• 1
    bahsedeceğim durum mevcut yönetim için geçerli. bu adamlar ne istiyor? lütfen biri gelip açıklasın. kemik bir kadro mu yaratmak istiyorlar? yoksa çok genç bir kadro mu? bunları yapmaları için hepimizin çok iyi bildiği bir şey var değil mi? nedir bunlar? istikrar, güven ve sabır.

    galatasaray tarihinin dönüm noktasına dönelim. uefa kadrosuna. ve bu kadro nasıl oturmuş ona bakalım. sonra ise yeni oturtmak istediğimiz kadroya.

    1991 - 1992 sezonu: bülent korkmaz, tugay kerimoğlu, okan buruk, arif erdem.

    1992 - 1993 sezonu: bülent korkmaz, tugay kerimoğlu, okan buruk, arif erdem, suat kaya, hakan şükür.

    1993 - 1994 sezonu: bülent korkmaz, tugay kerimoğlu, okan buruk, arif erdem, suat kaya, hakan şükür.

    1994 - 1995 sezonu: bülent korkmaz, tugay kerimoğlu, okan buruk, arif erdem, suat kaya, hakan şükür, ergün penbe, hakan ünsal.

    1995 - 1996 sezonu: bülent korkmaz, tugay kerimoğlu, okan buruk, arif erdem, suat kaya, hakan şükür, ergün penbe, hakan ünsal.

    1996 - 1997 sezonu: bülent korkmaz, tugay kerimoğlu, okan buruk, arif erdem, suat kaya, hakan şükür, ergün penbe, hakan ünsal, hagi, filipescu, ümit davala, emre belözoğlu.

    1997 - 1998 sezonu: bülent korkmaz, tugay kerimoğlu, okan buruk, arif erdem, suat kaya, hakan şükür, ergün penbe, hakan ünsal, hagi, filipescu, ümit davala, emre belözoğlu, kerem inan, popescu, fatih akyel, mehmet bölükbaşı.

    1998 - 1999 sezonu: bülent korkmaz, tugay kerimoğlu, okan buruk, arif erdem, suat kaya, hakan şükür, ergün penbe, hakan ünsal, hagi, filipescu, ümit davala, emre belözoğlu, kerem inan, popescu, fatih akyel, taffarel, hasan şaş, mehmet bölükbaşı.

    1999 - 2000 sezonu: bülent korkmaz, okan buruk, arif erdem, suat kaya, hakan şükür, ergün penbe, hakan ünsal, hagi, filipescu, ümit davala, emre belözoğlu, kerem inan, popescu, fatih akyel, taffarel, hasan şaş, mehmet bölükbaşı, capone.

    yazdığım isimler galatasaray futbol takımını zirveye çıkaran isimler. uefa kadrosunda bulunan tüm isimler en az bu takımda 5 yıl oynayan isimler. sonrasında hagi, capone, popescu ve taffarel takviyeleri ile mutlak başarı geliyor. bu adamlarda ortalama en az 2 sene takımla beraberler. öncesinde müthiş bir kemik kadro olduğu için şampiyonluklarını da yaşadılar, avrupa başarılarını da.

    peki şimdi?

    alt yapıdan kaç oyuncu var bu takımda? taş çatlasın 5 tane. zaten diğerlerini (!) güzel bir şekilde elin takımına sattık. arda ve sabri hariç takıma oturan yok. müthiş bir sezon geçiren aydın'ı (2005-2006) sonraki tüm sezon yedekte oturttuk. ondan sonraki sezon da pişsin diye kiralık gönderdik. 2 sezon boyunca 1 maç şans bile vermedik. emre'ye böyle mi yapıldı? suat'a tugay'a bülent'e okan'a arif'e.

    meira gibi bir adam getirdiniz, sırf para için sezonun ortasında sattınız. 2. senesinde bir iki puan yüzünden şampiyon olamadı diye teknik direktörü, takımın en iyisi ilic'i sattınız.

    son 5 sezondur galatasaray'da futbol oynayan 2 kişi var bu takımda. sabri ve ayhan. çok değil beş altı satır yukarı baktığımızda farkı görürüz. o başarı böyle mi kazanılmış? her sene yeni oyuncular tabi gelmiş, ama ilk onbir'in bu adamlardan başka olduğunu hatırlıyor musunuz?

    yaptığınız iş iş değil. hadi tüm oyuncuları değiştirip sezonu kurtarmak için şampiyon oluyoruz deseniz onu da anlarım. ama 2 sezondur. ondan önce 3 sezondur hiç bir başarı yok. 10 yıl önceki kupa ile sevinmeyi hala biliyoruz evet. ama o başarı gerçek bir başarı. güvenmenin, inanmanın, sabır göstermenin başarısı.

    her sene yeni oyuncular ile sadece sezonu kurtaracağız. sen paralar saçıp aldığın adama 2 sezon güvenemiyorsan hiç bir başarıyı zaten hak etmiyorsundur.

    yaptığınız iş iş değil. ülkeye, takıma alışmadan insanları yargılıyorsunuz, aptal taraftar ve çok bilgili yönetim çıkıyor "ruh" yok diyor. daha ilk senesinde ruh'u nasıl arıyorsunuz o da ayrı mesele. tabi savunmanız hazır hagi de ruh vardı diyorsunuz ama hagi'nin bu takımda 5-6 sene geçirdiğini unutuyor yarım sezonluk meira, jo, gio için ruhsuz diyorsunuz.

    onlar ruhsuz evet ama siz de akılsızsınız. kusura bakmayınız.
  • 7
    sayın fatih terim'in beklentileri yönetmek için net açıklamalar yapmasına rağmen taraftarım yangın yapmasından süregelen durum.

    sayın terim bu senenin yeni yapılanmada ilk sene olduğunu, şampiyonluktan çok daha önemli ve heyecan verici işlerinin olduğunu sezon başında net bir şekilde söyledi. başkan da zamanla çok iyi bir takım olacağız dedi.

    üç senelik yapılanma sürecinde taraftarın artık her bırakılan puanda yangın yapmaması ve sabretmeyi öğrenmesi gerekiyor.
  • 8
    fatih terim sezon başı "türkiye'de şampiyonluk için hiçbir zaman vakit istemedim zaten." dediği için her puan kaybında ortaya çıkan sorun.

    hocamız bu yeni takımın üç sezon sonunda avrupa'da yer edeceğini, zamanı da bunun için istediğini, bunun yerel şampiyonlukla alakası olmadığını, hiçbir zaman için yerel şampiyonluk adına zaman talep etmediğini bizzat söyledi.

    kaynak kulaklarım.
  • 9
    bana göre olmayan veya varmış gibi gösterilen sorundur.

    yaşadığımız günler özelinde 3 yıllık planlamadan dem vurularak "fatih terim'e bile sabredemedik, başka hocaya nasıl sabredelim?"* şeklinde bir argüman öne sürülüyor. buradaki sabır kavramının her türlü durum ve şarttan bağımsız olduğunu/olacağını düşünmek sanırım ilk yapılan hata.

    çünkü bunun tam olarak karşılığı ve meali şu oluyor: takım 10 maçta 1 galibiyet de alsa, oyuncu performansları dibi de görse, sahada 90 dakika ne yaptığından bihaber takım da izlesek koşulsuz şartsız güvenmeli ve sabretmeliyiz(?).

    sabır kavramını bir değişkene bağlamamaya hata diyorum çünkü takım 1 ileri 3 geri giderken, sahada umut verici hiçbir şey göremezken sabretme konusunda bizi motive edici bir unsur da kalmamış oluyor (kaldı ki avrupa maçlarındaki umut verici görüntüden sonra hepimiz umutlanmış ve aynı tabloyu ligde de elde edeceğimizi düşünmüştük. aslında 2 seneye yakın zamandır gösterilen bir sabır var ortada).

    tam aksi bir durum olsaydı ve ligde gerçekten takım oyunu umut ve heyecan verici bir görüntüde olsaydı, istatistiki verilere yansıyan üstünlüğümüz sahadaki oyuna da yansıyor olsaydı ve sadece skor olarak karşılığını alamıyor olsaydık, ben adım gibi eminim ki, 30 milyon galatasaray taraftarının %99'u planın da, hocanın da, takımın da arkasında dururdu.
  • 10
    sadece galatasaray'da değil tüm ülkede her alanda bulunan sorundur.

    futbol üzerinde daha bariz olan bir durum ufak bir araştırmayla çarpıcı şekilde gözler önüne de serilebilir. 2020 yılında cıes football observatory tarafından yayınlanan rapora göre, teknik direktörlerin ortalama çalışma süreleri 5 büyük lig ve süper ligde aşağıdaki gibidir.

    --- alıntı ---

    süper lig: 152 gün

    premier league: 537 gün

    la liga: 506 gün

    ligue 1: 375 gün

    serie a: 351 gün

    bundesliga: 336 gün

    --- alıntı ---

    galatasaray özelinde ise fatih terim dışında ortalama görev süresinin kabaca 1 sezon olmasından görülebilir. bu nedenle ki uzun vadeli planlama gibi bir projenin bu ortalamanın çok üzerinde çalışma fırsatı bulan ve taraftarda kredisi çok yüksek olan fatih terim dışında bir teknik direktör tarafından başarılması / hatta cesaret edilip uygulanması bence istatistiksel olarak çok zor. bunun tek şartı ilk günden itibaren düzenli başarı.

    umarım bu zor görev çok kısa sürede başarılır ve istatistikler yanılır.
  • 11
    sadece galatasaray'da değil bütün türkiye'de olan ve takımların daha da ilerlemesini engelleyen durum.

    madem başlık galatasaray o zaman galatasaray üzerinden gidelim.

    galatasaray'da yaklaşık son 20 yılda 1 sezondan fazla çalışmış sadece iki hoca var. eric gerets ve fatih terim. yani kim olursa olsun bir yönetici bir teknik direktöre 1 sezondan fazla dayanamıyorsa orada bir sıkıntı var demektir ve bu ortamda sabırdan bahsedilemez. sabrın olmadığı yerlerde de sürdürülebilir oyun ve başarıdan söz etmek mümkün değildir.

    yani bu örnek bile başlığın ne kadar doğru olduğunun bir kanıtı.

    sabır düşünülürken de sadece zaman değil yapılan işlemler de göz önüne alınmalıdır. avrupada'ki bütün büyük takımlar bu durumlara göre hareket etmektedir. yani projenin başarısız olduğunu anlamak için projenin bitmesini beklemektedirler.

    ayrıca başarısızlığa tahammül edemeyiz diyenlerin sürekli daha da başarısız olması bu sabırsızlıktan kaynaklanmaktadır.
  • 12
    gelisen teknoloji ve tuketim cilginligi sebebiyle daha da koruklenendir.

    14 yillik ozlem surecinde tabii ki florya basildi, inonu mac cikislarinda takim ve hoca beklendi.

    fakat, gunumuzde hic ama hic sabir kalmadi.

    eski veya yeni bir topcu birakin bir maci, yarim devre kotu performans gosterse hemen vazgeciliyor ya da agir elestiriliyor.

    eskiden ne sabirli taraftar varmis diye de dusundurendir.

    hakan sukur gol orucuna girerdi, bitmek bilmezdi.

    altan aksoy'lu takimi deplasman ve sami yen demeden yaz kis tribunde tasidi bu taraftar.

    kaleci sikintilariyla gecen neredeyse 10 sene yasandi, kimse tesis basmadi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın