• 51
    19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçı ile ilgili bir rüya gördüm. ben yine son iki rüyamda olduğu gibi maçı izleyemiyorum. daha önceki maçlar için:

    17 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçı: uyuyordum, koşa koşa evden çıkıyordum maçı izlemek için.

    12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı: 16. dakikada mehmet topuz gol atıyordu, ntvspor altyazısında gördüm evden çıkmadan önce, yine geç kaldım.

    bu maçı da yine çeşitli saçmalıklarla izleyemiyorum. maç sonunda galatasaray marşı çalınıyor otelde, bir anda manchester maçı olduğunu hatırlıyorum. oteldeki skorborda bakıyorum*. skorborda bakıyorum, galatasaray 2-2 juventus yazısını görüyorum, gollerden ise hatırladığım hamit'in 16. dakikadaki golü.* tam o sırada juventus ne alaka deyip içimden siktiri çekiyorum, sonra uyanıyorum. yani demem odur ki, maç berabere bitebilir. rüyamda gördüğüm maçlar berabere bitiyor.
  • 53
    bu rüyayı göreli uzun zaman oldu aslında ama yazmak şimdiye kısmet oldu.

    rüyamda galatasaray'da futbolcuyum sözlük.* antrenman yapıyorum ama hiçbir oyuncumuzu görmüyorum. düz koşu yapıyorum sahada tek başıma. sonra "fatih hoca seni çağırıyor." diyorlar. yanına gidiyorum. ismimi söylüyor "bu takımın en umut vaat etmeyen oyuncusu sensin." diyor bana. o kadar üzülüyorum ki. "ama hocam, bu takımda 30 tane futbolcu var. en kötüsü ben olamam. tamam çok iyi değilim belki ama o kadar da kötü değilim." diyorum. fatih hoca "evet, o kadar kötüsün." diyor. sonra ben bir ağlamaya başlıyorum sözlük öyle böyle değil. salya sümük ağlıyorum. "ben o kadar da kötü oyuncu değilim." diye. rüya da benim gözyaşlarım arasında bitiyor. *

    ben çok rüya görürüm. büyük bir çoğunluğunu da hemen unuturum ama aradan aylar geçmesine rağmen bu rüyayı unutmadım. nasıl etkilenmişsem artık. *
  • 57
    19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçı oynanıyor fakat ben sebebini bilemediğim bir nedenden dolayı izleyemiyorum maçı.
    internetten takip etmeye çalışıyorum bir de ne göreyim? manchester united 10 kişi kalmış. rüyanın sonuna doğru selçuk inan ile 0-1 öne geçiyoruz ve 3 puan ile evimize dönüyoruz. dün rüyaydı bugün gerçek olsun inşallah. amin.

    edit: arkadaşlar uyarıyorlar "rüyaların tersi çıkar" diye. herkes istediği gibi yapsın totemini ama bugün selçuk o golü atacak ve biz puan/puanlarla döneceğiz.*
  • 60
    dün gece * memleketimden otobüs aracılığı ile istanbula dönerken açık olan havalandırmanın örtülmemiş yerlerime temasının da yardımıyla real madride tam 7 gol attığımızı gördüm sözlük. burak attı önce, sonra selçuk, elmander, umut, amrabat, hamit ve son golü de imparator oyuna girip yazı verdi. kalemizde de karambolden bir gol gördük. maçın sonlarına doğru olduğundan ve koyduk mu diye sayıkladığımdan mütevellit madrid'in golünü kim attı göremedim.

    işin garip yanı, kaç gündür manchester maçına kafa yormamdan dolayı bilinçaltımın bana bu oyunu manchester ile oynaması gerekirken madrid' görmem. sanırım eskilerde kalmışım sözlük. avrupada her yendiğimiz ve yeneceğimiz takımlar bana hep zidane'li hierro'lu raul'lu madrid gibi gelecek. o günleri hatırlatacak. başarı ne kadar büyük olursa olsun çocukluğumun uefa kupası etmeyecek. ve bende buna hiç malesef demeyeceğim.
  • 61
    bu gece 3 kere gördügüm rüya cesidi. sözlükten kalkip direk yataga gidersen olacagi da bu ameka.
    ilkinde cok kötü moralim bozuldu. besinci dakkada kornerden gol yedik. ama nasil gol. ziplayarak gelisine iki ayaginin tabaniyla birlikte topu kalemize gönderen ''pirlo''...evet pirlo. ''hay anani sikiyim pirlo'' derken ''ne pirlosu lan, noluyo lan'' diye rüya devam ediyor. sonra uyaniyorum rüyaymis lan diye ikinci seansa daliyorum. bunda da nerdeyse ailecek bir sinema salonuna maci izlemeye gidiyoruz. almanlar filan da var bize ters ters bakiyorlar annem basörtülü oldugu icin. ama bu sinema salonu üniversitenin konferans salonu gibi birsey. hatta okuldan bir galatasarayli arkadasi görüyorum, ''gectin mi lan sinavi'' diye soruyorum. sonra noluyorsa birden bizim kahvede buluyorum kendimi. millet küfür filan ederken ben bir daha uyaniyorum.
    son seansimda da otobüs mü bekliyorum napiyorum tam hatirlayamadim. okuldan arkadaslar filan var. cebimde kahvede harciyacagim bozuk 5-6 euro. onlari sallandirip duruyorum cebimde. bos bos duruyoruz orda. 10-15 metre gidiyoruz , sonra duruyoruz , devam yürüyoruz böyle mal bir durumdayiz yani. kafam macta. ''ulan mac kacacak yav hadi yav; ilk yari bitti laaaa'' diye diye biseyleri bekliyorum ama kimi neyi bekliyorum bilmiyorum simdi.

    yani bugün olacaklarin, olabileceklerin, olmasindan korktugum seyleri görmüsüm rüyamda.

    en son güne uyandigimda ''ne pirlosu lan, adam manuda oynamiyo bile... görecegin rüyaya siciyim senin'' deyip yüzümü yikamaya gidiyorum.
  • 63
    rüyamın bir bölümünde ne alaka anlayamadığım şekilde bir masada muslera oturuyordu ve ben yanına gidip fotoğraf çekilmek istediğimi söylüyordum, sonra telefondan bir türlü kamerayı açamıyordum, resmen yarım saat uğraştım bunun için. sonra tam çekilecekken bir baktım muslera alp kırşan olmuş. (u: :() sonra da üzülüp uyandım.

    sabah da kalkıp öğrendim ki alp kırşan gs tv'ye konuk oluyormuş, çok ilgincime gitti. nasıl böyle bir bağlantıyı kurmuş beynim rüyamda anlamadım. neyse en azından içim rahatladı alp kırşan da bir galatasaraylıymış. (u: (:)
  • 64
    bir binanın içerisindeyiz 30 40 kişi falan. sonra bizi içeri çağırıyorlar, içeri giriyoruz opera binası gibi bişey. yukardan aşağıdaki insanlara bakıyoruz. ünal aysalda bizim yanımızda bize orayı gezdiriyor. sanki opera binası değil, galatasaray tesislerinde gibiyiz. sonra ünal aysalın yanına gidiyorum, aşağıya birlikte bakıyoruz. başkanımız bize hadi yan tarafa geçin size bir sürprizim var diyor. yan tarafta bize bedavaya box kursuna kayıt yaptırıyor. hem şaşkınlık, hem de beleşçilikten tabii kayıt yaptırıyoruz =). bu ne saçma rüyaydı.
  • 65
    yine ben ve yine bir muslera klasiği rüyam. vol 2.

    aile dostumuz birkaç insanla bir yolda gidiyoruz. sonra bir dinlenme tesisinde ara veriyoruz. arabadan iniyoruz, etrafımızdaki herkes sarı kırmızı bir şeyler giymiş. anlam veremiyoruz tabi ki. sonra bir bakıyorum karşıdan muslera ve yanında biri bize doğru geliyor. hemen koşuyorum fotoğraf çekilmek istiyorum diye yanımdakilere yalvarıyorum. sonra muslera'nın yanına gidip ona da söylüyorum. tamam diyor. fotoğraf için muslera poz vermeye çalışıyor sonra çömelerek çektirsem olur mu diyor. hatta ingilizce söylüyor sonrada türkçe olarak "görgü?" diyor. hani görgü kurallarına aykırı olur mu falan demeye getiriyor. tabi ki de değil diyorum. sonra yine ve yine ben telefonun kamerasının ayarlarını ayarlayamıyorum bir türlü.* kafadan yarım saat bunla uğraşıyorum. muslera da bu arada hala nasıl poz versem diye şekilden şekle giriyor. ben iyice çıldırıp ayarları tam yapmayıp çek artık diye birinin eline tutuşturuyorum. çeken kişinin ilk çektiği pozda kadrajda ben dışında herkes var. sinirleniyorum tekrar çektiriyorum bu seferde herkes bir saçma çıkıyor, gözümüz kapalı falan. böyle birkaç denemeden sonra vazgeçip, bu kadarıyla yetineceğiz artık deyip muslera'ya teşekkür ediyorum. ve uyanıyorum. içime dert oldu resmen bu muslera rüyaları. (u: :()
  • 66
    evde oturmuşum televizyon izliyorum. elimde kumanda o kanal bu kanal gezinirken ntv spor'da duruyorum. o hafta da galatasaray'ın manisaspor ile maçı var. her neyse, ekranın sağında birkaç gün sonraki maçın muhtemel kadrolarının yazdığını görüyorum. önce ilk onbirler... buraya kadar her şey normal. sonra yedekler yazıyor ve isimleri okumaya başlıyorum. bir de ne göreyim benim adım da var. tabi o an bende hem şaşkınlık hem heyecan... oturduğum yerden kalkıyorum, kalkış o kalkış. kendimi bir anda üzerimde sarı forma, şort, tozluklar, tekmelikler, ayağımda kramponlarla abuk subuk bir havaalanında buluyorum, istanbul'a gitmem lazım tabi.* sonra zihnim gereksiz gördüğü yerleri ileri sarıyor olsa gerek bir bakıyorum istanbul'dayım. maç günü de gelmiş bu arada, hatta saat yaklaşıyor ve ben yetişememe korkusuna kapılıyorum. koştur koştur bir türlü gidemiyorum stada. en sonunda tam geldim derken bir bakıyorum bizim stadın yerinde yeller esiyor. ''laannn noluyo'' diyorum kendi kendime. sonrası telefonumun alarmına eşlik eden kapkaranlık bir hayal kırıklığı. nasıl da heyecanlanmıştım halbuki sözlük.

    *
  • 68
    22 aralık 2012 trabzonspor galatasaray maçını gördüm sözlük rüyamda. maçın ilk yarısı 0-0 bitiyor ve ikinci yarının başlarında trabzonspor janko'nun penaltı golüyle 1-0 öne geçiyor. daha sonra ben tv başından ayrılıyorum ve başka işle uğraşıyorum, maç olduğunu unutuyorum. sonra maç olduğunu hatırlayıp televizyonu açıyorum ve maç bitmiş skor 6-2 trabzonspor lehine.
  • 71
    az evvel bir tane gördüğüm rüyadır.

    şampiyonlar liginde bir üst tur macındaydık. rakibi hatırlamıyorum ama macın ortalarında kimin attıgını tam göremediğim bir golle öne geciyoruz, daha sonra 1 dakika sonra burak yılmaz ceza sahasında kale agzında arkada boş duran engine bir alley oop pas atıyor. engin de cizgi üstünde bu guzel pası boş gecmiyor kafayla topu kaleye gömüyordu. 2-0 kazanıyorduk ilk macı. ikinci maca kalmadan heycandan uyanıvermişim sözlük:(
  • 73
    az önce ben de gördüm bir tane, o rüyayla uyandım. türkiye portekiz maçı vardı ve ben de oynuyordum. ama bildiğimiz maçlardan değildi, maç bildiğin otoyolda oynanıyordu. polisler trafiği durdurmuştu, sürücüler isyan ediyordu. maç devam ederken kendimi bir anda portekiz formasıyla buldum takımım değişmişti maç oynanırken. o arada bir tane türk kadın muhabir maçın ortasında maçın oynandığı otoyola daldı mikrofonla. otoyolun kenarında maçı izleyenlerden biri muhabire galatasaray kimlerle ilgileniyor diye sordu bağırarak. muhabir kekeleyerek hi higu higuin dedi. birkaç portekizli futbolcu muhabirin telaffuzuyla taşak geçti gülüştüler. benim çok zoruma gitti. içimden portekizlilere söverken uyandım.*
App Store'dan indirin Google Play'den alın