-----
alıntı -----
galatasaray efsanelerini anıyor türk telekom dünyaya duyuruyor
türk sporunun en büyük taraftarı türk telekom ve galatasaray spor kulübü'nün işbirliğiyle başlatılan, "galatasaray efsanelerini anıyor, türk telekom dünyaya duyuruyor" projesi kapsamında gerçekleştirilen etkinlikler bu sezon da tüm hızıyla devam ediyor.
bu sezon türk basketbolunun efsane ismi yalçın granit ile başlayan, ardından metin kurt, arif erdem, nihat akbay, sinan erdem, ali uras ve şengün kaplanoğlu ile devam eden etkinliğin bu haftaki efsane ismi unutulmaz futbolcumuz ve teknik adamlarımızdan gündüz kılıç. ali sami yen spor kompleksi türk telekom arena'da oynanacak galatasaray - fenerbahçe karşılaşmasından önce düzenlenecek törenle onurlandırılacak.
etkinlik çerçevesinde gündüz kılıç'ın dev bayrağı karşılaşma öncesinde ali sami yen spor kompleksi türk telekom arena tribünlerinde dalgalanacak.
“baba” gündüz kılıç - (1935-1980)
türkiye cumhuriyeti’nin kurucusu mustafa kemal atatürk’ün yakın çalışma arkadaşı kılıç ali ve hümeyra hanım’ın oğlu olarak 1918 senesinin ilk gününde istanbul’un bakırköy ilçesinde dünyaya gelen gündüz kılıç, ailesiyle birlikte çocukluk yıllarında bir dönem ankara’da yaşadıktan sonra, okul çağına geldiğinde ilk olarak feyziye mektepleri vakfı’na yazıldı. ertesi sene ise galatasaray lisesi ilk mektebi’ne geçerek birinci sınıfa kaydoldu. gündüz kılıç ile futbol arasındaki aşkın ilk günleri de burada yaşandı. ailesi ankara’da olduğundan tatil günlerinde okul hademelerinden biriyle gezmeye çıkan gündüz kılıç, ağabeyi ve kardeşinin maça gitme isteklerine uyarak taksim stadı’nda futbol maçlarını izlerdi. zamanla futboldan keyif almaya başladıktan sonra ise galatasaray lisesi’nin bahçesindeki maçlarda yer alacaktı. sınıfta yapılan kadrolarda yeterli oyuncu olmadığı zamanlarda ise takıma katılan bir isim olurdu. başlarda adam eksikliğinde takıma giren eşfak aytaç, daha sonra türkiye’nin tüm zamanlardaki en iyi futbolcularından olacaktı.
nisan 1935: galatasaray’daki ilk maç ve ilk goller
gündüz kılıç, galatasaray lisesi’nin büyük avlusundaki [grand-cour] ilk maçına da 1932 yılında çıktı. ilk kez tam futbol kıyafetleri vardı üzerinde. beşinci sınıftan mezun olduktan sonra bir dönem kaleciliğe heves etse de santrfor olarak devam etti. ve garip ama 7-1 kaybettikleri bir maçın ardından müdür muavini muslih hoca’nın gözüne girecekti. gündüz kılıç, daha sonra leblebi mehmet tarafından genç takım kadrosuna alındı. önce beşiktaş genç takımı ile oynanan maçta dikkat çektikten sonra bir spor bayramında okulu adına oynadı. gündüz kılıç’ın galatasaray’daki futbolculuk kariyeri ise 1935 senesinde başladı.
nisan 1935’te evlerine gelen telefonun ucundaki ses, “gündüz hemen kulübe gel, birinci takımda oynayacaksın” diyordu. o ses, muslih hoca’ya aitti. galatasaray, nispeten zayıf takımlardan olan anadolu ile oynayacaktı. ve gündüz kılıç, o güne kadar hiç görmediği a takım futbolcularla çıkacaktı aynı sahaya. ancak işler galatasaray adına iyi gitmiyordu. henüz ilk yarıda 2-0 yenik duruma düşen galatasaray için ikinci yarıda bir oyuncu üç gol birden atacaktı. o oyuncu da 17 yaşını bile doldurmamış olan gündüz kılıç’tı. ilerleyen yıllarda ülke futboluna damgasını vuracak “baba” gündüz için rüya gibi bir başlangıçtı.
nisan 1947: gündüz kılıç galatasaray’a karşı
galatasaray ile birlikte futbolculu dönemindeki ilk şampiyonluğunu 26 nisan 1935 günü taksim stadı’nda istanbulspor’a karşı oynanan maçta iki gol atarak kazanan gündüz kılıç, bir ay sonra ilk kez bir fenerbahçe karşılaşmasında forma giydi. beşiktaş rekabetinde ise ilk maçında gol attı. ve mayıs 1940’taki tarihi maçta beşiktaş ağlarına gönderdiği beş golle tarihe geçti. galatasaray ise şeref stadı’ndaki mücadeleden 9-2 üstün ayrıldı.
“derbiler tarihinde bir maçta en fazla gol atan oyuncu” unvanı hâlâ bu karşılaşmadaki performansıyla elinde bulunduran gündüz kılıç, ilk istanbul finali’nde de mart 1942’de fenerbahçe’yi 5-0 mağlup eden galatasaray adına iki gol kaydetmişti. daha sonra askerlik döneminde uçaksavar’da oynadı. ardından devlet demiryolları’nda memur olarak hayatını sürdürerek ankara demirspor için ter döktü. milli küme’de galatasaray’a karşı forma giymek zorunda kaldığı karşılaşmada takımının tek golünü attı. antrenörünün ısrarlarıyla galatasaray’a rakip olan ve bu durumdan dolayı üzüntü duyan gündüz kılıç, ertesi günkü fenerbahçe maçında dört gol atarak 4-3’lük galibiyete katkıda bulunacaktı. ankara demirspor, tarihteki tek türkiye şampiyonluğunu kazandığı 1947 yılındaki finalde ise fenerbahçe’yi 3-0 ve 6-0 yenerken gündüz kılıç da ankara demirspor forması giyiyordu.
gündüz kılıç: galatasaray’daki ilk antrenörlük yılları
kulübün 1948’deki yıllık kongresinde idare heyetine teknik üye olarak seçilen gündüz kılıç, ‘umumi kaptanlık’ görevini üstleniyordu. 1948 londra olimpiyatları’nda milli formayı giyen “baba” gündüz, nisan 1949’da galatasaray ile istanbul lig şampiyonluğu sevinci yaşadı. mart 1952’de ise kariyeri boyunca 10’u galatasaray’da olmak üzere toplam 17 gol attığı fenerbahçe’ye karşı futbolcu olarak son maçına çıktı. aynı yıl içinde de galatasaray antrenörü olarak yeni kariyerine başladı. ilk sezonun ardından görevinden istifa edip 1953-1954 sezonunda vefaspor’a geçse de aynı sezonda galatasaray’a geri döndü. baba gündüz, galatasaray’ın başında ilk şampiyonluğunu ise 1954-1955 sezonunda istanbul ligi’nde yaşadı. takip sezon öncesinde galatasaray tarihini etkileyen hamlelerden birini yaparak izmirspor’dan metin oktay’ı takıma kazandırdı. sezon sonunda galatasaray, istanbul ligi’nde üst üste ikinci şampiyonluğunu elde ederken metin oktay da 18 golle en skorer oyuncu olacaktı. gündüz kılıç, 1957’de galatasaray’daki görevinden ikinci kez istifa ettikten iki sene sonra feriköy’e tarihinin en başarılı dönemlerinden birini yaşattı.
antrenörlük yılları: galatasaray ile üçüncü kez, 1960-1967
galatasaray’ın ocak 1960’da göreve gelen yeni yönetimi, gündüz kılıç’ı takımın başında görmek istiyordu. ancak feriköy’ü yarı yolda bırakmayan “baba”, büyük aşkıyle yeniden kavuşmak için sezon sonuna dek bekleyecekti. feriköy’den kulüp idarecilerinin peşinden döktükleri bir kova suyla uğrulanan kılıç, nisan 1960’da bir kez galatasaray’da antrenör oluyordu. 1960-1961 sezonunda bitime bir hafta kala oynanan istanbulspor maçında penaltı kaçıran metin oktay, sezonu 36 golle yine zirvede bitirmişti. ancak milli lig’deki ilk şampiyonluk henüz gelmemişti. 1961-1962 sezonunda gündüz kılıç ile ilk şampiyonluk kazanılacaktı. metin oktay, sezon başında italya’nın palermo takımına transfer olmuştu. gündüz kılıç, o günlerde palermo başkanı’na yazdığı mektubu, şu sözlerle bitiriyordu: “(…) ne olur, ona iyi bakın.” baba gündüz, daha sonra metin oktay ile tekrar buluştu galatasaray’da. milli lig ve türkiye kupası’nın kazanıldığı 1962-1963 sezonunda uefa şampiyon kulüpler kupası’nda son sekiz takım arasına kalan galatasaray, gündüz kılıç yönetiminde bir ilki gerçekleştirdi. “baba”, istifa ettikten sonra ise önce dünya turuna çıktı, ardından altay ve beşiktaş’ta çalışarak teknik direktörlük kariyerine son verdi.
vefat: mayıs 17, 1980 – istanbul
futbola veda ettiği 1972 yılının ardından hayatını kaybettiği 1980 yılına dek spor yazarlığı yapan gündüz kılıç’a 1979’da “akciğer kanseri” teşhisi koyuldu. tedavisi için gittiği new york’tan, “sizlere selamım var” başlıklı yazısı, yayımlanan son yazısı oldu. 17 mayıs 1980 günü istanbul’da sabaha karşı son nefesini verdi. galatasaray, 19 mayıs 1980 günü ordu’da sahaya karşılaşacaktı. kılıç’ın eski takım arkadaşı naci özkaya, gündüz kılıç’a ait olan 9 numaralı galatasaray formasıyla sahaya çıktı. ve o forma, karşılaşma boyunca galatasaray kaptanı fatih terim’in yanına bıraktığı karanfil buketiyle birlikte saha kenarınndaki iskemle üzerinde durdu. aynı gün, fenerbahçe – altay karşılaşmasında da tribünden tek bir ses yükseliyordu: “baba gündüz ölmedi, kalbimizde yaşıyor.”
baba gündüz: “galatasaray bir his takımıdır”
baba gündüz, galatasaraylılığı ise şu sözlerle anlatıyordu: “bilirsiniz ki her insanın ayrı bir huyu, ayrı bir karakteri olduğu gibi, her futbol takımının da kendine has bir karakteri vardır. biz sizlere burada galatasaray’ımızın huyunu suyunu açıkça ve iyice anlatabilirsek, onu adamakıllı tanıyıp, inşallah senelerce dost geçinirsiniz. galatasaray, bir his takımıdır. renklerine âşık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır. galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.”
-----
alıntı -----
http://www.galatasaray.org/kulup/haber/15417.php