• 13
    galatasaray maçları hayatında çok önemli derecede yer edindiği için geçmiş tarihleri çok iyi hatırlar, nokta atışı yapar.

    atıyorum;

    - ilk buluşma?
    - (iç ses: ulan ne zamandı? tamam ulan! şampiyon olduğumuzun ertesi günüydü, tabii yaa) 15 mayıs pazartesi!
    - bravo!

    - ilk sevişme?
    - (iç ses: ulan hani maç vardı o gün, gidememiştim maça ama aklım da maçtaydı, hangi maçtı? hani hakan atmıştı. tabii ya x sezonu trabzonspor maçıydı) 3 nisan cumartesi.
    - yuh! atıyorsun.
    - yemin ederim!

    - hani ada'ya gitmiştik ya ilk kez hatırlıyor musun?
    - (iç ses: ulan fener maçından sonraki hafta içiydi 9 sene önce, çok iyi hatırlıyorum. çok mutluydum. maçın yorgunluğu vardı üzerimde, hatta faytoncuya dünyanın parasını bayılmıştık bu sebeple. ne zamandı ki lan acaba? dur, dur! o maçta söylenen bir beste vardı! "eylül'ün sabahında dayandık kapalıya!" tamam ulan eylül'dü. 2001 eylül ve hatta 22 eylül'dü! of süperim lan! şimdi pazartesi ya da salı gittik desek, maç cumartesiydi, ekle üzerine) hatırlamam mı! 24 ya da 25 eylüldü.
    - inanmıyorum.
    - adım gibi eminim!
    - ya inanmıyorum! sen bu tarihleri nasıl bu kadar net hatırlayabiliyorsun?
    - zekiyim, hafızam çok kuvvetli. (pay çıkarmak lazım) (iç ses: hayatımın anlamı galatasaray!)
  • 60
    bazen kendimi sorguluyorum, "bu kadar mı hayatsızsın aq yerinde" diye.

    bir futbol maçı neden benim yaşama sevincimi alıyor abi, buna nasıl izin veriyorum ben.

    hiç normal değil bu yaşadığım, ciddi manada profesyonel bir desteğe ihtiyacım olabilir.

    28 eylül 2024 galatasaray kasımpaşa maçından sonra ne uyku ne başka bir şey hatta çok az uyuduğum anların birinde galatasaray'ın 90+7'de attığı golle 4-3 kazandığını bile gördüm ve birkaç sn içinde de sevinirken, bir ses "rüyadasın aq malı" diye seslendi ve ben bir kere daha üzüldüm, aynı acıyı tekrar hissettim.

    tüm pazar gününü evde, temizlik yapıp, yatakta ajan filmleri izleyerek geçirdim. aralıklı oruç yapan ben dün ben gecenin 10'unda yemek söyleyip, bir metre dürüm yedim aq.

    bir regl olmadığım kaldı diyeceğim de o kadar içim acıdı ki ciğerlerim falan kanamış olabilir.
  • 56
    saat 04.22 ve ben 3-0’dan 3-3 rezaleti yüzünden uyuyamıyorum. sinirim eşime aileme bile yansıyor. kim yüzünden maça çıkış planı ve hamleleri ile maçı veren hoca yüzünden. kim yüzünden hoca yanlış hamleler yapsa da ya abi bizde galatasaray’da oynuyoruz koşmalıyız, temaslı oynamalıyız 3-0’dan sami yen’de anadolu takımına maç veren oyuncular olmamalıyız diyemeyen şımarıklar yüzünden. kim yüzünden dakika 35’de gitme sana muhtacım bestesini söyleyen sözde galatasaraylılar yüzünden.

    hayatımın merkezi galatasaray’ım sana can feda ama bize bu skandalları yaşatanlar yüzünden gecenin bir yarısı uyuyamıyorum.
  • 55
    bu gece uyku uyuyamayacak olan insandır. hadi gel de uyu şimdi. tüm gün taksimdeydim kuzenimi gezdirdim, akşam oturduk bir kafede maç izledik. dönüşü gidisten daha felaket daha yorucu oldu, yorgunluktan ölüyorum gozlerim acıyor. ama ne zaman gozlerimi kapasam aklıma muslera'nın hatalı çıkışı ve yediğimiz gol geliyor. yada uzatma dakikalarındaki frikiği geri oynamamız ve muslera'nın kısa düşen topu geliyor. pff. hadi uyu uyuyabilirsen şimdi.
  • 57
    maç bitti battaniyemi aldım telefonumu bıraktım kutsal cumartesiyi yatağım da geçirdim.

    pazar sabahına uyandık hiç tadım tuzum yok. yarın yeni hafta yeni stres yeni bir iş haftası hava harika mükemmel bir pazar havası var ama hiçbir şey yapasım yok sözlük.

    sözlükte vakit geçirdikçe daha da modum düşüyor.

    bir an önce maç günü gelse de keyfimiz yerine gelse...
  • 59
    benim yaptığım bence saçmalık olan şey. hayatımın hemen her döneminde yapmışımdır. yapmaya da devam ediyorum. bununla da yetinmeyip sosyal medyada saçmalayan tiplere kafayı takıyorum. dayanamayıp cevap yetiştiriyorum. tabi çevreme de aynı şekilde. maçları izlerken ki totemlerimi görseniz şaşırırsınız. yaş aldıkça ve yaşadıkça bu etki kırılıyor. ama ne edersem edeyim ne yaparsam yapayım galatasaray bir miras olarak geleceğime kalacaktır. elde değil bu durum. ne yapalım. yaşasın ruh hastası galatasaray taraftarı. var olsun galatasaray!
  • 1
    sanırım beni en iyi anlatan tanım bu, düşünüyorum hayatım boyunca birsürü iyi kötü anım var, hatırladıklarım, hatırlayamadıklarım, unutamadıklarım, unutmak istediklerim iyi kötü bir sürü anı, fakat tüm bu olayların tek ortak özelliği içinde galatasaray olması, prekazinin füzesinden sonra ilk kez sarı kırmızı bir bayrağımın olması, ilkokulda okula holigan gibi sarı kırmızı gitmem, tanju demenin gol demek olduğunu bilmem, prekazi'nin hep uzaktan gol attığına şahit olmam, 8-0 kazanılan maçı radyodan dinlemem falco'nun sürekli gol atmasını istemem, şotalı trabzona elenince arabanın arkasında ağlamam, sokakta oynarken bursa'yı 2-0 yendiğimizi öğrenmem ve hemen günün mana ve ehemniyetine uygun bi şekilde mahalle maçı yapmam, kubilay turkyılmaz'ın yakışıklılık sendikası genel başkanı olduğunu sanmam, alınan tüm formaların 11 numara olması(show tv), manchester united maçı sonrasında elimde torpil patlaması benim tekrar arabayla tura çıkmam, barcelona'yı yendiğimizde babamla koridorda birbirimize doğru koşmamız, psg maçında hayrettin'i allah'a havale etmem, gençlerbirliği maçında 17 penaltının da gol olduğunu seyretmem, ulubatlı sounnes'ın maçında uzatmaları radyonun başında anne ve babamla dinlemem saunders golü atınca babamın gözlerimin içine bakarak sarılması, annemin galatasaray kazağı örmesi, ortaokulda hagi'nin geldiğini öğrenmem, evde tüm akşam hagi'yi konuşmam, dayımın artık bizi kimse durduramaz sözünü duymam, hagi'nin saçlarını kazıttığını görüp 15 dakika sonra saçları kazıtmam, berberin saçıma kıyamaması benim onu ikna edişim, ki ben bitlendiğimde bile saçlarımı kestirmemiştim, ilk kez galatasaray maçına üstelik deplasman gitmem, denize gittiğimde beşiktaşa 6 fenere 4 atışımız tatilin daha güzel geçmesi, hagi'nin yaşlanmamasını istemem hepatu firmasını keşfetmem, galatasaray ile ilgili formaları, dergileri, eşofmanları, montları hatta takvimleri posterleri kutsal bir emanet gibi saklamam, , lisede avrupa kupaları görmem, o dönem dünyanın en güçlü takımını tuttuğumu bilmem, real madrid 2-0 öndeyken maçı 3-2 kazanacağımızı bilmem, sonraları sevgililerle maç izleme seansları, kupa finalinde 5'i 1 yerde töreni, hasan kabze'yi unutmamam, denizlispor maçında denizli'de olmam, sasa iliç'i izlemek için maça gidip eve hep başı dik dönmem, arda turan'a verilen mecburi şansın şahiti olmam ve yaptığı sovları daha çok sevmem, elle kolla oynayanların ağlamasını seyretmem, önce final maçında deplasmanda rakibi 5'lemek sonra shabani nonda'nın şampiyonu belirlemesine şahit olmam, işte araya 3-4 tane gönül kırgınlığı 2-3 de sağlık sorunu koyun, işte hayatım.. siz ce haksız mıyım?
  • 28
    saçmalık veya hastalık değildir. insan kendisini mutlu hissetiği kişilerle, ortamlarla her fırsatta birlikte olmaya çalışır. galatasaray benim için böyle bir olgudur.
    eğer yapacak daha önemli bir şey yoksa veya erteleyebileceğim bir şey söz konusu ise önceliğim her zaman galatasaraydır.

    konuyla ilgili vermem gereken örnekler;

    - eşimi ailesinden istemek ile ilgili planlar yapıldığında galatasaray maçının o hafta cuma günü olması nedeniyle cumartesi günü isteme gününü ayarladık. eğer cuma dışında alternatif olmasaydı o gün istemeye gidilir ve maç seyredilmezdi. erteleyebileceğim bir şeydi erteledim.

    - oğlumun doğumunun olduğu günün akşamı galatasaray - bordeaux maçı vardı. hastane seçiminde odasında televizyon olan hastane tercih sebebim oldu. maç açık kanaldaydı bu yüzden rahatlıkla seyredebilirdim.
    maç şifreli kanalda olsa hastanede onları bırakıp maç seyretmeye gitmezdim. her iki tarafı da mutlu edecek bir çözüm üretmeye çalıştım sadece.

    - beşiktaş - galatasaray derbisinin olduğu akşam evlenen arkadaşımın düğününe ilk giden kişi olmuştum. ama salonu bomboş görünce en azından maçın bir kısmını seyretmek için dışarıda maç seyredebileceğim mekan aradım. evet abarttım maçın tamamını seyrettim ve nikah törenini kaçırdım ama ben maçı seyretmemeyi göze almıştım, ortam izin vermedi.

    - bir akrabamın aracı ile eve galatasaray maçını seyretmeye gidiyoruz, giderken yolda küçük bir kaza yaptık.
    araçta hiç birşey yoktu, ancak bizim akraba kıllattı ve polisi beklemeye başladı. bende sinirlendim arabanın radyosundan maçı dinledim, olaya müdahil bile olmadım. araçta sorun olsa zaten ondan önce ben ortalığı ayağa kaldırırdım ama adamın malı değerliymiş arkadaş.

    ben hayatımdan mutluyum, insanlar beni böyle kabul ediyor.
    ama biliyorlar ki bana gerçekten ihtiyaçları olduğunda, galatasaray hepsinden sonra gelir!
  • 69
    valla benim bu.

    düşünüyorum, galatasaray maç sonuçlarına ne zaman bu kadar bağlandım diye, cevabını bulamıyorum, o kadar eski... anneme ne zaman bu kadar bağlandım, babama ne zaman bu kadar güvenir oldum sorusu gibi... cevabı hatırlanamayacak kadar mazide. bizim için bu kadar içsel bir şey işte. anne, baba, galatasaray...

    mesela, diyelim, beş yaşında bir çocukken kendime dair ne biliyordum? annem şu, babam bu, bu evde oturuyorum, bu okula gidiyorum, mahalleden arkadaşlarım bunlar... bütün bunların yanında "galatasaraylıyım"... kazanırsa sevinirim, yenilirse üzülürüm. yaş 5...

    galatasaray maç sonuçlarından etkilenmediğim bir yaş hatırlamıyorum. aklım ermiyordu herhalde.
  • 42
    en basiti sosyal medyadaki bütün hesaplarının şifresi kesinlikle galatasaray ile alakalı olan kişidir. telefonunun ekranında galatasaray logası eksik olmayan kişidir. anahtarlığı galatasaraylı olan kişidir. ders sırasında maç önceleri farklı 11'leri ve taktikleri kitabının kenarına ya da defterine karalayan insandır. hatt şu an birsi bu yazıyı yazıyor işte ben.
  • 27
    hayatını galatasaray'a adamış insandır. evinin her köşesinde, arabasında, iş yerinde, kıyafetlerinde onu taşıyan taraftardır. gazetelerde ilk galatasaray sayfasından başlayandır. maçları sektirmeden izleyen, yeri gelince takımına kızan, söven yeri gelince bağrına basan, bayrağıyla birlikte balkonlarda koşturandır. gs sözlük'te yazma mertebesine erişendir. mesela ringası bile gs marşı olabilir yani o derece, telefonunun arka planına resmini koyan da var tabi.. e bir de rüyasında oyuncuları görüyorsa galatasaray'ı hayatının merkezine yerleştirmiştir.

    hmm.. tamam azıcık kendimi anlattım sanırım.
  • 12
    galatasaray yenilince sinirlenen morali bozulan bir şey yapmak istemeyen galatasaray kazandığında tüm dertlerini unutan büyük bir moral kazanan etrafına neşe saçan galatasaray'ın tüm maçlarını takip eden fenere yenilince çileden çıkan insan içine çıkmak istemeyen son dakikada gol yiyip maçı kaybedince eve gitmek istemeyen televizyonu açmak istemeyen feneri yenince sevinçten dört köşe olan en az bir hafta bunun etkisiyle herşeye olumlu bakan ve kazanılan bir kupa ile gözlerinin içi gülen içindeki insan sevgisinin arttığını hisseden herkes hayatının merkezine galatasarayı oturtmuştur.ve bu durum insana haz mutluluk ve gurur veren en temel olgulardandır kanaatimce.
  • 58
    11.30 gibi yatağa girdim, 4'e kadar uyuyamadım üzüntüden ve sinirden, 7.30'da da yataktan fırlayarak uyandım. 3-0 öne geçtiği maçı veren kenar yönetimi de hala uyuyordur, gözlüklü fenerli rahat rahat takılıyordur sahilde malum kişilerle ama benim en az 3-4 günüm yok oldu. hala daha iyi bir şeyler çıkarmaya çalışanların olması da üzücü. beşiktas maçı, y.boys maçları, kasımpaşa maçı hepsi büyük rezillik ama kimse tek sorumlu kenar yönetimi hakkında konuşmuyor. tek tek bütün oyuncular çöpleniyor, hakaret ediliyor hatta. galatasaray'ın oyuncu problemi yok, kenar yönetimi sıkıntısı var, kaybedilen maçlar hep yanlış değişiklikler ve hamlelerle geliyor, bir teknik direktörün bütün puan kayıplarında bu kadar etkili olduğunu ilk defa görüyorum, rahat kazanılacak her maçı bir şekilde sıkıntıya sokabiliyor ve hiç eleştirilmiyor.

    (bkz: 28 eylül 2024 galatasaray kasımpaşa maçı)
  • 64
    bu davranışın sebep olduğu olumsuz durumları yaşamamanın ya da bu durumları daha hafif atlatmanın bazı yolları var:

    - sosyal ortamlarda hiçbir futbol muhabbetine dahil olmamak.
    - fanatik galatasaraylı olsan bile yine sosyal ortamlarda bunu belli etmemek. sadece galatasaraylı olduğunu bilmeleri yeterli.
    - takımınla ilgili sevinci de tam tersi duruma da kendi içinde yaşamak.

    -bunlar saçma ve komik gibi gelse de- fanatiklik gerçekten insanı hem psikolojik, hem fizyolojik, olumlu ya da olumsuz acayip etkileyen bir şey. bir de böyle iletişimin yoğun olduğu bir işte falan çalışıyorsanız off... işinize olan veriminizi bile etkiliyor.
  • 15
    her alınan mağlubiyet sonrası okula formayla gidiyosan
    her derbiden sonra müdür yardımcısına kafa tutmuşsan
    her bi şeyin galatasaraylıysa (saat,kalem,nevresim,toka...)
    bi yere şifremi lazım hemen aklına cimbom,1905,aslan falan geliyorsa
    forma almak için para biriktiriyosan öğrenci halinle
    her ay başı koşa koşa dergi almaya gidiyosan
    bulduğun her boş yere kadro yazıyorsan
    tanıştığın insanlara ilk takımını soruyosan
    üzerinde sarı kırmızı taşıyan her insanı kardeşinmiş gibi görüyosan
    ve daha yazacak bir sürü şeyin varsa sende bu insanlardan birisin demektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın