• 326
    hiç bitmesin dedigim bir rüyayı paylaşmak istiyorum.
    fenerli bir arkadaşım "ulan sizinkiler ne transferler yaptı öyle, yer yerinden oynadı " diyerek evime geliyor. nasıl heyecanlandim sözlük anlatamam. " olim, kimler geldi soylesene ?" diyorum ama nafile hatırlamıyor. evde elektrik yok , telefonumda sarj. hemen nefes nefese sokağa atıyorum kendimi. yaşlı, genç demeden " nolur cevap verin, galatasaray kimi transfer etti ? " diye soruyorum ama kimse bana cevap vermiyor. öyle köşeye sıkışmış hissediyorum ki sanki ben bu haberi duymasam transfer gerçekleşmeyecek. neyse çevre dükkanlara , bakkala, kasaba koşuyorum ümitsizce. bir anda hayatımdaki yegane amaç oluveriyor. sonra bir anons duyuyorum, bilmem ne avmde, saat bilmem kaçta dev ekranda galatasaray transferleri aciklanacaktir. çevremde nasıl oluştuğunu anlamadığım kalabalığın sevinç çığlıkları ve koşmaya başlıyoruz. avm kapısı, güvenlik araması vs derken icerdeyim. içerisi tiklim tiklim dolu. atkililar, parcalililar derken taraftar orada ve evet kocaman bir ekran. haberi küçücük bir altyaziyla geçmelerine rağmen görüyoruz çünkü olay büyük . galatasaray , 57 milyon euroya harry kane'yi bitirdi. aklima muslera geliyor. gitti diyorum kedicik , sattik yoksa nasil buluruz bu parayi. neyse bitmedi ikinci transferi geliyor. galatasaray 35 milyona ...... derken uyandım sözlük. hep o ruyada kalmak istedim ama uyandım. ama sözlük, nasıl tarif edilemez bir mutluluktu anlayamazsiniz, sanırım bir süre daha da anlayamayacaksiniz.
  • 327
    benim de 17.07.2018 tarihinin gecesinde gördüğüm bir rüya var.

    sakarya'ya, yani üniversite okuduğum şehre bir sınava gidiyorum ama o gün de galatasaray'ın ilk lig maçı var. deli gibi merak ediyorum, aynı zamanda üniversiteden uzun zamandır görmediğim arkadaşları gördüğüm için onlarla sohbet ediyordum. o arada bir arkadaş,galatasaray 1-0 öne geçti, golü freekick'ten muğdat attı dedi. benim de heyecanım daha da arttı. sonra sınav salonuna girdik. sınav olduğu için telefona da bakamıyordum. sınavdan çıktıktan sonra maçkolik'i açacaktım ki uyandım. kalkınca da ilk işim telefonu elime almak oldu. :)
  • 329
    yaklaşık 200 kişilik bir taraftar grubu ile galatasaray idmanını izlemeye gidiyoruz. yolculuk esnasında sosyal medyada haber, dedikodu, duyum falan okuyup kendi aramızda tartışıyoruz tabi. neyse idmanın olduğu tesise geldik herkes indi otobüsten. karşıdan fatih terim sinirli sinirli bize doğru geliyordu. yanımıza gelip ' ulan sizemi soracam kimi alacağımı benden iyi mi biliyorsunuz lan çok biliyorsanız siz geçin yerime. sağda solda duyduğunuz dedikoduları gerçek sanıp delirtiyorsunuz beni neyin peşindesiniz lan' diye herkesi bir güzel azarladı.

    uyanınca fatih hoca'nın bir bildiği vardır dedim :)
  • 330
    bu sabah çok ilginç bir rüya gördüm. yabancı bir stattaydık ve hazırlık maçı oynuyorduk. sanırsam gelirler galatasaray'a gidecekti. kadroda sneijder, podolski, fatih terim, melo gibi isimler vardı. birde bunların yanında burak yılmaz'la umut bulut'u da çağırmışlar. saçmalığa bak aq. bu ikisini niye çağırdılar diye düşündüm. sonuç olarak maç oynanmadan uyandım(u: :()
  • 331
    televizyonu açmış galatasaray kasımpaşa maçını izliyorum. kaçak yayından izliyorum ama ruhum fakir sanırım. maçın 16. dakikasında yayın kesildi. hemen stada koştum. bir oyuncu sakatlanmış o yüzden yayını kesmişler. hemen giydim formamı fatih hoca beni oyuna aldı. neyse başladık oynama derken dev ekranda alt yazı geçti. 'istanbulda sağanak yağış sel'e yol açtı' gibi bir şeydi. kendimi bir anda taksinin içinde ana yolda giderken buldum. şoför bas bas bağrıyordu. 'abi öndeki ambulansta emre akbaba var abi emre akbaba var' diyerek ambulansı takip ediyoruz. 'çocuk sıfır model hiç kullanılmamış abi sakatladılar adam sıfır model abi sıfıııır' bağırışları devam ediyordu.* tam ambulansa yetişecekken uyandım tabi.

    emre akbaba hayırlı olsun diyebilir miyiz sayın üründül :)
  • 332
    tt arena´dayiz,fener ile oynuyoruz.

    mac basliyor, daha dakika 35 olmadan 4-0 öne geciyoruz.

    fatih hoca´nin uzerinde beyaz gomlegi var, altina da keten siyah pantolon giymis.

    noluyor derken, silahli bir catismanin icerisinde buluyorum kendimi asker olarak.

    o sirada mackolik bildirimi geliyor telefonuma, 7-1 yenmisiz feneri.

    fenerli birisi en azindan 6 fark yedik ama seref golu attik diyor.

    bende vuruyorum hergeleyi.

    rüyamda bile nasil bir kafada bu fenerliler anlamis degilim :))
  • 333
    özel bir insan için yazacağım bugün.

    hepimizin galatasaray’lı rüyaları olmuştur. kendimi hiç türk telekom arena’da görmedim tıpkı rahmetli anacığımı uzun zamandır rüyalarımda göremediğim gibi. ali sami yen’de ise bir şampiyonlar ligi maçında gol atıp ağlayarak tribünlere koştuğumu görmüştüm yıllar önce.

    bir arkadaşım iş yerinde şöyle bir şey anlatmıştı. arenada gol vuruşu yaptığını, şut atarken gerçek hayatta da uyku halinde şut atarak bacağını yatağına bitişik duvara vurmuştu. :) iş yeri hekimine girmişti o gün ayağı şiştiği için. belki hava topuna çıkıp kafasını vuran bile vardır bu satırları okuyanlar arasında. kısacası çoğumuz bu tip şeyler görüp buraya yazıyoruz. uyandığımıza rüyaymış deyip üzülüyoruz, gerçek olması için neler vermezdik.

    işte bu rüyalarını gerçekleştirmek için uzun süre mobbinge ve türlü kepazeliğe direnen bir kardeşimiz bugün hayallerine kavuştu. o sahadaki biz olacak.

    hoşgeldin emre akbaba. inşallah allah hepimize rüyalarında görse bile mutlu olduğu şeyleri gerçekte yaşatır. göreyim benim aslanımı. allah yardımcımız olsun.
  • 334
    dün gece rüyamda boluspor'la deplasmanda maç yapıyoruz, gomis de kamera açısına göre karşı taç çizgisinin üstünde yatıyor. televizyonu yeni açmışım, bir pozisyonun tekrarını veriyorlar, meğer gomis soldan ceza sahasına girince fenalaşıp yere bırakıyor kendini, ondan taç çizgisinde yatarak dinleniyormuş.

    sonra bir gazete haberi gördüm, bizim muhtemel 11'de forvette sneijder var. haberde de "başkan, sneijder'in forvet oynayabileceğini söyledi." diyordu. acil tatile ihtiyacım var.
  • 336
    taraftarlık bu işte arada takımını görüyorsun rüyada, da ben kabus gördüm lan! muslera satılıyor, iki yeni tırt forvet alınıyor ama as forvet olarak alınan oyuncu çok tırt bir ukrayna takımı forveti. arkadaşlar diyor ki “bu takımda forvet oynayan boş oyuncu yok, bekle ve gör”. ben tüm yılı düşünürken daralarak uyandım. ya yemin ederim uyandığımda nefes alamadım uzun süre. muslera gitti be muslera! of allah uzak etsin of!
  • 337
    az evvel gördüğüm rüya. şöyle ki;

    beşiktaş galatasaray maçı, maç beşiktaş’ta, maçı izlemiyorum arada bir telefondan iptv ile bağlanıyorum, donuyor, donduğu yetmezmiş gibi bir de beşiktaş gol atmış oluyor, kızıyorum bakmayacam ne zaman baksak gol yiyoruz diyorum, yanımda da beraber izlediğimiz her maçı kazandığımız suat abim var, neyse beşiktaş 2-1, beşiktaş 3-1 derken bir baktım maç 5-5 olmuş. gollerimizden birini izledim, zenci bir forvet atıyor ama kim bu zenci forvet, tanımıyorum, derken maç sonucunu merak ediyorum bir girdim telefona 9-8 galatasaray yazıyor ve ekran yanıp yanıp sönüyor. maç yanıp yanıp sönüyorsa demekmiş ki maç berabere bitmiş, birer penaltı kullanılacak. işin enteresan yanı tek penaltı var ve onu da biz attık normal süre 8-8 bitmiş penaltı atıyoruz ve 9-8 maç sonucu. acayip mutluyum hemen beinsport açıp maç özeti arıyorum kazandık ya. o da ne fatih terim röportaj veriyor, spikerler cenk tosun’u eleştiriyor, ne zaman transfer ettiysek artık, kendisi bizde oynuyormuş ve maçta da kötü oynamış. maçı açarken kapatırken de denk gelmedim cenk’e ya, rüya bu maria sharapova olsa şaşırmazsın. röportajda diyor ki fatih hocam; “cenk biliyorsunuz sayın cumhurbaşkanı’mızın çok sevdiği bir oyuncu, ama sadece o sebepten oynatmadım, oyunculuk olarak da beğenirim” diyorum ki fatih hoca mesajı verdi kesin bunu ilerde kesecek derken uyandım,

    böyle de enteresan bir rüyaydı. bakalım inönü deplasman maçını kazanacakmiyiz.
  • 339
    kayserispor ile içeride lig maçı yapıyoruz. dakika 60 falan rakip takımın oyuncuları oyun durdu zannedip topu bırakıyor ve selçuk inan boş kaleye topu yuvarlıyor. daha sonra fair play gereği topu onlara bırakıp kendi kalemizde golü görüyoruz. ben de bizimkiler bir tane daha atıp maçı 2.5 üst yapacaklar herhalde diyorum içimden. ama ne yazık ki kalemizde 1 gol daha görüyoruz ve uzun bir aradan sonra evimizde mağlup oluyoruz.
  • 340
    bu gece gördüğümdür.

    lokomotif moskova maçını oynuyoruz. eren tek forvet sahada. kendisine atılan hiçbir pası kontrol edemiyor. kimini ayağının altından kaçırıyor, kimine de yükseliyor ama kafa vuramıyor. ilk 10 dk içinde bu olaylar 10 kere falan tekrar ediyor. her top kaybından sonra ağlamaklı bir suratla kenara (fatih terim’e) bakıyor. ben ise tv karşısında terliyorum “eyvah! şimdi hoca girip dövecek” diye. sonra rüya bitiyor, uyanıyorum. tahmin edeceğiniz üzere ter içinde.

    fatih terim effect uykuda bile onlayn :(
  • 341
    bu sezon ilk şampiyonlar ligi maçımıza çıkıyoruz. rakip tabiki real madrid. sanki fifa oynuyorum izlediğim kamera açısını beğenmedim ayarlardan değiştiriyorum falan. top orta sahada ndiaye'ye geldi. yüzüme baktı ve topu yavaşça bana bıraktı.
    lan olm ben ne ara sahaya inip oyuncu oldum dedim. neyse hazır top bana gelmiş dikine oynayayım dedim karşımda modric var, çalımı attım ileriye pas gönderdim ama top rakipte kaldı kontra yedik.

    dakika 35 falan top tekrar bana geldi bu sefer olacak dedim topa abandım gol oldu durum 1-1. ne ara gol yedik lan bari haber verseydiniz.

    golü attık havaya girmişiz taraftarlar coşuyor. korner kullanıyorum. ceza sahasına bir baktım selçuk inan ve hamit altıntop ellerini kaldırmış top istiyorlar. rüyada bile forvet yok anasını satayım. kalabalığın içine muz ortayı bıraktım*, selçuk kafayı vurdu direkten dışarı çıktı. bütün stad yerlere yatıyoruz sanki final maçıydı son saniye pozisyonuydu elendik havası vardı.

    sonuç olarak maç 2-1 bitti ama toplam skorda 9-2 yazıyordu. şike falan yaptılar herhalde. bu nasıl rüya arkadaş.
  • 344
    inanılmaz derecede garip bir rüya gördüm.
    şöyleki; fatih hoca ile beraberiz, idmanı izliyoruz. hocam elini omuzuma atmış, babacan babacan bana bir şeyler anlatıyor ama hiç susmuyor hiç es vermiyor. ardından ben bir boşluk buluyorum ve hocaya soruyorum;

    +hocam mariano'yu neden kestin?

    -martin linnes'i ben de hiç sevmiyorum ama mecbur kaldım işte.

    +nasıl bir mecburiyet bu hocam, mecbur kaldım derken?

    -şimdi eren ileride, alevi bir çocuk. sanki hz. ali'nin kılıcı elinde gibi oynuyor. ortasahada n'diaye zaten afrika kabilelerinin yabani kültürü biliyor, avcı çocuk. defansta nagatomo da elinde katana mıdır takana mıdır o varmış gibi saldırıyor. linnes'i de bu yüzden aldım 11'e. vikingler gibi saldırsın diye aldım. yoksa inan ben de hiç sevmiyorum linnes'i.

    not: böyle saçma sapan bir rüya idi. bu arada ben linnes'i seviyor ve beğeniyorum. yanlış anlaşılma olmasın.*
  • 345
    dün gece iki farklı rüya gördüm. birincisi nagatomo ile ilgili, diğeri lionel messi.

    nagatomo beni japonya'ya davet etmiş, eşi, kendisi ve ben güzel bir restoranda yemek yiyoruz. ben yemek konusunda aşırı seçici ve tiksinen biri olarak ne yapacağımı bilmiyorum. masada suşi benzeri bir şey var ve bir de içinde değişik değişik şeyler olan ekmek var. mantar gibi ama et de olabilir. lan acaba domuz mudur diyorum içimden. suşiyi hayatta yemem. bari ekmeği yiyeyim diyorum, yakından bakınca mantar olduğunu fark ediyorum. benim için mantar ile domuzun arasında zerre kadar fark yok. yiyemiyorum. nagatomo ve eşi tebessümle bana bakıyorlar. ayıp ettiğimi düşünerek ekmeğin sadece ekmekli kısmından bir ısırık alıp çiğnemeye başlıyorum. yarım saat onu çiğniyorum. o sırada kafamda ''neden geldim japonya'ya'' türküsü çalıyor. ulan nagatomo, rüyamda bile seni kıramıyorum.

    sonra messi ile olan rüyaya skip yapıyorum nasıl oluyorsa. messi'nin evine gelmişim. kız arkadaşı da var. ama aşırı mütevazı bir ev. küçücük ev, her şey ikinci el gibi. tamam mütevazılık, sadelik iyidir de bu kadar da olunmaz diye içimden geçiriyorum. dışarıdan yemek söylüyor ama cebinden 10 tl ve 3-5 tane kuruşluk bozuk para çıkıyor. içim acıyor adama. böyle messi mi olur lan diyorum. sonra kollarına bakınca messi'nin dövmelerini göremiyorum. aha! bu messi değil lan. messi sandığım adama çıkışıyorum, olum beni niye kandırıyorsun diye. gülüyor o da.

    bunlar da böyle saçma sapan rüyalarımdı.
  • 346
    kendi evimizde şampiyonlar ligi maçımız vardı. maçı izlemek için tv başına geçtim. ilk 11 gösteriliyor. ilk 11’de alt yapımızdan 7-8 tane genç oyuncu vardı. teknik direktörümüz fatih terim. ulan hocama bak takımı şampiyonlar liginde kendi yetiştirdiği oyuncularla mücadele edecek seviyeye getirdi diye mutlu oluyordum.

    şimdilik rüyasını gördük bakalım 3-5 seneye belki gerçeğini izleriz.
  • 347
    bu gece rüyamda cristiano ronaldo bize gelmişti.
    ama çok ilginç bir rüyaydı. sebebi şu:
    ronaldo'yu 4.5 yıllığına kiralıyorduk.
    kiralama bedeli de 55 milyon euro'ydu.
    ronaldo da şu anda hatırlayamadığım, saçma sapan bir ücret alacaktı.
    sözlükte kendisinin transferi tartışılırken; çoğu kişi transfere karşı çıkıyordu.
    "ffp varken bu paralar verilirmi?", "kendisi yedek kulübesine demir atar.", "39 yaşını geçmiş oyuncuya bu kadar yüksek ücret verilir mi ya?"gibi tuhaf entry'ler okudum.
    rüyamda 39 yaşındaydı ronaldo.
    işin enteresan tarafı, yazılmış olan bu entry'ler haftanın 10 numara entry'leri arasına girmişti.
  • 348
    rakip yeni malatya ve bir gunduz maci, deplasmandayiz. tribunler sari kirmizi malatyali galatasarayli taraftarlar birlikte oturuyorlar.

    mac basliyor muthis oynuyoruz. daha 5. dakika malatya kirmizi kart goruyor oh diyorum rahat bir mac gelecek. derken kontradan golu yiyoruz. golu erol bulut atiyor. :(

    neyse olur boyle atariz bi tane diyorum, tak lehimize penalti caliniyor. takimda penalti atacak adam yok amk diye bagiriyorum, kenardan fernando'yu isaret ediyorlar penaltiyi atsin diye. takimin basinda hamza hamzaoglu var :(

    neyse fernando penaltiyi bir guzel kaciriyor. sakin diyorum atariz nolcak diyorum. ilk yarinin uzatmalari oynaniyor kaleye guzel bir sut cekiyoruz cizgide topu elle kesiyorlar kirmizi kart penalti, rakip 9 kisi bir penalti daha atacagiz. ama takimda penalti atacak adam yine yok :d

    penaltiyi bu kez ndiaye kullanacak. hakem temdit penaltisi olacak diyor, futbolcular sahadan cikiyor, sadece kaleci ve ndiaye var. ndiaye topa vuruyor, kaleci celiyor devaminda ndiaye topu tamamliyor ben gooool diye evin icinde tur atarken, hakem golu iptal ediyor. noluyo amk ya derken, temdit penaltisi oldugu icin donen topun tamamlanamayacagi ve golun gecersiz oldugunu anliyorum. sagi solu dagitiyorum yapacaginiz isi falan diye bagiriyorum. sonra neyse ki ikinci yari baslamadan uyaniyorum. oh be ruyaymis diyorum.

    psikolojimi bozdunuz amk. ruyamda bile penalti kacirip duruyoruz. bu arada ruyadaki var konusmalari falan efsane, hakem bunyamin gezer :( cok degisik atmosferdi cok. iyi ki uyanmisim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın