• 1
    öncelikle belirteyim, bu başlık ekşi'de mevcut, ancak içerik ve yazılanlar o kadar hoşuma gitti ki bizim sözlüğümüzde de hem kendi fikirlerimi belirtmek, hem de arkadaşlarımızın düşüncelerini okuyabilmek adına böyle bir başlık olmasının keyifli olacağını düşündüm.

    yazıyı yazmadan önce bir tanıtım yapayım kendi adımıza, özel bir bankada müfettiş olarak çalışıyorum, devre arkadaşlarım ve onların dışarıdan arkadaşları, kuzenler, unutulmaya yüz tutmuş ve hatırlanan eski dostlar derken çok güzel bir halısaha ekibi kurduk. yaklaşık 50 kişilik bir oyuncu veritabanımız var. genelde 8'e 8, nadiren 11'e 11, kıtlık yaşarsak 6'ya 6 oynadığımız bir yapımız mevcut. maçlarımızı feriköy stadında yapıyoruz, 2 farklı takım formamız mevcut, sarı-siyah olan takım playstation, mavi beyaz olan takım sega takımı olarak geçiyor. maç maç excel tablomuzu tutuyor, skorları, maçın adamlarını, gollerini, maçın hikayelerini, oyuncu ratinglerini kaydediyoruz. fazlasıyla eğlenceli bir hal aldı yapımız.

    evet efendim, gelelim halısahada maç kazandıracak taktiklere ilişkin maddelerimize:

    - halısahada diziliş, kişi sayısı 11'e 11'i zor bulacağından solid değil hibrit yapıda olacaktır. bu sebeple, öncelikle takımınızda futbol zekası en yüksek olan arkadaşınızı belirleyip takım içi düzen konusunda ikna edici bir taktik yapısı için diğerlerinin dinlemesini sağlayın. halısaha, gerçek futbolda olduğu gibi disiplin işidir.

    - halısahada disiplinden kasıt kondisyon ya da tutarlılıktan çok yer tutmaya dayalıdır. maç başında belirlenen mevkisini kaybeden oyuncu, savaşta mevsisini terkeden piyadeye benzer, "sen ölürsen herkes ölür" kuralı burada işleyecektir, yerini kaybeden oyuncunun yerini doldurmak için her zaman birileri ekstra efor sarfetmek zorunda kalacaktır.

    - mümkün olduğunca "allahını seven defansa gelsin" cümlesini kurdurtmayın, halısaha kısıtlı bir alandır, müdafanızı sağlam kurduğunuzda kazandığınız her maç sonrasında gaza gelip "abi turnuvalara mı katılsak?" sorusu gündeme gelecektir ki bu motivasyon demektir. sağlam 2 stoper candır, 3 tanesi canandır...

    - sigara içen adam sayısı ne kadar fazlaysa ilerleyen dakikalarda takımın bir anda dağılması ihtimali o kadar yüksek doğal olarak. o yüzden, kadroları kurma şansınız varsa sigaracıları dengeli dağıtın, yoksa, sigaracıların enerjisini dengeli kullanmasını sağlayacak bir kurgu yapın, 7-0'a maç getirip o maçı veren sigaracı tayfanın içinde bizzat bulundum. ama sigara içiyor olması adamın bitik olduğu manasına gelmez, sigara içen adamların içinden messi'ler çıkabiliyor, bu cevherleri doğru kullanmayı bilmek lazım.

    - organizasyon yeni başladıysa, katılım gösteren 10 kişiden 7'si, 14 kişiden 9'u, 22 kişiden 16'sı şu cümleyi kuracaktır: "abi 3 yıldır ayağıma top deymedi"... buna takılmayın. doğru olabilir, ama büyük ihtimalle değildir, doğru da olsa yanlış da olsa bir adamın futbol zekası ve yeteneği yok olmaz, yok olacak tek şey kondisyondur, ciğerdir. bu adamlara 2-3 maç sabredin, ilk maç ciğeri çöküp eli bele atan adamlar arap atı kesilebiliyor, kesilmese de çok keyif veren maçların vazgeçilmez adamları olabiliyorlar.

    - "beyler ayıp oluyor ama..." en etkili cümledir, halısaha maçlarında rakip fizik ve sertliği bir taktik olarak kullanıyorsa bu naif serzeniş ile rakibi psikolojik olarak pasifize edebilirsiniz, kızan dahi olsa sertliğinde bir miktar yumuşama olacaktır ki bu fırsattır, değerlendirilmelidir.

    - fizikli olan ağır adamları gol yapamazlar diye stopere ya da beke yerleştirmek genelde yapılan bir hatadır, çünkü rakip takım da aynısını düşünüp hızlı çevik adamları forvete koyacaktır, bu da sizin stoperlerinizin kevgire dönmesine neden olabilir, defansta, bekte en azından 1 adet adam kovalayabilecek ciğerli adam koyun. forvette de hızlı olmasa da vücudunu kullanan adam gol yapabilir, ters mantık can kurtarır

    - takımda lider yoksa o takım yolunu şaşırır, sert konuşmayan, sevilen, yönlendirmeyi bilen, motive eden ve taktik bilen bir adamınız varsa maç boyu konuşsun, iletişimi sağlasın "birbirinizle konuşun beyler, bakmadan pas atmayın, biz bu maçı alırız, düştüler oyundan, hadi canınızı yiyeyim" diyen bir lider "ilk hedefiniz akdeniz'dir ileri" derse marmaris'i fetheder otel açarsın...

    şimdilik bu kadar...
    aklıma geldikçe devam ederim...
  • 2
    öncelikle belirtiyim 23 yaşındayım. 15 yaşından beri yüksek sayıda halısaha maçı yaptığımı söyleyebilirim. bu işe kafa yoruyoruz arkadaşlarımla birlikte, pozisyon olarak sınıflandırdık birbirimizi. son 2 senedir de işi bir üst seviyeye taşıyarak kaleci kiralamaya karar verdik. herkese tavsiye ediyorum bunu eğer iyi kaleciniz yoksa. 5 lira fazla vererek maçtan daha çok keyif alabilirsiniz iyi bir kaleciyle. şimdi taktiklere gelirsek:

    1- belirttiğim gibi iyi kaleci olmazsa olmaz. profesyonel oyuncu yoksa aranızda bizim gibi maçta pozisyon vereceksiniz demektir yorgunluk sebebiyle. kaleci faktörü burda ortaya çıkıyor işte. eğer kaleci topları çıkarırsa size olumlu yansıyor bu ve daha etkili oynuyorsunuz, oyundan kopma yaşamıyorsunuz.

    2- tercihen uzun yıllardır tanıdığınız adamlardan bir kadro çıkarmaya çalışın. herkes birbirini tanırsa oyunu oynamak daha kolay olacaktır.

    3-7/7 ve az da olsa 8/8 oynuyoruz. diziliş yapılırken önemli olan merkezi sağlam tutmak. dolayısıyla 2-3-1 veya 2-4-1 dizilişi en mantıklısı. geride oynayan defans oyuncularınızın boyu uzunsa, fizikliyse, çabuksa ve oyuna iyi kötü topu sokabiliyorlarsa maçtan kopma şansınız yok zaten önde kim oynarsa oynasın. ortasaha göbeğinde de bir tane uzun lazım, kesici olarak. top dağıtma, pas araları yapma, ileriye zaman zaman sürpriz koşular yapan biri de önemli bu dizilişte. burda oynayan adamın futbolu iyi bilmesi gerekiyor yoksa dağılabilir takım. kenarlarda oynayanlar ise opsiyonel aslında ama en doğrusu birinin hucümda çok etkili birisi olması lazım. bencil denilebilecek birisi olabilir ama abartmayacak. takım taşıyabilir o zaman bu arkadaşı. diğeri ise herkesin açıklarını kapatabilecek çok koşan birisi olması lazım. en öndeki adam topu tutsa yeterli ayağında, pivot oynasa süper.

    4-kesinlikle konuşun. gol attığınızda, yediğinizde bir şeyler söyleyin. motivasyon çok önemli halısahalarda.

    5-tanımadığınız adamı oynatmayın. en azından takımdan biri o adamla oynamış olsun ki referans olunmuş olsun adama.

    6-defans bence maç kazandırır. çok kapanmaktan korkmayın maç sırasında ancak otobüsü de park etmeyin.

    7-çakallıklar yapın, zaman geçirebilirsiniz oynarken.

    8-maçtan önce alkol içmeyin veya yemek yemeyin.

    9-maçın analizini yapın, herkes çatır çatır eleştirsin birbirini.

    10- takım arkadaşlarınızı oyuna küstürmeyin.
  • 3
    1. takımda savunmada çakılı oynayan en az bir tane sağlam oyuncu olmalı - öyle gelene gidene vuran kazmalardan değil, topu bilen bir adam olacak. çok yetenekli olmasına gerek yok. duracağı yeri iyi bilmesi büyük avantaj sağlar. böyle bir oyuncu halı sahada çok göze hitap etmez ama çok maç kazandırır.

    2. uyum kesinlikle iyi düzeyde olmalı - takımda herkes birbiriyle konuşmalı ve saha içinde sürekli arkadaşlarının hatalarını telafi etmeli.

    3. şut açısı buldun mu kaleye vur çekinme - halı sahada messi ayarında herkesi çalıma dizen oyuncunuz yoksa eğer pozisyona girmek zaman zaman zor oluyor. dar alanda seri bir şekilde paslaşabilecek düzeyde de olmuyor her takım. onun için abartmamak koşuluyla sürekli şut denenmeli.

    4. toptan anlamayan adamı kesinlikle savunmanın ortasına koyma - gördüğüm, oynadığım neredeyse beş halı saha maçının dördünde var bu olay. ya kalede ya da savunmada olur bu arkadaşlar. geriyi sağlama alıp bu adama ''ileride takıl kafana göre sen'' demek daha mantıklı. en azından bizde işe yarıyordu.

    5. yeri geldi mi sert oyna. tabi işi abartmadan - çok yetenekli elemanlarla oynadım. ama sertliğe dayanamayan adamı yetenekli de olsa çok kolay bezdirebiliyordum. bu görevi genelde ben üstlendiğimden çok işe yaradığını söyleyebilirim. ha olur da karşınızda buldozer gibi bir adam bulursanız muhtemelen sertlik pek işe yaramayacaktır. öyle oyunculara karşı 2-3 kişi önlem almakta fayda var. geçen sene trabzonspor altyapısında oynamış bir elemana karşı oynamıştım mesela. herif ağzımıza sıçtı. hız, kuvvet, teknik her şey vardı herifte. ona karşı da sert oynadım ama pek fayda etmemişti.

    6. altın kural: takımınızda en az bir tane trabzonlu olsun - adamlar doğuştan yetenekli amk. en malı bile gelip sizi sahada bir sağa, bir sola yatırıp kaldırabilir. çok memleketten adamla top oynadım ama bu konuda trabzonluların yarısına bile kimse yaklaşamaz bence.
    bu kuralın ekşide başlığını bile açmışlar amk: https://eksisozluk.com/...aman-olmasi--3615667

    valla şimdilik aklıma bu kadar geldi. arada yazarım ben bu başlığa çok hoşuma gitti.*
  • 5
    son 6-7 maçta takım olarak çok çirkin ama işleyen bir taktiğe net olarak ulaştık. öncelikle sağlam bir kaleciniz olmalı orası kesin. 7'şerden oynuyoruz genelde. ve kesinlikle ve kesinlikle savunma halinde 5 kişi topun arkasına geçiyoruz. basmıyoruz bile o 5 kişi. saha zaten küçük olduğu için ördüğünüz etten duvarı adamlar kolay kolay aşamıyor. öne de en ciğerli düzenli olarak basan ayağı hafif düzgün bir forvet yeterli. 1-0 2-0 biten halı saha maçı olur mu oluyor valla. kısacası savunmayı olabildiğince hayvani kurun, gol zaten bir şekilde atılıyor.
  • 7
    çok defa, farklı takımlara karşı denenmiş başarılı taktiğimdir. sırayla ve anlaşarak hücuma çıkan ve mutlaka dönen iki stoper olur ve ileride değil, kalecinin 3-5 metre uzağında defans kurulur, yani arkaya yaslanılır. eğer rakipte hayvani şut çeken biri varsa bu iki defansın önüne bir adet de melo konur. eğer hayvani şu çeken yoksa bu arkadaş selçuk inan gibi takılabilir. en teknik adamınız da en uçta oynar, sakın ola 10 numara gibi oynatıp önüne torpilli bi forvet koymayın, taktik yürümez. en klas adam en ileride oynayacak. kalan adamları da kim nerede iyi hissediyorsa oynatabilirsiniz. gelsin kupalar, şampiyonluklar.
  • 8
    zamanında beni orta sahaya koymaktı.
    geçenlerde bizim komşunun orta sona giden oğlu ile iki top tepeyim dedim. ilk 10 dakika beton zeminde hala xavi'yim, hala maradona'yım...
    11. dakikadan itibaren top kontrolüm umut bulut, koşu mesafem jardel...

    bitmişim lan ben.
    sürdüğüm topun peşinden koşamayıp benden uzaklaşmasını seyrettim.
    o nedenle şimdilerde beni takıma almamaktan geçiyor...
  • 14
    halı sahada maç kazanmak için üç temel kişiye ihtiyaç vardır:
    1- iyi bir kaleci
    2- defansta veya orta alanda iyi bir organizatör
    3- son vuruşları düzgün bir forvet

    bu adamlara sahipseniz, iyi bir takım olmak için kişi sayısına göre (7 veya 8 kişi için) sahayı iyi parsellemeniz ve saha içi düzenden kopmamanız gerekiyor. yani çok yetenekli adamlarınız olmasa da saha içi disiplin çok önemli.

    yedi kişi için uygun diziliş:

    ----------forvet-----------
    sol kanat-------sağ kanat
    ---------orta alan---------
    -----stoper----stoper-----
    ---------kaleci-------------

    sekiz kişi için uygun diziliş:

    ----------forvet-----------
    sol kanat-------sağ kanat
    ---orta alan orta alan----
    -----stoper----stoper-----
    ---------kaleci-------------

    şimdi bu dizilişlere göre rol dağılımı şöyle olacak:

    kanat oyuncuların kondüsyonu diğerlerine göre yüksek olacak, geriye de gelecek, ileriye de gidecek. stoperlerin kalas da olabilir, çok önemli değil, yanına, önüne pas verebilsin yeter. biraz sert ve sezgilerinin iyi olması önemli ama. eğer yedi kişi oynuyorsanız orta alandaki adam mümkün olduğunca defansı düşünecek, bu adamın teknik kapasitesi ve saha görüşü önemli, bencil olmaması lazım. eğer sekiz kişiyseniz orta alandaki iki kişiden biri daha geride, diğeri forvete destek olacak şekilde oynamalı.

    şimdi bu parametrelere uyarsanız aranızda olağanüstü yetenekli oyuncular olmasa da her takımı yenebilirsiniz. bizzat denenmiş ve başarılı olmuştur. çalışıyor yani.
App Store'dan indirin Google Play'den alın