---
alıntı ---
''çok çirkin açıklamalarda bulundu. yer ve zaman göstererek bir senaryo anlattı. 1992’de moskova’da uyuşturucu ve seks partisine katılmış. bu olayı da etrafa ben anlatıyormuşum. bu kadar çirkin olayı adnan polat’ın söyleyebileceğini aklım hayalim almıyor. bunca yıllık arkadaşım, enseye tokat arkadaşım... böyle bir şeyi duyar duymaz telefon açıp “ya bu nedir diye” bana söylerdi. ben de ona “böyle şeylere inanmaya utanmıyor musun” derdim. bu senaryo ile ilgili ne bir kelime yazdım, ne de bir kelime söyledim. herhangi bir iletişim organında buna internet dâhil, telefon mesajları dâhil…
çevremdeki arkadaşlarım dostlarımın hepsi de adnan polat’ın müşterek dostları. bir tanesini göstersin bakayım “hıncal şunu anlatmıştı” diye. ben böyle bir şeyi bir kere duydum. o da adnan polat’ın ağzından. ilk defa duydum bu senaryoyu. onu “hıncal söylüyor” demek gerçekten çok ayıp ve çok çirkin bir iftira. tekrar söylüyorum; adnan polat senaryoyu bütün ayrıntılarıyla açıklamış. o zaman 2 ihtimal var;
1. ya birisi “böyle dedikodular var diye” anlattı buna. o birisini açıklaması lazım. ki onun üstüne gidelim. çünkü benim adım geçiyor işin içinde. bu pislikler zerre kadar beni ilgilendirmez. adım geçmese umursamazdım.
2. ise eğer böyle birisi yoksa bu kadar ayrıntılı bir senaryoyu adnan polat’ın yazması için bunun bir itiraf olması lazım. kendi yaptığını biliyor, zannediyor ki biz de biliyoruz hatta ben de biliyorum. onun için ben önceden söyleyeyim de onların ağzını kapatayım taktiğine gidiyor. başka şey aklıma gelmiyor. ya birisinin benim hakkımda çok çirkin iftirasına alet oluyor. açıklasın! ya da yaşadığı bir olayı itiraf ediyor.
ben adnan polat ile adnan sezgin arasında ne olduğu konusunda tek kelimelik bir ima da dahi bulunmadım. ama hep sordum. camianın bu kadar nefret ettiği bir adamı ısrarla iş başında tutman için bir sebep var. aranızda bir sır var. çünkü haldun’a “adnan’ı göndereceğim” diye söz verdin. onun yerine adam bul dedin. haldun gitti, lütfi arıboğan ile konuştu. lütfi kabul etti. adnan polat “harika, ben lütfi ile konuşurum” dedi. konuşmadı! haldun’u istifaya davet etti. tam tersini yaptı. yani adnan sezgin adnan polat için o kadar kıymetli. oysa adnan sezgin’in o kadar kıymetli bir adam olmadığını bütün türkiye, özellikle galatasaray camiası çok iyi biliyor. camiada adnan sezgin’i seven başka bir insan yok. o zaman “nedir bu adnan sezgin ısrarının iç yüzü diye” soruyorum ben. bilmediğimiz bir şey mi var? aranızda bilmediğimiz bir şey mi var? bir sır mı sorusundan 1992’de rusya’da genç slav kızlarıyla kokainli partiler senaryosu arasındaki ilişkiyi anlamak mümkün değil. adnan televizyondan söylediği zaman şoke oldum. bir de bu dedikoduyu yayan kişi benim. düşünebiliyor musunuz? duyduğumda şoke olduğum dedikoduyu ben de biliyormuşum.''
hıncal uluç
http://www.sabah.com.tr/...22265&page=1---
alıntı ---