resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:54
Uyruk:Türkiye
  • 9301
    aktif en iyi türk sağ bek mehmet zeki çelik için topçu değil deyip bursaspor’dan yolladığında belki kötü hoca damgası yemiş olabilir.

    ya da kalinic ve gomez’i umut bulut var diye almadığında kötü hoca damgası yemiş olabilir.

    jem karacan’ı antrenmanda sertlik olsun diye transfer ettiğinde de kötü hoca damgası yemiş olabilir.

    kötü kere kötü hocadır. muslera, sneijder ve hatta yasin olmasa da o lig şampiyonu unvanını biraz b.k alırdı çok afedersiniz.
  • 9303
    hala aynı saçma argümanlarla eleştirilen üç kupalı hocamızdır. eğer geçen sezon şampiyon kadro kurabildiysek, bu sezon bir şekilde finansal fair playe takılmadan şampiyonlar ligi'nde oynayabiliyorsak şampiyon olduğu yaz yapmış olduğu tasarrufun ve fedakarlığın sayesindedir. yoksa o da bilirdi burak varken gomez'i de alıp iki santrfora 10 milyon euro maaş ödemeyi. bir siz akıllısınız çünkü.

    edit: bu arada hatırlatayım şu an itibariyle takımımızda umut bulut kalitesinde bile bir santrfor yok. ne yapalım şimdi? fatih terim'e mi sövelim bu yüzden aldırmadı diye?
  • 9310
    suyun karşı tarafında tek kupalı ersun yanal'a olan saçma ötesi ilgiyi görünce, 'acaba fenerbahçe ile 3 kupa alsa ne yaparlardı?' dedirten kişi. ya kupaysa kupa, şampiyonluksa şampiyonluk ama biz adamı bizim felsefemizi anlamadığı, inat ettiği için gönderttik sadece. gerçekten galatasaraylılık bambaşka bir şey arkadaşlar, tadını çıkarın.
  • 9312
    şampiyon olduğu sezonun ardından dursun özbekle (daha ne olduğunu anlamamıştık kendisinin) yeni sezona başlaması, abdurrahim albayrak hastalığına yakalanması (her kameraya konuşmak, saçma sapan demeçler) yerli sevici olması veya transfer yapılamadığı için öyle görünmek zorunda kalması, aynı zamanda yapılan transferler konusunda da hatalı kararlar vermesi sonunu hazırlamıştır.

    işin doğrusu dursun özbek'in ilk başını yediklerindendir fakat kendisi de bunu nispeten hak edecek şeyler yapmıştır. çok ciddi bir basın danışmanı, çok iyi bir sportif direktörle (transferde en ufak söz hakkı olmamalı sör hamzaoğlu'nun) eldeki malzemeden iyi kötü verim alabilecek bir hocadır. burak'ı ofsayttan kurtarmak için umut'un arkasında oynatmak gibi değişik ama işe yarar metodlar geliştirebilen bir hocaydı. galatasaray ismi ona şampiyonluk apoleti takmıştır ama anadolu takımları için gayet iyi bir hocadır. fakat oralarda da futbol aklı bulunmadığı için başarılı olamayacaktır.

    aynı şeyleri tekrar tekrar yazmış olacağım ama ersun'un göklere çıkarıldığı yerde, 4.yıldızı ilk bizim takmamızı sağladığı için teşekkür etmemiz gereken, iyi niyetli ama galatasaray için yeterli olmayan eski hocamız.
  • 9313
    bir sezonda* galatasaray futbol takımı’na üç kupa kazandırmış ve dördüncü yıldızı taktırmış teknik direktördür. şimdi hamza hoca’yı incelemeden, değerlendirmeden önce dördüncü yıldızı taktığımız sezona genel olarak bakarsak; bir önceki sezon* ligi kasıp kavuran, nisan’da şampiyon olmuş bir fenerbahçe var. bizim tarafımızdaysa roberto mancini büyük bir fedakarlık yaparak kulübümüzdeki görevinden ayrılmış, yerine ligi tanımayan, bilmeyen ama fena bir kariyeri olmayan prandelli gelmişti. karşı yakadaki oturaklı bir kadroya sahip rakibimizin karşısında transferlerimiz çok alıcı ve rekabet edici, nokta atışı değildi(bunda mancini döneminde transferlere savrulan paraların da mutlaka etkisi vardı . burdisso , ontivero , salih , umut gündoğan vs). rotasyon ve derinliği artırmak için yasin, olcan gibi oyuncular alındı. son gün de pandev ve dzemaili takıma katıldı. prandelli eldeki kadroyla oynaması çok güç formatlarla sahaya çıktı. 3’lü savunma formatında diretti vs. hal böyle olunca her maç dörtlüyordu rakipler bizi. sonra kimya tutmadı, görevine son verildi, hamza hamzaoğlu göreve geldi. hamza kısmına geçmeden önce şunu belirtmek gerek ki prandelli takımı kondisyon, fiziksel güç olarak gayet iyi hazırlamış; onun meyvesini iyi yedik.
    şimdi gelelim hamza hoca’nın artılarına eksilerine ? eldeki kadrodan kesinlikle en iyi şekil de verim aldı . taktiksel olarak iyi bir şablon oturttu, takıma güven tazeledi, aşıladı.(tabi takımın ivme kazanmasında kim ne derse desin abdürrahim albayrak etkisi de var.) ama sahaya dokunuşu olumlu yansıdı.
    eksilerinden bahsetmek gerekirse bir kere takımları kesinlikle hazırlayamıyor sezona. bizde de bursaspor’da da sezon öncesi kampları çok vasat geçmiş bunu görmek çok zor değil. bir diğer eksisi adam kayırması. yerli futbolcular, yabancı oyunculara göre ilk tercihi ve bu düşüncesinden dolayı mario gómez, konoplyanka, andre ayew, maxi perreira gibi isimleri veto etmesi bunu kanıtlar nitelikte. zaman zaman da oyuna müdahalelerde etmekte geç kalıyor.
    toparlamak gerekirse akhisar’da, kulübün hedefleri ve yapısına göre, iyi sezonların ardından böyle bir sıçramayı kaldıramadı diye düşünüyorum. akhisar’daki döneminden sonra devraldığı takımlardaki başarısına da bakılırsa kendisine sezon başından takım emanet edilmesi sağlıklı olmaz ama hamle hocası olarak tercih edilebilir(galatasaray, bursaspor, antalyaspor performansları). nihayetinde de bu kadar gömülmesi bence yanlıştır, haksızlıktır, vefasızlıktır. doğruları yanlışları oldu ama adam bir sezonda 3 kupa kazandırdı, 4.yıldızı taktı bize. bunu unutmamak lazım. kendisi adına da umarım ki yabancı oyuncular için ön yargısını kırıp onlardan fayda sağlamaya başlar.

    edit: imla, bilgi yanlışı giderildi
  • 9314
    bizi şampiyon yapıp, sonra bu kadar üzmesini anlamadığım eski futbolcu ve hocamız. ben hocalığında kazandığı şampiyonluğu ayrı tututyorum. ne sevinebildik o şampiyonluğa ne gerisi gelebildi.
    oyuncu olduğu dönemler çocukluk yıllarıma denk gelir. göçmen olarak ailesi ile gelişini gazetelerden okumuştum. doksanlarda şampiyonlar liginde manchester zaferi ile son sekiz gruplarına kalışımız aklıma gelir. bunu tekrar söyleyelim son sekiz gruplarına kaldık. bazıları son 16 yapınca tarih yazıyor günümüzde.
    ey gidi günler hey. küçük yusuf ile hamza neden gitti hala anlamadım. bu konuda net bilgi bulamadım. görevlerini yapan karakterli oyunculardı ama gönderildiler.
    hamza o dönem en sevdiğim isimdi. bilmiyorum değişik bir sempati oluşturdu bende. o dönem futbolcu kartları vardı. resmi hala gözümün önüne gelir. keşke o kartları saklayabilseydim.
  • 9317
    bizdeyken takımdan melo'nun gitmesine ses çıkarmayıp, yerine jem karacan'ın transferine '' kemik gibi futbolcu aldık '' demiştir.
    daha sonra, takımda elle tutulur ama formu iyice düşüşe geçmiş tek santrafor burak yılmaz'ın ( podolski kesinlikle santrafor değildi, umut bulut'u saymıyorum ) olduğu düşünüldüğünde; kendisine sunulan mario gomez teklifini; '' zaten elimizde dünya yıldızı burak yılmaz var '' diyerek, reddetmiştir. o mario gomez beşiktaş'a gelip, 8 sene sonra beşiktaş'ı ligde şampiyon yapmıştır ayrıca. işin ilginç tarafı ise; böyle dedikten sonra sezonun ilk haftalarındaki maçlarda burak yılmaz'a kafayı takıp ya yedek oturtmuş, ya da maçın en önemli dakikalarında oyundan almıştır( bu inadı yüzünden çok saçma puanlar kaybettirdi ). umut bulut'u prensi yapmıştır ve dahiyane bir planla sağ kanatta oynatmaya başlatmış, kovulana kadar da bu ultra saçmalıktan vazgeçmemiştir. podolski her maçı kazandıran golleri attıktan sonra bile, maç sonu röpartajlarında prensi umut bulut'u övmelere doyamamıştır. tabi elinde oynayacak alamancı, gevşek yasin öztekin(!) ile birlikte tek kanat oyuncusu olan bruma'nın kiralanmasına ses çıkarmayarak, prensi umut bulut'a ortam hazırlamıştır. bu yüzden taraftarın gözünde çalışkan ama hakkı teslim edilmiyor diyen, takımın sonradan oyuna girdiğinde maçı etkileyebilecek kadar iyi yedeklerinden olan umut bulut'u taraftarın önüne atmış, boş kaleye gol atamayacak hale getirmiştir. takımı resmen yeniçerilerin eline bırakmış; bu sayede takımda yerli yabancı gruplaşmasına da neden olmuştur. kendisi de safını yerlilerden yana kullanmıştır. alex telles'i göndertip, lionel carole'e razı olmuştur. sabri'nin yerine sağ bek aldırmayı bırakın, rotasyon oyuncusu bile aldırmamıştır. düşünün ki bu şekilde şampiyonlar ligine gitmek zorunda kaldık(!) ve 3 kulvarda yarıştık. bu yaptığı salaklıklarla bizi şampiyonlar liginde ön libero olarak atletico madrid karşısında hakan balta'yı izlemek zorunda bırakmıştır. hani şu bek oynarken bile artık koşacak hali olmayan hakan balta(!)... bizimle 3 kupa kazanması da; türkiye liginin ne kadar vasat bir lig olduğunu zaten açıklıyor adeta... 3 kupa mevzusuna gelirsek de; bizim takıma gelmeden önce dünya kupasında maç yorumculuğu sırasında salladığı sneijder'in beyninde çıkan damarı, yan toplara çıkmadığını söyleyerek salladığı muslera'nın küçücük elleri( direkt etki etmiştir ), sırf selçuk istemediği için üstünü çizdiği melo'nun sahiplenişi ve kafayı taktığı burak yılmaz'ın hırsı ile birlikte kendisininde takımı ellemeden, idare ederek yani sadece ağabeylik yaparak futbolculara rahat ortam sunmasının, böyle bir başarıya vesile olduğunu söylesek hata yapmış olmayız herhalden. zaten sonraki sene yaşattıkları malumunuz... ha futbol anlayışına gelirsek; bence ayağa toplarla hızlı şekilde kanatlardan akan oyun mantalitesi ile sonuç alabilen kaos futbolunun en iyi örneklerini sunduğunu söyleyebilirim. ama işte her şey keşke bununla bitse; kendisin bir çok problemi var ama esas probleminin kafasındaki vizyon darlığıyla alakalı olduğunu söyleyebilirim rahatlıkla... gönderildiği takımda taraftarlarca savunuluş şekli genellikle; yönetimin vasat bir kadro kurduğu yönünde olduğudur. ama kimse esas sorun olarak; hamza'nın bu vasat oyuncu grubunu savunduğunu söylemez genellikle...

    itiraf notu: suskunkalem nickiyle ilk kez yazarlıkla tanıştığım galatasaray sözlük kariyerime hamza hamzaoğlu'na galatasaray'ın başında çıktığı bir maçta yine umut bulut ile sağ kanatta başlaması yüzünden hakaret ettiğim gerekçesiyle pilot olmuştum...* tabi zaman benim haklı olduğumu gösterdi ama yeni bir yazarlık için 1 sene boyunca beklediğim gerçeğini değiştiremez(!)...
App Store'dan indirin Google Play'den alın