• 181
    aslanlı yol galatasaray efsaneleri adıyla çok basit bir gelir getirici proje gerçekleştirilebilir:

    aslanlı yol projesi, stadın çatısı yapılacağı düşünülerek hollywood'daki gibi bir ünlüler bulvarı konsepti düşünüldü. işte bugün aslanlı yol olarak anılan metro çıkışı ile gişelerin arasındaki dikdörtgen yol kaldırım taşlarıyla kaplanacaktı. bu taşların her birinin üzerinde bağış yapan galatasaraylıların bilgileri olacaktı. sedat doğan'ın geliştirdiği bu projeye göre aslanlı yol'a 40 bin granit parke döşeneceği ve her birine 1.200 tl karşılığında bir isim yazılacaktı. karşıt görüş olarak da sağlı sollu anıtkabir'deki gibi aslan heykellerinin dikilerek sadece çevre düzenlemesi yapılması teklif edildi...

    fikirler güzeldi ama saçmaydı zira şöhretler yolundan esinlenip oraya 40.000 granit döşesen üzerinde bilgi işlenmiş yahut plaket çakılmış olsa elde edeceğin gelirden fazla maliyetin olur ki bu başlangıç maliyeti...peki ya sirkülasyondan dolayı zaman içinde ortaya çıkacak olan bakım maliyeti ? hollywood'da bu bakım maliyeti 1 milyon doları buluyor aylık...

    anıtkabir'deki gibi sağlı sollu heykel dikmek ise hiç iktisadi almayacağı gibi mantıksız da zira 20 adet birbirinin aynı aslan heykelini diksek ne olacak? hadi diyelim diktik bunun çevre düzenleme maliyetiyle bir yıldız futbolcu alınır...

    zaten açılan davalardan ötürü intifa hakkımız olmadığından yani tapumuz olmadığından buralara çivi çakamadık...şimdi bu sorun dursun özbek zamanında çözüldüğü için ve mustafa cengiz de stat çatısına güneş enerjisi panelleri koyarak iktisadi olarak aslantepe'yi değerlendirmeye başladığı için artık bu proje hayata geçirilebilir...benim projeme gelince şu şekilde;

    metro ile gişeler arasında en ön sırada 2 büyük aslan heykeli taraftarı karşılayacak şekilde konumlandırılır ve hizasında da 18 tane daha heykel stat önüne kadar taraftarı selamlayacak şekilde çaprazlama konumlandırılır...

    çevre düzenlemesi olarak da catering akarlarımızın yani toprak altı dükkanların (aslanlı yolun solunda, e-6 tarafına bitişik nizamda kalan) önüne belli bir mesafe payı bırakılır ve simetrik bir şekilde heykeller sağlı sollu yerleştirilir...

    bu 18 heykel de şu isimlere ait olur ki 1481'den bugüne, ocak-lise-futbol-voleybol-basketbol takımlarımızı sembolize edebilsinler;

    gül baba
    ali sami yen
    tevfik fikret
    emin bülend serdaroğlu
    celal ibrahim
    nihat bekdik
    gündüz kiliç
    ali uras
    yalçin granit
    ali tanriyar
    paidar demir
    ergin ataman
    metin oktay
    turgay şeren
    jupp derwall
    bülent korkmaz
    fatih terim
    gheorghe hagi

    sırasıyla girişteki aslanlardan sonra ilk sırada soldan-sağa: bülent korkmaz-gheorghe hagi; paidar demir-ergin ataman; yalçın granit-ali uras; turgay şeren-metin oktay; ali tanrıyar-jupp derwall; fatih terim-gündüz kılıç; nihat bekdik-celal ibrahim; tevfik fikret-emin bülend sedaroğlu ve tabii ki gül baba-ali sami yen tam stadın ağzına dikilirler...

    heykellerin maliyetleri 1.5 metrelik üzerinde ansiklopedik bilgi içeren kaide ve 2.5 metrelik heykel ile 4 metrelik heykellerin tanesi sordurmuştum ağustos 2017'de eğer bronz olursa 75 milyar...toplu imal edilirse tane başı 60 milyara kadar düşüyordu...

    yani 60 x 20 = 1.2 trilyon...hem açık hava müzemiz oldu hem bedavaya çevre düzenlemesi yaptık hem de sıfır bakım maliyeti...peki nereden gelir elde edeceğiz???

    renktaşlar, aslanlı yol'un vadi tarafı yani sağ tarafı biliyorsunuz yardır...buraya hem rüzgarı kesecek hem separatör işlevi görüp sınırımızı çekecek bir 5 metrelik betonarme yekpare boyasız istinat duvarı yapılabilir aslanlı yol boyunca...bu duvara maddi bağışta bulunanların isim plaketleri çakılır...granit karolardan çok daha ucuza ve mantıklı...buraya istemediğiniz kadar plaket çakabilirsiniz sınırsız...farzı muhal berat ve plaket masraflarıyla, istinat duvarı 1.2 trilyonluk heykel maliyetleri hesaplanır bunun üzerine de kulübe bağış baabında dernek makbuz keser...diyelim ki 1.500 tl...toplam maliyet 1.5 trilyonu bulsa 1.000 kişi bağışta bulunduğunda artıya geçeriz...

    ortalama 100.000 farklı taraftar gelse stada sezon içinde, 10.000 de kongre üyemiz olsa, dernek üyeleri de bir o kadar olsa...kafadan 120.000 kişilik bir havuzumuz var ki, camianın önemli duayenleri daha fazla katkıda bulunabilir hatta bazı heykel maliyetlerini direkt kendileri bile karşılayabilir ama biz en kötü ihtimali alıp 50.000 kişinin daha 1.500 tl verip ismini ölümsüzleştireceğini varsayalım; 50.000 x 1.500 = 75 trilyon yapar...dernek olduğu için de vergiden muaf kılçıksız para...üstelik aynı kişiler anneler günü babalar günü hediyesi gibi sadece kendilerine değil yakınlarına da plaket satın alıp aslanlı yola çaktırırlar...dahası bu üye alımlarında bir sadakat ilkesi olarak görülüp sicil kurulu tarafından verilen beratlar üzerinden kayda alınabilir...

    bu sayede hem yeni nesil galatasaraylılara gerçek galatasaray efsanelerimizi anlatacak bir açık hava müzemiz olur hem çevre düzenlememizi yapabilir hem de asgari 75 trilyon kaynak üretmiş oluruz...ismailenver kaçar...hürmetler...
  • 183
    twitter ve instagram’dan galatasaray’ı takip edenlerle, ya da lig tv abonesi olan 300 bin galatasaraylıya ulaşarak, (türkiye, almanya ve diğer ülkelerdeki) her hafta bir gün antremanı asy’de yapıp taraftarı ismiyle bu antremana davet ederek, ürün satışı, müze ziyareti, antreman izlenmesi, maç günü yemekli, yemeksiz sohbetleri, eski ünlü galatasaraylı efsanelerle taraftarı buluşturma, kombine ve loca satışı için taraftar organizasyonu gibi faaliyetlerle galatasaray’a yıllık 25-30 milyon euro kazandırılabilir. bunlar hemen şu an aklıma gelenler. daha odaklanarak düşünsem neler bulurum neler.

    galatasaray gibi bir kulübün para sıkıntısı çekmesi çok komiğime gidiyor. bir milyon taraftara ulaşılsa kişi başı sadece 100 tl’den 100 milyon tl yapıyor. sosyal medya ve iletişim çağında bu o kadar kolay ki.
  • 185
    galatasaray'ın cari hesabı bulunan bankalardan biriyle anlaşarak havale masrafı 1 lirada tutulup her 10 lira kulübe bağışta bulunan galatasaray taraftarına başkan ve hoca imzalı galatasaray antetli kağıdı üzerine bir berat belgesi kargo ile taraftara gönderilebilir...

    bu proje kapsamında matbaa ve kargo ücretleri aynı zamanda hesap sahibi bankanın sponsorluğunda gerçekleştirilebilir...buna göre derneğe ait bir branşımızın; farz-ı muhal, sutopu şubemizin her iki takımına da 3 yıllığına isim sponsorluğu verilir karşılığında bağış başına 9 tl galatasaray spor kulübü derneğine kalmış olur...

    bu yellow friday gibi aracı firmaları ve tedarikçileri zengin etmek yerine direkt galatasaraya menfaat sağlar hem de taraftar için tekstil gibi dandik ve geçici ürünler yerine kalıcı bir hatıra olarak saklanabilecek bir anı bırakır...

    böylece sadece 1 milyon taraftar projeye teveccüh gösterse 90 trilyonluk bir gelir elde edilir ve istenildiği zaman altyapı oluşturulacağından ötürü kampanya yenilenebilir ihtiyaç hasıl olduğunda...hürmetler...
  • 188
    (bkz: #2559234)

    sürekli şampiyonlar ligine katılmak.

    en iyi para şampiyonlar liginden akıyor. hem de euro cinsinden. istikrarlı olarak sürekli şampiyonlar ligine katılmak en iyi kazancı sağlar.

    6 sene sürekli burada yer alıp, üçünde grup aşamasında elenip, birinde son 16, birinde çeyrek, birinde yarı final oynasak ihya oluruz. bu çok ütopik bir senaryo değil. yapılacak yatırım da çok büyük değil. yapılacak 3 akıllı transfere bakar. kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez. ffp’ye takılmadan kuralına göre yapmak mümkün.
  • 194
    spor kulüpleri başarılı oldukça gelir sahibi olur. galatasaray eğer 89 yılında şampiyonlar kulüpler kupasında yarı final oynamasaydı bugün bu kadar taraftarı olmaz ve bu kadar da geliri olmazdı. aynı durum 2000 uefa kupası içinde geçerli. kulüplere para kazandıracak durum başarıdır. sadece konya ve rize maçlarını aptalca kaybetmeseydik galibiyet primi olarak 2 trilyon alacaktık. portoyu yeseydik oradan da 2.7 milyon avro gelecekti.
  • 195
    galatasaray tenis şubesi var bildiğiniz üzere ve bu şubenin bütçesi 3 senedir 100.000 tl'nin altında...aslında taç spor tesisleri alındı diye bu şubemiz açıldı...

    tenis yine bildiğiniz üzere olimpik olmasına rağmen müsabık bir branş değil...dolayısıyla galatasaray ve taçspor üyelerine kort hizmeti vermek, kurs eğitimi vermek ve marsel ilhan'a moral olmak dışında bir vasfı yok...

    şöyle bir proje olabilir; senelik galatasaray bu şubeden 8-9 trilyon kar etsin ve en az basketbol kadar marka değerimize katkıda bulunarak hem türkiye'yi hem de galatasaray'ı dünyada tanıtsın...

    bu proje için herhangi bir bütçeye gerek yok zira istanbul'un en geniş açık kortu bizde...üstelik ışıklandırması var ve 7.500 kişi kapasiteli...bu merkez kort dışında hemen etrafında da 3 adet açık ve 11 adet de kapalı kortumuz mevcut...

    yapılacak olan şey şu; wta dışında itf kapsamında galatasaray uluslararası tenis turnuvası düzenlemek...kadınlara yönelik olacak bu turnuva sezon arası olan kasım-aralık aylarında her sene geleneksel olarak gerçekleştirilecek...

    yayın-bilet ve sponsor gelirleriyle rahatlıkla 8-9 trilyonluk bir gelir elde edilebilir...ancak sıralama olarak düşük albeni olarak yüksek kalitedeki isimleri turnuvaya davet etmek şart; farz-ı misal, carina witthoeft, tadeja maric, maryana zakaryluk, sabine lisicki, katie swan v.s.

    türkler'den de ipek soylu-çağla büyükakçay-başak eraydin-ayla aksu-pemra özgen katılsa toplamda 16 yarışmacı round robin usulü 4 gruba ayrılır ve aralarında birer kez oynarlar ve grubu ilk 2 sırada tamamlayanlar çeyrek final oynar. daha sonra finale kadar eleme usulü devam edilir böylece 1 haftaya yayılacak şekilde 31 maç oynanır...

    ortalama 100 tlden 500 bilet grup maçları oynansa; 50.000 tl x 24 = 1.2 trilyon

    150 tlden 5000 bilet eleminasyon maçları; 750.000 tl x 6 = 4.5 trilyon

    250 tlden 7.500 bilet final maçına; 1.8 küsür trilyon...

    ayrıca imza ve resimler için de kapalı salonumuzda bir organizasyon yapılsa bilet sahipleri için ortalama 5.000 kişi için x 250 tl = 1.250.000 tl yapar...

    dahası mary pierce gibi jelena dokic gibi kariyeri bitmiş ancak azimleriyle, skandallarıyla, başarılarıyla, zorlukları ve geri dönüşleriyle isim yapmış eski yıldızlar hem konferans verebilir hem de yorumcu olarak katılabilirler.

    bu tip yıldız isimlerden biri de konferans verebilir 5.000 kişiye, kitaplarını imzalatabilir...1.25 trilyon da buradan gelir...

    yayın geliri olmasa ve gs tv verse bile rahatlıkla 1 trilyona sponsor bulunabilir...bu isimlere ödenecek olan katılım ücretleri ve yarışma ödülleri, turnuva masraflarıyla birlikte maksimum 1.5 trilyonu geçmez...

    böylece hem ortalama 8 trilyon kar elde edilir, hem şubenin masrafları çıkar, hem galatasaray marka değerine uluslararası katkı yapılmış olur hem de prestijli bir tanıtımımız gerçekleşmiş olur...hürmetler...
  • 196
    galatasaray tesisleri itibariyle istanbul dışına açılamamıştır...yurt dışı derneklerimiz dışında galatasaray topluluğu üyesi 2 de ankara derneğimiz bulunmaktadır...bunun dışında bir de sapanca gölü kıyısında belediyenin tahsis ettiği 8 dönümlük imtiyaz sahibi olduğumuz bir arazi var ama kazık çakılmadı oraya da...

    hem istanbul dışına açılmak hem istanbul'a yakın olmak hem prestij sağlamak hem de gelir getirmesi hasebiyle galatsaray kış sporları şubesi kurulmalı. şöyle ki aslında olimpik branşlardan sadece alpine skiing ve snowboard branşları icra edilecek olsa da şube kapsamı geniş tutulmalı.

    buna göre bursa uludağ'da 1 ve 2.sektörlerde kendine has teleferik hattı ve kır evi-orman köşkü bulunan tesisler var. bunların kendi otelleri haricinde sahip olmuş olduğu tesisler galatasaray ile bu otellerden biri ile anlaşarak süreli olarak galatasaray'a bilabedel tahsis edilebilir. aşağı yukarı önerdiğim şey şu şekilde gerçekleşir;

    1) galatasaray futbol takımı her sene devre arasında bu orman köşklerinde sessiz sakin 1 haftalığına kampa girer ve ayrıca yıldız oyuncular yıl içinde eşleriyle bu tesisten birer defa faydalanırlar.

    2) bunun karşılığında hem galatasaray üyeleri hem de halk takımla birlikte imza alma, fotoğraf çekme şansına sahip olur.

    3) galatasaray markası ile birlikte kayak eğitimi almak, kaymak, uludağda konaklamak, teleferiğe binmek gibi faaliyetlerden diğer tesislerden daha ucuza faydalanabilirler. bu sayede sürümden anlaşacağımız tesis hem daha çok para kazanır hem de bedavaya parayla yapamayacağı reklamı yapar.

    4) ortalama bu otellerde günlük konaklama bedeli geçen kış 350 lira civarındaydı. kayak hizmeti alma bedeli 120 lira; kayak takımı yahut snowboard günlük kirası 40 tl ve kayak kıyafetleri de 30 tl idi...yani takribi 550 tl'ye bir gün geçiriliyordu. bu üyelerimize 300 tl; üye olmayanlara ise 450 tl yapılsa zaten uludağa gitmek isteyen galatasaraylıların tercihi haline gelir...gelirler yarı yarıya bile paylaşılmış olsa ortalama yılda yarım milyon dolarlık bir kaynak oluşturur.

    5) tek masrafımız profesyonel sporcu yetiştirmek için istihdam edeceğimiz alpin disiplini ve snowboard hocaları...bunun dışında malzeme ihtiyacı sponsorlar kanalıyla tedarik edilir. ki bu antrenör ücretleri de kayıt paraları ve kurs ücretleriyle çıkartılır.

    6) sadece başlangıç amaçlı ki o da türkiyenin en zengin federasyonlarından olan kayak federasyonu ile ortaklaşa yapılabilir; galatasaray kış sporları şube açılışına lindsey vonn gibi bir isim getirilebilir...ki kendisi zaten bu tip organizasyonlara ücreti mukabilinde yıl içinde katılmakta ki 100.000 dolar gibi cüzi bir meblağa hem katılım, açılış, lansman gerçekleştirir hem de yıllık sabit bir ücret üzerinden 25.000 dolar gibi her sene sezonda galatasaray onursal üyesi yapılarak (ki tüzükle yapılabiliyor bu tip üye) her sene katılımı canlı tutar. ayrıca fitnness ve trekking gibi faaliyetlerle galatasaray tanıtımı daha da geliştirebilir, tüm dernek-vakıf ve tesislerimizde taraftarlarla buluşması sağlanabilir hatta burada yapacağı konuşmalar ve vereceği imza günleriyle kendi parasını bile çıkarabilir...

    7) yani sadece 100-200 bin dolarlık bir altyapı yatırımı ve 1-2 ay koşturacak bir yönetici ile hem yıllık yarım milyon dolarlık bir garanti gelir elde edilir hem masrafsız yeni bir şubemiz olur hem dünya çapında reklam yaparız (lindsey vonn dünyanın en medyatik sporcularındandır) hem prestij kazanırız hem futbol takımı için bedava kamp merkezimiz olur hem de sıfır maliyetle sıfırdan bir tesisimiz olur istanbul dışında...
  • 197
    yetiştirip yetiştirip futbolcu satmak.

    altyapıdaki her futbolcuyu bir hammadde olarak görüp, tüm imkanlardan maksimum çıktıyı alıp karlılığı sağlamak. uzun süren futbolcu olma maratonunda, elenen nice futbolcuyu olabildiğince sistemin içinde tutmalı. en önemli konumuz bu olmalı, muasır kulüpler seviyesine ulaşmak için. birkaç gündür kafamdakileri not alıyordum, şimdi birleştirebildim. profesyonelce bir rapor değil elbette ama bu kulübü çıkarsızca seven ve menfaatlerini göz önünde bulunduran bir taraftardan, 758 kelimelik bir temenni listesidir.

    5 milyona aldığımız bir oyuncuyu 3 milyona sattığımızda mutlu oluyoruz, çünkü satış yapabilmek bu piyasada çok zorlaştı. afrika ve güney amerika pazarına hakim olanlar, 30 yaş civarına para bayılacağına gidiyor, en gencinden ve potansiyellisinden bir genci ilk uçakla kulübe getirip imza attırıyor.
    peki biz bu transferlerin neresindeyiz?

    ozan kabak satışımız dışında hiçbir yerde. bakın arda turan transferi bile faciaydı. arda’dan aldığımız para ile arda’yı ikame etsin diye riera’yı aldık ve bu maliyet karşılığında o pozisyonda hiç verim elde edemedik. gelen para buharlaşırken fatih hoca riera’yı sol beke çekti ve 1-1.5 sezon biraz verim alabildik.

    peki bunu nasıl sağlayabiliriz?
    öncelikle kulüp amacını belirleyecek. diyecek ki ben her yıl şu kadar satış yapıcam. satışlarımın bilmem kaçı altyapımdan ya da ucuza aldığım genç futbolcuların satışından gelecek diyecek. bu durum da teknik heyette kadro oluşturma yöntemine etki edecek.

    lig 34 maç. 34 maç 11 futbolcudan toplam 33.660 dakika yapıyor.
    yönetim ve teknik heyet mutabakata varacak ve sezonun hedefi açıklanacak.
    18 yaş altı futbolcular toplamda en az 1000 dakika sahada kalacak,
    19 yaş altı futbolcular toplamda en az 2000 dakika sahada kalacak,
    20 yaş altı futbolcular toplamda en az 3000 dakika sahada kalacak,
    21 yaş altı futbolcular toplamda en az 4000 dakika sahada kalacak,
    21-25 yaş arası futbolcular kalan sürenin %40’ı olan 9464 dakika,
    25-30 yaş arası futbolcular kalan sürenin %40’ı olan 9464 dakika,
    30 yaş üstü futbolcular da kalan sürenin %20’si 4732 dakika.

    her sezon bir alt yaş grubundan bir üst yaş grubuna en az 3 futbolcu geçecek ve 19 yaş altı takımı 19 yaşındakilerden değil 18 yaşındakilerden oluşacak. eğer ileride mücadeleye gireceklerse zaten, 1 yaş farkını alt yaş kategorilerinde hayli hayli kapatıyor olmalılar.

    kontratlı futbolcu sözleşme ortalamaları en az 2 sene olacak. bu durum takım know-how’ını saklamaya, kurumsal hafızayı yaşatmaya, birlikte oynamaya başlamış birbirini tanıyan takıma ve uzun sözleşmelerle konfor alanı oluşturmuş tembel futbolcuları sistemden uzak tutacak.

    galatasaray liseciliği zihniyeti, galatasaray altyapıcılığı fikrine dönüşecek. divan kurullarında galatasaray adası’ndaki yemek fiyatları değil, kulübün en büyük sportif dalı futbol takımın geleceği için altyapıda dikkat çeken topçuların neden başarılı olamadığı sorgulansın.

    satışı gerçekleştirilebilen her altyapı çıkışlı futbolcudan elde edilen gelirin %10’u alt yapı harcamalarına, %10 yetiştiren hocalarına, %5’i de takım arkadaşlarına prim şekilde dağıtılması. bu durum hocaların öğrencilerine olan yaklaşımında pozitif etki gösterecektir.

    her sene sonu şeffaf biçimde belirlenen hedefler ve gerçekleşen sonuçların raporları internet üzerinden paylaşılacaktır.
    her 8 maçta 1, her devre 1 ayrı rapor ile ara raporlar verilecek, durumun izlenebilirliği arttırılacaktır. çünkü millet olarak başlamayı bitirmekten daha çok seviyoruz.

    her yıl belirli seyirci miktarı hedefi koyulacak ve gerçekleşirse tüm emeği geçenlere cüzi de olsa prim dağıtılacaktır.
    türkiye kupası maçlarında takımın %60’ı 21 yaş altı, %40’ı 21 yaş üstünden oluşturulacaktır. sonuçta artık ekonomik bağlamda çok bir artısı olmayan bir kupada yıllık 5 milyon euro alan bir futbolcuyu riske etmek, benim yatırım anlayışıma pek uymamakta. ayrıca 34 yaşındaki bir orta saha oyuncusunu görmektense 17 yaşında gözlerinin içi gülen gencecik bir futbolcuyu görmek de herkesin dileğidir.

    alt yaş kategorilerinde 1 sene önce birlikte oynadıkları abilerini, 1 sene sonra tt arena’da görecek olan gençler için de bu durum havuç etkisi yaratacaktır.
    genç futbolcuların bir şekilde oynadığını gören gelecek vaat eden, anadolunun bağrından çıkmış gençler için de galatasaray böylelikle tercih edilme sebebi olacaktır. nasıl ki cengiz daha çok oynamak için başakşehir’e gittiyse, bu umudu genç futbolculara verebilmeliyiz.

    a takımdaki her genç futbolcu için 1 yaşam koçu temin edilmelidir. bu özellikle erken gelen şan, şöhret ve ün yüzünden şımarmanın; ben oldum diyip fazladan çalışıp akranlarının önüne geçmeyi engelleyen hastalıklı fikirlerin oluşmasını engelleyecektir.

    her alt yaş kategorisinin öne çıkan 3 futbolcusu her yıl monaco ve kopenhag’da kupa kazandığımız statlara götürülüp, onlardan beklediğimiz şeyin ne olduğu gösterilecektir. tıpkı japon çocuklara yaptırılan hiroşima ve nagazaki turları gibi.
    gençler için ayda 1 motivasyon toplantısı düzenlenecektir. onlara “neden” bu oyunu en iyi şekilde oynamaları ama eski futbolcuların anılarıyla ama diğer akranlarından piyasada yer bulabilmiş olanlarından canlı kanlı örneklerle farkındalıkları sağlanacaktır.

    alt yaş kategorilerinden mutlaka 1 kaleci, 1 defans, 1 orta saha, 1 forvet oyuncusu erasmus programı gibi farklı ülkelere gönderilecektir. türk futbolunun o pozisyonda eksikliği olan konular hangi ligde öne çıkıyorsa, futbolcular rastgele değil adreslenmiş kulüplere gönderilecektir.

    her 3 yılda 1, 1 avrupa takımı ile altyapı anlaşması yapıp oyuncu değişimi programı imzalanacaktır.
    futbolcuların fiziksel gelişimleri için uzmanlar tarafından vücut analizlerinde hedefleri bulunacaktır. yağ/kas oranları, vücut ölçüleri, güç testi, kondisyon testi, efor testi vs. takip edilecek. her tatil dönüşü uygunsuzluğu bulunanlara öyle bir komando kampı hazırlanacak ki, bir daha o yağlı yiyecekleri yemeye cesaret bile edemeyecekler.
    işte masa başında yazayım çizeyim dediğim, belki çoktan düşünülen ama pek uygulanmayan, hakkıyla uygulanırsa “ajax olmaya gerek yok, biz böyle de yapabiliriz” dediğim konular bunlar. umarım başınızı şişirmemişimdir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın