onyekuru ismi temsil ettiği tarzın en beceriksiz örneklerinden biridir. lakin temsil ettiği “kanat oyuncusu” tarzı, dünya üzerinde sayılıdır. nedir bu tarz? herkesçe malum ancak özetleyelim;
1. çabukluk: otomobillerde 0-100 km arası hızlanma süresi gibi düşünün, ligin en çabuk 5 oyuncusu arasında yer alır.
2. sürat: madem otomobil ile başladık, “kaç basıyor?” sorusundaki cevabın karşılığıdır, maximum km/s’ yi verir, katıldığı ligin en hızlı oyuncuları arasında yer alır.
3. kale odağı: top ayağındaysa atacağı çalım ya da yapacağı verkaçtan sonra onu kestirmeden kaleye, şut açısına sokacak alana koşacaktır. topu gevelemekten hoşlanmaz. kaleyi gördüğünde şut çekmekten çekinmez, fazladan çalım denemez. topu ayağından çok koşu yoluna ister.
işte bu “kale odağı” özelliği
henry onyekuru‘yu bir çok çabukluk ve sürat sahibi kanat oyuncusundan ayırıyor. onu daha gösterişsiz ancak daha işlevsel hale getiriyor. süratini görüp kendisinden sürekli oyunun akışına dahil olmasını ya da topu ayağına alıp dar alanda sürekli adam eksiltmesini bekleyenler (bkz:
monaco) sükut-u hayale uğradılar, uğrarlar. ancak onun bu yönünü rahat kullanmasını sağlayacak düzeni ona sunan takımlar(u: gerek sahte 9 ile gerek ise topa sahip olarak, geriden pasla çıkarak rakiplerini üzerine çekip derinde boş alanlar yaratarak) (bkz:
galatasaray) onun etinden sütünden faydalandılar.
kendisinin şimdiye kadar süregelen kariyeri üzerinden futbolun “o kadar da” basit olmadığını daha da uzun uzadıya tartışabiliriz ancak entry’i arşa çıkar.
dolayısıyla burada kesiyor, galatasaray‘imız için hayırlısıysa olsun, değilse olmasın dileklerimle beraber güzel bir yıl diliyorum sayın sözlük ahalisi...