fikstürün en aziz iki gününden birine denk getirdiği jübile kararı açıklamasyla ömrümüzden de yüreğimizden de bir parça götürmüş olan biricik bandieramız.
galatasaray tarihinin en çok bilinen, en çok fotoğraf çektirilen, en çok sevilen, en çok sakatlık geçiren, en çok kazık yiyen, en çok haksızlığa uğrayan, en çok cefa çeken,
sedat incesu'yu saymazsak en çok uluslararası kupa kaldıran, en güzel, en iyi, en mütevazi ve açık ara farkla en hayvansever efsanesi.
elbette ki futbol takımımızın efsanesini geçtim herhangi bir futbolcusu görsel olarak daha fazla biliniyordur. ama normal şartlarda maçlarına 100 kişinin gittiği bir branşın sporcusu olup bir gece vakti, şehrin çok da ana cadde olmayan bir yerinde, trafikte beklerken kaldırımda yürüyen alakasız bir vatandaş aracın içinde onun olduğunu fark edip duraksıyorsa, en çok bilinen payesini almasında da bir sıkıntı yoktur muhtemelen...
bir taraftar olarak tüm emekleri, gayreti, galatasaray değerlerini sonuna kadar yansıtan duruşu ve elbette kaldırdığı tüm kupalar için minnettarım.
bir hayranı olarak bana gösterdiği sevgi, saygı, hoşgörü ve tevazu sayesinde biriken/birikmeye devam eden tüm anılar için; hayatıma bilerek ya da bilmeyerek yaptığı tüm olumlu etki için ve en çok da binbir badireye rağmen asla pes etmeyip "hepsini ben mi yapmışım" kariyeri yarım bırakmayıp bu kadar çok gururlandırdığı için minnettarım.
ne kadar çok yorulduğunu, ne kadar çok bunaldığını, ne kadar çok yıprandığını biliyorum. hayatın bir gerçeği olarak böyle değişimler yaşanıyor, yaşanmak zorunda. bir yanım hüzünlü olsa da bir yanım elbette arkadaşım olarak bildiğim ışıl için mutlu. bırakma konusunda ne kadar net olduğunu bildiğim için de inanılmaz huzurluyum.
güzel ailesiyle ve evlatlarıyla çok güzel, mutlu ve huzurlu zamanlar dilerim. rusya'ya giderken
ayrılıklar da sevdaya dahil demiştik karşılıklı, bu bir ayrılık mı onu da tam olarak bilemiyorum.
ama hislerin baki kalacağı kesin...