• 52
    galatasaray'ın 2000 yılında uefa kupasını kazanması ve sonrasında da real madrid'i yenerek süper kupa'yı türkiye'ye getirmesinin ardından ezeli rekabette geri kalmak istemeyen fenerbahçe'liler de "arşivin tozlu raflarını" karıştırıp "bizim de general harrington kupamız var" demeye başladılar. peki kimdir bu adına kupa maçı düzenlenen general ve nedir bu maçın öyküsü?

    istanbul'un işgali sırasında beşiktaş ve galatasaray, işgal güçleri ile yeşil sahada pek karşılaşmak istemezken, fenerbahçe ise ingilizlerle 50 maç yapar ve bunların 41ini kazanır. bu galibiyetler bir bakıma işgal edilmiş başkent insanın milli duygularını kabartarak, türk milliyetçiliğinin gelişmesine katkı sağlar. türkiye futbol federasyonunun çıkarmış olduğu türk futbol tarihi kitabında şöyle anlatılır o günler: "özellikle istanbul'da işgal kuvvetlerine mensup askeri takımlarla yapılan maçlarda türk takımlarının kazandıkları galibiyetler futbolu bir milli dava haline getirmiş ve milletin kırık gururunu okşayan olaylar olmuştur."

    1923 haziran'ında işgal kuvvetleri komutanı general sir charles harrington tarafından düzenlenen fenerbahçe ile işgal orduları takımı arasındaki tek maçlık kupa mücadelesi de sarı-lacivertlilerin maçı zeki rıza sporel'in golüyle kazanmaları neticesinde "milli gururu" okşayan tarihi bir hadisedir, ve elbette kutlanacaktır... ama...

    hükmen yenik adlı kitabında dağhan irak meseleye başka açıdan bakar. karşılaşmaya sportif açıdan ele aldığımızda "rakip takımda dört oyuncu dışında hiç kimse aslen futbolcu değildir" der yazar. işgal kuvvetleri takımlarındaki oyuncuların bir çoğu aslen futbolcu olmayıp, futbolu seven askerlerdir. "lozan görüşmeleri sırasında oynanan kupa maçında fenerbahçe'nin karşısına rakip olarak çıkarılan takım beş yıldır ailelerinden ve normal hayatlarından uzak ve terhise birkaç haftası kalmış askerlerden oluşmaktaydı." fenerbahçe ise tam tersi ligi yeni bitirmiş ve aylardır idman ve maç yapan futbolculardan kuruluydu. bu nedenle "objektif" bir bakış açısıyla bakıldığında bu maçı sportif bir müsabaka olarak değerlendirmek çok da mantıklı gelmemektedir.

    öte yandan bu maçların yarattığı milliyetçi heyecanı belirtirken, türk takımlarının işgal kuvvetleri ordularına karşı oynadığı maçları diğer yabancı takımlara karşı yaptığı maçlarla ayırmamız gerektiğini şöyle belirtir dağhan: "türk takımları işgal ordularından gelen maç tekliflerini kabul ederken, bir taraftan onların ülkedeki varlıklarını meşrulaştırma çabalarına yardım etmektedir. örneğin general harrington kupasında oynamak , aslında işgal kumandanının şehirdeki yönetici olma iddasını kabul etmek anlamına gelir. bu tür maçların istanbul'daki türk ulusçuluğuna yaptığı katkı anlatılırken, aynı zamanda meşruiyeti olmayan işgal kurumlarının kulüpler tarafından sürekli muhattap alındığının da unutulmaması gerekir. sonuçta meşruiyetini tanımadığınız birinin adına düzenlenmiş bir kupayı bizzat o insanın elinden almak, siyasi açıdan pek bir mantık içermemektedir."

    bu bilgiler ışığında general harrington kupasıyla övünülmesi mi gerekli yoksa "keşke o maçı oynamasaydık" demesi mi gerekiyor fenerbahçelilerin, cevabı siz okurlarıma bırakıyorum...

    kaynak: https://ultrasmovement.blogspot.com/...arrington-kupas.html
  • 87
    türk spor tarihinde bundan daha büyük yalan yemin ediyorum yok. bavulunu toplayıp ülkeden ayrılmadan önce kalan son birliklerin canı sıkılmasın diye fenerliler ile oynadığı maç. bu maçı fenerbahçe kazanmasa mustafa kemal atatürk orduyu tekrar ankara' ya çekecek, tbmm fesh edilecek, ingiltere ise yozgat hariç tüm türk yurdunu egemenliği altına alacaktı ancak şanlı fenerbahçe ülkemizi kurtardı...
  • 66
    general harrington ismi gibi bu ülkeyi işgal etmiş güçlerin komutanını onore eden bu kupanın dillendirilmesinden utanıyorum. tamam abi, o zaman çaresiz kalıp bazı utançlara boyun eğmişiz. yeter ya! valla fb'sinde falan değilim. istanbul gibi tarihimiz açısından müstesna ve mukaddes bir beldeyi ingiliz, fransız gibi taaa rum selçukluları döneminden beri savaştığımız milletlerin işgal etmesine sebep olmuşuz.

    gün aşırı adamın ismini haykırıp duruyorlar. ya kupanın ismini değiştirsinler, şampiyonluk sayısına eklesinler isterlerse. daha az rahatsız olurum. bu ülke nasıl ayakta her şeye rağmen? ne millet ne tarih bilinci var?!

    hehe.. bu kupayı kaybedince ingiliz askerleri utançlarından üçüncü boğaz köprüsünden atlamışlar da öyle kurtulmuşuz işgalden. 100 yıl sonra böyle şeyler diyecek bu zihniyet.
  • 70
    işgal kuvvetleri komutanı general bozuntusu harrington adına düzenlenmiş bir turnuvaya katılmak benim nazarımda vatana ihanettir. aklı selim her türk vatandaşı da aynı duyguları hisseder. bütün ülke kurtuluş savaşında, galatasaray lisesinin son sınıf öğrencilerinin tamamı şehit olmuş (ki yaşları 16-19 arasıdır) sen gitmiş bir düşman komutan adına düzenlenen dostluk turnuvasına katılmışsın. tüh sizin suratınıza.

    bu takımın çok övündüğü zeki rıza sporel’de, işgal kuvvetlerini mendille karşılayıp, milli mücadelenin karşısında olmuştur. bu nedenle de, türkiye büyük millet meclisi’nden atılmıştır. biraz tarihi bilgileri olsaydı utançlarından sokağa çıkamazlardı.

    hatta bu kulübün başkanlığını yapmış doktor nazım, 1926 yılında atatürk’e suikast girişiminden dolayı idam edilmiştir. galatasaray başkan, yönetici ve öğrencilerinden ya da sporcularından böyle birileri çıksaydı fenerbahçeliler kim bilir ne yapardı?
  • 60
    fenerbahçe'nin masallarından bir başkası.

    hem bu kupa hem de fenerbahçe spor kulübü'nün tarihi ile ilgili yapılmış bir yayının şöyle bir videosu var, ülke futbol tarihimize hakim olma konusunda halit kıvanç ile birlikte önemli bir yer taşıyan "fenerbahçeli" kemal belgin'de programın bir katılımcısı. izleyelim ve gerçekleri öğrenelim.

    https://www.youtube.com/watch?v=BG6APz_2zwA
  • 106
    gündemimizde yaptıkları yüzsüzlüklere hala bazen şaşırıyoruz ama şu kupa ile yaptıkları utanmazlığı ve arsızlığı gördükten sonra uzun süredir hiç bir şeye şaşırmıyor olmamız lazımdı.

    rezillikleri o kadar büyük ki sessiz kalıp unutturmaya çalıştıklarında bunların birer vesikaya dönüşeceği bilinciyle inanılmaz bir manüpilasyon yapıp bunları gurur kaynağı !? gibi göstermeye çalışıyorlar.

    3 temmuz gibi lig tarihinin en büyük kara lekesini her sene “komplodan yırttık” diye kutluyorlar.

    12 mayıs 2012’de kupayı son maça getirtmek için her şeyi yaptıktan sonra planlar götlerinde patlayınca, stada ateşe verip, benzin istasyonunun hemen yanında polis arabalarını ters çevirip kundakladılar ve binlerce insanın hayatını tehlikeye atan bir terör eylemi yaptılar. benim taraftarım bunu yapsa, artık futbolla işim kalmaz, kendimi curlinge falan adardım. o gecenin lafı açılsa kilometrelerce öteye kaçmaları gerekirken bunlar ise her yıl bu rezilliği anıyorlar.

    yalanın kurum kültürü haline dönüşmüş camia tarafından işte aynı psikolojiyle utançtan yerin dibine girmeleri gereken, vatan hainliğine varacak bu kupayı, milli mücadele ile yan yana anmanın şehitlerin kemiklerini sızlatacağı maçı şanlı bir zafer gibi anlatıyorlar.

    neresinden tutacaksın, kime neyi anlatacaksın...
  • 79
    bu kupanın ve bu maçların gurur vesilesi olması tam bir komedi, ama kantarın topuzunu da iyi ayarlamak gerekir. lakin o dönemde işgal güçleri ile maç yapan tek takım fenerbahçe değildir, hatta ingiliz karmasına karşılık türk takımlarının da karmaları maç yapmıştır. galatasaray ve beşiktaş da teketek maçlar yaptıkları gibi yeri geldiğinde birbirlerine oyuncular da yollamışlar, karma takımlar da oluşturmuşlardır.

    yani işgal güçleri ile maç yapmak fenerbahçe'ye özgü bir olay değildir, ama buna rağmen bu maçların ve turnuvaların gurur vesilesi gibi anlatılmasını hiçbir şekilde kabullenemiyorum, o da ayrı mesele.
  • 83
    fenerbahçe'nin ertesi sene ülkeden sürgün edilecek olan o dönemki başkanı önderliğinde katıldığı, istanbul'dan "geldikleri gibi" gitmeye hazırlanan işgal kuvvetlerine veda etkinliğinde yapılan maç sonrası kazanılan kupa. fenerbahçe'nin güncel kupa hasreti uzadıkça daha da bir ballandırılarak anılmaktadır.

    o kadar ki 1919-1922 arası süren milli mücadeleyi bir kalemde atıp "mücadelenin ilk kıvılcımı" denecek kadar...

    çanakkale savaşından alırsak 1915-1922 arası millet cepheden cepheye koşturup can verirken bunlar istanbul'da sıçan gibi saklanmakla, hanedanın son kalıntılarına yamanmakla meşguldü. öyle bir yamanmadan bahsediyoruz ki, "mücadele"nin en ateşli yılları olan 1920-1924 arasındaki kulüp başkanları padişah vahdettin'in damadı ömer faruk efendidir. bu abimiz de öylesine mücadele adamıdır ki 1921 yılında ankara'ya "mücadeleye katılmaya" diye yola çıkmış ancak bizzat atatürk'ün talimatıyla yarı yoldan geri döndürülmüştür.

    1919-1922 arası kurtuluş mücadelesi verilmiş, ateşkes imzalanmış, nisan 1923'te ikinci lozan görüşmeleri nihayete erdirilmek üzere başlamış, olay tarihinden bir ay sonra lozan antlaşması imzalanacak, aynı sene ekim ayında cumhuriyet ilan olunacak. o günlerde işgal kuvvetleri hakimiyeti neredeyse 1 yıl önce kaybettikleri istanbul'u boşaltmakla ilgili işlerle uğraşmaktadır. her ne kadar lozan görüşmeleri sonuçlanmamış olsa da istanbul'dan çekilecekleri kesindir zira.

    o günlerde istanbul'da zaten bunalmış olan ingiliz askerlere moral olsun, az biraz kafa dağıtsınlar diye bir turnuva fikri ortaya atılır. zaten istanbul ligi'nin ilk yıllarında mücadele eden takımlar arasında da işgal gemilerindeki denizcilerden kurulu takımlar vardır. bu da çok özel bir uygulama değil yani. o turnuvada bir takım şampiyon olur.

    daha sonra bu takımın bir türk takımıyla kupasına bir maç yapması, böylece hem biraz şirinlik yapılması hem de istanbul'un işgal kuvvetleri komutanı adına bir anı yaratılması amaçlanır. bütün mücadele boyunca istanbul'da sıçan gibi saklanan fenerbahçeliler zaten ingiliz denizcilere sahada çok çektirmiştir. ömer faruk efendi hemen atlar bu teklife ve maç oynanır. ingilizler öne geçse de zeki rıza sporel'in ikinci yarıdaki iki golüyle maçı ve kupayı fenerbahçe alır.

    milli mücadelenin fitilini ateşlediği iddia edilen bu maçtan sonra cümbür cemaat çay bahçesine gidilir, ömer faruk efendi general harrington'a "nasıl geçirdik" muhabbeti yapar. ertesi sene de halifeliğin kaldırılması ve çıkarılan özel yasa ile sürgün edilir. fenerbahçe kah lozan müzakere heyetinden ali naci karacan'ı, kah dönemin federasyon başkanı muvaffak menemencioğlu'nu başa getirerek ülkedeki yeni iktidara yaranmaya çalışır. arayışla geçen bu yıllarında ardından yerli ve milli nazimiz şükrü saraçoğlu'nun başkanlığıyla şimdilerde yana yakıla aradıkları o "parlak" günlerine kavuşurlar...

    taa ki profesyonel ligler başlayana kadar...
  • 3
    o tarihte başkan'ı vahdettin'in öz yeğeni ve aynı zamanda damadı olan fenerbahçe'nin, ingiliz gemicileri büyük bir konuk severlik ile karşılayıp, onlarla yaptıkları turnuva da kazandıkları, işgal kuvvetleri komutanı general harrington adına konulmuş kupa.
    final maçı işgal kuvvetleri istanbul'u terk etmeden üç gün evvel yapılmış ve zaferi getiren goller zeki rıza sporel tarafından atılmıştır.

    durumu daha iyi anlatabilmek için bu güne döndüğümüzde şöyle tarif edilebilir.

    talabani'nin yeğeni ve damadı'nın başkanı olduğu bir kulüp ırak'ı işgal etmiş abd kuvvetleri ile bir turnuvaya katılıp, işgal kuvvetleri komutanı general mc kenzi adına konulmuş kupayı kazanırsa, bunun adı zafer mi olur şerefsizlik mi?

    kararı sen ver sözlük.

    (bkz: zeki rıza sporel)
  • 121
    fenerbahçe'nin komedi filmi tadında histeri krizleriyle geçen 2023-24 sezonunda kendisine yer edinmeyi başarmış, hikayesi bir hayli ilginç ve övünülme öznesi yapılması bir o kadar şaşırtıcı teneke parçası.

    bu sezon suyun öte tarafında bambaşka bir kafa yaşanıyor. komple bir çöküş. unutanlar olacaktır ki pek de gündem olabildiği söylenemez (petrol ofislerinden medyaya sponsorluklara, reklamlara ve göze sokmalara rağmen) fakat zaferin rengi diye bir film dahi çıkarttılar. en baba fenerbahçeliyi dahi heyecanlandırmayan ve çevremde kalkıp da izlemeye gideni duymadığım bir film oldu.

    muhtemelen sarı ile lacivertin bir avrupa kupasına en yakın kazandığı ve kazanabileceği şey bu. işgalci avrupalıların gönül eğlencesi olan bir dostluk maçı sonucu verilmiş teneke parçası. rakibin işgalcilerle aktif mücadele edip nesillerce şehit verir iken işgal kuvvetleri ile bu minvalde bir maça çıkıp kupasıyla övünmek gerçekten üzerine çalışılması gereken bir kafa yapısı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın