• 1
    günlerdir aklıma gelen ve geldiği gibi de beni derin düşüncelere gark eden karşılaştırma. aslında karşılaştırma da değil, benzerlik.

    vitor pereira portekiz'in santa clara takımında andre villas boas'ın yardımcı antrenörü olarak başladığı kariyerine, daha sonra porto'nun antrenör'ü daha sonrasında da porto'nun hocası olarak devam etmiş.
    tudor hajduk'un altyapılarında görevler aldıktan sonra, önce hırvatistan kadrosuna antrenör olarak katılmış daha sonra ise hajduk'un başına geçmiş.

    kader, antrenörlüğe doğdukları topraklarda en alt seviyelerden başlayan bu iki teknik adamın da yolunu önce yunanistan'a daha sonra ise türkiye'ye düşürmüş. vitor pereira 2014-2015 sezonu devre arası devraldığı olympiakos'un dümenini 2015 sezonunun sonunda olaylı bir şekilde terk ederken, sadece 20 gün sonra igor tudor paok gemisinin dümenine oturmuş. yolları yunanistan'a düşen bu iki teknik adamın yunan liginde birbirleriyle karşılaştıkları bir maç yok. olsa da 0-0 biterdi büyük ihtimalle.*

    vitor pereira fenerbahçe'nin başına 11 haziran 2015'te geldi ve 15 ağustos 2016'da kovuldu. o türkiye topraklarını ağır küfürler eşliğinde terkederken , igor tudor bu topraklara adım atalı henüz 1,5 ay olmuştu.

    vitor pereira fenerbahçenin başında çıktığı ilk 15 maçta 8 galibiyet 3 mağlubiyet ve 4 beraberlik alırken,
    igor tudor galatasarayında başındaki ilk 15 maçında 7 galibiyet 6 mağlubiyet ve 2 beraberlik aldı.

    hikayeleri bu şekilde olan tudor ve pereira'nın birbirilerine benzer özellikleri olduğu da hepimizin malumu.

    her şeyden önce vitor pereira türkiye'ye gelir gelmez, şakşakçı basın tarafından ''disiplin abidesi, futbolculara göz açtırmaz, sıkı bir kondisyoner'' diyerek şişirildi. sene boyunca oyuncularla yaşadığı sıkıntılar, yıldız oyunculara attığı ani kesikler, çift ön libero ısrarı ve basın mensuplarıyla girdiği tartışmalar hep gündem konusu oldu. maçlardan sonra sadece genel değerlendirme yapıp soru bile almadı portekizli teknik adam, kibir denebilecek derecede kendine güveni vardı ve ne olursa olsun hiçbir yanlışını kabul etmiyordu. fenerbahçe'nin 0-0 biten maçlarından sonra, iyi savunma yaptık fırsatlar da bulduk ancak değerlendiremedik açıklaması artık klişeleşmişti. sorun şuydu ki fenerbahçe pozisyon bulmuyordu. duran toplar dışında savunmanın kilidini açmayı beceremiyordu. son derece sıkı ve disiplinli savunma yapan fenerbahçe topu rakip kaleye ancak bireysel isimlerle götürebiliyor, bu da maç başı 1,2 ya da 3 pozisyona tekabül ediyordu. iyi bir savunma hocasıydı, takımı çok koşuyordu ancak hücum adına hiçbir planı yoktu. ve en önemlisi geldiği sezon 41 milyon euroluk bonservis harcaması yaptırdığı fenerbahçe, sezonu 2.bitirdi. (bu transferlerin içinde eski öğrencilerinden josef'in olması size garry rodrigues'i hatırlatmıyor mu?)

    igor tudor geldiği ilk günden beri yıldız oyuncularla müthiş bir takışma içerisinde, aynı kibir onda da mevcut. basınımız tarafından disiplin abidesi, koşan takım yaratma, kimsenin gözünün yaşına bakmama konusunda övülüyor ancak tam bir takıntılı. savunma ve koşma takıntısı dışında hiçbir özelliği yok. hücum varyasyonu sayısı 0. geçen sene geldiğinden beri topu bruma'ya atın o bir şeyler yapar mentalitesi, bu sene yerini topu maicon'a verin o ileri kessin mentalitesine bıraktı. östersunds adlı köy takımına elendikten sonra basın açıklamasında ''neyi yanlış yaptığımı söyleyin!'' minvalindeki küçümser ve aşağılayıcı açıklamaları onun kibrinin göstergesi ve ayrıca vitor pereira'nın da basına karşı tutumuyla benzerlik gösteriyor. tudor bu açıklamalardan ve gergin basın toplantısından sonra bazı değişiklikler yaptı. örneğin basın mensuplarının, antremanları uzaktan izlemek zorunda bırakılması, son zamanlarda epey gündem oldu. tudor, aynı pereira gibi, hiçbir yanlışını kabul etmeyen, gelecek adına hiçbir parıltı vermeyen, teknik ve taktik bilgisi yetersiz, gol yememeyi gol atmamaya her zaman tercih eden ve herhangi bir hücum şablonu bulunmayan bir antrenör. üstelik bu sezon yapılan 34,25 m€luk bonservis yatırımı * da pereira'nın harcattığı paralara benzerlik gösteriyor.

    fenerbahçe'den teneke bağlanıp gönderilen vitor pereira'nın, ayrılma sebebi olarak aldığı mağlubiyetler ve oyuncularla arasındaki kötü iletişim gösterilmişti.

    paok kulübünün tudor'un görevine son verildiğini deklare eden açıklamasından bir kısım;
    ''kabul edilemez mağlubiyetler alan bir teknik adamın oyuncular hakkında söylediği aşağılayıcı sözler görevden alınmasında etkili olmuştur.''

    durum bu kadar ortadayken, takımımızın başında adeta yeni bir pereira varken, fenerbahçe'nin pereira'yı gönderdikten sonra yaşadıkları ortadayken, hala neyi bekliyoruz. henüz lig başlamamışken, bu vasıfsız, taktik cahili ve hiçbir planı olmayan antrenör neden hala bu takımın başında. eğer takımdan çöpleri göndermesi bu kadar önemli bir meziyet ise, gitsin cenk ergün'ün yanında transfer komitesinde çalışsın. östersunds gibi bir köy takımına 2 maçta, karambole 1 gol atabilmiş bir teknik adamın, bu takımın başında durduğu her saniye, galatasaray'ın geleceğine ve bugününe yapılmış bir ihanettir. #tudoristifa
  • 4
    pereira şampiyonlar ligi'nde yarı finale çıkan monaco'ya 2-1 ve 1-3'lük skorlarla elendiği için kovulmuştu, tudor tarihinin ilk avrupa maçına çıkan östersunds'a elenince hiçbir yaptırımla karşılaşmadığı gibi, sorumluluğu bile almadı. tabii ki sebepler bunlar değil sadece ama yaptırım gerekçesi olarak gösterilen veya gösterilmesi gereken olayları yazdım.

    bunun dışında kıyas kabul etmeyecek iki hoca zaten bunlar. pereira ortalama bir hocaydı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın