internetin kamuya açıldığı yıllarda yaşanan ilk
transfer çalımı olmasından mütevellit envai çeşit geyiğe konu olan futbolcu. israil futbolunun avrupa'ya gönderebildiği ender isimlerdendir. 4 yıllık celta vigo macerasından sonra fenerbahçe'ye imza atmıştı. o yıllarda türkiye ligi'ne takım farketmeksizin avrupa'nın ilk 5 liginden futbolcu gelmesi ender görülen bir olaydı. zaten 2000-2001 fenerbahçe'sini farklı yapan da bu sayıda çok fazla oyuncuyu aynı sezonda kadrosuna katması idi.
aslen kanat oyuncusu olmasına rağmen fenerbahçe'nin o sezonki sisteminde belli bir serbestliği vardı bu adamın. milan rapaic
championship manager ağzıyla konuşursak
amc olarak takılırken bu abimiz üçüncü bölgenin her bölgesini gezerdi. orta sahada ilkel bir box-to-box oynayan ogün, adam yiyen orta saha akımının öncülerinden samuel johnson ve sigorta olarak lazetic'in varlığı ona epey bir serbestlik verirdi. bu sayede çok goller attı, çok asist yaptı. bu serbestliğine biz galatasaraylıların en yakından şahit olduğu maçı kesinlikle
7 şubat 2001 fenerbahçe galatasaray maçı'dır. iki kanattan birer asist ve bir golü vardı kendisinin bu unutulmaz maçta.
ilaveten frikik de atabiliyordu. en meşhur frikiği
26 mayıs 2001 samsunspor fenerbahçe maçı'nda skoru eşitleyip fenerbahçe'yi 5 sene sonra şampiyonluğa götüren goldür. ilaveten 2001-2002 sezonu ön elemelerinde istanbul'da glasgow rangers'a attığı frikik golü ile fenerbahçe'yi şampiyonlar ligine götürmüştür.
bugün sorulsa istisnasız her fenerbahçe taraftarı o topun gol olmamasını dileyecektir ya o ayrı...
ilk sezonunda 14 gol 9 asist, ikinci sezonunda 13 gol 7 asist yaptı. üçüncü sezonda werner lorant'ın "deli köylü" olarak anılmasına sebep olacak olan her maçta farklı bir taktik ve kadroyla sahaya çıkması, ortega'nın gelişi, ilaveten tuncay'ın parlaması ve yusuf-ceyhun ikilisi sayesinde forma şansı bulamamaya başladı. zaten devre arasında yollarını ayırmış ülkesine dönecekken bir anda galatasaray'a imza attı.
zaten 1996-2002 dönemi arasındaki galatasaray hegomonyası, şampiyonlar liginde 0 çekme, üzerine de fenerbahçe'nin 6-0'lık meşhur galibiyeti sonrası hararetlenmiş olan rekabetin ateşiyle arkasına rüzgarı almayı başardı. fenerbahçeliler tarafından hain olarak anılsa da galatasaray taraftarı sahiplendi.
üzerine bir de ilk maçı olan bursa deplasmanında biri frikikten üç tane sallayınca galatasaray taraftarı da kendisiyle birlikte takla atmaya başlamıştı. çok da hakim olduğum sezonda kocaeli deplasmanında
*ümit karan'a kornerden kesip attırdığı gol ve fenerbahçe maçında
* ikinci yarının hemen başında yeni açık tarafına kaçırdığı daha doğrusu topun girmek istemediği gol dışında pek bir iz bırakamadı.
fatih terim'in 6-0'lık maçta dahi 6 yemek pahasına ödün vermediği taktik disiplin takıntısı vardı o sezon. kanatlarda hasan şaş, baliç hatta zaman zaman pinto vardı. orta sahanın göbeğinde
volkan arslan ve
joao batista yardırıyordu. bu düzende fazla şans bulamadı. sezon başında felipe'ye yer bulamayan sistemde onun yer bulması zor oldu. nitekim sezon sonu ülkesine geri döndü.
akıllarda bursa deplasmanındaki taklaları, fenerbahçe taraftarının haim'den hain'e dönüşü ve aziz yıldırım'ın fenerium'da revivo forması getirene bedava değişim kampanyası kaldı.
bir de şahsına münhasır şu unutulmaz diyalog...
(bkz:
ulan ne kamisetası amına koyim be)