geçen sene karabük'ten geldiğinde de güveniyordum. jor hocamı çok sevmeme rağmen onun yerine dilenmiştim. avrupa kupalarından elendi, burası yangın yeriydi ve yine destekliyorum dediğim zaman linç yemiştim. yaz kampında futbolculara çok iyi antreman yüklüyor, tabiri caizse elinde bir kamçısı eksik dediğimde, yine laf yedim.
biz sözlerimizi tekrarlayalım da burada dursun. neden tudor:
1. son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim yerine gelecek teknik direktör yok. yerine gelecek teknik direktör bulunsa bile ben bu sistemle oynayamam dedikten sonra sistemine uygun oyuncular isteyebilir, galatasaray'ın da böyle bir bütçesi yok.
2. iyi giden tekere çomak sokulmaz ve nehir geçerken at değiştirilmez. yerine gelecek teknik direktörün kendisinden başarılı olacağının bir garantisi yok. fatih terim deniliyor hala, çok sevmeme rağmen fatih terim'i galatasaray'da sadece başkan olarak görmek isterim bu saatten sonra onun haricinde istemem. aynı isimler üzerinden dönmekten sıkılmadık mı? genç bir teknik direktöre sahibiz. neden simeone gibi yıllarca bizimle kalmasın? ben artık her sene teknik direktör değiştiren bir takım görmekten, her sene sil baştan yapmaktan çok sıkıldım. siz sıkılmadınız mı?
3. tecrübesizliği var kabul ediyorum. hatta bence oyuna müdahaleleri de çok kötü. o zaman yanına ayhan akman değil adam gibi birisini koyalım. mancini için tribünde adamı var o yüzden iyi değişiklikler yapabiliyor devre arası deniliyordu. rijkaard'ın yardımcısı neeskens hocamdı mesela. ayrıca tudor bazı doğruları bulması için yanlışlar yapması gerekiyor. taraftar olmanın önceliği önce kendi takımının arkasında oyuncunun ve teknik direktörünün arkasında durmak değil midir? bu adam bu kadar yanlış ne yaptı ki bu kadar eleştiriliyor anlamış değilim. şu unutulmasın ki kendisi galatasaray'ın kötü olmasını sizden daha çok istemiyor. galatasaray'ın başarısızlığı olası kendi kariyerini de bitireceğinin farkında adam. paok karabük galatasaray, uluslararası arenada olabilmesi için galatasaray gibi elit bir takıma ihtiyacı var. şampiyonlar liginde olmaya ihtiyacı var. yani galatasaray'ı başarılı yapmaya ihtiyacı var.
4. görüldüğü üzeri ligin en iyi savunma yapan takımı konumundayız. takımınız ne kadar iyi oyunculardan kurulu olursa olsun takım savunması gerçekten bir sistemi beraber oynayabilmek ile alakalıdır. ne kadar baskı yerse yesin bu takım, takım savunmasını çok iyi yapabiliyor. burada bahsettiğim duran top ile gelen goller veya bireysel bir hata ile yenen goller değil, set hücumuna karşı takımınızın direncinden bahsediyorum. 9. haftaya kadar yediğimiz goller;
1. hafta kayseri: kornerden levent gülen attı golü
* 2. hafta osmanlıspor: serbest vuruş kullanıldı, top serdar gürler'in önünde kaldı gol oldu.
* 4. hafta antalyaspor: galatasaray'ımızın sol kanadından kesilen ortada eto'o yükselip kafayla attı golü.
5. hafta bursaspor: kontratağa çok iyi çıkan bursaspor, sol kanattan erken bir orta yapıyor, fernando topa dokunuyor açılan top dzon delarge'nin önünde kalıyor ve bomboş gol atıyor.
** 7.hafta karabükspor: 2 gol birden yedik, ilk gol belhanda geri pas yapıyor ve pas arası yapan karabüklüler bomboş gol yapıyor
* 2. gol penaltıdan geliyor zaten hatırlayacağınız gibi maicon adama dokunmuyorken karabüksporlu futbolcu balıklama yere atıyor kendisini.
*özet: akan oyunda, set hücumunda sadece antalyaspor'dan eto'o bize karşı gol atabildi 9 haftada. gerisini ya hakem hediye etti, ya galatasaraylı bir futbolcu bireysel hata yaparak gol yaptırdı ya da duran toptan geldi gol.
5. ligin açık ara en iyi fizik kapasitesi olan takımız. demek ki antreman sistemleri konusunda kendisi ve teknik kadrosu gayet yeterli. sadece tudor'un değil takımında bu konuda gayet güçlü elinde futbolcular bulunuyor. bunların başında tolga - fernando ve ndiaye 3 lüsü geliyor tabi ki ama bu takımın 60 dakika da dili çıkmıyor, bir kupa maçı oynasa sanki 90 + 30 dakika da uzatma oynasa yine ayakta sağlam kalacakmış gibi oynuyorlar.
6. igor tudor ne kadar tecrübesiz olursa olsun, futbol artık sadece futbol değil. siz artık şirketsiniz. galatasaray bir şirket ve her şirketin bir marka değeri vardır. mancini geldiğinde çok sevinmiştim ( hala kendisini çok seviyorum, buradan kendisine i love you hocam diyorum). sebebi
mancini markasıydı. igor tudor tecrübesiz antrenör olabilir ama uluslararası futbol camiasında hangi ülkeye gidersen git, '' igor tudor'u tanıyor musun?'' diye sor, herkes ''evet'' der. bunun galatasaray markası için önemli olduğunu düşünüyorum. futbol sadece 3 puan almaktan ibaret değil. örnek olarak zico'lu fener zamanında hiç olmadığı kadar brezilyalı fenerbahçe'yi takip ediyordu. prosinecki için azerbaycan milli takımını takip eden hırvatlar var. siz nihat kahveci zamanında real sociedad'ı takip etmediniz mi? tugay zamanında blackburn rovers maçlarını takip etmediniz mi? işte aynı sebep. benim şuan milan baros ''15'' çek milli takım formam var. banane çek cumhuriyet'inden? ama bu bir sevda, bu bir aşk. hagi için romanya ligi izleyen, hagi'nin takımı nasıl gidiyor diye bakan adam tanıyorum ben.
7. geçen yıl kombinem vardı, bu yıl kombinem yok. geçen yıl galatasaray klübesinin arkasında oturuyordum ve jor izliyordu arkasında bende izliyordum. tudor ile de iyi başlayamadık aslında, izlediğim;
galatasaray - kayserispor
galatasaray - beşiktaş
galatasaray - fenerbahçe
galatasaray - kasımpaşaspor
üst üste gittiğim maçların hepsini arenada kaybettik.
* peki madem böyle neden tudor? çünkü ben nasıl kahroluyorsam kenarda, benchin arkasında olduğumdan şahit oluyordum, tudor'da en az benim kadar kahroluyordu. bağırmaktan kıpkırmızı olduğu oluyordu. jor ellerini bağlayıp maçı izliyordu, arkasında bende izliyordum ama tudor tribündeymiş gibi hararet alıyordu. herkes katılmayabilir, teknik direktörlük bağırmak çağırmak, ellerini bağlamak ya da bağlamamak değildir diyenler olabilir, saygı duyarım ama ben benim gibi üzülen, benim gibi sevinen birisini kenarda görünce hoşuma gidiyor. yani bizim tribünden gelen birisi teknik direktör olsa anca bu kadar sevinirdim sanırım.
çok uzattım yazıyı, umarım çok başarılı olursun igor tudor. başarılı olmanı gerçekten çok istiyorum. takım üzerinde emeğin çok fazla, yaz kamplarını takip ettiğim için biliyorum. o emeğinin karşılığını da zaten ilk 9 hafta gani gani aldık. umarım galatasaray'ım seninle daha çok uzun yollar yürür, nice kupalar kaldırır.