• 26
    benim mali durumuma benziyor epey. ben de "ooo, elimiz iyi para gördü bu ay" dediğim ayların sonunda kredi kartı ekstresinde bir önceki aya göre azalmış değil artmış bir borç görüyorum.*

    bruma'yı, oğuzhan kayar'ı, berk ismail ünsal'ı tüm dünyanın gözünün üzerinde olduğu oyuncular haline getirecek kadar pişirip sırasıyla 25, 12, 7 milyon euro gibi rakamlara satmadan; amrabat, yiğit gökoğlan, sercan yıldırım, salih dursun gibi oyunculara çarçur edilen paraları daha efektif kullanmayı öğrenmeden asla dengelenmeyecek olan yapıdır aynı zamanda. gelirler yeterli değil, en azından avrupa'da yarışmacı bir takım oluşturmak için; ama avrupa'da yarışmacı bir takım olmayı hedefliyoruz. bunun da tek yolu sürdürülebilir başarı sağlamaktan, yani yatırım yapmaktan geçiyor. geliriniz yoksa yatırımı nasıl yaparsınız?

    yönetilebildiği sürece borçtan korkmanın anlamı yok. mevcut galatasaray yönetimine de şahsen bu konuda itimadım yüksek. ha; oldu ki, bu borçlanma çok büyük sıkıntılara mal oldu. muslera, melo, sneijder gibi oyuncuları olabildiğince iyi fiyata satar, yerine düşük maliyetli genç oyuncular alırız. onlar pişene kadar onlarla üzülür, onlarla seviniriz. kendi adıma her iki ihtimalden de endişe duymuyorum.
  • 27
    kulübün bugün ki açıklamasından anladığım kadarıyla mali durumumuz kötü ancak fenerbahçe'nin durumu bizden de kötü. örneğin özkaynaklarımız, mal varlıklarımız rakiplerimizin kat kat üstünde ancak bizi bu kadar sıkıştıran kısa vadede ödenmesi gereken borçlar. bunun içinde sağlam sponsor gelirleri, şampiyonlar ligi gelirlerine ihtiyacımız var. 4-5 yıl sonra bugün ne kadar dikkatli davranırsak o kadar rahat edecek kulüp. ayrıca bu açıklamada geçen yıla göre çok daha iyi bir gelirle sponsorluk anlaşması imzalayacağımız belirtiliyor. teoride gelirleri arttırma, giderleri azaltma düşüncesi mantıklı fikirlerle açıklanmış umarım uygulayabiliriz.

    mali durumlar hakkındaki kulübün paylaştığı belge; http://cdn.galatasaray.org/...sportif/08092014.pdf
  • 29
    gittikçe fenerleşiyor muyuz ne allah korusun. tencere dibin kara seninki benden kara tarzı bizim tarzımız değil olmamalı. fenerinki bizden kötüyse iyi tamam bizim problemleri unutabiliriz. hayır abicim tam tersine ünal aysal yönetimi en fazla gelire sahip yönetim. bu parayı nasıl kullandıklarının da hesabını vermeliler. taraftar olarak bunu beklemek en doğal hakkımız.
  • 30
    trabzonspor burak yılmaz ve engin baytar transferlerinden 1 milyon euro kdv alacağı olduğu gerekçesiyle dava açmış.

    drogba'nın davası da halen devam etmekte ayrıca bir de hajrovic'in davası sürüyor.

    şirket hisselerine yatırım yapan yatırımcılar tarafından farklı tarihli yönetim kurulu kararlarının ve hasılat paylaşım mutabakatı, hasılat paylaşım sözleşmesi, koltuk devri, pazarlama gelir devrine dair tüm sözleşmeler ve ilgili tüm işlemlerin iptaline yönelik davaları var.

    istanbul vergi dairesi başkanlığı’nca 54.340.834,41 tl tutarında vergi aslı ve 69.247.963,90 tl tutarında vergi ziyaı cezası olmak üzere toplam 123.588.798,31 tl tutarındaki ceza için uzlaşma süreci devam etmekte.

    karşı yakada ise devam eden hiçbir dava olmaması ayrıca ilginç, fb'li avukatlar derneği, medya vs. ile galatasaray yatırımcısını yönlendirirken, kendi şaibeli hareketleri ve borsa manipülasyonlarına karşı devam eden hiçbir dava yok. biz de gs'li avukatlar derneği mi kursak?
  • 31
    genel hatlarıyla özetlemek gerekirse mali durumun düzeltilmesi ile alakalı basın tarafından önümüze atılan 5-6 madde bulunuyor. türk spor basınına benim de buradaki sözlükçülerin çoğu kadar zerre inancım yok fakat içeriden de bilgi aktarıldığını çoğumuz biliyoruz maalesef. mali durumla ilgili konuşunca bazıları yabancı oyuncularımızın satılmasını, bazıları ise riva arazisinin gözden çıkarılması gerektiğini söylüyor. çözümlerle ilgili her kafadan farklı bir ses çıkması gayet normal bir durum olacağı için, an itibariyle şu fotoğraftaki mali durumla ilgili çözümleri ele almak gerektiğini düşündüm: http://fotocdncube.fanatik.com.tr/.../fft104mm3260962.jpg

    1.madde, türk spor basını tarafından sürekli gözümüzün içine sokulmaya çalışılan durum. yalnız yönetimin de bu konuda göz kırptığı söyleniyor. sneijder'in menajerinin de zırt pırt açıklama yapması bu konunun zeminini oluşturmak için. wesley "çok mutluyum" diye bağırdıkça, bizim türk spor basını "sneijder'i şu istedi", "sneijder fener'e gidiyor" gibi iddialarla başlık atıyor. muslera için de durum aynı. şu anki mali durumda gazetelerin ve bazı galatasaraylıların en gözde opsiyonu kendilerini satmak olarak gözüküyor. fakat bana göre olup olabilecek durum sadece günü kurtarmak olur. fernando muslera, felipe melo, wesley sneijder gibi sağlam bir omurgayı bozarsanız, bu takım bir daha işlev göremez hale gelir. hatırlayın kulüp ve milli takım düzeyinde başarılı olduğumuz zamanları: claudio andre mergen taffarel - bülent korkmaz - gheorghe hagi - hakan şükür. milli takımda rüştü reçber- alpay özalan - tugay kerimoğlu(veya sergen yalçın) - hakan şükür. her iki takımda da yazdığım 4 oyuncudan 3'ü bulunduğu zaman başarılı oluyorduk. elimizdeki kadroda da omurga için gereken 4 oyuncudan 3'ü mevcut. birini maalesef sakatlık, teknik ekip planlaması, yaş artık ne derseniz deyin kaybettik (bkz: johan elmander). ama daha da omurgayı bozmaya çalışmak bile bile tekerlekli sandalyeye mahkum olmak için uğraşmak anlamına gelir. yani benim için wesley'in, felipe'nin ve nando'nun satılması teklif dahi edilemez. tabi yönetimin geliş amacı sadece bu futbolcuları satıp, taraftarların bütün kinini, hırsını, sinirini ve dikkatlerini üzerine çekip sonra ortadan kaybolmaksa onu bilemem. bekleyip göreceğiz.

    2.madde, o kontratları daha yeni imzaladılar ve çok sevdikleri abdürrahim abileri bile şu anda o kontratlarda var olan meblağları azaltamaz. adamlar enayi mi ? felaket oynuyorlar ama 2019'a kadar süper paralar kazanacaklar. bir kendimizi onların yerine koyup duygusal olmadan, profesyonelce düşünelim, yapar mıyız böyle bir şeyi? hem de bu durum garanti. neden aldıkları maaşı kessin bu adamlar? olsa olsa kendileri farklı kulüplere satılabilir ama şu yabancı kuralı da varken, kendilerinin satılması zor. yabancı kuralı değişirse belki bir ihtimal maaş da değişiklik yapılabilir fakat tekrar ediyorum, çok zor.

    3.madde, personelin çıkartılması ile galatasaray'ın mali durumu düzelemez. bu çok kesin. değil %60, var olan personelin istersen %99'unu çıkar. ekonomik durumu düzeltmek bu şekilde olmaz. çaycıyı kovup, "bundan sonra herkes kendi çayını kendi demlesin", "şeker kullanmak da yasak" diye kurallar mı getireceksin? http://img-cdn.ntvspor.net/...zetesi_022_06GPW.jpg
    gereksiz kullanılan ampulleri söndürerek, cuzi bir miktarda aydınlıkla çalışılabilir ama tüm elektriği kesip mumla çalışmanın ne kadar zor olduğunu herkes bilir. temizlikçisiymiş, çaycısıymış, aşçısıymış vs. bu gibi personeli uzaklaştırmak 1.maddede dediğim gibi anca günü kurtarır ama büyük fotoğrafı önümüze getirdiğimiz zaman mali bir düzelme sağlamaz.

    4.madde, bu kulübün en çok harcama yaptığı alan, futbol ve onunla beraber gelen takımın ulaşımı, konaklaması vb. giderleri. ulaşım ve konaklama gibi giderlere bir şey yapılamaz tabiki fakat futbol takımında 24-25 kişi olacağı yerde 41 oyuncu olması tam bir komedi. yıldız oyuncularını satacağın yerde bu 41 kişilik kadroyu 25 kişiye çekerek mali durumu kökten rahatlatabilirsin. eğer bazıları genç oyuncular gelecek için var deniyorsa, mali durum bu durumdayken en az iki senelik maaşlarının da kiralayan kulüplerin ödeyeceği bir şekilde gönderirsin. ödeme bu şekilde olmuyorsa bile gönderirsin. neden? hem futbolcu senin antrenman sahalarında aylak aylak gezmez hem de gelişim gösterir. umut gündoğan'lar, furkan özçal'lar şu anda boşu boşuna para alıyorlar. ne sana bir yararları oluyor ne de kendilerine. haydi aydın yılmaz vb.lerini gönderemezsin, neden? çünkü şampiyonlar ligi kulüpten yetişmiş 8 futbolcu istiyor ki o durumda da ilk 11 veya 18'inde bulundurabileceğin kötünün iyisi 3 futbolcun bulunuyor; semih kaya, sabri sarıoğlu, emre çolak. bu durum anlaşılabilir de "hiç kullanmayacaksan sinan gümüş'ü neden aldın?" diye sorar sana taraftar. gelecek adına yapıldıysa bu transferler, erdal keser gibi almanya'da topçu arayan arkadaşları kulüpten gönderme o zaman da u15 kategorisinden çocuklar bulsun sana hem kulüpte yetişsin şampiyonlar ligi için hem de maaşlarını az tutabilirsin. ayrıca kulüp nasıl olsa battı batacağı kadar deyip yasin öztekin, goran pandev vb. de alınmamalıydı. kimler paraları cukkaladı o transferlerden çok merak ediyorum. neyse konu çok dağıldı kadrodaki futbolcu sayısının azaltılması elzem şekilde önemli olan bir durum.

    5.madde, amatör branşlara sponsor işi bu ülkede hiç tutmadı maalesef ki amatör branş dediğimiz, atletizm, binicilik, judo, briç, satranç ise belki atletizm ve binicilik dallarına sponsor bulunabilir fakat diğerleri çok zor. amatör branşlar diye futbol dışı tüm branşlar için söyleniyorsa basketbol ve voleybolda bildiğim kadarıyla sponsorlarımız mevcut. su sporları konusunda ise bilgili değilim. fakat bu branşlardaki mali yükün bile sponsorlar tarafından karşılanabileceğini sanmıyorum. basketbol şubesi kendisini döndürebilir mi? çok zor ki döndürülemediği için onlarda da bir küçülmeye gitmek zorunda kaldık. geçmişte olduğu gibi futboldan gelen para diğer branşlara aktarılıyor ve aktarılmaya devam edecek gibi gözüküyor. açıkcası briç ve satranç'a nasıl bir harcama yapıyoruz onu da merak ediyorum.

    6.madde, bir ülkedeki ekonomik durumu özetleyen olay. işçinin, memurun, anamızın, babamızın "a" bankasına borcu vardır, "b" bankasından para çeker, a'nın borcunu öder, sonra b'ye borcu oluşur, bu sefer "c" bankasından para çeker, tabi bu sırada ailesine bakıyor, ev harcamaları, çocuklar için harcamalar, sağlık, eğitim, faturalar vs derken "d" bankasından da kredi çekilir, ama c'ye de borç vardı bu sefer a'dan kredi çekilip c ile d'nin asgarisi ödenir vs. derken iş inanılmaz boyutlara varır ve arapsaçına döner. kulüp düzeyinde de maalesef bu durumdayız. bir yerin borcunu başka bir yere borç yaparak ödüyoruz. ülkede ekonomik yapılanmanın ne kadar rezalet olduğu ortada. yöneticiler de kendi firmaları gibi bakmıyorlar duruma daha çok kulüp üzerinden para cukkalamaya çalışan tipler var gibi gözüküyor. yoksa kulüp gösterdiği başarılar sonucunda bu duruma gelmez, gelemez.

    bir de şu durum var, senelerdir futbolda taktiksel anlamda "fc barcelona'yı mı örnek alalım?", "borussia dortmund'u mu yoksaporto'yu mu örnek alsak?" gibi sorular soruldu ki halen bunun kararı verilmiş değil ki malum sahadaki oyun ortada. fakat 1996'dan beri borcu çıkan ve her sene de bu borcun üzerine eklenen müthiş borçların çözümü ile ilgili yönetimsel bir örnek almazsak önümüzdeki yıllar içerisinde maalesef bu kulüp batma noktasına gelir. sadece galatasaray'ımız için de bu böyle değil diğer türk kulüpleri de bu olaydan müzdarip olabilir. ayrıca herkesin hayalini kurduğu, bizim tüzüğümüz bakımından böyle bir şey olamaz ama tek adamlık olayı var ki roman abramovic'ten sonra chelsea fc, arap milyarderlerden sonra manchester city, paris saint germain gibi kulüpler ne olacak pek merak ediyorum. illa örnek alacaksak yönetim anlamında bayern münih'i örnek almalıyız, sadece biz de değil tüm kulüplerimiz.
  • 32
    1-)selçuk,hamit,burak efendilerin indirime gitmesi istenecek, sözleşme uzatması durumunda aynı istek sneijder'e de iletilecek.

    2-)a takımdaki futbolcu sayısı 24-25e çekilip gereksiz, katkı vermeyen kim varsa gözünün yaşına bakmadan yollanacak.

    3-)transferler yapılırken ince elenip sık dokunacak, başarıya götürebilecek isimler getirilicek.

    bunlar yapıldığı takdirde kulüp düzlüğe çıkar. gayrimenkullerimizle, taraftarımızla maddi açıdan da yüzümüz güler. aslında yapılacak şeyler çok da zor değil.
  • 33
    şimdi futbol takımında 41 oyuncu var.
    bunların hepsi sözleşmeli topçular.
    yani normal şartlarda şu an sözleşmesini feshetsen sözleşme sonuna kadar alacağı ne varsa vermek durumundasın.
    bu durumda bu gereksiz futbolcuları gönderip maddi külfetten kurtulmanın yolunu anlamadım.
    adamların kapı gibi sözleşmesi var. karşılıklı bir meblagda anlaşıp feshedemezsen zaten butun alacagını vermek zorundasın.
    sözleşmeli bu futbolcular. yani bu futbolcuları bir yerlere gidip sözleşme imzalamaya ikna edemediğin sürece o paraları verirsin.
    atıyorum yigit bu klüpte 2 senelik kontratı varsa ve yıllıgı 500bin dolar ise sen bunu feshettiğin zaman o 1 milyon doları her türlü ödeyeceksin.
    şimdi yigit'e dunyada hiçbir klüp senelik 500bin dolarlık kontrat yapmayacagına göre yigit 100bin lik kontratları haliyle kabul etmeyecektir.
    kısacası 41 oyuncuyla sözleşme imzalarken düşünecektiniz bunları. şimdi bu külfetten öyle bir anda kurtulmanın imkanı yok.
    ya bu futbolcuların kafasına silah dayayıp az tazminatla ya da tazminatsız ayrılmalarını saglayacaksın. ya da bir yerlere kiraya verip maaşını böldüreceksin onu da yapamıyorsan kirada parlamasını bekleyeceksin. ilk söylediğimin yapılması durumu sizin içinize siniyorsa ben sizin galatasaraylılığınızı sorgularım arkadaş.
    öyle kolay mı sözleşmeli futbolcudan kurtulmak. ayrıca etik mi ? yapmasaydın sözleşme kardeşim.
    bu sözleri italya'da söyleseniz sendika ayaklanır yahu. ne demek gereksizlerden kurtulacakmışız da mali olarak rahatlayacakmışız. rahatlayamazsın kardeşim. tek tek bu oyuncularla konuşup başka klüplere gitmeleri için ikna etmen lazım. adam dese ki ben burada duracagım kardeşim kapı gibi sözleşmem var. hiçbir şey yapamazsın!
    benim görüşüm şudur ki bu sözleşmeleri imzalayan yönetim kimse açıktan bu cocukların paralarını versin o zaman bu cocuklar sözleşmelerini fesheder. hadi hodri meydan. galatasaraylılık bunu gerektirir sayın ensesi kalınlar.
    aziz yıldırım'a bir sürü laf edersiniz ama aziz yıldırım ve yandaşları gerekirse cebinden öder çözer bu işleri.
    bir çözüm önerisi de şudur;

    misal yigit'in 2 senelik toplamda 1 milyon dolarlık sözleşmesi / alacagı mı var.
    onu ikna edip ödemeyi atıyorum 5 seneye yayıp 1.2 milyon dolar vereceksin ve kontratını feshetmesini saglayacaksın. sen de uzun vadede yavas yavas odeyeceksin.

    yani öyle o topcuları maddi külfet yaşamadan göndermek imkansız. ayrıca etik de değil.
  • 34
    medya ve rakiplere göre hatta muhalif galatasaray'lılara göre bizim külübün mali durumu bitmiş,batmış,ölmüş ağlayanı yok.

    bunun sorumlusu ünal aysalmış, sanki adnan polat döneminde her gün pastırma yiyorduk yada daha önce ki dönemler çok iyidik.

    evet hepsi sorumludur, tüm yönetim kurulları, başkanlar hunharca paralar harcayanlar yöneticilerdir, cefasını çeken külúptür, taraftardır.

    futbol'da tabi ki yabancı kuraları yüzünden yerli oyunculara verilen paralar var, yani avrupa'da senede 500 bin euro kazanamayacak olan futbolcu bizim takımda 3 katı parayı alıyor hemde garanti para olarak bunun yanında maç başı para, bonus ve kdv'yi saymıyorum.

    türkiye sistemi genel olarak adaletsiz, bunun spor'da olmasıda gayet normaldir !

    3 çocuk istiyoruz, babamız affedersiniz eşek gibi çalıssın ve asgarı üçret alsın ve ya kredi kartı borçları, kartı verirken para tatlı geliyor ama sonra ödeyemeyince problem doğuyor.

    aylık maaşı 1000 lira olup, cebinde 2000 lira telefonla gezen ülkenin mali durumudur bu.

    genel olarak medya galatasaray üzerinden daha çok reyting sağladığı için böyle tablo yaratmaları gayet normaldir, 3-4 senedir fenerbahçe'nin avrupa'dan geliri olmamasına rağmen mali problemlerini yazmaz ve ya diğer takımların sorunlarını.

    17 aralık 2013'te avro 2 küsür liradan 3 liraya firlamadı mı, bunu konuşmazlar.
  • 35
    ünal aysal geldikten sonraki başarı sürecinde herkes kupalara, şampiyonluklara sevinirken (buna ben de dahil) ben işin hep mali durumuna bakardım. şampiyonluklardan gelen paylar, şl ligine katılım primi, gsstore'un ciro rekoru kırması, taraftarın kombinelere olan yoğun ilgisi vs. bunların hep bu borç yükünden kurtaracağını sanmıştım. ancak satılan hisse senetleri de dahil oradan korkunç bi gelir olmuştu hiçbir faydası dokunmamış yada dokundurulmamış! bu demek oluyor ki bu borçların sportif başarıyla erimesi mümkün değil.
  • 37
    sürekli medyada galatasayın mali durumu içler acısı iken, fenerbahçenin kalburüstü bir parası olduğu izlenimi yaratılır. yıllardan beri hiç değişmedi ve değişmeyecekte. ünal aysalın başkan olmayacağını açıkladığı trt'deki porogramda verdiği veriler ile aynı verileri yavuz semerci yazmış.* tablolara bakıldığında kimin ne halde olduğunu anlamak çok zor olmasa gerek. medyadaki fenerbahçe tetikçileri sayesinde fenerin pembe tablosu hiç de öyle pembe değildir. biz mali açıdan avrupaya gidemezsek eğer, fenerbahçe hiç gidemez. ondandır gelir arayışları ve kendi kurduğu havuz sistemini değiştirmek istemesi.

    http://www.sporekonomi.com/...-yldrmn-restini.html
  • 38
    çok da parlak olmayan durum. 2015 yılı için detaylı bir çalışma yaptım renktaşlar için. şu aralar boşum yardımı dokunur diye düşünüyorum. yalnız futbolcuların hepsinin sözleşme bedellerini bulamadım, öyle bir kaynak varsa paylaşan olursa 10 numara olur. veriler tamamiyle 2014-2015 yılı 9 aylık bağımsız denetim raporu kullanarak yani ifrs hesaplamaları ile çıkardım.

    şimdi bakıyoruz 9 aylık futbolcu bonservisleri toplamı tutarı 158m, bu bakiye 1 yıllık 2013-14 yılı için 172m. ama bu yarın satsak bu kadar kazanırız demek değil. büyük ihtimalle değerleme firmaları tarafından belirlenmiş rakamlar bunlar, olcan atıyorum 10m euro ediyor olabilir ama satsanız 3m'a zor satarsınız.

    bankada duran mevduatımız 10m'dan 2015 yılında 900k'ya düşmüş ki bunun 9 aylık olduğu için son 3 ayda değişeceğini ve işletmenin tercihi olduğunu düşünüyorum.

    bankaya olan kısa vadeli kredi borçlarımız 13-14 yılının yıllık bakiyesine göre 35m tl kadar artmış. (2015:177m 2014:142m) uzun vadeli kredi borçlarımız da yerinde durmamış 74m'da o artmış. (2015:278m, 2014: 204m)

    ticari alacakların en büyüğü 9 aylık şampiyonlar ligi gelirlerinden geliyor tam 11m.

    ticari borçlarımızın 39m'u bugüne kadar yaptığımız oyuncu transflerlerine ödeyeceğimiz parayı gösteriyor. ticari borçların %50'si demek bu, bence yüksek. bu arada raporun bu kısmında doğan tv holding'den daha önce 15m dolarlık 2018'e kadar şampiyonlar ligi ve özel maç yayını için bir avans aldığımız fakat sözleşmenin iptal edildiği, iade etmemiz gereken bir 17m olduğunu hatırlatırım.

    devlete şubat 2015 itibariyle yaklaşık 12m vergi borcumuz bulunuyor.

    1 yıl içinde loca, koltuk, kombine, isim hakkı, reklam, sponsorluktan, tff'den alacağımız gelirler 65m. 1 yıldan uzun vadeli gelirimiz de 63m tl.

    bu arada raporda kader keita'nın davasının yeni bittiğini ve lyon'a 1m euro bir para ödendiği göze çarpıyor. aynı zamanda prandelli'nin açtığı 4.5 m euroluk bir başka dava var ki bu davayı da büyük ihtimalle kaybedeceğiz. ( chassit uyardı sağolsun, davada uzlaşmaya gidilmiş, 2.990 m euro ödenmiş.)

    galatasaray 2015-16 sezonu için teknik kadro ve futbolculara toplam 147.5m tl gibi bir para ödeyecek ki bu bir rekor. geçmiş yıl tablosuna oranla 20m artış var ki bu şu demek, demek ki birilerinin sözleşmelerinde iyileştirme yapmışız.

    asıl galatasaray'ın gelirlerine bakarsak ise 56m yayın hakkı gelirinin (ki bır kısmı şampiyonlar ligi diye tahmin ediyorum) hemen ardından 50m tl uefa şampiyonlar ligi geliri geliyor. toplam gelirimiz 241m tl ve bunun ortalama bir tahminle %30'u şampiyonlar ligi, düşünün işin önemini. bir önceki yıla göre de 7m kadar düşmüş, tur atlamamız ya da maç kazanmamız bizim için ne kadar hayati bir önem taşıyor sanırım bu karşılaştırma bunu gösteriyor.

    9 ayda sporcu ve teknik heyete 173m kadar bir ödeme yapmışız, yıllık bu 190m'u bulur diye düşünüyorum. yaklaşık kurdan da 4.5m kadar bir zarar yiyor galatasaray.

    sonuç olarak belki de en önemli kısmı galatasaray'ın 9 ayda 117m tl kadar zarar etmesi. tabi ki galatasaray bir kar amacı güden şirket değildir fakat iyi yönetilemediği de bir gerçek. ayrıca bu rakamlar gösteriyor ki biz ne yapıp edip şampiyonlar ligine katılmak zorundayız, en kötü sezonumuzda bile 50m gibi bir gelir elde ediyoruz. bu yüzden transferlerin de bu yönde olması gerekiyor.

    biliyorsunuz ki yönetim kimi emekçi insanları maaşları yük oluyor diye işten kovdu, fakat işin tutarsızlığı buradan başlıyor; tamamiyle çöp futbolcular olan aydın, tarık, veysel, sabri, eray'a toplamda 10m euro vermekte bir sıkıntı görmedi. sabri'nin sözleşmesi arttırılarak uzatıldı.

    takım mali açıdan yönetilemiyor bu bir gerçek, transfer politikası yok ya da rezalet bu da bir gerçek. scout sistemi zaten bence hiç olmadı. bu sene fener bizden çok daha iyi transferler yapıyor eğer nani vs. transferi de gerçekleşirse seneye bizim için hayati önem taşıyan şampiyonlar ligini unutun derim ki bu bizim için felaket olur.
  • 39
    boşu boşuna gelin güvey oluyoruz. ibrahimovic, alex song ya da diğerleri. ffp sebebiyle 1 milyon euro bile harcayacak hali yok bu takımın. normal şartlarda ffp sebebiyle ceza almamız gerekiyor. ancak bizimkiler transferde şu anda sattığımız ve aldığımız oyuncular sebebiyle karda olduğumuzdan bunu iyi niyet göstergesi olarak uefa' ya sunacaklar ve iyi niyetten yırtmaya çalışacaklar. bu sebeple medel bile hayal bence. melo' nun üstüne 3 milyon euro verecek durum yok. yanlış anlaşılmasın para var da kar zarar dengesinde sıkıntı olduğundan alınacağını pek zannetmiyorum. muhtemelen bizimkiler melo ile kafa kafaya takas ya da 1 milyon euro falan vermişlerdir üstüne. şu şartlarda oyuncu satmadan kimseyi alabilecek durumumuz yok. bonservis ödeyecek lüksümüz yok. ya takas, ya da bonservissiz az maliyetli oyunculara yönelmemizin sebebi bu olsa gerek.
  • 40
    galatasaray'ın finansal ve mali gücünü ortaya koyan durumdur genelde pek iyi olmaz.

    son olarak 31.05 tarihli tablolara ulaştım. şu an mesaideyim çok yazamayacağım. akşama biraz uzun bir entry olacak. geçen yılla ve daha önce yazdığım dönem olan 28.02 ile karşılaştırmalı bir şekilde paylaşacağım.

    öğle arasının verdiği zamanda ancak şunu paylaşabilirim. durumda olumlu bir ilerleme var uzun zaman sonra heyecanlandım diyebilirim.

    -132 milyon lira olan sermayemiz -103 milyon seviyesine gelmiş. gelir tablosunda zararda geçen yıla göre azalma var. hatta finansal giderler öncesi tabloda zarar sadece 18 milyon tl ancak finansman giderleri için 76 milyon tl harcayınca toplam zarar 87 milyon tl seviyesine gelmiştir. yaz dönemi transfer yapılmamasının faydasını ağustos tablolarında daha net görürüz ancak o da ekimde ulaşılır olur. ancak bu şekilde ilerlenirse uefa'dan ceza gelmez en azından bu konuda size bişey söyleyebilirim.

    finansman gideri için nakit akış tablosu düzenlenmeli başkanın olağan toplantıda kasamızda 14 milyon euro var lafı önemli bu bizim için önemli ancak şöyle de bir sıkıntı var. kısa vadeli borçlar 527 milyon tl yani 1 yıl içinde ödenmesi gereken borçlar 527 milyon tl. bu şu demek geçen yıl 400 milyon tllik bir ödeme (sporcu giderleri) yapılmış bu yıl da benzer rakamlar olacağını düşünürsek bu 400 milyon tl ödenecek bir de 527 milyon tl ödenecek yaklaşık 900 milyon tl demek bu pek sanmıyorum böyle bişey olsun yine ciddi finansman giderleri bizi bekliyor. bunun için sürekli riva pilav gibi önümüze geliyor bu ödeme zorluklarından dolayı benim aklımdaki proje riva değil florya ama onlar pek düşünmüyorlar onu.

    galatasaray'ın sıkıntısı kısa vadeli nakit sıkıntısı varlık problemi yok. ancak onu aşmanın önemli bir yolu bu 4. yıldızdı onu hiç kullanamadık neyse akşama çok daha ayrıntılı bir şekilde kafanızda soru işareti bırakmamaya çalışacağım soruları ve görüşleri olan varsa bu konu ile alakalı alayım. akşama üzerinde çok daha fazlaca durabilirim.

    edit: 28.02 dönemi çin entry linki

    (bkz: galatasaray sportif a.ş./#1768524)
  • 41
    2015-2016 sezonuna girmeden önce yapılan hamleler göz önüne alındığında "düzelmiş olması gereken..."
    yani en azından düzelme belirtileri gösteriyor olması gerekiyor.

    bu sene yapılan hamlelerle birlikte galatasaray'ın finansal durumuna ilişkin özeti gözler önüne sermek istiyorum:

    - galatasaray'ın 2015 mayıs itibariyle açıklanan konsolide borç alacak farkı 871 milyon tl, galatasaray ünal aysal döneminde dövize endeksli borçlarını hedge ederek türk lirasına çevirdi, bu nedenle döviz kuru artışından çok az etkilendiğini

    farzediyoruz, böylece tahmini borcumuzun euro karşılığı 263 milyon euro,

    - galatasaray'ın 2015 sezon sonu itibariyle futbol şubesine, sporculara ve teknik heyete herhangi bir borcu bulunmuyor, cüzi miktarda bir rakam basketbol şubesi sporcu ve teknik heyete ödenecek, bu rakamın da 4-5 milyon tl'ye tekabül ettiği

    varsayılıyor, galatasaray'ın kasasında 2015 mayıs itibariyle 14,5 milyon euro gibi bir para mevcut idi, bu para harcanmadı sanırım, en kötü ihtimal basketbol için harcanmış olmalı, florya'ya da bir miktar masraf yapıldığını biliyoruz,

    - gelelim tasarruf kalemine, galatasaray, mevcut kadrosuna yer alan 43 adet lisanslı sporcusundan bir kısmını bonservisiyle, bir kısmını da kiralamak suretiyle takımdan gönderdi, gönderdiği bazı isimlerin yıllık ücretlerini karşılamaya devam edecek,

    dilerseniz bu kalemleri tek tek inceleyelim:

    /// giden oyuncular:
    ----* felipe melo - fc inter - 3,3 milyon euro yıllık sabit ücret - 3,75 milyon euro bonservis + 1,75 milyon euro bonus
    ----* nordin amrabat - malaga - 1,1 milyon euro yıllık sabit ücret - 3,5 milyon euro bonservis
    ----* armindo bruma - real sociedad - 1 milyon euro yıllık sabir ücret - 1,9 milyon euro kiralama ücreti + 8 milyon euro satın alma opsiyonu
    ----* alex telles - fc inter - 650 bin euro yıllık sabit ücret - 1,3 milyon euro kiralama ücreti - 8,5 milyon euro satın alma opsiyonu
    ----* furkan özçal - kayserispor - 700 bin euro yıllık sabit ücret - 500 bin euro kiralama ücreti
    ----* blerim dzemaili - fc genoa - 2,1 milyon euro yıllık sabit ücret - kira ücreti yok - 1,3 milyon euro galatasaray tarafından ödenecek
    ----* lucas ontivero - olimpija ljubjana - kira ücreti yok - 350 bin euro galatasaray tarafından ödenecek
    ----* yekta kurtuluş - sivasspor - kira ücreti yok - 500 bin euro yıllık ücret
    ----* sercan yıldırım - bursaspor - kira ücreti yok - 700 bin euro yıllık ücret
    ----* umut gündoğan - şanlıurfaspor - kira ücreti yok - 200 bin euro yıllık ücret
    ----* dany neunkeu - serbest - bonservissiz - 700 bin euro yıllık ücret - (tazminat olarak ödenmiş olabileceği konuşuluyor)
    ----* goran pandev - genoa - bonservissiz - 2,4 milyon euro yıllık ücret
    ----* aydın yılmaz - serbest - bonservissiz - 750 bin euro yıllık ücret
    ----* gökhan zan - serbest - bonservissiz - 700 bin euro yıllık ücret

    peşin transfer geliri: 11 milyon euro
    potansiyel - gelecekte mahsup edilecek transfer geliri: 18,25 milyon euro
    tasarruf edilen yıllık sabit ücret tutarı: 15 milyon euro

    /// gelen oyuncular:
    ----* lukas podolski - arsenal - 2,5 milyon euro bonservis - 3 milyon euro yıllık sabit ücret
    ----* lionel carole - fc troyes - 1,5 milyon euro bonservis - 600 bin euro yıllık sabit ücret
    ----* cenk gönen - beşiktaş jk - 600 bin euro bonservis - 500 bin euro yıllık sabit ücret
    ----* jason denayer - manchester city - 440 bin euro kiralama ücreti - 220 bin euro imaj hakkı - 550 bin euro yıllık sabit ücret
    ----* jose rodriguez - real madrid castilla - bonservissiz - 825 bin euro yıllık sabit ücret
    ----* bilal kısa - akhisar belediyespor - bonservissiz - 820 bin euro yıllık sabit ücret
    ----* sabri sarıoğlu - sözleşme yenileme - 1,6 milyon euro yıllık sabit ücret / artış 600 bin euro
    (u: henüz resmiyete dönmediği için kevin grosskreutz transferi değerlendirmeye tabi tutulmamıştır)

    ödenen peşin transfer gideri: 5,2 milyon euro
    yıllık sabit ücret ödemesi yükümlülük toplamı: 7 milyon euro

    konsolide transfer sezonu özeti*
    - 5,8 milyon euro bonservis karı + 18,25 gelecekte kazanılması muhtemel transfer geliri
    - 8 milyon euro yıllık sabit ücret ve yükümlülük tasarrufu

    - operasyonel gelirleri analiz edecek olursak:

    ----* 2015-2016 sezonu toplam kombine satış rakamı: 32456 adet... elde edilen tahmini minimum kombine gelir tutarı * 86 milyon tl, euro karşılığı günümüz kuruyla 26

    milyon euro...
    ----* galatasaray store satışları 2014-2015 sezonu sonu şampiyonluk satışları ve 2015-2016 sezon öncesi yeni ürün satış adedi yaklaşık sayı 500.000 adet forma satışı... forma satışından elde edilen gelir (u: tahmini rakam 140 lira değerindeki

    formadan 60 tl kulübe kaldığı farzedilerek hesaplanmıştır) 30 milyon tl, günümüz kuruyla euro karşılığı 9 milyon euro

    - organizasyonel gelirler ve katılım payları:

    ----* 2014-2015 yılı türkiye futbol federasyonu gelirleri: 15,5 milyon tl katılım payı + 29,9 milyon tl performans payı + 15 milyon tl şampiyonluk ikramiyesi + geçmiş 20 şampiyonluk için 29 milyon tl= 90 milyon tl = yaklaşık 30 milyon euro
    ----* 2015-2016 yılı uefa şampiyonlar ligi gelirleri: 12 milyon euro ayak bastı parası + 8 milyon euro yayın geliri + 6,5 milyon euro ülke tanıtım payı = 26,5 milyon euro

    finansal özet:

    toplam gelirler
    ----* +15-30 milyon euro transfer karı - tasarrufu kalemi
    ----* +35 milyon euro operasyonel gelirler kalemi
    ----* +56,5 milyon euro organizasyonel gelirler ve katılım payları kalemi

    galatasaray'ın 2015-2015 sezonu öncesinde gelir / tasarruf / kar kalemi toplam: 105-120 milyon euro

    özetin özeti:

    galatasaray'ın bu sene gelir ve tasarruflarını * hesaba kattığımızda 105-120 milyon euro gibi bir finansal artıda olduğunu görüyoruz.
    burada hesaplanmayan tek gider kalemi, futbolculara bu yıl ödenecek toplam sabit ücret ve yükümlülükler.
    galatasaray'ın bu seneki kadrosunun toplam yükümlülük tutarı: 102 milyon tl - yaklaşık 31 milyon euro...

    tüm bu kalemler ele alındığında sadece bu sene finansal tablomuzda oluşması gereken iyileşme tutarı : 105-31 = 74 milyon euro
    galatasaray'ın mevcut borç - alacak tutarı: 263 milyon euro
    düzelme sonrası beklenen borç - alacak farkı: 263 - 74 = 189 milyon euro *

    araştırmacının notu: arkadaşlar, bu sene transfer döneminde kanser olduk, çileden çıktık, ne yapıyor bu adamlar dedik... içimizde bir taraf kendisini teselli ederek dedi ki "bu adamlar belki de mali durumu düzeltme amacıyla böyle bir yol izliyorlar"...

    diyelim ki öyle... buyurun, ben rakamları verdim. buraya ekleyebileceğiniz tek eksi rakam olabilir, o da faiz gideri, yıllık yaklaşık 20 milyon tl yani 7,5 milyon euro gibi bir rakamı da faiz için son rakama ekleyebilirsiniz, her halikarda eğer sene sonu

    konsolide borç alacak farkı 196,5 milyon euro civarına çıkabiliyor. yani 200 milyon euro'nun altında... buraya sene içinde elde edilecek gelirler, bilet gelirleri, forma satış gelirleri, şampiyonlar ligi puanlarından gelecek gelirler eklenmedi.

    yani diyeceğim şudur, eğer sene sonunda galatasaray bütçe ve mali durum için bir mali kongre yaptığında, borç-alacak farkı 200 milyon euro'nun altına inmezse işte o zaman hesap sormanın zamanı gelmiştir.
    muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda ve yukarıdaki gelir gider analizinde mevcuttur...

    saygılarımla.
  • 42
    sırtındaki gereksiz derecede pahalı sözleşmelerden kurtulduktan sonra düzelmeye başlayacaktır diye düşünüyorum.

    hamit altıntop, eray işcan, tarık çamdal, blerim dzmeaili, umut bulut, lucas ontivero, furkan özçal, umut gündoğan ve benzeri birçok isme para verirsen tabi çıkmaza girmen normal.

    ancak bu sözleşmelerden kurtulmayı bekleyip, altı ay sonra sözleşmesi bitecek adama da 2,5 milyon euro bonservis vermemek gerekiyor tabi.

    gelir olarak aslında pek de sıkıntımız yok, bizim sıkıntımız giderleri azaltamamamız. bu yüzden giderleri azaltabilene kadar geliri arttırma yoluna gitmemiz gerekiyor, dünden beri çok öneride bulunduk. ben de birkaç şey yazmıştım aslında.

    (bkz: #1900420)

    aslında her şey açık. galatasaray'ın malı deniz, yemeyen keriz kafasından kurtulursak bu kulüp güzel çok gün görür.
  • 43
    gayet anlaşılır şekilde ve sayısal verilere dayalı olarak yazacağım.

    bunu yaparken de birileri gibi hakaretler savurmayacağım. bir düzen tutturulmuş sözlükte. köhnemiş bu düzen yıkılmaya mecburdur. yıkılmalıdır. çok mesaj geliyor zaten bu konuda. zaman lazım sadece. herkesin hayalini kurduğu bir ortama kavuşacağımıza inanıyorum. eleştirirken bile saygı duymalısın, ha bazıları vardır ki boşver gitsin dersin, uğraşmazsın bile. onları geçiyorum direk. bazı veriler var ve ufak bir araştırma ile de bunlara ulaşılabilir.

    sayısal verilerden önce bu külübü nasıl yağmalamışlar birkaç örnek verelim:

    -sadece eski bir hukuk müdürünün yaptığı usulsüzlükle külüp 450 bin dolar para kaybediyor.

    -bağımsız denetim şirketlerinin incelemeleri sonucu çoğu transferde menajerlere verilen komisyonlarda anormallikler olduğu tespit ediliyor.

    -kulüp çalışanları sahte hastane evrakları göstererek kulüp kasasından 2 milyon tl'ye yakın para çırpıyor.

    -bazı kulüp elemanlarına avanslar veriliyor.

    -ribery'nin kaçmasına sebep olan bruno heidescheid ile eto'o transferi için anlaşılıyor ve yetkiler veriliyor. kulüp daha sonra bruno heidescheid'a kendileri ile çalışmayacaklarını iletince heidescheid, galatasaray'a 2.5 milyon euroluk tazminat davası açıyor. ünal aysal bu davayı uzlaşarak çözme adına gizlilik maddesi ile beraber bruno heidescheid'ı yıllık 120 bin euro maaşla işe alıyor. hiçbir iş yapmamasına rağmen de bu herife para veriliyor. ancak bir süre sonra ünal aysal:“2.5 milyon euro’luk sorunu bruno’yu işe alarak 120 bin euro’ya çözdük” deyince menajer, gizlilik anlaşmasını bozduğunu gerekçe göstererek g.saray’a 24 milyon euro’luk tazminat davası açıyor.

    2015 yılında sonuçlanan bu dava neticesinde ise galatasaray'ın menajer bruno'ya 600 bin euro ödemesi kararlaştırılır.

    yorum sizin...

    geçelim biraz daha istatistiki şeylere:

    2011 mayıs ve 2015 ekim arasında toplam borç olarak yaklaşık 100 milyon dolarlık bir fark oluşmuş negatif anlamda.

    gelirler ise oldukça artmış; örneğin 2011'de 130 milyon tl olan satış gelirleri 2013'te 322 milyon tl'ye çıkıyor. buna rağmen bu süreçte satıştan kar edilemiyor.

    mağaza satışları 2011'de 2.487.732 tl iken 2013'te 72.692.512 tl seviyesine çıkıyor.

    2011' e göre senelik yaklaşık 60 milyon tl uefa şampiyonlar ligi gelirleri var ek olarak. 2012-2013 , 2013-2014 ve 2014-2015 senelerinde 2011' e göre artı olarak 180 milyon tl ek gelir söz konusu.

    türkiye ligi yayın gelirleri 45 milyon tl'den 70 milyona çıkıyor.

    her şey çok güzel değil mi buraya kadar?

    2011 mayısında kısa vadeli borç 205.678.561 iken 2015'te bu sayı 400 milyona yaklaşıyor. ve asıl sıkıntıyı da burası çıkartıyor zaten. uzun vadeye yayılmış borçlar az iken kısa vadede inanılmaz bir borç ödemesi yapılmak zorunda. o dönemde de tak diye ffp kuralı dayatılıyor kulübe. galatasaray, ffp uyarısını aldıktan hemen sonra ara transferde 19 milyon euro'luk transfer yapıyor. yani yaklaşık 57 milyon tl. yetmiyor, daha sonraki dönemde prandelli ve ekibine tazminatlar ödeniyor.

    2011-2015 arası dönemde hisse satışından 165, sermaye artışından 115 milyon tl kulüp kasasına giriyor.

    sizi bilemiyorum ama ben bu kadar gelir varken zarar edilmesini anlayamıyorum. bir tuhaflık mı var yoksa ha?

    bülent tulun ve lütfü arıboğan gibi aysal'a danışmanlık yapan adamların maaşları kulüp kasasından çıktı. kardeşim istersen bin tane danışman tut kendine ama kendin karşıla be maliyetini.

    lütfü arıboğan resmi olarak 70 bin, masraflarla beraber aylık 110 bin tl ile ceo yapılıyor. yani yıllık 1 milyon 320 bin tl.

    bülent tulun'un da pek farkı yok. belirli bir görev veriliyor ve fatih terim ile tulun arasında problem çıkınca; tulun, kulüpte işe yaramayacak bomboş bölümlerin başına atanıp duruyor. tulun ise maaşını eksiksiz alıyor her ay. en son ise almanya'da boş işler müdürü yapılıyor kendileri.

    "yaklaşık üç yıldır kulübümüzde sportif koordinatör olarak görev yapan mehmet bülent tulun, 1 şubat 2014 tarihinden itibaren, almanya altyapı proje koordinatörü olarak almanya'da göreve başlayacaktır.''

    soygun var!!!

    2011'de 700 milyon tl olan borç; 2015'te ise 1 milyar 430 milyon tl oluyor.

    işin belki de en kötü yanı 2023 yılına kadar gelirler temlik edilmiş durumda...

    şimdi deniyor ki dursun özbek iş bilmez, dursun özbek bakkal mantığıyla yönetiyor falan.

    nakit lazım nakit. duygun yarsuvat görevi devraldığında gelir-gider farkı 75 milyon dolar idi. yarsuvat döneminde bu miktar 50 milyon dolarlara kadar çekildi. dursun özbek yönetiminde ise 10 ayda 25 milyon dolarlık bir + daha sağlandı ve bu fark 25 milyon dolar seviyesine indirildi.

    peki bu nasıl yapıldı?

    önemli futbolcu satışları yapıldı. yaz transfer döneminde uzun bir aradan sonra kar ettik. ara transferde de burak yılmaz'ı da katarsak kar ettik. asy otel projesi bitim aşamasında ve buranın yıllık geliri 6 milyon dolar falan olacak. yani yaklaşık 20 milyon tl diyelim.

    tek bilek tek yürek kampanyası ile şuanda 9 milyon tl gibi bir kar söz konusu. hemde 2 haftada. ve tahminimce bu miktar 1 yıl içerisinde 5 milyonu rahatlıkla bulacaktır. bu da demek oluyor ki 1 yılda bu kampanyanın 40-45 milyon tl geliri olacak. bugün baktığımızda galatasaray'a yıllık 40 milyon tl veren bir tane bile sponsor yok. yok efendim bakkalmış da bilmem ne...

    benim hatırladığım en son alp yalman döneminde kulüp kar etmişti. dursun özbek diyor ki mayıs ayında gelir-gider farkı 15 milyon doların altına inecek ve yıl sonunda da artı yazacak kulüp. şu verilere bakıldığında olası duruyor. ve ben kendi adıma dursun özbek'e teşekkür ediyorum çabası için.

    şimdi gelelim içimizdeki irlandalılara...

    ben diyorum ki varsın bu sene şampiyon olmayalım, yeter ki ekonomiyi toparlayalım.

    dursun özbek'i bakkal olarak itham edenlerse şunu söylüyor. ''gelir kazanmak için sportif başarı şarttır. aksi halde daha da batırırsın ekonomiyi.''

    tamam kardeşim bu şekilde düşünebilirsiniz de biraz da samimi olabilseniz keşke. çünkü bunları söyleyen aynı kişiler teknik direktör mevzusunda:

    ''gerekirse 5 yıl, 10 yıl şampiyon olmayalım, yeter ki yabancı bir hoca gelsin.'' diyorlar. ben de diyorum ki bu ne perhiz bu ne lahana turşusu...

    işin artık çivisi çıktı. herkes üfürüyor. objektif bakabilin biraz da yahu. yok gerizekalılıkmış bazı şeyler. ben kimseyi gerizekalı gibi sıfatlarla eleştirmem. üslubum bellidir. seviyem bellidir. sizlerin de seviyesi çok şükür ki bellidir.

    birilerine ''angut'' diyenlere ise söyleyecek sözüm çoktur lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye...
  • 44
    kimin ne yaptığı kayıtlı ve gök kubbe altında hiç bir şey gizli kalmaz kalmayacaktır. galatasaray'ı bu kadar gelire rağmen borç batağına sokanlar bunun vebalinden kurtulamaz.

    bir gün gelir herkesin yaptıkları burunlarından fitil fitil getirilir. inanmayanlar fava atıp beklesin. galatasaray'ı sağımlık inek olarak görenler bir gün yediklerini kusacaktır.

    herkese tavsiyem, kusmadan önce efendice gidip galatasaray'a iade etsinler. buna futbolcular ve menejerler de dahildir. hele başkanlık ve yönetim kurulu üyeliği yapmış olanlar hemen sıraya girsinler.

    unutulmasın ki son pişmanlık fayda vermez. mali konularda yarsuvat çok isabetli hareket etti. özbek'de sabri ve donk yanlışlarına rağmen güzel adımlar attı. ben aysal'dan da şu dönemde önemli katkı bekliyorum. artık tekbilek&tekyürek kampanyasına mı katılır, başka bir şey mi yapar bilmiyorum. kendisinden en az 10 m euro direkt katkı bekliyorum.

    sanatçılarımızın yaptığı yardım ve katkı, bütün iş adamlarımıza ve eski başkan ve yöneticilerimize örnek olmalı. taraftarlarınız da her şeye rağmen desteklerine devam etmeli. galatasaray ceza almamalı. galatasaray'ı kurtaralım sonra hırsızlardan hesap sorarız.
  • 45
    galatasaray'ın en büyük gideri, başına musallat olmuş yaşlı kenelerdir. hayır kardeşim 500 yıllık mekteb-i sultani'yi de rezil rüsva ediyorsunuz. geçenlerde sosyal medyada baya dalga malzemesi oldu bu lise olayı. şöyle bir başlık atmışlar galatasaray divan kurulu toplantısının üstüne: '' galatasaray genel kurulu ahiret tv'den canlı yayın yapıyor.''

    yazıktır yahu, tevfik fikret'lerin yetiştiği şu güzelim eğitim yuvasının, şu güzelim kültürün yağma edilmesini izlemek canımı acıtıyor. çok mu zor bazı şeyler? liseye ve galatasaray üniversitesine koy ''spor kulübü yöneticiliği'' diye bir bölüm. meb'den mi alırlar onayı, devletten mi bilemeyeceğim artık. yetiştirin kardeşim 10 sene boyunca bu adamları. senede 50 kişi mezun verseniz, 5 yılda 250 yönetici adayın olur. zaten bu adamlar mezun oldukları vakit bir 25 yaşlarında falan olurlar. bölümünü tamamlayanları da avrupa'ya 5 senelik eğitime yolla. bir gezsin görsün oraları, sistem nasıl çalışıyor, almanya'da veyahut ingiltere'de bu işin raconu nedir bir baksınlar.

    bu yolu tamamlayanlara yönetici olma hakkı tanınsın. başkanlık demiyorum ama yöneticilik diyorum. 8 sene yönetimlerde görev almış şahısların da başkanlık yolunu açsınlar.

    ee diyeceksiniz ki ''bu konunun mali durumla ne alakası var?'' , şöyle izah edeyim:

    galatasaray bayan basketbol takımı... odeabank sponsorluğu var. yanlış bilmiyorsam odeabank bu şubeye 1,5-2 milyon euro arası kaynak ayırıyor. oyuncu grubunun zaten çok büyük kısmı değişti ve de düşük bütçeli bir takım oluşturuldu. oyuncuların yıllık toplam maaş yükü bipsen 2 milyon dolar'ı geçmez. hadi yol masrafı, yeme içme, araç, giyim falan buradan da 1 milyon dolar yıllık yük olsun. biletlerden senelik 500 bin dolar kazansa kulüp... diğer sponsorlar da 1 milyon dolar verse toplam. 2 milyon odeabank, 1 milyon diğer sponsorlar, 500 bin tribün, toplam gelir 3,5 milyon dolar. gider de 3 milyon dolar. allah aşkına bu şube nasıl zarar edebilir? ediyorsa birileri bir işler çeviriyor demektir.

    gelelim erkek basketbola: yıllık maaş yükü yaklaşık 5 milyon dolar. odeabank'tan 3 milyon dolar civarı bir para giriyor. tribün gelirleri ile 1 milyon dolar net kar kalsa...( abdi ipekçi için verilen aylık ödeneği dahil ediyorum.) diğer sponsorlardan 1 milyon dolar gelse, ayrıyetten avrupadaki ilerleyişlerden de 1 milyon dolar kazansak, hadi 1 milyon dolar da diğer masraflar olsa, alın size tam dengeli bir şube. zarar ile uzaktan yakından alaka yok. bu şube nasıl zarar yazar bir açıklayıverin sayın galatasaray yönetimi...

    diğer branşlar: su topu, yüzme, voleybol, yelken, vs.

    hadi farzı misal bu şubelerin toplamından 5 milyon dolar zarar ettik, ki bu neredeyse imkansız bir şey.

    bakın kısacası bu hesaplara göre, galatasaray spor kulübünün futbol branşı dışındaki branşlardan toplam maksimum zararı 5 ila 4 milyon dolar arasında olmalı. ee bu kulüp her sene 50-60 milyon dolar zarar ediyor. demek ya futbol şubesi kapatılmalı ya da bu işe bir çare bulunmalı.

    futbolda ise sponsorluklar toplamı ( sadece futbol ) yaklaşık 10 milyon dolar. futbolcu grubunun maaş yükü 50 milyon dolar... maç başılar, yeme-içme, konaklama falan derken de senelik 10 milyon dolar para çıkışı oluyor. şampiyonluk durumunda federasyon sana 20 milyon tl şampiyonluk primi + maç primleri ile 20 milyon tl daha veriyor. yaklaşık 17 milyon dolar... eh tabi bu seneki tablo ortada. bu sene en fazla 10 milyon dolar alınabilmiştir kupa da dahil. etti mi sana bu sene 40 milyon dolar zarar.

    kulübün diğer sponsorlukları, dernek, mağazacılık, yayın gelirleri derken normal şartlarda bir 30-40 milyon dolar para giriyor kulübe. bu sayıyı 40 olarak kabul görsek koca kulübün senelik, 5 milyon dolar zarar yazması gerekir ki yazamıyor. 50 milyon dolar yazıyor. neden?

    çünkü keneler, kulübün kanını emiyor. yok beleş pilavıydı, yok liseye özel barbeküydü, yok adada özel şöleniydi, yok şampiyonluk kutlaması için boğaz'da yemeğiydi... standart bir kulüpte bunları yöneticilerin karşılaması gerekirken, bizde bunların hepsi kulüp kasasından çıkıyor.

    başta bahsettiğim sistem ile kalkınma çok zor olmaz. 10 sene sabretmek gerekir sadece. ayrıyetten şunu da belirteyim: hiç kimse bana borç morç demesin. bulur buluşturur, toplarsın 20 milyon dolar para. 4 tane otel, plaza, avm, iş merkezi vb. başlarsın inşaatına. sürsün 5 yıl anasını satayım. restrorasyonuydu, işçisiydi ona da ver bi 5 milyon dolar para. sonra da sat binayı 90-100 milyon dolara. 5 yıl sonunda elinde nakit 350- 400 milyon dolar para olur. akıl ederler mi? ederler tabii ki ama işlerine gelmez. galatasaray ne kadar büyürse, lisenin ellerinden de o kadar uzaklaşır.

    saygılar

    not: özür dilerim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın