1
galatasaray için kansere dönüşmüş, senelerdir bir türlü beceremediğimiz* futbol eylemi veya durum tespitidir. 16 kasım 2012 galatasaray kardemir karabükspor maçı esnasında artık patlayacak noktaya geldim. maçın* son anlarında peş peşe kullanılan biçimsiz, etkisiz, acele ve sıradan kullanılan kornerler hiç ama hiç tehlike yaratmadığı gibi peşine bir de yağ gibi akıp giden kontralar yer olduk.
etkili korner kullanımı nasıl olur dersi vermek niyetinde değilim ama senelerdir oynadığımız her maç esnasında korner kullanırken top ayaktan çıkınca gol olur bu orta diyemiyorum. şöyle penaltı noktasının civarına kale içerisine doğru yay çizen orta yapmak çok mu zordur. ne var bu ön direkte? ya da kalecinin çıkıp çıkmamakta tereddüt sağlayacağı ortaları neden yapamıyoruz? ha bir de kısa korner kullanma hastalığımız var. bir sürü teknik adam geldi geçti, önde kaleyi kapatan adam olmayınca kısa korner kullanmayın yoksa kafanızı kırarım demedi kimse. zırt pırt bir kişi korner direğinin oraya gelip hem ceza sahasının içinde eksilmemizi sağlıyor hem de saçma sapan bir orta yapılıp kaleci ısındırılıyor.
muz orta tabiri vardır ya, tam ona ihtiyacımız var. üstelik bu sezon* forvet hattında cin gibi fırsatçı ve hava toplarına etkili çıkabilen umut ve sırık gibi boylara sahip burak elmander ikilisi varken etkili ve organize korner kullanmak konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. bazen topun başına emre çolak geçiyor hepten sinir krizi geçiriyorum maçı izlerken. her ama her ortası istisnasız tipsiz bir şekilde ön direğe gidiyor. yemin ederim teknik direktör olsam canına ot tıkarım böyle korner kullananın.
eskiden jardel ve capone varken arka direğe sürekli top indirilirdi. takım arkadaşları bilirdi ki bu ikiliden birisi orada pusuda bekler ve golü koklamaya çalışırdı. gol olur olmaz o ayrı ama en azından deneme yapılırdı. şimdi arka direğe top zaten ulaşamıyor, ulaşsa da muhakkak dışarı çıkıyor. selçuk inan'ın köşe vuruşu sonrası küçük melo'nun fenerbahçeye attığı golün ortasını hatırlayalım. bu bir organizasyon değildir ama topun gittiği yer açısından tehlikeli bir ortadır, ama kazım'ın o sıra selçuk inan'ın yanında ne bok yediği konusu muammadır. işte bu orta gibi orta bile yapamıyoruz son zamanlardaki köşe vuruşlarında.
sözlük çok doluyum bu konuda. 15 senedir izlemediğim maç sayısı 15 yoktur, hagi ve beğenmediğimiz lincoln'ün kornerleri dışında bi çüke boka benzemeyen köşe vuruşları izlemekten bıktım usandım artık.
etkili korner kullanımı nasıl olur dersi vermek niyetinde değilim ama senelerdir oynadığımız her maç esnasında korner kullanırken top ayaktan çıkınca gol olur bu orta diyemiyorum. şöyle penaltı noktasının civarına kale içerisine doğru yay çizen orta yapmak çok mu zordur. ne var bu ön direkte? ya da kalecinin çıkıp çıkmamakta tereddüt sağlayacağı ortaları neden yapamıyoruz? ha bir de kısa korner kullanma hastalığımız var. bir sürü teknik adam geldi geçti, önde kaleyi kapatan adam olmayınca kısa korner kullanmayın yoksa kafanızı kırarım demedi kimse. zırt pırt bir kişi korner direğinin oraya gelip hem ceza sahasının içinde eksilmemizi sağlıyor hem de saçma sapan bir orta yapılıp kaleci ısındırılıyor.
muz orta tabiri vardır ya, tam ona ihtiyacımız var. üstelik bu sezon* forvet hattında cin gibi fırsatçı ve hava toplarına etkili çıkabilen umut ve sırık gibi boylara sahip burak elmander ikilisi varken etkili ve organize korner kullanmak konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. bazen topun başına emre çolak geçiyor hepten sinir krizi geçiriyorum maçı izlerken. her ama her ortası istisnasız tipsiz bir şekilde ön direğe gidiyor. yemin ederim teknik direktör olsam canına ot tıkarım böyle korner kullananın.
eskiden jardel ve capone varken arka direğe sürekli top indirilirdi. takım arkadaşları bilirdi ki bu ikiliden birisi orada pusuda bekler ve golü koklamaya çalışırdı. gol olur olmaz o ayrı ama en azından deneme yapılırdı. şimdi arka direğe top zaten ulaşamıyor, ulaşsa da muhakkak dışarı çıkıyor. selçuk inan'ın köşe vuruşu sonrası küçük melo'nun fenerbahçeye attığı golün ortasını hatırlayalım. bu bir organizasyon değildir ama topun gittiği yer açısından tehlikeli bir ortadır, ama kazım'ın o sıra selçuk inan'ın yanında ne bok yediği konusu muammadır. işte bu orta gibi orta bile yapamıyoruz son zamanlardaki köşe vuruşlarında.
sözlük çok doluyum bu konuda. 15 senedir izlemediğim maç sayısı 15 yoktur, hagi ve beğenmediğimiz lincoln'ün kornerleri dışında bi çüke boka benzemeyen köşe vuruşları izlemekten bıktım usandım artık.