resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 951
    3 maç sonrasında, sanırım artık ufak ta olsa bir fikir vermeye başladı. öncelikle bir oyun planı olması artısı. öyle yerli zengin vs. papaz futbolcuların altında ezilecek bir karaktere benzemiyor. kişisel takıntıları olacağını da sanmıyorum. bruma'yı ilk maç kadroya almadı, sonra ki maçlarda max. performans almayı becerdi mesela.

    defansta ki mevcut üçlünün hiç biri kendi oyun karakterine uyduğunu sanmıyorum. muhtemelen topla ileri çıkabilen bir üçlü isteyecektir. çakılı üç stoper ile bu sistem ofansif olarak sıkıntılar çıkartır. oyunu geriden kurup, sıkışan ve gole ihtiyacın olduğu maçlarda stoperleri bir nevi orta saha ve bek oyuncuları gibi kaydırmayı isteyecektir. bu işi tek yapabilen oyuncu şuan için chad, onun için kendisinin her hatasını kabul etmek zorunda maalesef.

    hırslı, hırsı takıma da biraz yansımış. dün ki maçın koşu rakamlarını göremedim ama 10 - 11 km üzerine çıkan en az 6 - 7 oyuncu olduğuna eminim.
    bu sene bir şekilde ısınma senesi, sezon sonu transfer talepleri ve kamp dönemi hem galatasaray hem de kendi geleceğine yön verecek.
    ben başarılı olacağına yönelik umutlanmaya başladım, önünde ki en büyük engel, tarihin en kötü yönetimi ile çalışıyor olması.
  • 952
    benim işimin en önemli parçası performans bilimi. aslında bir nevi profesyonel performans değerlendiricisiyim. eskinin personel sorumlusu gibi düşünebiliriz.
    galatasaray’ın mevcut durumunu değerlendirdiğimizde bugün artık muslera’nın performansının eleştirildiği bir ortama gelmişiz ne acı. kesinlikle bu cümleden muslera’nın performansı eleştirilemez çıkmasın. söylemek istediğim bizim toplumumuz eleştirmeyi daha doğrusu olumsuz geri bildirim vermeyi bilmiyor. eleştiri aslında olumsuz bir geri bildirimdir. birisine olumsuz bir geri bildirim vermeden önce elinizdeki verileriniz net ve objektif olması gerekmektedir. önce eleştiri nedir, nasıl yapılır, eleştiri yaparken performans nasıl arttırılır, eleştiri yaparken karşı tarafı kaybetme ihtimali var mı onu öğrenmek lazım. yani olumsuz geri bildirimi bam bam bam verebilirsiniz, bu mantığa göre kaleci karşı karşıya gol yedi üç haftadır da iki hatalı gol yedi aaa eleştirim hemen diyebilirsiniz. tebrikler bunu yaparsanız beyaz tv'de yorumculuk yapabilirsiniz zaten türkiye'de bu para ediyor. şimdi düşük dediğiniz performansı konusunda sizlere işim ile ilgili bir kaç açıklama yapmak isterim.
    performans biliminde işin bütününe bakmanız gerekir.

    düşünün patronsunuz şirketinizde üç sene satış birincisi olan bir personeliniz var son senesinde performansı düşük. bu personele sen artık kötüsün! eskisi gibi değilsin, kendine gel! dersen tam bir patron kafasındasın demektir. özbek kardeşler mantığı ile ileride galatasaray’a başkan olabilirsin. yani yönetici “ne yapalım bu adamlar kötü oynuyor ve iyi para alıyor hadi eski yöneticiye küfür edin bana değil” diyemez. eğer yönetici o paranın karşılığını almak istiyorsa kötü performansı iyileştirmenin yolunu bulmak zorundadır. bu personelin performans düşüklüğünü araştırıp düşüklüğe neden olan sorunları çözersen profesyonel bir yönetici olabilirsin ve bu sayede performansı düşük olan o kişiyi kazanırsın yani. muslera gibi bir adamı üç maçta asamazsın burada bunu son üç yıldır performansı kötü olan bir oyuncuya yapabilirsin. düşünsenize üç yıldır hedeflerini tutturmayan ve hedefleri tutturmak için çaba göstermeyen bir kişiye neden şirketiniz para ödesin?

    bir iş yerinde kişilerin performansları 4 ana evreden oluşur. bu evrelerden birincisi başlangıç evresidir. yeni başladığın bir işte nasıl enerjiksen o enerji ve yeni işin verdiği keyifle işler güzel başlar heyecanla bir şeyler yapmaya çalışırsın. uyum sorunu bu devrede başlar eğer doğru bir sistem içerisinde iyi bir ekiple bu sorunu aşabilirsen sürecin ikinci evresine geçersin.

    ikinci evre performans evresidir bu evrede kişi eğer yeni işinde güzel bir uyum yakaladıysa ilk sene gösterdiği performansı devam eder (aynı bizim kaptanımızda olduğu gibi). üçüncü evre ise kişinin kendini tamamen belli eden durum evresidir. durum evresinde eğer şartlarda olan değişiklikler (mesela yöneticinin değişmesi veya ekibe yeni birilerinin katılması eskilerin gitmesi gibi) çok önemlidir. kişi eğer kendisini bu değişikliklere göre şekillendirip performansını devam ettirirse veya değişikliklere başlangıç evresi gibi performans tekpkisi verirse bravo o kişi o şirket için efsane olur. buna örnek olarak bülent korkmaz’ı gösterebiliriz. oynadığı süre boyunca her hoca değişikliğinde ilk gündeki azmi ve performansı ile oynadı ve sürekli performansını devam ettirdi. elbette hatalı maçları oldu ancak bu durum genel performansına bakıldığında onu efsane haline getirir.

    son evremiz olan sonuç evresi ise üçüncü evreye göre değişir. eğer kişi performans evresini başarıyla geçerse sonuçta efsane olur ama geçemezse verdiğiniz emekler için teşekkür ederler ve tazminatınızı alırsınız.

    unutmadan performans için en önemli nokta çalışan bir sisteminiz ve o sisteme inanan ekibinizin olması. sizin belirli bir sisteminiz varsa ve o sisteme inanmış bir ekibiniz varsa performansınızı arttırabilirsiniz ama sürekli sistem değişikliği yaşarsanız ve ekip inancını kaybederse sonuç yine hüsran olacaktır.

    tudor dün gösterdi ki iyi kötü bir sistem oturtmaya çalışıyor ve bu sisteme artık performanslarının son evresinde olan bu ekibini inandırırsa bu ekip kendini sıfırlar, kalan maçlara başlangıç evresinde gibi performans gösterir ve önümüzdeki seneye performans evresine geçer.
  • 953
    hirsina kurban olayim senin. 6 mart 2017 antalyaspor galatasaray maçında atilmasinin hem dogru, hem de yerinde oldugunu dü$ünüyorum. bir ordu maçi vardi, terim ve $a$'in tribüne gönderildigi ve müthi$ bir geri dönü$ yaptigimiz. onu hatirlatti bana. tudor önce $i$eyi tekmeledi ve sonra sanirim hakeme fiziki müdahelede bulundu. yanli$ görmediysem kolundan çekeledi. $ahsen atilmasi dogru diyorum ve onun atilmasi ile takim da hirslandi. ba$ka bir ba$likta yazdim ama buraya da yazalim. ayni maçta bruma ya verilen 2. sari, carole'ün pozisyonuna da verilmesi gerekirdi ve madem tudor'u tribüne gönderdin, 5.2.17 bjk fb maçinda kjaer'e dolgu muayenesi yapan $enol güne$'i de tribüne gönderecektin.

    sanirim güzel günler bizi bekliyor. 11 mart 2017 galatasaray gençlerbirliği maçıni kazandigimiz takdirde üstüne koyarak 2.ligi sonuna kadar kovlayacagimizi ümit ediyorum.
  • 954
    oynatmaya çalıştığı taktik defansta 5-3-2, top orta sahaya geldiğinde 3-5-2 ve top hücuma geldiğinde 2-3-5 tarzı bir şey normalde. yani top neredeyse kanatlarda oynayan iki arkadaşın orada olması lazım ve top neredeyse o bölgede sayısal üstünlüğü ele geçirmen lazım. juventus'ta bu işi kwawdo asamoah ve lichtsteiner muazzam şekilde yapıyor. bizde yasin ve carole ile bu sistem ne kadar işlerse o kadar işliyor.

    eğer o iki kanada iyi iki oyuncu alırsak ve orta sahaya da süpürücü bir oyuncu bulmayı başarabilirsek ki bu adamın ayağının düzgün olmasına filan da gerek yok köpek gibi koşsun yeter, o zaman güzel günler yakındır.
  • 955
    ben başarılı olacağına inanıyor ve bunu gerçekten istiyorum. ama bazen düşününce aklıma biliç'in beşiktaş'ı geliyor. onlarda kompakt oyun konusunda çok güzel işler çıkartmışlardı ama final haftalarında tecrübesizliklerine kurban gitmişlerdi. ben tudor'un takım olgusunu oturtacağından eminim. sahada mücadele eden, savaşan ve güzel işler yapan bir takım göreceğiz. inşallah sonu biliç'in beşiktaş'ına benzemez ve şampiyonluk ipini göğüsleriz.
  • 960
    kendisi ve tüm galatasaraylılar için dileğim; adam gibi bir yönetimle çalışma imkanı bulması. ilerleyen günlerde bir seçim olur ve cemal özgörkey, ebru köksal gibi isimler yönetimde kendilerine yer bulurlarsa işte o zaman tudor efsanesi ali sami yen arena çimlerinde doğabilir. oynattığı oyun, yaratmaya çalıştığı sistem beni gerçekten oldukça umutlandırıyor. iki haftadır maçların özetlerini izliyorum ve gözüm ne casper'ı, ne kutsal portakalımızı, ne bruma'yı görüyor. sadece sistemi, üzerinde sarı kırmızı formalar olan ve belirli şeritler ve gruplar halinde sağ, sol, ileri ve geri giden (en azından gitmeye çalışan) bir oyuncu topluluğunu izliyorum. ve ben sadece bunu izlemek istiyorum. skor ne olursa olsun, kim kaç gol atmış, kaç asist yapmış olursa olsun. sadece belirli bir metot, belirli bir iş ahlakı çerçevesinde hareket eden ve mücadele eden 11 kişi görmek, izlemek istiyorum.
    ben sıkıcı futbolu seviyorum ve tudor bana bu sıkıcı futbolu izletebilecek bir teknik direktör, yıllardır her hafta sonu serie b özetlerini izliyor, sadece bu lige bahis oynuyorum gerçi artık orada bile kompakt futbol oynanmaya çalışılıyor. konuyu dağıtmadan söylemem gerekirse, galatasaray'ın içerisinde bulunduğu durum elbette can sıkıcı fakat tudor ile birlikte bir çok şeyin değişeceği belli. sözlük, twitter ve bilumum sosyal ağlarda rize ve beşiktaş maçlarında yaşanan puan kayıpları sonrasında yasin'in mevki ve bir takım kadro değişiklikleri ile ilgili konuşuldu, yazıldı, çizildi.
    bu yasin denen vatandaşa yaklaşık bir yıldır sadece koşuyor diyen futbol alimleri, yasin'i sadece koşturan tudor'a tepki göstermeye başladılar. ve bana kalırsa yasin saha içinde parlamaya çalışmıyor artık, sadece görünmeden işini yapmaya çalışıyor, yapabildiği en iyi işi yapıyor ve tabiri caizse at gibi koşuyor. ben işte bunu istiyorum. yasin koşsun, semih stoper bölgesinde aptal saptal top kayıpları yapmıyor artık, semih'in abuk hava toplarına yükselmeye çalışması ile gol yemiyoruz üç haftadır çünkü semih artık savunmanın sağında oynuyor. ve benim için en önemlisi artık sabri eli belinde savunmaya dönmüyor, çünkü sabri artık kadroya giremiyor. ve bu beni çok mutlu ediyor, sözlük. mancini'den sonra ilk kez bu kadar mutlu oluyorum, ben barcelona, real madrid, manchester, bayern olmak istemiyorum ben 90'lı yılların marsilya'sı, steau bükreş'i, lazio'su, roma'sı, inter'i hatta gerekirse belki aynı dönemlere pek denk gelmiyor ama parma'sı olmak istiyorum. yaşasın sıkıcı futbol, yaşasın igor tudor.
  • 961
    3 lü savunmayla oynamak istiyor. klasik italya görmüş adam taktiğidir. ama dünyadaki bazı büyük takımlar sıklıkla bu sistemi uygulamaya başladılar. en yakın örnek barça psg maçında oldu. iyi hücumcu kanat bekleriyle olabilecek bir sistem. bu sistemin olması için bir kaç olmazsa olmaz şarta ihtiyaç var. iyi bir yönetim. iyi bir transfer politikası ve tempo yapma becerileri yüksek futbolcu grubu. benim kendisiyle alakalı çekincelerim var. ama başarılı olmaması için bir sebep yok. umarım beklediğimiz futbolu oynatırsın bay tudor. yoksa seninde sonun bir öncekinden farksız olacak.
  • 962
    son maçtaki dizilişiyle bir anda sempatimi kazanmıştır. uzun süredir oynamıyorum ama seneler öncesi fm oynarken benim kullandığım dizilişlerden biri 3-6-1' di. tudor' un bu son 3-4-2-1' i de benim hayalimdeki dizilişe çok uygundu. hatta ben 2000 galatasaray' ından esinlenmiştim o 3-6-1 dizilişinde. fatih hoca o dönem hiç böyle oynattı mı bilmiyorum ama ben hep böyle dizerdim takımı sahaya 13 14 yaşındaki halimle;

    ------------------taffarel-----------------

    ------capone--popescu--bülent------

    ümit------------hugo-------------hakan

    -----------okan-----emre---------------

    -------------------10---------------------

    ------------------kral---------------------
  • 969
    kendisi geldikten sonra ağır tempoya dayanamayıp sakatlanan kim varsa sene sonu takımdan def edilmelidir.
    aman oram acımasın, ama buram uff olmasın, aman yan yatmayalım, çamura batmayalım, az antrenman yapalım, çok koşmayalım.. galatasaray seviyesinde top oynayamayacak olan kim varsa alsin ceketini gitsin.

    para istemeye gelince "biz galatasaray futbolcusuyuz " diyorlar ama sahadaki performans bildiğin yimpaş yozgatspor.. yok öyle 3 kuruşa 5 köfte!
  • 970
    kendisi geldikten sonra ağır tempoya alisamayanlari yollamak oyuncu gönderme kriterimiz olacaksa semih sabri selcuk tolga cavanda takımda kalacak sneijder de jong falan gidecek =) vay anasını ya . umarım kendisi böyle düşünmüyordur. zira seneye bir torku galatasarayspor, bir galatasaray kardemir çelik olarak yayın hayatımıza devam ederiz. keşke jem paul ve jose rodrigues de olsaydı kemik gibi takım olurduk.

    keşke şenol güneş gibi bir mantaliteye sahip bir hocayla anlassaydik ve ona göre transfer yapsaydık. bu kafa yapısı ve yönetimle trabzonspor gibi 4.büyük olma yolunda ilerleriz

    hadi lan ordan demeyin. 1 yılda winner karakterini takımdan söküp alan yönetim ve hocalarla 2 yılda bu yola doğru derin bir giriş yaparız.
  • 974
    fizik kondisyon ligin bu sürecinde yüklenmez. bu bile ne kadar zayıf olduğunu göstermek için yeterli aslında. allah korusun kalıcı sakatlık yaşatırsın futbolculara.

    hafif yüklemeler yapılabilir. ama bir anda böyle yükleme hem zararlı hem de hatalı.

    ekleme:

    disiplin başka bir şey fiziksel yükleme başka bir şey. futbolcuların fiziksel yükleme planlarının yaz kampları ve devre arası kamplarda yapılmasının bir nedeni olabilir mi sizce? yani yoksa bu bir gelenek diye mi böyle yapılıyor zannediyorsunuz?

    bunun disiplinle bir alakası yok. bu bir hatadır. hem de önemli bir hatadır. dediğim gibi eğilimli bir oyuncunun ciddi şekilde sakatlanmasına da neden olabilirsiniz. mesela magath. adam komando eğitimi yaptırır. ama yapılması gereken zamanda yaptırır. tudor'un yaptığı ise şov. başka bir şey değil. lig şu an devam ediyor. bu takımdan bir halt olmaz tamam da bir şekilde ilk 4 içinde olmamız lazım. bu da bir gerçek.

    bunu sezon başında yapsa ya da devre arası gelip yapsa, tamam diyeceğim. futbolcular robot değil. robota bile fazla yüklenirseniz devreleri yanar. makul bir iş değil bu. taraftar gazıyla teknik direktörlük yapılmaz. yaptığı yanlıştır. bu kadar net.
App Store'dan indirin Google Play'den alın