• 4
    sadece şu kadarı bile bir maçı sabote etmeye yetiyor. şu tribünde toplasan 150-200 kişi var.

    http://i.imgur.com/EoQnKt9.png

    http://i.imgur.com/FN1miXe.png

    ultras dediğin kültürün babası olan italyanlar karşı tribünde efendi gibi maç izlerken bunlar ultrasçılık, tribüncülük oynuyor. daha kötüsü şu an büyük bir iş başardıklarını, eşe dosta tribüncülük falan öğrettiklerini düşünüyorlar. hatta daha da fenası, neyse haydi benim maç izleme keyfimin içine ettiniz, takımın da hazırlık maçını sabote ettiniz, bunlar çok önemli değil, ama asıl önemli olan: hayatta da hiç bir bok olmaz sizden, üzücü. eğer şu an tribündekiler gibi bir hayatı benimsemiş olan bir yazar varsa aramızda lütfen üstüne alınsın bu yazdığımı. tek başınıza yapmaya götünüzün yemeyeceği şeyleri yanında 150-200 kişi görünce yapıveriyorlar, yaptıkları da tribüncülük oluyor. tek başına yak bakayım o meşaleyi, tek başına polise şekil koy da göreyim, tek başınayken tribünde bağırmayan adama "bağırsana lan!" diyemez mesela, yanında 10 tane bağıran adam olsun "bağırsana lan sinema mı burası?" diye atar yaparlar. 200 kişi toplandı mı bunlardan delikanlısı yok, tek başlarınayken pısar kalırlar.

    yaşı ufak olan arkadaşlar varsa bunları, bunların "tribüncülük" güzellemelerini örnek almasın. bu konuda az çok bilgim olduğu için söylüyorum ergen sayılabilecek yaşlarda ben de böyle ortamlarda bir kaç kez bulundum ve rahatsız oldum, ama çoğu genci de etkileyebiliyorlar yaptıkları "deplasman otobüsü muhabbeti, tribüncülüğün muhteşem bir şey olması" gibi güzellemelerle.

    inanmayın, boktan bir hayatları var. sadece ismini güzel koymuşlar. "ultras" "tribüncü" falan, öyle bir anlatırlar ki bi baltaya sap sanarsın, değil. güzel caka satıyorlar ama hakikaten acınası haldeler. bunlar örnek alınacak adamlar değildir, lütfen örnek almayın.
  • 5
    https://twitter.com/...s/741333054564753408

    bakın arkadaşlar bunun adı dramdır... hayır, espri olsun diye demiyorum gerçek anlamda dramdır... şöyle ki;

    1- sadece bu video özelinde değil, yakın zamanda yapılmış birçok sokak röportajında görmüş oldum ki euro 2016'da mücadele eden milli takımımızı desteklemeye gitmiş olan yurttaşlarımızın neredeyse tamamına yakını civar ülkedeki gurbetçi kardeşlerimiz. iyi de bunun nesi dram? izah edeyim, futbolla yatıp kalkan bir ülke olarak gayet yakınımız sayılabilecek bir memlekete ay yıldızlı ekibimizi desteklemeye kalkıp gidemiyoruz bile; ancak halihazırda orada olan soydaşlarımızdan medet umar oluyoruz. uzak akrabamızı bayram tebriği için telefonla aramış gibi ekrandan bakıyoruz acaba "bizimkiler" kaç kişi diye... buradaki bizlerse gerek olası bir fransa yolculuğu ve maç bileti maliyeti açısından ekonomik, gerekse schengen vizesi bakımından dış siyasetteki pozisyonumuz gibi sebeplerden ötürü evde terliğimizi çekip, kolamızı ve cipsimizi alıp hipnoz olmuş gibi aptal kutusuna odaklanmaktan öteye gidemiyoruz... kazanırsak da ne ala, yine kendi sokağımıza çıkıp kendi aramızda çalıp oynuyoruz... oysa adeta ordu yollamış rusya ve ingiltere bir kenara, allah'ın izlanda'sı bile onca mesafeye rağmen çıkartma yapar gibi acayip kaliteli ve organize bir taraftar grubunu fransa'ya yollamış... şu izlanda yani;

    (bkz: #1973422)
    (bkz: #1975989)

    2- gurbetçi taraftarlarımızın deli gibi "türkiyeağ, türkiyeağğğ" diye bağırmak dışında bir tezahürat ya da marş bilmemesi başka bir dram. elbette başka bir ülkede yaşamak psikolojik ve sosyolojik açıdan zor bir şey ama milli takım sanki turnuvadan turnuvaya takip ediliyormuş gibi olaya bu kadar yabancı olmak da beni biraz üzdü, zira taraftarlık sadece bayrağı formayı kuşanıp sokaklara dökülmek değil... yukarıdaki sebepten dolayı bilenler de bilmeyenlere bu kültürü aktaramadığı için "orada" ve "burada" olmak üzere birbirinden oldukça kopuk iki türk taraftar profili karşıya çıkıyor. 2011-2012 sezonu şampiyonluğumuzu memleketim olan küçük bir ilçede kutlamıştık, tabi ilçede istanbul'da maça gitmiş taraftar sayısı bir elin parmaklarını geçmez, hep bir ağızdan "4 sene üst üste şampiyon olduk" demeyi akıl edene kadar abartısız 15 dakika boyunca 20 haziran 2008 türkiye hırvatistan maçındaki son penaltıdan sonra anıran ömer üründül gibi anlamsız sesler çıkardık.

    https://youtu.be/2oUJrIrTJbs?t=414

    :(
  • 6
    bir çay, bir de galatasaray yetiyor dünyanın türlü köşelerine yayılmış türkleri birbirine kaynaştırmaya. abd, ingiliz ve alman orduları'nda görevli üç gurbetçi, futbol sohbeti yapıyor; ikisi galatasaraylı.

    --- alıntı ---

    2016 yılında izmir'de icra edilen efes tatbikatı sırasında abd, ingiliz ve alman silahlı kuvvetlerinde görev yapan türk kökenli askerlerin çay eşliğinde döndürdüğü futbol muhabbeti.
    "dün akşam ki maçı seyrettin mi? haa sen arazidesin askersin tabii nereden seyredeceksin?"

    https://twitter.com/...HkpCAcT0A3g&s=19

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın