• 102
    bu konuda herkesin anlamak istemediği nokta şu, hakem elbette eleştirilir, misal aynı ali palabıyık'ı 2019 sezonu kadıköy'de vermediği kararlar üzerinden sabaha kadar eleştiririm, isyan ederim.
    aynı eleştiriyi yine 2019 sezonu beşiktaş deplasmanında eleştirim, o sezon ki konya maçında eleştiririm.

    (bkz: 10 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçı)

    hakemi bu maçta da eleştiririm ama kendi gerçeklerimizden uzaklaşıp, sadece hakem konuşmak yerine bizi ileride daha iyi yerlere getirecek olan takımın sorunlarını konuşmayı daha ön plana alırım. yoksa kimsenin hakemlere sonsuz güvenipte takımı eleştirdiği falan yok.

    taraftar olarak kızgınız, kırgınız ve bunun yegane sorumlusu sahada olmayan oyun ve bu yeni birşey de değil şampiyon olunan 2019 sezonunda bile yarı yarıya kötü oyun oynadık.

    son iki senede belli seriler dışında kötü oyun oynadık, sana gelen oyuncuların hepsi zamanla formu düşüyor, top kapma süren ligin son sıralarında ligin istatistik anlamında her alanda geridesin, çoğunda ilk 5'te bile yoksun.

    tamam arkadaşlar hakemi eleştirelim, bende diyorum dün art niyet vardı, ama bizim çözmemiz gereken sorunlar gün itibariyle " açıkça belirtiyorum bak açıkça" gün itibariyle oynamakta olduğumuz kötü futbol.
  • 103
    oyunu eleştiren galatasaray taraftarıdır. çünkü bilir ki baskın bir oyun ne hakeme ne bireysel yeteneğe ne de saha dışı bir etkene karşı çaresiz kalır. artık oyunun bir takım planlamasından, uyumundan, sisteminden geçtiğini bilmek gerekir. bireysel isimler olarak çok büyük tabir edilen oyuncular da gelse o sistemde uyum yakalamazsa oynamazsa olmaz. ama hiç ismi olmasa dahi güzel bir uyum ve sistemle birlikte çalışan bu seviye futbolcularından kurulu takım başarılı olur. en azından güzel maç izletir. bakın bir sürü sporcu bireysel yetersizliği yüzünden gönderiliyor bir sürüsü de çok iyi diye elit takımlara transfer ediliyor. inanın ki sorunun önemli kısmı bu değil. a hakem b federasyon da değil. sorun kısa vadeli yamalar, bahaneler, yöntem zaafiyeti, geri kalmışlık. sorun bilimsel!
  • 104
    bu nasıl bir mantık nasıl bir kafa. her şey eleştirilebilir olmalıdır. hakemden önce oyunu eleştirmek suç mu? hakemden bağımsız iyi bir takım izlemek istemek suç mu? tamam fatih hoca’ya saygımız ve sevgimiz sonsuz ama kimse eleştirilemez değildir. biz eksiklerimizi görüp ona göre hareket etmeliyiz. eleştiri kültürü olmayan hiçbir oluşum ilerleyemez ve gelişemez, yanlışlar yapılmaya devam edilir.
  • 105
    son yıllardaki şampiyonluklarımızda bile ya kötü ya da vasat oynayarak kazandığımızı bildikleri için bugünlerin tesadüf olmadığından emin olan bilinçli taraftarlardır. eğer sorunlar hakemleri suçlamakla düzelseydi fener 7 yıldır futbolda teneke bile kazanamaz hale gelmezdi.

    biz bu kötü duruma göz göre göre geldik, yıllardır oturmuş sağlam bir oyunumuz olamadı, avrupa'da rezil rüsva olduk. ligde doğradılar da avrupa'da varlık gösterememizin sebebi de mi hakemlerdi ? pardon onun sebebi de makastı. hep bir bahanemiz var zaten. yarı bütçemizdeki midtjylland liverpool'dan puan alıyor, kızılyıldız yeniyor. artık gerçekleri kabullenmenin vakti geldi de geçiyor.
  • 106
    olaya salt hakem yönetimi ya da puan hesabı ile bakılmaması gerek..

    şu kartlardaki ve vardaki çifte standart tam tersi olsa 8 puan geride olduğumuz beşiktaş'ın 8 değil 10-12 belki yarıştan kopacağı için 15 puan önünde olurduk.

    bu tolerans trabzonspor, alanyaspor, hatayspor ya da karagümrük'e verilse şu an liderdi.

    gerçek sergen ve beşiktaş'ı seneye avrupa'da göreceğimizi düşünüyorum.
  • 107
    yıllardır süregelen patolojik bir oyun durumu söz konusu ise yadırganmayacak taraftardır.

    galatasaray futbol takımı kötü futbol ile kırım kırım kıvranıyor, avrupa kupaları'nda rezil rüsva sonuçlar elde ediyor, üstelik bunu 4 yıldır tutarlı bir şekilde sebat ettiriyor, sonra taraftara bakıyorsun hakem konuşulsun isteniyor.

    oldu canım, hakem konuşalım; inadına konuşulmasın istiyorum ben.

    zira türkiye'de dillere yapışmış bir "dış güçler" olgusu var, öyle büyüleyici bir metafor haline gelmiş ki ülkedeki her sorunu maskelemeye yetiyor.

    evet gerçekten de ülkemizin ilerlemesini istemeyen dış güçler vardır mutlaka, rekabetçi piyasa sonuçta.
    gel gelelim ki senin ülkende basın özgürlüğü yok, liyakat yok, gelir dağılımında adalet yok, hukuk yok ama dış güçler en önce konuşulsun isteniliyor.

    galatasaray futbol takımı için yapalım bu benzetmeyi.
    duran top organizasyonu yok, atak esnasında planlanmış hücum organizasyonu yok, fizik güç ve kondisyon yok, forma adaleti yok ama önce hakem-tff-mhk triosu konuşulsun isteniliyor.

    evi yanan adama, birisi çıkıp dese ki "arabanın lastiği inmiş" ne cevap vermesini beklersiniz, "arabaaaam, arabamın lastiğiiii" diye koşarak tamir etmesini mi?
    adamın evi yanıyor, kim sallar yaa lastiği.

    yok öyle yağma, sen öncelikle temel sorunlarını hallet sonra sıra dış güçlere, hakemlere falan sıra gelir zaten.

    tabi hakem hatası konuşulsun ama 5-6 haftada 1 tane maç için bariz hata olursa konuşulsun.
    biz her hafta hakem konuşuyoruz halbuki.
    avrupa'daki başarısızlığımız da mı hakemlerden kaynaklanıyor?

    kaldı ki türkiye süper ligi'nde hakemlerden memnun kimse yok zaten, bir hafta sana hatalı karar veriyor, öbür hafta diğerine hatalı karar veriyor, boşuna hakem diye kafa ütülemeye gerek yok.
  • 108
    galatasaray yakın tarihte hep hakem sıkıntılarıyla boğuştu.

    hatırlayın maicon'un son dakikalarda karabükspor'a gol attığı maçı. *

    var olmasına rağmen sukubic'in pozisyonunda verilen penaltıyı hatırlayın. *

    haksız taç atışından gelen golle 2-2 biten derbiyi ve maç sonu aldığımız cezaları hatırlayın. az şeyler miydi? *

    orduspor maçındaki comeback? galatasaray cenabetliği diye başlık var ya bu sözlükte. ilk yediğimiz golü hatırlıyor musunuz o maçta? şimdilerde galatasaray cenabetliği, zemin bozukluğu, hakem faktörleri konuşuluyor. biz o maç 2:0 geriye düştük. fatih terim tribüne gönderildi. bir süre sonra hasan şaş da tribüne gönderildi. lütfen açın izleyin özetini, zemin çok mu iyiymiş? *

    efendiler o zaman top oynuyorduk.

    yani oyunu eleştiren galatasaray taraftarına haksızlık edilmesin lütfen. hakemi, zemini, tff'yi her şeyi eleştirelim ama galatasaray'ı avrupa'da eski günlerine döndürecek eleştiri, kendimize yaptığımız eleştiridir.
  • 109
    bana elma ile armudu karıştıran taraftar gibi gelmektedirler.

    takımın kötü oynamasını eleştirdiğimiz gibi hakemin yanlış kararlarını da eşleştirebilmeliyiz. takım kötü oynadı diye hakemi konuşmazsak bu arsız hakemler iyi oynadığımız maçta da benzer şeyler yapacaktır.

    hatayspor maçında* şener'in ensesine tokat atılan ve kırmızı kart çıkmayan pozisyonu kötü top oynadık diye konuşmayalım mı ya da rakip dirsek atınca kart görmemesini, bizim oyuncumuzun ise direk kart ile cezalandırılmasını sahada istenen oyunu sergilemediğimiz için unutalım mı? bunun dengesi, ayarı nedir? o kadar iyi olacaksın ki hakemi de yeneceksin sözü sizce de garip değil mi? hakem yenilmesi gereken bir rakip mi sahada mesela?

    galatasaray'ın oyun olarak 2020-2021 sezonunda şampiyonluğu hak ettiğini düşünmüyorum. ancak sergilenen hakem performansları ile hava yakalama şansının da elinden alındığına inanıyorum. bazen bir maçta yaşanan olumlu bir durum sezonun geri kalanı için bir başlangıç olabilir. bunu sanırım hepimiz biliyoruz. sezon boyu bu başlangıç şansları hakem hataları ile elimizden alınmış gibi hissediyorum. kazandığımız ya da kaybettiğimiz neredeyse her maçta bir hakem faciası mutlaka var. en güncel örnek 10 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçından. lens bileğe basıyor var devreye girmiyor, donk basınca devreye giriyor. bu maçta olaylar tersten işlese ve rakibin maçın başlarında 10 kişi kalsa bu başlangıcı yapma şansın olmaz mıydı? belki yine kazanamazdık ama benim hakkım olan bu şans neden benden çalınıyor? sahada adaletli bir yönetim olsun, takım kötü oynadı kaybetti diyelim. hakemi de yeneceksin sözü ile neden berbat hakem yönetimlerini kabullenerek yola çıkıyoruz?

    demek istediğim aslında bu taraftar grubunun olmaması gerektiği değil. demek istediğim sahada kötü futbol ve kötü hakem varı beraber söyleyebilmek. çıkmayan kırmızıyı, verilmeyen penaltıyı kötü futbola bahane değil, kötü futbolun yanında sonuca etki eden bir unsur olarak değerlendirebilmek bence olması gereken.
  • 111
    fatih terim'in teknik direktörlüğünü yaptığı 2011-2012 model galatasaray futbol takımının; hakemlere ve oyunun ortasında yapılan kural değişikliklerine rağmen nasıl da organize kötülüğün canını yaktığına şahit olan taraftarlardır. bu taraftarlar farkındadır, adil bir yarışın bizim ülkemizde daha uzun süreler olmayacağının.

    fatih terim'in şu anda galatasaray futbol takımının başında olması da bu yüzdendir. bu kötülüklere karşı toy bir teknik direktör rüzgarda savrulur gibi savrulur çünkü. ama ne yazık ki son 3 yıldır organize kötülüğün elini kolunu bağlayacak, çaresizce bize kupa vermek zorunda bırakacak bir oyun görmüyorum sahada. asıl acı olan şu ki, bunu fatih terim'in yapamamış olması.

    hakeme rağmen dominant oyun mümkün. bu semih ve dany tandemi ile mümkün oldu mesela. bunu mümkün kılan fatih terim oldu. övdüysek yermesini de bileceğiz. 3 senede bir arpa boyu yol ilerleyemedik ve organize kötülüğün ekmeğine yağ sürdük. fatih terim'in de bu konuda ciddi payı var.

    yönetimler şimdiye dek hiçbir zaman hocaların istediği oyuncuları tam anlamıyla takıma kazandıramadı. bu yeni bir şey değil, türkiye'deki futbol kulüplerinin başka bir problemi. ama buna rağmen başarılı olan takımlarımız, hocalarımız oldu. haklı bir isyan ama türkiye özelinde umutsuz bir haykırış. elde olan bu, elinde olanla ortaya güzel bir yemek çıkaracaksın. her şeye rağmen bizi rezil eden anadolu takımlarında bulunan malzemeden daha fazlasına sahip olduğumuzu düşünüyorum.
  • 112
    oyunu eleştirelim sonra hakem eleştiririz diyen arkadaşlar hayatlarında hiç hakemi olan bir resmi müsabaka oynadılar mı merak ediyorum. bazen hakem oyunu direkt etkiler. mesela mostafa mohamed ahmed; taktik yüzünden kötü değil mi? ya da mısır liginde süper antreman yapıyordu burada antreman yapılmadığı için formu düştü. hiç alakası yok. bu adam takımın kötü olduğu maçlarda bile iyiydi. peki sonra ne oldu? bir maç topu kontrol ettiğinde yandan gelen oyuncu doğrudan dirseğine gitti ve sonra kendisini yere attı. sonuç; kırmızı kart. üzerine 2 maç ceza. o günden beri düşük bu adamın performansı. kendinizi bu adamın yerine koyun. o kırmızı karttan sonra bir daha içiniz rahat bir şekilde top kontrol edebilir misiniz? yoksa hep aha biri gelip dirseğime vuracak oyundan atılacağım şimdi korkusu mu yaşarsınız. mohamed bunun ürkekliğini yaşıyor, yaşamakta da haklı.

    10 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçına dönelim. 15 dakikada gördüğü sarı kart. kafaya çıkarken sarı kart görüyor. bu kartlar sadece bize çıkıyor. kasti vurup rakibinin elmacık kemiğinin üstünü şişirip kart görmeyenler var. ama bizimkiler vurmasa da görüyor. o kartın anlamı mücadele etme, kafaya falan çıkma atarım seni oyundan demek. futbol oynayan herkes o kartın anlamına bilir. lens'e çıkmayan kartların anlamının sıç ağızlarına ben arkandayım demek olduğunu da. ryan donk'a geçiş hücumunu nicami şekilde kestiği halde çıkan sarı atak kesme seni de atarım demek. sonrasında attı da zaten. etebo'ya çaldığı emre akbaba'nın sarı kart gördüğü faul mesela. başlatma şok presine rakip oynasın sen izle demek. mesela taylan antalyalı. 2 metre önünde koşan oyuncu çime takılıp yere düştü diye sarı kart gördü.

    güzel kardeşim maçı iyi yönetip penaltını vermeyen hakemi yenersin. sürekli sana ve rakibine mesaj veren kararlara imza atan bir hakemi öyle sandığın gibi kolay yenemezsin. adamın her düdüğünün her kartının bir amacı var. birinde rakibine daha çok yap diyor. birinde senin adamına bak mücadele etme seni atarım diyor, birinde topu tereyağından kıl çeker gibi kapabiliyorsan kap yoksa nizami kapsan bile seni atarım diyor. bu adam ürker, %100 ünü vermez, atılma korkusu yaşar, sakatlanma korkusu yaşar.

    olayı hala basit bir penaltı verilmediye indirgeyenler var. olay bundan kat kat daha ciddi ve direkt oyununu, sahadaki futbolcuların özverisini etkileyecek noktaya gelmiş. hakem konuşmayalım aynen. gördüğü kırmızı karttan sonra ayarı bozulan mohamed'in mısır'da daha iyi antreman yaptığı için performansının düştüğünü iddia edip kendimizi kandıralım burada. takım top mu oynuyormuş. daha 10 dakikada oynayanı atarım sineceksiniz mesajı vermiş bir hakem var sahada. cidden böyle bir hakem varken takım top oynayabilir mi sanıyorsunuz. öyle bir takım varsa beni de tanıştırın onlarla?

    beşiktaş neden bu kadar iyi? rakiplerini hakemi arkalarına alıp döve döve sindirdikleri için olabilir mi mesela?
  • 113
    işte tam da bu ayrımı yapmak araya bir çizgi koymak bizi biraz daha ayrıştırıp rakiplerin de ekmeğine yağ sürüyor. elbette ki hem oyunumuzu da hem hakemi de eleştirebiliriz eleştirmeliyiz de. çoğu kişinin dilinde abi ne oynuyoruz ya ne top oynadık da hakemi konuşalım. iyi ya da köyü oyundan bağımsız bir hakem maçı tarafsızca yönetmek zorundadır, asli görevi budur, bu cümleyi kurmak çok mu zor allah aşkına? kötü oyunu eleştirmek ya da oyunumuzu avrupa seviyesine çıkartmak için gereken mücadeleyi yapmak bu camianın zaten genlerinde var. bu cümlenin herhangi bir tarafında olan taraftar diğer tarafı yok saymamalı. bana hakem deme ne oynadık da yanlış, abi bana oyundan bahsetme her şeyin sorumlusu hakem ve diğer unsurlar da yanlış. tekrar ediyorum ayrıştırmaktan başka hiç bir işe yaramıyor.

    sezon bitince oyunumuzu günahıyla sevabıyla tartışalım, ne gerekiyorsa camiaya baskı yapıp düzelmesi için elimizden geleni yapalım ama şu an yarış devam ediyor ve hoca yalnız. hem de hiç olmadığı kadar yalnız.

    evet son maçımızda '10 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçı' oyun olarak dominant ve rakibi sahadan silen bir oyun ortaya koyamadık hepimiz zaten hem fikiriz ama yine de adil bir hakem yönetimi ile maçı alıp sonraki haftalar için iyi oyunun başlangıcı adına o enerjiyi yakalayabilirdik. dün akşam rakibimiz de '11 nisan 2021 bb erzurumspor beşiktaş maçı' iyi ve baskılı bir oyun ortaya koymadı hani hep diyoruz ya ne oynadık diye, arkadaş rakibin de iyi oynamadı mesela, ama kazandı. işte bahsettiğim de tam olarak bu.
  • 114
    standart liege'de oynadığı dönem duran toplar ve kornerlerden senede ortalama 5-6 gol çıkaran bir luyindama vardı. fakat bizde pek hatırlamıyorum. sanıyorum 1 golü vardır şu an itibariyle. ya da 1,92 ryan donk duran top organizasyonundan kaç gol attı bu sezon. mostafa mohammed geldiğinde hepimiz sevindik, artık kafa vuruş özelliği olan bir santraforumuz var diye. onbeş maça çıkan adam kaç kafa golü atabildi bizde. yüzünden gülümseme olmayan adamı bile hayata küstürdük. hakem makem eyvallah da, bizim duran toplarda barajı iki metre öteye mi kuruyorlar? ya da bizim korner kullandığımız köşe gönderiyle ön direk arasındaki mesafe 70 metre mi? acaba o yüzden mi kim kullanırsa kullansın tüm kornerlerimiz ön direğe ve bel hizasına düşüyor? duran topu da geçtim, topa vuran adam yok takımda. sahada hayatı boyunca birlikte oynamamış herhangi 10 kişi gibi bir kopukluk var. bunların hakemlerle, federasyonla, kılla, yünle ne alakası var ya? abi insanları aptal yerine koymayın bı zahmet. çok zoruma gidiyor.
  • 118
    eğer hakem rakibinizin size sürekli küçük fauller yapmasına izin veriyor ve ataklarınızın içine sıçılmasına, ritminizin bozulmasına izin veriyorsa oyunu tartışmanın da bir anlamı kalmaz. daha yetmezmiş gibi sizin yaptığınız, ligde daha önce defalarca yapılan ve sarı kart ile cezalandırılmayan sertlikteki hareketlere sarı kart çıkarmamışken, sırf siz yaptınız diye ilk faulünüzde sarı kartı çıkartıyor.

    örnek vermek gerekirse, şuan oynanıyor olan fenerbahçe-gaziantep fk maçında mete kalkavan her türlü takdir hakkını fenerbahçe'den yana kullanmakla beraber gaziantep'in 1 penaltısını (altay'ın ceza sahasında adam biçme hakkı) ve üzerine yine gaziantep'in çok net golünü golden önce fenerbahçeli futbolcuya gaziantepli futbolcunun elinin değmesi gerekçesiyle iptal etti. bittiğini düşünebilirsiniz. bitmedi. pelkas topu almak isterken uçan tekme denilen pozisyonda topa doğru uçtu ancak rakibi daha önce davranıp araya girdi. pelkas'ın uçan tekmesi rakibinin yüzüne geldi. pelkas kırmızı kart görmedi.

    bir sezon daha hatırlamıyorum ki bu kadar fazla kırmızı kart görelim. neredeyse her maç onun bacağına bastın kırmızı, diğerine dirsek attın al sana da kırmızı. atağı kestin kırmızı. galatasaray durmadan kırmızı kart görüyor, el var diye var devreye girip golü iptal ediliyor. cenk tosun dün babel ile aynı şekilde topu eliyle kontrol etti, gol verildi.

    hakemler bu kadar fazla yanlış karar verip, oyununuzun içine sıçarsa anlamı da kalmıyor maalesef taktiğin de tekniğin de.

    (bkz: 12 nisan 2021 fenerbahçe gaziantep fk maçı)
    (bkz: 11 nisan 2021 bb erzurumspor beşiktaş maçı)
    (bkz: 10 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçı)
  • 120
    özellikle son maçlarımız özelinde konuşuyorum; hakemi makul sebeplerle eleştirmek ile ezbere eleştirmek arasındaki farka temas etmek istiyorum.

    birkaç gün önce bu sözlükte benzer bir başlıkta "kader gayrete aşıktır." gibi bir cümle görmüştüm, gerçekten altına imzamı atacağım bir sözdür bu.

    şimdi falanca bize kolay sarı kart verdi, filanca öbürüne kırmızı vermedi gibi sebeplere dayandığımızda; "doğru hakem kararları verilseydi biz ne oynardık?" sorusuna vereceğimiz cevap ayırt edici olur. biz adam akıllı top tutamıyorsak, topu rakip ceza sahasına taşıyamıyorsak, gol pozisyonu üretemiyorsak, organize olamıyorsak, sürekli rakip ataklarında açıklar veriyorsak, hakemlerin oyuna etkisi de yaratılan infialin altında olur.

    yani olay çok açık ve net, "ne oynuyoruz da, hakemin doğru karar vermesi halinde bunun meyvesini alabiliriz?" sorusuna karşılık olarak örnek kabilinden mustafa mohammed'in haksız sarı kart görmesi vb. gibi hatalı hakem kararları sonucu nasıl etkiliyor bunu düşünmek gerekir.

    örneğin 19 mart 2006 galatasaray kayseri erciyesspor maçında 2-0 öne geçmiş olmamıza rağmen maç 2-2'ye gelmiş; şiddetle puana ihtiyaç duyduğumuz böyle bir maçta, yanlış hatırlamıyorsam 80'li dakikalarda hasan kabze'nin kafa şutunu devran eliyle çizgiden çıkarmış ve bu harekete penaltı çalınmamış; ancak 87 ve 90. dakikalarda bulduğumuz gollerle maçı 4-2 kazanmıştık. mesela hakem hatasını böyle bir maçta konuşmak var, üretemediğimiz, top oynayamadığımız maçlarda konuşmak var.

    takım olarak zaten bulunduğumuz konum ve mevcut ihtimaller nazarında bir hırs takımdan bekleniyorken, sezona çoktan havlu atmış gibi oynayıp hakem hatalarından medet ummak bize yakışmaz. bana kalırsa bu durum, psikolojik olarak takıma karşı hissedilen öfkenin hakeme kanalize edilmesi şeklinde vuku buluyor (haklı sebepler bulunsa dahi).

    dolayısıyla, takımın kendine gelip ne oynadığını, hangi ihtimalleri zorladığını, neyi kovaladığını önce idrak etmesi, sonra buna uygun oyun oynadıktan sonra hakemlerce art niyetli olarak engelleniyorsa, bunun o zaman konuşulması gerekli diye düşünüyorum.

    mevcut konjonktürde de hakemlere gelene kadar kendimize batırmamız gereken koca bir iğne var.
  • 121
    akillilar midir degiller midir bilemem. buyuk kitleler icinde herhangi bir sifatla genelleme yapmak zor ama puanlarimiz calinmasa muhtemelen ustlerinde olacagimiz fenerbahcenin ve besiktasin son maclarini izlemislerse keyif almislardir diye dusunuyorum. cunku dunya standartlarinda hakem yonetimlerinin yaninda kuslar da mukemmel seviyede oynanan futbolun orneklerini sunuyorlar.

    ilgili maclari izleyenlere bir gulme geldi degil mi? bu gulunecek durumu kanli canli ornekler bir kumanda, telefon uzagimizdayken ikna etmeye ugrasiyoruz. dis gucler geyigiyle dalga gecmeye calisanlara adaletin onemini anlatmaya calisiyoruz yani. sirf su bile durumun vehameti icin yeterli.

    he bu arada 0-1 yenik olmasi gereken, aleyhine bir penalti calinmayan, acik kirmizi karti verilmeyen fb 1-0 one gecti. soyleyeyim istedim.
  • 122
    30 maçın 29'unda hakem konuşuluyor. bırakın bir maç da fatih terim eleştirilsin, oyuncular eleştirilsin ne var yani?

    'top oynamıyoruz' diyorsunuz, aldığınız yanıt şu; 'hakem oynatmıyor.'

    senin savunman ceza sahasında eşeklik yapıyor, orta sahan ne hücum ne savunma yapıyor, kanat oyuncuların adam geçmekten ya da orta açmaktan aciz, sahaya çıkan kadrolar o piti piti ile kuruluyor, en formda forvet oyuncun 45. dakikada oyundan alınıyor ama hakem suçlu.

    sene başında* her yenilgiyi yönetime bağlıyorlardı şimdi hakeme. bir şey değişmedi aslında.

    (bkz: tanrılar kurban istiyor)
  • 123
    "yumurtanın tavuktan çıktığını zanneden taraftar grubudur. halbuki tavuk yumurtadan çıkıyor haberleri yok" dediğim taraftar grubudur. sağolsunlar sözlük yetkili mercileri "niteliksiz" bulmuş. "niteliksiz" bulanların gönlü olsun açıklayayım.

    bu arkadaşlar mevcut durumu kötü oyuna bağlıyor hakeme sonra geliriz diyor. ben de kendilerine diyorum ki; bizim aleyhimize verilen kararların hiç biri rakiplere verilmedi. bizim bu kararlar yüzünden kaybettiğimiz puanları rakipler kaybetmedi. hakemden önce oyunu eleştiren arkadaşlar bir zahmet oturup bir hesap yapsınlar kırılma noktalarında bizim aleyhimize veriler kararlar yüzünden kaç puan kaybettik. rakiplerden silmelerine gerek yok bizden çalınanları eklesinler bizim puanlara sonra o puan durumunun ışığında oyunu eleştirelim, asalım keselim.

    velhasılı kelam; yumurta tavuktan çıkmıyor güzel kardeşim, tavuk yumurtadan çıkıyor senin haberin yok.
  • 124
    galatasaraylıların "eğer hakem kararları farklı şekilde olsaydı bu takım bu sezon*/geçen sezon* şampiyon olabilir miydi ve avrupa'da başarılı olabilir miydi ?" sorusunu kendilerine sorup cevabını alması gereken önerge.

    yanlış anlaşılmasın bir şey ima etmiyorum, bu soruya " evet olabilirdi "diyenler de olacaktır "hayır olamazdı "diyenler de. benim kişisel görüşüm avrupa'da yine fark yerdik, lig için de kesin şampiyon olurduk diyemiyorum.

    hakemlerin bu başarısızlık arasında çok büyük faktör olduğunda zaten hem taraftar arasında hem de sözlükte herkes hemfikir, asıl sorun abi hakemler olmasa var yaa zihniyetiyle galatasaray'ın başarısızlığını eşit dağıtmak yerine bir yerden alıp bir yere veren zihniyette. aynı kişiler türkiye kupası'ndan elendiğimizde hocaya da rahat oldu lige odaklanabilir yazıyordu. bu kadar başarısızlığı ve kötü futbolu kabullenmeyin rica ediyorum.
  • 125
    belki linç edileceğim ama biri de benim. durun hemen eksiyi basmadan bi dinleyin. bu kesinlikle hakemlere bakmayalım abi yea sözde objektifliği değil. evet hakemin taraflı olduğu bi maçta, hakemi de yeneceksin abi romantikliği günümüz futbolu için geçerli değil biliyorum. yani o art niyetli meteler, fıratlar, halis mulisler bi taç kararını bile aleyhine verir, maçın seyri değişir. ama;

    mevcut tff yönetimiyle, mevcut siyasi konjonktürde hakemlerin, mhknın, federasyonun bizim tarafımızda değil bakın, tarafsız olmasının bile imkanı var mı? yok. o zaman her hafta "yorumsuz" fotoğraflar paylaşmanın anlamı var mı? itiraz etmeyelim demiyorum, çekersin takımı bi maç sahadan, herkes ayakta alkışlar seni, o ayrı... fakat bakın bize öyle, onlara böyle karar verildi tweetleri, yorumları falan artık kendimizi avutmaya dönüyor, bakın yüzde yüz haklıyız bunu biliyoruz ama elimizden de bişey gelmiyor ve bunu kanıksıyoruz. daha sezon başından beri aynı paylaşımlar yapılıyor, değişen bişey var mı? yok. değişen bişey olacaksa daha da fazla yazalım.

    o zaman siz de elinizdeki tek iyi yapabileceğiniz şeyi yapacaksınız, en azından saha içinde mücadele edeceksiniz. bakın takımımız doğru düzgün atak organizasyonu yapmıyor. 2017-2018 ve 2018-2019 sezonunu, en azından belli başlı bölümlerini hatırlayın. evet hakkımız o zaman da yeniyordu, ama en azından sahada da o kadar da değil birader diyen bi futbol vardı. orada bi dur bakalım diyen. yav 19 mayıs 2019'da oynadığımız başakşehir maçında 4 gol attık 2 saydılar! ama öyle ama böyle yine de sahada sindirdik rakibi, perişan ettik. şu ceza sahasına bi girelim, penaltıyı alalım da o zaman yine vermesin hakem. onu baskılamak daha kolay. 10 nisan 2021 galatasaray fatih karagümrük maçında kerem'in pozisyonunda o haysiyetsiz ali bile vermek zorunda kaldı penaltıyı çevresi sarılınca. sonra iptal ettiler o ayrı. ama mesela orta sahada kırmızı kartlık bi faul yapılsa orada ikna etmek mümkün değil art niyetli hakemi. futbolcular bağırmıyo çünkü, açık seçik görülen bişey değil. unutulup gidiyo.

    diyeceğimi anlatabildim mi emin değilim ama bu şekilde düşünenler olarak -en azından bazılarımızın- yanlış değerlendirildiğimizi düşünüyorum. yoksa bizim aleyhimize, rakiplerin lehine yapılanları yazsak, paralel evrende şu an şampiyonduk bile.
App Store'dan indirin Google Play'den alın