#2141025 şu yazımdan ötürü artık sktir çeken mi ararsın, kendini as diyen mi, gırla. arkadaşlar anlamamışsınız. bir daha anlatayım.
sorun başlıkta. yoksa ne ben ne de benim gibi düşünen insanlar galatasaraylılığını askıya filan almıyorlar. askıya alınacak bir şey değil bu. tekrarlıyorum, galatasarayı bunların elinden kurtaramadığım için kendi galatasarayımı, onu yaşama şeklimi bunların elinden kurtarıyorum. örneğin, bir mucize olsa tüm olasılıklar gerçekleşse biz şampiyon olsak, benim zerre umurumda olmaz. siz sevinebilir misiniz? sizin için kutsal olan formayı yere atan adamdan kaptanlık dersi alabilir misiniz? yıllardır altyapıdan çıkmalarının ekmeğini katmeriyle yiyen semih ve sabriye tahammül edebilir misiniz?
ben edemiyorum. sizleri kınamıyorum da. sadece yapamıyorum. benim galatasaraya olan sevgim, nereden nasıl geliştiği belli olmayan rastgele bir bağlılıkla (çocukluk anıları, ailenin etkisi vs) oluşmadı. ben bu kültürü sevdim, aydınlanma çağını, jön türklerin yetiştiği sıradan çıkmış, kuruluş amacı uluslararası başarı kazanmak olan bir futbol takımını sevdim. uluslararası düşünmeyi, kimseden daha eksik hissetmemeyi sevdim. faşist olduğu belli fatih terim'i bile bu amaca hizmet ettiği için sevdim; yoksa "hele bir yugoslav bana asla bunları söyleyemez" diyen adamın nesini seveyim? doğru düşünen, doğru işler yapan, doğru başarılar kazanan insanların arasında olmayı sevdim. yoksa yemişim türkiye şampiyonluğunu kupasını bilmem nesini, bir takım kazanacak işte, bunun nesini seveyim?
bir de "sen kimsin lan" diyenler çıkmış. ben, hiç kimseyim. zaten anonimim. ayrıca adlı adınca burada olsam da ne ismim ne titrim okuyan kitleler için bir şey ifade etmez. etmesin zaten. anonim olarak, sadece benim gibi hisseden birileri varsa, onlara ulaşsam yeter. daraldığım, bunaldığım için, artık yapamayacağımı hissettiğim için benimle aynı yerde toplanmış arkadaşlarıma hislerimi anlattım sadece. onlardan sktir çekenlere, bit de git diyenlere, kendini as diyenlere de diyebileceğim bir şey yok, ne yapayım? ha, pardon varmış:
eyvallah kardeşimgalatasaray kulübü taraftara açılmayabilir, bence hiç bir zaman açılmayacak ayrıca. ama galatasaray markası eğer gerçekten bir anlam ifade ediyorsa, yani şu yukarıda saydığım özellikleri taşıyor ve halkta bunun karşılığını buluyorsa zaten çoktan taraftarın olmuş demektir. taraftar bu galatasarayı sahiplenir, başkaca davrandığı zaman tepkisini koyar; desteğini çeker. benim anlatmaya çalıştığım tek şey bu.
ben yapamıyorum. 2014-2015 şampiyonluğuna da sevinemedim mesela. çünkü doğru bir başarı değildi, nitekim peşinden gelişen rezillikten de anladık nasıl yanlış olduğunu.
neyse. fazla yer kaplamayayım. bir de buranın sosyal medya olduğunu sananlar var. değil. burası benim için, aynı renklere gönül verdiğim insanlarla bir araya geldiğim bir platform. yani benim söz hakkım değil, aralarında bulunduğum topluluğun ortak şiarı önemli olan. ama görünen o ki aynı renklere gönül vermemişiz; bazıları sadece sarı ve kırmızı olduğu için seviyorlar bu takımı ki bu bana sarı ve lavicert olduğu için sevmekten farklı gelmiyor. ben tevfik fikret'in birden fazla şiirini ezbere bildiğim için (merak edenler için tarih-i kadim'ler, ama açıp okumayın dininizden çıkarsınız) geceleri en çocuksu hayalimde bir zaman makinası elime geçince 11 yaşıma dönüp anadolu liseleri sınavında galatasaray lisesine girmeyi kurduğum için seviyorum. benim renklerim daha farklı, sarıyla kırmızıya sığmaz.
tekrar neyse. içimi dökmeye ihtiyacım vardı. benzer şeyleri hisseden birilerine iyi geldiyse ne ala, gelmediyse ne yapayım? dursun özbek gidip, yerine benim galatasarayıma yakışan bir yönetim gelince görüşürüz.