(bkz:
diyeceklerim var hakim bey)
şimdi çok düşündüm bu entry'i özel olarak ünal aysal'ın başlığına mı yazayım yoksa buraya mı diye çok düşündüm ancak hem ünal aysal'ın da yönetim kurulu üyesi olması; hem de genel olarak bu başlığa daha çok uyması sebebiyle buraya yazıyorum.
bundan 1 sene 3 ay öncesine gidelim hemen. hatta direkt 13 mayıs 2011 gecesi desek çok daha iyi olur. ünal aysal ve ekibi göreve gelmeden önce verdikleri vaatler:
- en az 3 yıldız alacağız. bütçe sınırımız yok, sıfırdan takım kuracağız ve parası neyse harcayacağız. başarı başarı bla bla bla.
en az 3 yıldız sözü bizzat başkan tarafından sözcü gazetesindeki röpörtajda verildi. bir kere böyle bir söz vermek yürek isteyen bir şey. çünkü yıldız dediğin şey, futboldaki anlamıyla tamamiyle göreceli bir kavram. bana göre sabri sarıoğlu bu takımın yıldızıdır, sana göre fernando muslera yıldız değildir. ancak başkanın yıldız kelimesinden çıkardığı anlam "kalitesi herkes tarafından kabul edilmiş" oyuncu gibiydi ve yıldız transferi yapılmadı.
bütçe sınırımız yok dendi, hocanın istediği her tuzlu oyuncuya surat asıldı. lukas podolski, xerdan shaqiri gibi isimler bunlara en güzel örnekler. belki bu oyuncular gelseydi şampiyonluk değil son maça, play-off'a bile kalmazdı. dolayısıyla bu söz de tutulmadı.
başarı sözü kısmen tutuldu, umarım tamamiyle tutulur.
- reyes, ujfa, forlan üçlüsü bitti dendi, başkan özel uçağıyla madrid'e uçtu. ujfa'yı alıp geldi.
ben üçünü de istemiyordum, o ayrı konu. ancak galatasaray spor kulübü başkanı eğer bir futbolcu için "alacağız, oldu bitti" gibi ifadeler kullanıyorsa; o futbolcu maliyeti ne olursa olsun alınmalıdır. nihat özdemir bile mehmet topuz transferi sürecini anlatırken "ibrahim toroman'ı beşiktaş'a kaptırmıştık, mehmet topuz'da ismimiz geçtikten sonra beşiktaş'a kaptıramazdık. parası neyse verip aldık." diyor. doğru mu bu hamle ? tabii ki değil. ancak sen ağzından çıkan söze hakim olamıyorsan bunun faturasını ödemelisin. 25 milyon taraftarı ve yarım asırlık tarihi olan bir kulübü yöneten bir başkanın ağzından çıkan söz senet olmalı. dolayısıyla bu söz de tutulmadı.
- 3 temmuz'dan beri içinde bulunduğumuz süreç :(
başkan taraftarın gazıyla "bu ateş üfleyerek sönmez, çözüm zamana yayılamaz" dedi. dedi de ne oldu ? üfleyerek sönmez dediği olayı osurarak söndürdüler. çözüm zamana yayılamaz dedikleri olayı 1 sene sonra mahkeme koridorlarında bitirdiler, ocak 2013'ten önce yargıtay'dan sonuç çıkmaz deniyor. galatasaray spor kulübü başkanı bu tür olaylarda bir söz söylüyorsa arkasında durmalı. ya lobi çalışmaları yapıp şikecileri anasından doğduğuna pişman etmeli, ya da hiç böyle bir söz söylenmedi. sonuç olarak söylenenler gerçeğe dönüştürülmedi, bir söz daha yutuldu.
- küçük bir olay olsa da ahmet çakar'ın yıllar evvel oynanan manchester united maçında şike yaptığımızı söylemesi üzerine dava açıldı.
sonucunu bilen var mı ? 1 sene oldu güya dava açılalı. ya 1 senedir bu dava görülmedi
*, ya dava görüldü ama bize söylenmedi (u: hani şeffaflık :(), ya da böyle bir dava hiç açılmadı. sonuç ? elle tutulacak bir şey var mı ? evet var. taraftar yine kandırıldı.
- euroleague women 2012 final8 organizasyonundaki galatasaray - fenerbahçe maçı. güya olaylar için dava açılmıştı :(
yukarıdaki maçta skandal olaylar oldu. fenerbahçeli taraftarlar üzerimize atılmadık madde bırakmadı, üstelik polisten dayak yedik. abdurrahim albayrak kalp krizi geçirdi. allah koroun albayrak'a bir şey olsaydı hesabını kim verecekti ? taraftar baskısı yüzünden "hukuki olarak takipçisiyiz bu olayların !!!1111!!!" dendi ve iş bitti. hala takipteyiz sanırım.
- oktay mahmuti olayları, "koç takımda kalacak, sözleşmesi görüşülüyor" dedi.
oktay hocanın sözleşmesinin uzatıldığı resmi yayın organlarımızdan galatasaray.org tarafından duyruldu. küfürdü kelamdı derken ünal aysal yine oktay hoca konusunda "sözleşmeyi imzaladık ama kendisi ceo olmak istiyor, görüşüyoruz." dedi. sonuç ? oktay hoca bugün efes'in koçu. biz resmi sitemize, başkanın ağzından çıkan söze inanmayacaksak kime inanacağız ? bugün ergin ataman bizim koçumuz gibi gözüküyor, oktay hocada yaşanan sürecin ergin hocanın yeni koç olmasında yaşanmadığı ne malum ? sonuç; başkan bir sözünü daha yuttu, taraftara verilen söz tutulmadı.
- lütfi arıboğan ile görüşmeler.
oktay hoca ile ilgili açıklamaların yapıldığı gün başkana sorulan "lütfi arıboğan'ın basketbol şubesinin başına geçeceği konuşuluyor ?" şeklindeki bir soruya "ne lütfi arıboğan'ı ? ilk defa sizden duyuyorum" cevabı verildi. sonuç ? bir hafta sonra lütfi arıboğan kulüpte görev aldı. biri başkanın ağzından çıkan söz mü dedi ?
- 25 haziran 2012 :(
başkan bir heyecanla "25 haziran haftasında tüm transferleri bitireceğiz" dedi. olmadı. "3-5 gün sarkabilir." dedi, tutmadı. 1 hafta geçti verdiği sözün üzerinden, sabri ve necati ile anlaştık :( umut ve dany takıma katıldı. transferler bitmedi, bir söz daha yutuldu.
kimse demiyordu ki 25 haziran'da transferler bitsin, illa bu tarihte isteriz diye. pek tercih edilmese de ağustos'a kadar beklenirdi bu transferler için. boş bir beklenti oluşturuldu ve bir güzel taraftar kandırıldı, yine bir şey yok.
- başkan lig tv'ye, ömer güvenç'e konuk oldu.
kim bu ömer güvenç ? galatasaray'ın kadrosunu karşı yakaya sızdıran kişi. konuğu kim ? maç kadrosunu sızdırdığı takımın kulübünün başkanı. başkan ne diyor ? çilekli pasta, seksi kulüp. sonuç ? midesizlik.
- geçmiş olsun mesajı :(
şike ve silahlı suç örgütü yönetmekten ceza almış kişi ve kişilere baş sağlığı mesajı da nedir ? adam suç işlemiş beyler ? biz sizden onlara onlar gibi davranın demiyoruz, onlar bize nasıl davranıyorsa aynısını yapın. ama bi dakka, biz galatasarayız :(
başkan futboldan, veya genel olarak spordan anlamıyor olabilir. nitekim galatasaray spor kulübü başkanı olmak için, ya da kulüp yönetmek için illa futboldan anlaman da gerekmiyor. ama futboldan anlamıyorsa futboldan konuşmasın başkan arkadaş, olmuyor çünkü. sen konuşma başkan, konuşunca sapıtıyorsun.
bizim bir yönetim kurulumuz var mı ? var. orada her branşın bir sorumlusu var mı ? var. ali dürüst, gel kardeşim buraya. futbol şubesiyle ilgili bir tek sen konuşacaksın medyaya. başka birinin ağzından laf çıkarsa sorumlusu sensin. lütfi arıboğan, aynı şekilde basketbolda senin sözün senettir. mehmet cibara, voleybolda tek yetkilimiz sensin, medyayla sen muhattap ol dersen sorun çıkmaz. biri diyor şunla ilgileniyoruz, sonra ali dürüst diyor ki yok öyle bir şey. sonra emir sarıgül çıkıyor ortaya "vöhey yıldız alacağız" diyor, çorba oluyor ortalık.
başkan sadece kulüpsel konularla ilgili açıklama yapsın. sportif aş ile, statla, kurumsal yapıyla ilgili konuşsun. transfer mi soruldu kendisine ? "iyi oyuncuları kadromuza katacağız, çalışıyoruz." dersin. yuvarlarsın sportif konuları, seksti çilekti gerek yok bunlara.
sözün özü, umarım yönetim kendini toplar. kağıt üzerinde değil fiilde sınıfta kalıyorlar çünkü.