resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:54
Uyruk:Türkiye
  • 4426
    melo'nun boşluğunu kendi içimizden doldurabiliri söylemini yönetimin transfer için düşük bütçe ayırması yüzünden anlayışla karşılayabilirim. hamza hocanın profesyonel bir destek alması lazım. basın ve taraftarla ilişkisini profesyonel birisinin yönetmesi lazım. galatasaray büyük bir camia ve ağızdan çıkan her kelime çok önemlidir ve sonradan hesabı sorulur.

    melo'nun boşluğunu kendi içimizden doldurabiliriz lafını söylediği andan itibaren bütün oklar kendisine doğrultulacaktır. herhangi bir tökezlemede oklar kendisi doğru harekete geçecektir. halbuki biliyorsunuz biz bu sene transfere düşük bütçe ayırıyoruz bu yüzden melo'nun boşluğunu kendi içimizden doldurmaya çalışacağız, olmazsa bir transfer yapabiliriz dese taraftar da anlayışla karşılayabilir. en azından bir beklenti içine girmez.

    uzatılan her mikrofona, sorulan her soruya dürüstçe ve samimi şekilde konuşursa gönderilmesi bu yüzden olur.
  • 4427
    lucescuyla bal gibi benzeşiyor.

    siz, mondragonun henüz ilk sezonunda sadece şl maçlarıyla devleştiğini vs mi sanıyorsunuz? luce de çok pozisyon veriyordu. lucescusever küçük hıncallar keşke önce bir splinter ustalarının o dönemde yazdıklarına baksalar. (luce büyük hocadır, o ayrı.)

    shakhtar - fb maçında kjaer önündeki topa sadece dokunabilse ne olacaktı? fb deplasmanda 1 0 öne geçecek ve belki de kurt hoca elenecekti. size bir sır vereyim, futbol iki takımla oynanıyor. karşıda da bir rakip var yani. hani o da top oynuyor falan, unutmuşsunuz besbelli.

    bu vizyon geyikleri parator gelmeden de vardı. "yandhıqqq serwwwet oynicakkk x(x(" deniyordu o zaman da. servet oynamadı. ujfaluši alındı, "üchün briii xoxo, vzyonsuz terim xoxo" dendi, şimdi süpervizyonmanler engin bilgileriyle "hmmmm, ujfa tibi lider stapır lazım :))" diye caka satıyor. sneijder hamza gelmeden önce ön libero dahi oynuyordu, mutsuzdu. hamza geldi, "yhaa offff shmdiii hmza harcick snaydırııı :(" diye ağlaştılar. sneijder azıttı, deli top oynadı, aynıları bu kez "dua etsin götünü kurtardı sneijderla nando :'(" dediler.

    işin komiği wes hocayı mourinhoya benzetmiş, nando ise insan ilişkilerinin ne kadar iyi olduğunu, hocayı sevdiğini söylemişti. bunu diyince de "fıtbolcu ne dsinn tbi hocayı övcek :s" deniyor. ee, hoca ne desin, tabii sabriyi burakı övecek? para yok, ffp toplantısında ne çıkacak belli değil, elinde bunlar var? mancini aynı şartlarda savaşmayıp gitmeyi tercih etti, bak bu bir tercihtir, hamza da yapabilirdi ama kendine güvendi. (bu arada manciniyi yerliler harcadı komedisi var bir de. o nasıl harcamaksa hocanın yolu bizle ne zaman kesişse sneijderdan önce selçukla buraka koşuyor. roberto mal sanırım, anlamamış bunların kuyusunu kazdığını.)

    bir insan, sürekli kullandığı kelimenin anlamını bilir. hamza hoca geçen sezon sonunda "avrupada başarılı olacağımız bir takım kurmalıyız." dedi. bu sezon da "3 kupa bize yetmez." diyor. vizyonu belli işte, kupa almaya devam etmek ve avrupada istikrarlı başarı sağlamak. bunun öngörüsü hocanın kafasında farklı bir şekilde tezahür ediyor olabilir. o, oyuncularını moral motivasyonla hazırlayıp kaliteli oyunvularına güvenerek plan yapıyor olabilir. bu vizyonu koymuş, mesela prandelli "bizim için lig önemli." demişti. senin kafandaki tek yol başarılı olacak diye bir şey yok. galatasarayda oynayan tek bir topçuyu dahi bire bir tanımıyorsun, huyunu suyunu bilmiyorsun, idmana çıkmadın, o oyuncuların idman performansını, çalışmalara verdiği tepkiyi, sakatlanma eşiğini bilmiyorsun. tek bildiğin kafandaki dar kalıpla "vizyon" türküsü söylemek. onca farklı adamı yönetmek çocuk oyuncağı değil. tek yaptığı sözlükte yazmak olduğu halde daha türkçeden bihaber adamlar başkasına vizyonsuz diyor. bu kadar şişinmeyin.

    düşündüğünüz kadar zeki insanlar değilsiniz zira.
  • 4428
    daha önce hocayı eleştiren bir çok entry girmiştim. şimdi ise genel bir analizle bu eleştirilerin neden olduğunu anlatmaya çalışayım. olayları 3 ana zaman diliminde inceleyeceğim. birincisi hocanın gelişi ve ilk haftalar. ikincisi sezon bitene kadarki süreç. üçüncüsü de sezon bittikten sonraki transfer sezonu ve hazırlık dönemi.

    1) hocanın gelişi:

    a) ünal aysal malum prandelliyi getirdiği zaman çekimser kalmakla birlikte genel bir memnuniyet vardı. meleke'nin en iyi teknik direktör tanımlamaları, adamın kalite oluşu vs. aradan henüz bir sene geçtiği için çok uzatmayalım, en iyi tabirle kan uyuşmadı. hoca 40 kişilik kadroya hakim olamadı, oyuncularla arasında bağ kuramadı. yıldızlardan tutun da yerli oyunculara kadar hiç kimse tarafından sahiplenilmedi. cl'de alınan rezil sonuçlar ligde çok da kötü durumda olmamamıza rağmen hocanın sonunu getirdi ve beklenen oldu hoca gönderildi. takım mutsuz, oyuncular kopmuş, birliktelik yok. sebebi de hocanın takım kurgusunu oluşturamaması.

    b) albayrak burada devreye girerek hamzanın ismini gündeme getirdi. yıllardır hayali galatasarayı çalıştırmak olan, türkiye ligini bilen, galatasaraydaki özellikle yerli oyuncularla milli takımdan ve öncesinden bağı bulunan bir adamdı sonuçta. prandelliyle devam edilmeyeceği belliyken yerine gelecek adamın da ligi bilmesi gerekirdi ki, alışana kadar iş işten geçmemiş olsun. bir önceki yaz yaptığı sneijder çıkışı, demirörenden icazet alınması zorunluluğu, terimi gönderip yardımcısını almak gibi olumsuz durumlara karşı eldeki en iyi bir kaç alternatiften birisi olduğu için getirildi.

    c) zaten kafasında yıllardır takımı çalıştırdığı için gelir gelmez bir kaç değişiklik yaptı. bazı maçlar çift forvet oynattı, burağı biraz geriye aldı, brumayı kazandı. takım da prandellinin üstüne hamza gelince zaten yerliler bayram etmişti. hocanın insan olarak alçak gönüllü oluşu, diyalog kurması sayesinde tekrar bir takım olgusu oluşmaya başladı. oyuncuların hocanın gözüne girmek istemesiyle de oyun kalitemiz prandelliye göre arttı. buradaki en büyük faktör, prandelli zamanında %100'ünü vermeyen oyuncuların hamzanın gelişiyle daha istekli oynamaya başlamasıdır.

    2) hocanın sezondaki performansı

    a) ilk devrenin sonuna kadar oyun olarak da toparlanmış zirveyi takip eder bir noktaya gelmişken devre arasında hamza iki hafta izin verdi takıma. daha çok çalışmamız lazımken takım iki hafta yattı. bu da ikinci devrenin başında oyun kalitemizi tekrar düşürdü. işte burada hamza tekrar 3'lü orta sahaları denemeye başladı ve takım olarak geriye gittik. puan kaybedilen bursa diyarbakır maçları bu döneme denk gelir.

    b) bu süreçte yaptığı kişisel hatalara bakarsak: rize maçıydı sanırım hazır olmayan burağı ikinci devre sokmuş tekrar sakatlanmasına sebep olmuştu. yasin takıntısı. her ne kadar yasinin performansını hamza arttırdı diye bir şehir efsanesi olsa da hamzanın tam tersi yasin takıntısı vardı bence. o nedenle bir çok maç dakika 60 oldu mu yasini oyundan çıkarttı hep. hatta başakşehir maçında bu yüzden puan kaybettik. sinana yeterli şansı vermemesi. hala aydın ve yektayı kazanma çalışmaları. emre ve burağın yaptıkları terbiyesizliklere gerekli tepkiyi vermemiş olması. ama en kötüsü de gözümde umut takıntısı. hiç bir şey vermeyen, takımın bütün ataklarını öldüren ve saç baş yolduran umutun sürekli oynaması.

    c) ayrı bir başlık açmak istediğim 19 mayıs 2015 sivasspor galatasaray maçı. hatırlamayanlar için türkiye kupası yarı final rövanş maçı. ilk maçı 4-1 kazandık. anca maçı 3-0 kaybedersek eleniyorduk ve hakem sivası doğramamış olsa elenecektik de. lütfen maç başlığına tıklayın ve yazılanları okuyun. kısaca özet geçeyim bu maçta bile sinan ve bruma ilk 11'de değil. umut, yekta ve olcan ilk 11'de. o kadar rezil oynamamıza rağmen 65'te2-0 geriye düşüyoruz hoca müdahale bile etmiyor. 2-0'dan sonra yasin giriyor. haksız bir penaltı alıp 2-1'e getiriyor. ve sonra kim giriyor oyuna biliyormusunuz? genç yetenek aydın. ne olur bana hamzanın adaletinden, herkese eşit olduğundan falan bahsetmeyin. kendi adamlarını, aynı terim gibi, kazanmaya çalışıyor, galatasarayın evladı olmayan ve portekiz veya almanyada doğan bruma sinan gibi galatasarayın geleceği olan gençler ise bu maçta bile oyunda değiller. dediğim gibi 5 dakika vakti olan lütfen maçın başlığını okusun.

    d) iyi kötü takım son 7 hafta bütün maçlarını kazandı ve şampiyon oldu. trabzon mağlubiyetiyle herşey tersine dönebilecekken kalan bütün maçları kazandık. bu 7 haftada sadece şampiyonluğu garantilediğimiz son rize maçında gol yedik, onun haricindeki bütün maçları gol yemeden tamamladık. çıkan kadrolara baktığımızda umut sürekli ilk 11'de bruma ve sinan yok. maçlara teker teker bakarsak eğer içerdeki antep maçı hariç hiçbirinde kazanmayı hak edecek bir oyun yok. akhisara karşı oynamadan kazanılan 3 puan, konyaya çok kötü oyun 85'te gol, mersinde bildiğin son yıllarda gördüğüm en ballı galibiyet ve muslera, gençler maçında yine oynanan bir oyun yok ve son dakikalarda kaçan rakip goller, beşiktaş maçını herkes hatırlıyordur 20 pozisyon verip musleranın kurtardığı yasin ve sneijder golleri ve gelen şampiyonluk. beyler ikinci yarı top falan oynamadık hele son 7 maçta rezaletti. böyle bir oyunu istemiyoruz, böyle bir oyunu başarı görmeyi istemiyoruz, sorun burada.

    3) transfer dönemi ve hazırlık kampı

    a) hoca diyor ki, biz şampiyon takımız ve çok takviyeye ihtiyacımız yok. sorun burada başlıyor işte. analiz yok hocada. mantıklı, rasyonel bir düşünce yok. klasik türk işi. duygusal. çocuklar şampiyon oldu, onları kesip yerine adam almayalım. en fazla rekabeti arttıracak, idman temposunu yükseltecek! adam alalım. halbuki yabancı bir direktör gelse ve analiz etse çat çat bütün eksikleri koyacak ve duygusal yaklaşmayacak. ama hamza duygusal yaklaştığı için gerek yok diyor. olması gereken ne, eksik bölgeler tespit edilir, elinde tutmayacağın oyuncular belli olur onları gönderirsin yerine birilerini alırsın. bu kadar basit, mi? beraber bakalım.

    b) takımın geçen sene en çok aksayan bölgesini kime sorarsanız sorun defans der. avrupada folloş olmuş son 7-8 hafta muslera olmasa seni şampiyonluktan etmiş bir defans. en iyin chedjou bile galatasaray seviyesinde değil. beklerin zaten yetersiz. o zaman ne yapman lazım, önce taş gibi bir stoper sonra çok iyi bir sağ bek alman lazım. kanatta bruma ve sinan gibi iki tane yıldız adayın var ki birini 12 milyon euro yatırım yapmışsın dimi. ayrıca yasin ve olcan da var yani idare eder. orta ikilin iyi selçuk-melo ama ilerde çok büyük sorun var. burak ikinci sakatlıktan sonra iyice formu düştü ve yedek de umut var. elmander tarzı pres yapan, top saklayan, top dağıtan bir forvet lazım yani. tabi bir de yedek kaleci. yoksa eraya kalacağız allah korusun. bunun üstüne yapılacak bütün transferler fırsat transferi veya takımı daha da güçlendirmek için yapılır. ama ilkönce akan çatını, kapanmayan kapını yaptırmak lazım. sonra lcd yerine 3 boyutlu tv bakarız.

    c) hamza dedi ki uygun bir isim bulursak alırız pozisyon çok de önemli değil. valla dedi. ve gerçekten de dediğini yaptı adam. sol beke carole, orta ikiliye bilal, jem, merkeze jose, sol açığa podolski geldi. bakın gelenlerin hiç birisi eksik bölgelere gelmedi. hepsi sorun olmayan veya idare edecek pozisyonlara geldi. podolski gelmeseydi yasinle devam etseydik solda itiraz eden olurmuydu. ya da jem gelmeseydi eksik kalırdık diyen varmıdır? hamza nasıl bir hocadır ki bütün türkiyenin gördüğü eksikleri göremeyip o bölgeleri iyileştirmiyor da eksik olmayan bölgelere transfer yapıyor? yoksa burada bir iş mi var ona bakalım.

    d) bilal transferi tam olarak eski öğrencisine kıyak transferi. 32 yaşında, bir önceki aldığının 4 katı vererek oyuncu alıyorsun. hem gençleri kazanacağım diyorsun, hem kendi içimizden yıldız çıkaracağı diyorsun, hem takımı gençleştirmemiz lazım diyorsun hem de bilali alıyorsun. jem son iki sene sakat. eski takımı sadece maç başı veriyor, çünkü aptal değil. ama biz çat diye 5 maç oynamayacak adama 600 bin euro garanti veriyoruz. hamza diyor ki açıklamasında, idman temposunun artmasını sağlayacak. eski ultraslan lideri oğuz altay bile twitterdan bu transferde birileri çok pis komisyon aldı diyor. adamın menejeri birileri çıkıyor falan filan. bu transfer tam bir hatır transferidir. birilerinin hatrı kalmasın birileri de yesin diye yapılmıştır. bu yiyen hamzadır demem çünkü bilmiyorum ama kulübün içindeki herkes kimin yediğini biliyordur. aksini düşünen adamla tartışmam bile.

    e) aydın yılmaz olayı. emin olun sabriye verilen zam sonrası taraftar çıldırmasa ve aydının da sözleşme imzalayacağı basına yansımasa aydınla 3 yıllık yeni sözleşme imzalanmıştı bile. resmen taraftar tepkisi bunu engelledi. o aydın ki sivas maçında bile sinan ve bruma yerine kazanılmaya çalışılan bir oyuncu olmuştu. ne de olsa o da galatasaray çocuğuydu.

    f) ne demiştik eksik bölgeler hala eksik. paramız yok deniyor ama sabriyle yeniden sözleşme imzalarken 1,5 katı zam vermek de gayet normal. o paraya öküz alırız diyoruz ama zaten aldık işte. bu yaz işin ilginç yanı tam eksik bölgelerimize uygun bir çok isim transfer için müsait oluyor. maxi, rafael, menuier sağ bek için, gomez forvet, ama hiçbirisi nedense alınmıyor. bu isimlerle ilgili saçma sapan açıklamalar yapılıyor ama olaylar tam tersi çıkıyor. gomeze 9 milyon euro bonservis istendi deniliyor ama beşiktaş bedavaya alıyor. rafael 3 milyon euroya yani carole'un iki katına lyon'a gidiyor gibi. daha geçen vardı song ve rafaeli istemediğine dair bir açıklama. resmen bir uyuşukluk ve isteksizlik var transfer konusunda.

    g) hiç kimse oo illa ibra gelsin q7 olsun falan demiyor. herkesin istediği eksikler yokmuş gibi davranılmaması. 5 tane adam geldi. bu 5 adam yerine eksik bölgelere 3 adam gelseydi kimse gıkını çıkarmıyor olurdu. ama sen eş dost kırılmasın, bu da ucuzmuş, bunun bonservisi yokmuş diye aynı bölgeye 10. adamı alırsan o zaman millet çıldırır. takımda var 40 kişi. kadronun boşalması şart bunu biliyorsun. gidecek adamlar da belli. bunu hala ikinci kampın sonuna kadar niye tutarsın ki o zaman. lig biter bitmez çağırırsın yektayı, sercanı, umutu, furkanı gidin kendinize kulüp bulun dersin olur biter. şimdi ise iki hafta kala adamları göndermeye çalış.

    h) bruma ve sinan konusu. bruma üzerine yatırım yapılan çok potansiyelli ama potansiyelini özellikle sakatlandıktan sonra yansıtamamış bir genç. bütün açıklamalarında kendi yıldızımızı yetiştircez takımı gençleştircez de sonra bruma yerine umutu oynat sağ açıkta. veya olcan oynasın. tamam bruma uçup kaçmadı ama umutu veya olcanı kesemeyecek birimiydi? sinan ise oynadığı her maçta iz bıraktı. gollere katkıda bulundu. hala oynatılmaması resmen adam kayırmaktır, bu iki ismi ikinci plana atmaktır. brumayı gönderdi, sinanı da hala göndermeye çalışıyor ki umuta olcana yer açılsın. işte hamza adaleti, işte hamza gerçekleri.

    bakın hayatımda ilk defa şampiyonlar ligi maçları bu sene yapılmasa ne olur diye düşünüyorum. geçen sene 19 gol yiyen bu takım bu sene 20'yi geçer mi diye korkuyorum. çünkü hamza bu gerçeklerden bihaber takılmaya devam ediyor. o zannediyor ki bilal ve jem bizi cl'de üst tura çıkaracak. o zannediyor ki takım cl için yeterli. ciddi ciddi soruyorum buna inanıyormusunuz? yani bu takımın cl'de başarılı olacağını düşünüyormusunuz?

    ligde top oynamadık, kupa finalinde bursa ezdi ama biz aldık, süper kupada daha üç gün önce yarım bursa bizi yine ezdi koca devre şut bile çekemedik, oyundan çıkan oyuncular burak sneijder ve podolski. yemin ediyorum şu özgüvenin 10'da 1'i bende olsa devlet başkanı olurdum.

    bu kadar kötü ve iç karartıcı bir tabloya rağmen 3 kupa nasıl alındı derseniz, o da işte hamza balıdır. mustafa denizli balını çoktan geçmiş, fener balını kurutmuştur. ama 3 kupa aldık diye de gerçekleri göremeyeceksek veya görüp de söyleyemeyeceksek o zaman duvara toslarız ne yazık ki. asıl olarak sorun hamzanın zihniyetinde, düşüncelerinde ve söylemlerindedir.

    hamza efendidir, iyidir, karakterlidir ama yetersizdir. dengelerin peşinde koşarken çok önemli bir şeyi unutmuştur, o da;

    bu takımın amacı türk olmayan takımları yenmektir.
  • 4429
    türkiyenin mevcut koşulları, iğrenç ikili ilişkiler, aman gözüm bizi idare et durumlarına kurban olmuş iyi insan. olayları sakince analiz ettiğim zaman, benim düşüncem gelinen bu noktada hamza hamzaoğlunun hiç bir suçunun olmadığı yönündedir. adam geçen sene futbolculara arkadaş gibi davranmak, hadi oğlum hadi koçum sen oynarsın olacak olacak gibisinden gaz vererek ve bütün çocukça triplere göz yumarak takımı şampiyon yapmak zorundaydı. abdullah avcı gibi büyük bir takımın başına geçtikten sonra ben otoriteyim, dediğim olur gibisinden keskin hamleler yapsaydı başta burak,selçuk,sneijder, melo gibi isimler kendisini siklemeyip 4 hafta içinde kovulmasına yardımcı olurlardı. nitekim abdullah avcının sonuda böyle oldu. kimse aldığı paranın hakkını vermediği, evine götürdüğü ekmeğin helal ve hak olup olmadığını siklemediği için bu ülkede bu tür durumların yaşanması çok normal. gavur dediğimiz almanya bile bu açıdan bizden daha müslüman yemin ederim.

    bu sezona baktığımız'da ise hepimizin bildiği ekonomik sıkıntılar yüzünden yönetimin yapamadığı transferler hamza hocayı zor duruma soktu. adam gibi bir adam olmasının yüzünden hiç bir zaman kendi üstündeki yöneticileri satmaması ve adeta yönetimin yaptığı yanlışlara bir siper olması, taraftarın tepkisinin yüzde 80îni mıknatıs gibi kendi üzerine çekmesine neden oldu.

    ben hamza hocanın yerinde olsaydım kimseye minnet etmeden pat pat gerçekleri anlatıp durum bu her kes yoluna baksın ben kişişiğime daha fazla laf getiremem kardeşim takımdan gidiyorum derdim.
  • 4433
    varsayalım hamza hoca "muslera hem yılın futbolcusu ödülünü aldı, hem de yılın karmasının kalecisi seçildi. hocam, üç kupalı takımın en birinci ismi kalecisi oluyorsa, sizce de bir tuhaflık yok mudur? " soruma "yahu aynı muslera benden önce gelenden gidenden 4 yiyordu. ee benim de çorba da azıcık tuzum olmuş işte." cevabını vermiş olsun. yani vermek istediğim mesajı anlayamayıp geyik yapmış olsun. bende hocama şunlara söylerdim: "allah muhafaza yarın muslera sakatlansa, seneye bu ödülleri galatasaray’dan kim alır sizce? erken uyarı sistemini bilir misiniz? muhtemel faciaları önceden haber verir, sizi en az zarar ve hasarla kurtarır."
  • 4435
    kendisini eleştirmek istiyorum ama sonra bakıyorum ki etrafında o kadar büyük bir asalak ordusu var ki, adamın işinin ne kadar zor olduğu geliyor aklıma, frenliyorum kendimi. yönetim kadrosu ve başkan galatasaray'ın son yıllarda gördüğü en rezil ekip. bir boklar çevirdikleri o kadar kesin ki. yazık adama yüklüyorlar bütün sorumluluğu, efendiliğinden ses çıkarmıyor. tüm soruları tüm işleri hamza hocaya soruyorlar, en onların götünü kurtarmak için kendini atıyor öne. çünkü yönetimden kimse çıkıp da yaf böyle böyle o yüzden olmuyor transfer diyecek adamlığa sahip değil. başkan desen bomba patlayacak, ibrahimovic diyerek kendini sevdirmeye çalışan son zamanların en rezil başkanı.

    buna rağmen 3 kupa alıyor bu kadar rezalet bir kadroyla. bu gerçekten takdir edilecek bir davranış. ben düşünmüyorum ki adamın stoper, sağ forvet, sağ bek istemediğini. ama o yönetimdeki reziller çıkıp olayları anlatmıyor.
  • 4436
    yönettiğin takim 3 kupa aldı, öncelikle bu konuda kendisini tebrik ediyorum. ancak, transfer dönemindeki tavırları, sözleri ve icraatlari tamamen fiyaskodur. sen ki, anadolu kulübünde hocalık yapmışsın, milli takımda yardımcı antrenör olmuşsun daha ötesi var mi ya? şu ülkedeki genç yeteneklerin isimlerini adın gibi bilmelisin, para yok transfer yapamıyoruz de eyvallah, ama gidip jem paul karacan'i alma be kardeşim...yahu hic mi calisman, izleme komiten yok ya? yardımcı olmuyolar mi sana be adam? biz elimizden geldiğince yardim edelim ? bul be adam genç yetenek bul getir takima ve taraftara de ki; bütçemiz yok takımı genclestircez de...bi açıklama yap hedef göster, kendi içinden çözme artik su kadro sorunlarini...paftan adam al koy sesim çıkarsa adam değilim ama şu sabriyi umutu olcani oynatma be adam! yeter ya.
  • 4440
    bir gün gemileri yakacağım bu adama ağız dolusu küfürler edip gideceğim bu sözlükten. öylesine bi nefretim var bu adama. bizi taraftarı hala karşısına alarak yaptığı açıklamaları gördükçe yüzsüz yüzsüz savunanları falan çıldırmamak elde değil.

    edit: yüzsüz tayfa gelip nerde demiş kardeşim yeaeaeea demesin diye https://twitter.com/...s/631791580047933440
  • 4441
    https://twitter.com/...us/63179158004793340

    yaptigi is taraftarla alay etmektir baska birsey degil. forma adaleti varmis. dzemaili'yi kac mac denemis? yekta'yi dzemaili'nin onunde oynatmak midir forma adaleti? sinan'i cope atip umut'ta sag acik israri midir forma adaleti? bu mudur formayi hakedene vermek? hazir yabanci oyuncu almamak ne demek? hazir yabanci yerine yerli tercih etmek ne demek? arkadas senin ulkenin alt yapisi yabancininkinden kotu. bunu artik kabul et. bunu kompleks yapacaksan git alt yapini gelistir. adamlarin temel ozellikleri seninkilerden daha kaliteli. taraftar salak mi? gormuyor mu saniyorsun amk got gobek yerli futbolcuyla profesyonel yabancinin farkini. hazir yabanciya tercih edermis copleri. bildigin ayrimcilik yaptigini ilan ediyor bizim saftirikler de bu adama dilenmeye devam ediyorlar. 60'ta sneijder'i podolski'yi cikarip coplerle mudafaa yapan adami "hoaaa nasssi gecirdi hamza hoççam" diye gelip terbiyesizlik yapiyor. sorsan en buyuk taraftar o. sorsan asla skor taraftari degil. sorsan biz fenerliyiz kendisi buyuk cimbomlu.
  • 4444
    takımına güvendiğini söylüyor. eksiklik olduğunu bildiği halde tam tersi konuşup oyuncularının öz güvenini arttırmaya çalışıyor.

    bence çok büyük bir kumar oynuyor. bu kumarı oynuyorsan arkana taraftarı alacaksın ki güçlü olasın ama hoca tam tersi çok konuşarak taraftarı karşısına alıyor.

    bu sene çok çalkantılı bir sezon bekliyor bizi. sonu hayırlı olur umarım.

    edit: tabi bunları yazarken twitter da 140 karaktere sığdırılan cümlelerden yola çıkıyoruz. ne dediğini tam olarak dinlemek lazım. çok farklı anlamlar çıkabiliyor.
  • 4447
    https://twitter.com/...s/631791580047933440

    yukarıdaki açıklamasından dolayı insanların tepkisini çeken teknik direktör.

    hemen bakıyoruz kimleri aldırdı diye:
    jose, podolski, carole, bilal kısa, jpk

    aralarında en kötüsü jpk. bu transferden dolayı çok kızgınım hala kendisine.
    ancak elinde yerli bir kadro var. yönetim burak'ı, selçuk'u sattı da hamza hoca mı kollarından tutup bırakmadı?
    nedir yani olcan'a, hamit'e, tarık'a, yekta'ya teklif var da hamza hoca mı hiçbir yere yollamıyor?

    bu adamlar yapılan sözleşmeler dahilinde elimizde duracaklar uzun bir süre.
    sorumluları ise fatih terim ve ünal aysal. aynen kardeşim taraftarın ikiye bölünüp fanboyluğunu yaptığı adamlar.*

    şimdi bu adamın hala kadrosu yerli sınırı varmış gibi duruyor. eee ne diyecek? elinde gaz almadan iş yapmayan bir ırktan topçu ordusu var.
    ne diyecekti? ne bekliyordunuz yani?

    ulan adamın etrafında işine yardım eden tek isim yok. florya'dan bir o sorumlu bir bu. bir taraftan da yamyam galatasaray taraftarı saldırıyor.

    galatasaray'a kupalar kazandırmış adamdan nefret etmek için ya fenerbahçeli olmak lazım ya da beşiktaşlı. zira mantık sınırları içerisinde bunun başka bir açıklaması olamaz.

    tarihimizin en kötü yönetim dönemlerinden birini yaşıyoruz. bundan bir önceki yönetimde bu kötü yönetimin bir tık altıydı.
    düşün bu adam bu yönetimlerle başarılı oluyor, olmaya da devam ediyor.
    cidden bu durumda şu adamı gereksiz! yere eleştirmek yamyamlık oluyor.

    jpk konusunda eleştirmek gayet yerinde ve doğru bir eleştiri. hoca da sanıyorum kendine güvendi ve bir kumar oynadı. özgüven patlamasından kaynaklandı bence bu transfer.
    ancak gomez:((((((((((((((((( ühühühühühüh diye hıçkırarak eleştirmek yamyamlık oluyor.

    not: yamyamlık (antropofaji, kanibalizm), insanın, kendi türünden varlıkların (insan) etini yeme eylemi ya da alışkanlığı.
    benzetmede kullandığım kelime hamza hocayı yemeye çalışanlara yönelttiğim bir mecazdır.
  • 4448
    son açıklamalarında doğru söylediği bir şey var. ilk kötü sonuçta taraftar tepki göstermeye başlayacak. bu kadar köti geçen bir transfer sezonunda kendini yönetime siper ettiği için tepkilerin bir numaralı hedefi kendisi olacak. kendini siper ettiği yerli aslanları bakalım taraftarı şaşırtacak mı. güvendiği dağlara kar yağması çok olası.
App Store'dan indirin Google Play'den alın