay, sergen, illie, ahmet yıldırım, osman * gibi isimler on bire girmeye yeltendiyse de buna muvaffak olamadılar.

    günümüze gelecek olursak, 2 sezon üst üste bile kadro istikrarı sağlamak artık çok zor. elinde parlayan gençler varsa istesen de tutamıyorsun mesela. örnek; ozan, yusuf yazıcı vs. ffp'den dolayı ya da bonservis paraları çok uçuk olduğundan kiralık oyuncu alabiliyorsun. örnek; şu an ki orta sahamız.

    bu sezonki takımı ele alalım. bekler seneye yok, stoperler şampiyonlar liginde biraz parlasalar tutamayız. kötü oynarlarsa gönderilirler. orta saha seri, lemina, nzonzi kiralık zaten ve seneye gitme ihtimalleri kalma ihtimallerinden çok daha fazla. belhanda da seneye gider muhtemelen. muslera, babel, feghouli * ve falcao haricinde takım tekrar değişecek gibi.

    kısacası her sezon 10 oyuncu alınıp 10 oyuncu göndermeye devam edeceğiz bu gidişle. ne ffp ile ne de bu endüstriyel futbol ile baş edemeyiz.*)
  • 37
    bir futbol takımının omurgası oluşturulurken, bu futbolcularda aranması gereken en önemli unsur bence istikrar. kalecin, bir stoperin, iki orta sahan ve bir forvetin istikrarlı olmalı. diğer futbolcuları, bunların etrafında devredersin. takımın tabanını sabit tutarsın ama tavanı değişir. büyük paraları öncelikli olarak bu beş futbolcuya harcamak ideali.
  • 24
    proje fetişizminin değişiği. birçok konuda çuvallayanların ortak feveranı. bir tür başarısızlık mastürbasyonu.

    bu ülkede iki şeyi diline dolayana şüpheyle yaklaşacaksın arkadaş; "istikrar" ve "proje". neden? çünkü bu topraklarda ikisinin de içi doldurulamıyor, safi işgüzarlık... başarısız mısın? "ama biz proje yaptık" de, tamamsın. saçmalıklar silsilesiyle mi anılıyorsun? sık hemen ortaya bir "ama istikrar önemli" ağlaklığı, yırtarsın.

    bit dursun aydın özbek, birden bit. azalarak bitme ama yıkılarak bit.
  • 34
    1996-2000 sonrası terim galatasaray dan gittikten sonra bir türlü istenilen tek kişilik sistemsel oyunu bulamadık. lucescu 2 yıl kaldı gitti, gerets o şekilde üstüne reijkard geldi gitti feldkamp lar skibbe ler daha onlarca adam geldi. hep dedik ki arkadaşım bir adam gelsin şu takıma bir sistem oturtsun yeter artık 1 2 sene başarısız olalım fark etmez yeter ki gelen bir oyun göstersin bize o oyun ilerler biz yine şampiyon oluruz. bu lig için en iyi olanı getirdik yine grande terim. yarım sezon tudor dan görevi aldı 2017-2018 sezonu şampiyon tamamladık. o sezonun başındaki coşkulu önde basan oyun terim gelince daha farklı işlenerek ipi göğüslememize sebep olmuştu. 2019-2020 sezonu direkt oyunu seçen terim solda garry rodrigues uçurtma kanat, sağ da feghuli daha oturaklı içe kat eden kanat ile oyun kurarak direk sonuç odaklı oyun oynattı. ne olduysa birden 2019-2020 sezonunda oldu. birden bu direkt oyundan uçurtma kanat olan takımdan vaz geçilip statik oyuna dönüldü ve günümüze kadar gelen süreci anlatmayacağım herkes hakim zaten. şimdi biz burada teknik direktör istikrarı isterken teknik direktör oyun istikrarı yakalayamadı. sebeplerini terim bilir ben taraftarım beni tatmin etmeyen bir durum olursa eleştiririm. şimdi diyeceğim o ki böyle istikrar olmaz. bir oyun felsefen yok ligin boyu kalmış karınca kadar hala sistemler oyuncular üstüne konuşuyoruz. herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli ve galatasaray menfaatleri ne gerektiriyorsa onu yapmalı. ha terim kalıp yarım sezon yarım sezon sürekli farklı oyun oynatmış ha 4 sezonda 8 teknik direktör değiştirmişiz bir fark yok. o bakımdan bu ligde istikrar çokta önemli değilmiş onu anladım.
  • 31
    14 eylül 2018 galatasaray kasımpaşa maçı sonrası akıllara gelen, ihtiyacımız olandır. ikinci yarıdaki coşkulu oyun ve gelen gollerle kilidi açtık, keyifler yerine geldi. kazanılan maç sonrası sabah kahvaltısı dahil her şey yolunda gözüküyor. ancak sol omuzdaki kötü melek tadında bir bakış açısına sahip olmak gerekirse iki hafta önce 6 atıp, geçen hafta deplasmanda hayalet futbolla 4 yiyip bu hafta yeniden 4 golle, fena da olmayan bir futbolla kazandık. istikrarsızlık bu demek, acilen ne oynamak istediğine karar veren, ilk 11’in en azından önemli bir bölümünü netleştirmiş, sistemini oturtmuş bir takıma ihtiyacımız var. demek istediğim en azından sahada standart bir futbol görebilmeli, bu takım en az bunu oynar diyebilmeliyiz ve buna ihtiyacımız var. umarım iyi futbola ve galibiyetlere devam ederiz, çünkü hedef 22 ve şampiyonlar ligi’nde gruptan çıkmak. naçizane bir görüştür bu, işim bu değil ancak görüşüm bu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın