• 3976
    şu anki dursun özbek yönetiminin olayları biraz kendi lehlerine çevirmek için abarttığını düşünüyorum. uefa ile ilişkilerimiz bence o kadar da kritik düzeyde değil fakat beceriksizlikleri ve tecrübesizliklerini kötü bir tablo çizerek kapatmaya çalışıyorlar. borcumuz var mı? var. çok mu? evet. kritik bir düzeyde mi? sanmıyorum. hala çıkıp 40 kişiden 26 kişiye düşürdük çok büyük başarı diyorlar. evet arkadaşlar klübü yönetenler bunu bir yöneticilik başarısı sanıyorlar. ulan 6-7 tanesinin kontratı bitti zaten. kaldı ki 40 kişiyi mecbursun zaten düşürmeye bunu nasıl her fırsatta söyleyip övünebiliyorsun? klüb ilk defa kardaymış uzun yıllardır. adam almazsan karda olur tabi böyle bir mantık var mı? 3-4 tane sağlam adam alırsın ama hala kardayız dersin, hem kadromuzu güçlendirdik hem de kara geçtik dersin anlarım. 40'tan 25'e düşmüş. ulan dzemaili'nin kiralıkkenki parasını bile sen veriyosun 25'e düşsen ne olacak. dzemaili'yi kazanmaya bile çalışmayıp direk yollamaya çalışırsan alıcı bulamazsın tabi. adamı satmadan jem karacan ve bilal kısa'yı alıp o bölgeyi şişirmen müthiş transfer başarısı ama. geçen seneden daha iyii bir kadromuz olduğunu düşünen 1 tane arkadaş yoktur eminim. insanın gözünün içine bakarak dalga geçmeyin bari. kemer sıkma politikası böyle olmaz.
  • 3977
    mevcut yönetimin uyguladığı strateji ve plan bir seçenek değil bir mecburiyettir.

    ''bence'' diyerek ilişki veya mali durumu olduğundan iyi göstermek olsa olsa karnından konuşmaktır. yönetimin verdiği mali rakamlar çok üzülerek söylüyorum ki malesef doğrudur.

    bir şeyler yazmadan özellikle mali konular gibi kesin ve net görüşe pek açık olmayan şeyler hakkında yorum yaparken ''bence'' veya ''bana göre'' ''öyle gelmiyor gibi'' şeyler yazmaktan kaçının çünkü tekrar yazıyorum. mali konular kesin şeylerdir ortada bir sayı vardır, kurallar vardır ve sonuç bellidir.

    yönetimi eleştirecekseniz eğer neden kontratsız oyuncuları kaçırdınız diyebilirsiniz ki ben de diyorum. bu da bakkal zihniyetinin sonucudur. yani kontratsız bir bek, barcelona'nın satmak için debelendiği bir alex song, kontratsız bir santrafor ve kanat (benim aklımdakiler guidetti ve ayew veya konoplyanka) alınsa hem transferler yapılmış hem de büyük bir maliyet olmazdı.

    ancak bunların hepsini not edin ve yapılanları da biliyorsunuz. tüm bu bakkal zihniyetli tasarrufa rağmen -90 milyonu -70 milyona ancak çekebildin. hala men yeme tehlikesi ile burun burunasın.

    işte durumun o kadar kötü ki o kadar kötü işte anla.

    dilendiğiniz(m) ali dürüst veya abdürrahim albayrak salak mı? göremediler mi bu tabloyu? tabi ki gördüler bu kadar kötü bir tablo da transfer yapamayacakken ali dürüst veya abdürrahim'in olması neyi değiştirecekti? işte zaten onlar da bunu gördükleri için girmediler seçime.

    bir önceki yönetimi de, bu kadar parayı günlük harcamalara harvurup harmansavurduğu için eleştirirken ''sana adnan polat müstahak'' ''galatasaray düşmanı'' gibi çok yaftalamalar ile karşı karşıya kaldım. şimdi hepsi götüm götüm kaçıyor.
  • 3978
    neyi mecburiyetten neyi keyfi yaptıklarını bilmiyorum ama bildiğim, tanıdığım, takip ettiğim tüm isimler galatasaray'ın mevcut yapısıyla seneye uefa organizasyonlarına katılmasının mucize olduğunu belirtiyorlar...

    burada şu soruyu sormak gerekiyor aslında:

    1- madem kurtarılamayacak kadar, uefa'ya katılamayacak kadar kötü mali durumumuz var, e daha ne kasıyoruz o zaman, şampiyonluk için harca dur?

    2- madem kurtarılabilecek kadar iyi durumdayız, e kurtar o zaman? millete neden kabir azabı çektiriyorsun?

    bilançolar açık seçik ortada, galatasaray'ı zorlayanın bilanço olmadığı aşikar, galatasaray'ı asıl zorlayan geçmiş 2 senede oluşan zarar tutarının sınırları, limiti aşmış olması... bu sene sonunda söz konusu zararın futbol gelirlerine oranı limiti tutturamazsa avrupa'dan men ediliyoruz...

    durumun bilançoyla alakalı olmadığını göstermek üzere mayıs 2015 bilanço rakamlarını karşılaştırmalı olarak görebilmeniz amacıyla aşağıda yer alan galatasaray mayıs 2015 bilançosu ve fenerbahçe mayıs 2015 bilançosu rakamlarını paylaşıyorum, buyrunuz:

    http://tr.investing.com/...portif-balance-sheet

    http://tr.investing.com/...portif-balance-sheet

    rakamlar analiz edildiğinde galatasaray'ın rasyolarının fenerbahçe'ye oranla kat be kat iyi durumda olduğu görülmekte...
  • 3984
    dün akşam itibariyle gelen finansal tablolara bu sabah göz gezdirdim ve durum felaket uefa'nın önüne eğer sen bunları koyarsan seni hiç bir organizasyonlarına almaz.

    daha öncede söylediğim gibi yalan söyleyemeyeceğiniz tek konu budur. rakamlar nettir kesindir. bir bir yöneticinin belirttiği gibi 18 milyon kar falan yok. 31.08 itibariyle -90 milyon tl genel zarar, 49 milyon tl'de finansman gideri var.

    bu yönetim ile alakalı bu kadar finansal açıdan sıkıntılı bir evre geçirirken bir iki yıl kupasız başarısızlık ile geçecek yılı kabullenebilirim dişimi sıkarım diyordum. gelen açıklamalarda beni daha çok heveslendiriyor ulan acaba biraz biraz toparlıyor muyuz diyordum. malesef durum öyle değilmiş. üzgünüm çok üzgünüm.

    edit:tablolara bakıyoum dipnotları da aldım sizle geçen seferden çok daha ayrıntılı bir şekilde paylaşacağım durumun vehametini göstermek adına. link olarak hızlı resim kullanmayı düşünüyorum. onun da ömrünün 6 ay olduğunu biliyorum. daha uzun süre giden bir resim sitesi paylaşabilecek varsa onu da kullanabilirim. bilen mesaj atabilir. çok daha ayrıntılı bir entry olacağı için bu gece bitmeyebilir. öyle bir şey olacak ki okuduğunuz zaman sağda solda galatasaray finansal konusu açıldığı zaman ahkam kesebilecek seviyede olabilecek bir yazı olsun istiyorum. neyse şu an baya bir hayal kırıklığı içindeyim gönül güzel haberler vermek isterdi ama yazacağım yinede.
  • 3987
    almanya 2. dünya savaşından ekonomik manada bitik şekilde çıkınca bir kalkınma planı hazırlamıştı.

    bu kalkınma planı oldukça radikal hamleler içeriyordu. sadece ekonomik değil sosyal anlamda büyük atılımlar yaptılar. netice ortada. aynı adamlar 2000'li yılların başında sıradan bir futbol ülkesi haline gelince yeniden bir kalkınma planı hazırladı. şu an geldikleri noktada yetenekleri büyük futbolcu yapma konusunda seri üretime bağlamış durumdalar. bunu daha da özele indirgersek dordmund örneğini vermek gerek. kulüp batmamak için bayern münih'ten borç alırken bir plan yaptı. ve o plan dordmund'u avrupa'nın tekrar sayılı futbol takımlarından biri haline getirdi.

    galatasaray'a dönersek...
    ekonomik olarak bitik durumdayız. fakat her zaman bu buhrandan çıkmamızı sağlayacak büyüklükte bir taraftar kitlemiz var. daha açık konuşmak gerekirse sadece avrupa'daki galatasaray taraftarı sayısı bile bir çok dünya devinin taraftar sayısından fazla. galatasaray lisesi ve üniversitesi gibi bir zenginliğimiz var, köklüyüz, yetişmiş insan potansiyelimiz müthiş seviyede ve ciddi anlamda mal varlığımız da mevcut. o halde sonu başarıyla bitecek bir kalkınma planı yapmamız sosyal faktörler dışında çok da zor değil. en büyük engel sosyal faktörler. yaptığınız işi taraftarın onaylaması ve sizi uzun vadede desteklemesi.

    taraftar neyi onaylar? akılcı transferi onaylar. standart bir taraftardan bir futbol romantiği yaratmak bir yönetim becerisidir. ve taraftarın %90'ının profili de futbol romantiği olmaya uygun bu ülkede. bakınız rodriguez ve carole transferlerine. nasıl bir destek var arkalarında. bu tarz taraftarın onaylayacağı, takıma fayda sağlayıp kadro maliyetini düşürecek transferlerle şampiyonluk yaşamasan bile gelecek için umut yarattığından arkandaki desteği kaybetmemen mümkün. bunu yaparsan da uzun vadeli planlamalara girişebilirsin.

    mesela bir borç ödeme planı.
    galatasaray eğitim seviyesi ve yetişmiş insan gücü çok yüksek bir camia. ünal aysal'ın yalancısıyım, sadece borçlarımızın faizleri bile bize ciddi mülkler kazandıracak seviyede. dolayısıyla elimizdeki gayrımenkulleri değerlendirip bu kamburdan kurtulma vakti geldi. tabi eldeki kaynakları kullanarak ödeme diyorsak bunda başarıya mecburuz. çok iyi planlanmalı. zaten istediğim de bu.

    gelir seviyesini arttırma.
    gerçekten çok yetersiziz. ben uzman falan değilim. bu açıdan ahkam kesmek de istemiyorum. zaten beceremem de. ancak tüm dünya takımları taraftarlarından para kazanabiliyorken galatasaray gibi bir camia bu konuda neden verimsiz anlamıyorum. bak yandex müthiş proje, önü çok açık bir model. üret arkadaşım. yönetiyorsan üreteceksin. diyeceksin ki türk halkı fakir. tamam hadi kabul ettik diyelim, hadi futbol ekonomisinin para kazandırabileceği kalemler konusundaki cehaletimden diğer konularda bilgisizim diyelim, yine de fakir türk halkı bize bu imkanı sağlamıyorsa bile yurt dışındaki galatasaraylılar da şu ana kadar ciddi anlamda gelir kapısı olarak hedeflenmemiş. bu galatasaray'ı diğer türk takımlarından ayıran önemli bir özellik. rekabette öne geçmek için müthiş bir fırsat. çünkü camia olarak uzun senelerdir avrupa'da verdiğimiz başarılı olma savaşının bir neticesi olarak ülke dışında yaşayan türklerin çoğu galatasaray taraftarı. uzun vadeli başarımızın meyvesini yememek büyük enayilik. sen kendini iyi anlat yeter. o zaman parayı sadece taraftardan almazsın. bu gün aldığımız komik sponsorlukların katbekat fazlasını sadece almanya'daki türkleri hedefleyen bir firma rahatlıkla verir. neticede yöneticilik demek ekonomi demek. potansiyeli çok yüksek bir camiayız. bir telefon uygulamasının bile milyon eu'lar kazandırdığı bir dünyada 30 milyon insana hitap ediyorsan parasızlık sorunu tamamen yönetimsel manada başarısızlık demektir. bu konuda tek bildiğim de işte bu.

    alt yapı.
    senelerdir söyler dururuz. ama gelen teknik adamın 3-4 antrenörü değiştirmesi dışında bir altyapı hamlesi görmedik. zaten yönetimsel bazda olması gereken altyapı çalışmalarında teknik direktörden teknik direktöre yaşanan değişim ne kadar yetersiz olduğumuzun kanıtı. millet altyapı tesislerine 40-50 milyon eu'luk yatırımlar yapıyor. oyuncuyu beslenmesinden, eğitimine kadar ele alıyor adamlar. netice? belçika, almanya. hiç bir yönetimin öncelikli planı altyapı olmadı şu zamana kadar. müthiş kadro maliyetlerimiz düşünüldüğünde bahsedilen 40-50 milyon eu çok da yüksek bir rakam değil. sadece transfer şımarıklığından kurtularak bile 4-5 senelik süreç içerisinde böyle bir yükün altına girmek gayet de mümkün. tabi meyvelerini 7-8 senelik bir periyodda yiyeceğimizden taş üstüne taş koyma kültürü olmayan bir ülkede malesfe altyapı atılımları hep lafta kalıyor. galatasaray yönetimi dolayısıyla altyapı çalışmasının marketingini de çok çok iyi yapmalı. katedilen aşamalar taraftara sürekli anlatılmalı ve yeni geleni de bu projeye devam etmeye mecbur bırakmalı. yoksa aynı tas aynı hamam. türk futbolcu eskileri önderliğinde tekniği iyi fakat mental olarak ve fiziksel kapasite olarak zayıf futbolcular çıkarmaya devam...

    kadro maliyeti.
    nihayet rekabetçi bir ortamda düşürme imkanı yabancı sınırının esnetilmesiyle doğdu. bu atılımı yapan kazanır. türkiye'de büyüklerin ekonomisi çok kötü. her büyük önümüzdeki 5 senelik periyodda ciddi sıkıntılar yaşamaya mahkum. financal fairplay olmasa bile. 300-400 milyon eu eksideyken sürekli borçlanarak yaşayamazsın. galatasaray'ın gelirine göre bir maaş skalası yakalaması acil düzeyde zaruriyet. bayern münih gibi bir devle bile doğru transfer politikaları ile rekabet mümkünken bu işi beceren ilk büyük rekabette kapatılması çok zor bir fark yakalar. selçuk, burak, hamit gibi futbolcuların maliyetleri karşısında rodriguez, carole, denayer gibi futbolcuların maliyetleri ve katkıları da ortada. reputasyonu ve şampiyonlar ligi görme sayısı bu kadar yüksek bir camianın şu anki futbol takımının 4-5 as oyuncusununun yıllık maliyeti ile şimdikinden çok daha kaliteli bir ilk 11 oluşturması mümkün. ancak unutulmamalı ki bunu yapacak yönetimin taraftar desteğini arkasına alması şart. yani sabri ile yapılan fahiş kontratlar ile jem karacan ve bilal transferleri ile olmaz bu iş.

    işte bu bağlamda transfer taraftarı olmasam da birilerinin 15/16 sezonundan ders almasını istiyorum. hamza hoca veya bir başkası olur farketmez, elindekiyle takım yaratmayı seven tarzda ve kadro adaleti olan bir hoca ile uzun vadeli bir planın yapılması ve bu planın taraftara iyi anlatılması şart. çünkü galatasaray'ın önündeki en büyük engel sosyal faktör. fakat türk halkının algı yönetimi konusunda tam bir facia olması galatasaray'ın aynı zamanda önündeki en büyük fırsat. doğru algı yönetimi ile istediğin kadar zamanın var demektir. en basit örneği aziz yıldırım.

    belki de radikal bir iş yapmak lazım. mesela bazen alakasız sektörler birbirinden ceo transfer ediyor. nedeni tamamıyla vizyon.
    en azından ekonomimizi ve taraftarla iletişimimiz yönetmek için dahi bir profesyonel ile çalışmak düşünülebilir.
    bilemiyorum... tüm bunları düşününce özbek yönetiminin aklımdakileri başaracak bir yönetimin çok uzağında kaldığını apaçık görüyorum.
    umarım bir sihirli değnek ya da yeni bir başkan vasıtasıyla artık çetin şartlarla mücadele etmesini bilen, potansiyelimizi kapasiteye dönüştürecek bir yönetimimiz olur.
  • 3989
    ekşi sözlükte girilen ve şimdi capslerini atacağım aşağıdaki entrylerin hukuksal olarak ne kadar geçerliliği olur bilemiyorum. ancak bir galatasaray taraftarı olarak bu benim kanıma dokunuyor, hatta taraftarlıktan da öte bir şey bu. dünyaya geleli 1 hafta olmamış çocuğa küfür etmek ne demek lan. bunu savunmak nedr. ayıca bu konu ile ilgili yönetimimizin ne yapılması gerekiyorsa yapmaları için kendilerini göreve davet ediyorum.

    https://i.hizliresim.com/V6XdAv.png

    https://i.hizliresim.com/25NAYA.png

    yönetim uyuma!!!
  • 3990
    galatasaray taraftari yaklasik 20 yildir "vizyon" kelimesinin futbol karsiligini ariyor. temelinde su var- galatasaray ve fenerbahce ayni ulkenin buyuk takimlari. biri avrupa'da ucup giderken, yerel ligi domine ederken, digeri avrupa'da ortada olmayan, mafyoz bir anlayisla yonetilen, sikeyle sikca adi anilan bir takim. "vizyon" kelimesi ise bu aradaki farki olusturan hersey olarak algilaniyor.

    liselilere sorarsaniz galatasaray'in "vizyonunu" saglayan lisedir, genel kurulun cogunlugunun sahip oldugu ortak degerleri enjekte eden kurumdur. evet bu degerler galatasaray'a ciddi avantaj sagliyor. ancak diger yandan liseli korumasi galatasaray'a cok zarar da veriyor.

    taraftarlara sorarsaniz vizyon sneijder, hagi, drogba, taffarel, mancini'dir. bilal, jem, hamza vizyon degildir. galatasaray'in basarilarinin en onemli sebeplerinden biri bu tur oyunculari takima katabilmesidir. ancak taraftarin bu yildiz oyuncu hayranligi bir cok hayal kirikligina defalarca yol acti, dolayli olarak finansal krizlere sebep oldu dahi denilebilir.

    hamzaoglu'na sorarsaniz vizyon takimin dengesini saglamak, kendi degerlerine guvenerek uzun vadede istikrar saglamasidir. galatasaray'in gecmisteki basarisinin sebeplerinden biri de hakan sukur, okan, suat, ve bunlar gibi nice isimleri yillarca birarada oynatmasi ve degerlerine sahip cikmis olmasidir. fakat galatasaray bunyesinden cikan herkese sahip cikilmasi bir gereklilik midir?

    vizyon aslinda bunlarin tumu. aci olan herkes basarinin sebebini kendince, ve cogu zaman eksik yorumlamasi ve bunlarin karsit gorusler olarak gorulmesi. yani liseliler ve taraftarlar hamzaoglu bakisini vizyonsuzluk olarak goruyor. terim ve hamzaozlgu gibi teknik direktorler, polat gibi yoneticiler lise tarafindan dislaniyor olmalarini vizyonsuzluk olarak goruyor. taraftar hem liselilerin ayrimciligini hem de "yerli seviciligi"nden yakiniyor...

    vizyon fazla kullanilmis, neyi ifade ettigi belirlenmeyen, insanlarin sevdikleri seyleri savunmak, sevmediklerini elestirmek icin kullandigi ici bos bir laf. bunu kabul etmek lazim artik.

    gerekli olan vizyon filan degil. gereken akil, gereken mantik.

    ***

    "ali sami yen spor kompleksi turk telekom arena stadi"nin 2011'deki acilisindan beri bilet sistemi, fiyatlamasi oturtulamadi.

    dunyada artik butun buyuk sirketler muthis miktarlarda data topluyor, ve bunlardan deger yaratiyor. buyuk teknoloji devlerini hadi bir kenara koyalim, en ortalama organizasyonlar veya en ufak startuplar dahi bir yerlerden data elde edip bilgi uzerinden deger yaratabiliyor.

    galatasaray kulubunun elinde binlerce kombine sahibinin bilgisi var, stada giris cikis verileri var.
    hangi maca gelmisler, hangisine gelmemisler?
    hangi maca kac kisi gelmis? bilet fiyatlari neymis, hasilati nasil etkilemis?
    bilet fiyatlari hem hasilati, hem doluluk oranini yuksek tutacak sekilde nasil ayarlanabilir?
    bu fiyat kupa, derbiler, sampiyonlar ligi maclari icin nasil ayarlanabilir?
    hava durumu, macin onemi taraftar sayisini ne kadar etkiliyor?
    taraftar mactan ne kadar once stada geliyor? hangi tribun ne kadar erken geliyor?
    hangi taraftarlar otoparki kullaniyor? hangileri ne siklikta store'dan alisveris yapiyor?
    farkli taraftarlara gelis saatlerine gore ne tur urunler sunulabilir?
    stada gelen taraftarin demografik ozellikleri nelerdir?

    galatasaray bu sorularin hepsine yanit bulabilir. yukaridaki uc tarafin hangisi bu "vizyon"u gosterebiliyor?

    ***

    galatasaray uefa youth league'de dun benfica'ya 11-1 kaybetti. galatasaray tarihinin en buyuk hezimetlerinden biri oldugunu tahmin ediyorum.

    (#1820532) surada yazdim. emre colak'in altyapida oynayip a takim maclarinda top toplayicilik yaparken sahaya atilan bozuk paralari toplamasini, hatta atilan bir nokia 3310'u nasil sattigini anlattigi bir video.

    "vizyon"u olan bir kulupte bu video buyuk ses getirir. 11-1'lik maglubiyet olay olur.
    neden bizim altyapimiz ulkenin en iyisiyken, milli takimi besleyip u-17 sampiyonalari kazanacak seviyeye gelmisken bugun bu halde?
    oyuncularimiz neden bozuk para toplayacak kadar ihtiyac halinde? neden gerekli egitimi saglayamiyoruz?
    neyi eksik, neyi dogru yapiyoruz?
    neden altyapi duzenimiz ve kadromuz surekli her gelen teknik direktorle birlikte degisiyor?
    iki senede bir teknik direktor / yonetim degistiren bir kulubun bu sekilde basarili bir altyapi sahibi olmasi mumkun mu?

    bunlari cikip konusan yonetici gordunuz mu?
    ben cikip "osman surada oynamaz" diyen yonetici cok gordum, ama bunlari sorani gormedim.

    ***

    galatasaray basketbol takimi cemal nalga skandalini yasadi. o sene cem akdag'la baslayan ivme oktay mahmuti ile devam etti, ve galatasaray euroleague seviyesinde oynamaya basladi. ergin ataman'la devam etti, ve yillarca beklenen sampiyonluk geldi. sonra?

    galatasaray fenerbahce'ye ulker'in hediye ettigi a lisansini bileginin hakkiyla kazanmaya her sene daha da yaklasirken, hersey tepetaklak oldu. yillarin birikimi ve devamliligi cope gitti. bugun darussafaka dogus isimli, ibb'nin basketbol dengi olan bir takim euroleague'de oynuyor! neden, nasil?

    galatasaray'in herhangi bir unsuru, taraftari, lisesi, genel kurulu bunlari yeterince sorguladi mi?

    ***

    galatasaray'in yonetimi ve divan kurulunun gelecekten bekledigi ne?
    mecidiyekoy arsasi. otel insaati. riva arazisi.
    galatasaray'in sorunlari bunlar degil.

    galatasaray'in sorunu akil.
    daha dogrusu akilsizlik.
  • 3991
    http://i.hizliresim.com/4811JL.jpg

    sanki elimi hiç bırakmamışsın gibi
    yokluğunda kendi kendime inandım dayandım
    sanki kötü sonlu hiç hikâye yokmuş gibi
    sonumuzun iyi biteceğini varsaydım, yalandı
    havalar da soğuk gidiyor
    bu aralar üşürsün sen bilirim
    aman dikkat et, aklına yazları getir
    ne olur ara sıra haberdar et
    pencerelerde bekletme
    hayatına elbet biri girecek
    mutlu ol onu ihmal etme
  • 3992
    25 ekim 2015 fenerbahçe galatasaray maçından sonra fırat aydınus hakkında açıklama yapması gereken yönetimdir. aynı adam konya deplasmanında, bugun sneijder'e yapılan faullerin cok daha hafiflerini yapan carole'ü 2 sarı karttan atmıştı.

    bir daha bizim maçımızı değil, hicbir maçı yönetmemesi gereken bu hakemin hakemligini bitirmeliler yoksa bunun sonu yok.
  • 3993
    15/16 sezonu dursun aydın özbek ve kardeşinin oluşturduğundan bahsediyorum.

    çapsızlık imajını bilerek üzerlerine takındıkları kanaatine vardım ben.

    ne güzel, çapsız imajını yapıştır üzerine. ardından yaptığın her saçmalık bununla açıklansın. siz inanıyor musunuz mesela yandex'in senelik 4 milyon eu'luk ve ucu açık olan teklifinin düşük bulunarak reddedilmesinden sonra dumankaya ile imzalanan sponsorluk anlaşmasının samimiyetine? 3 senelik 30 milyon tl. an itibarıyla eu 3,2 lira. peki 3 sene sonra? 5 lira olur mu? bu siyasi ortamda 2016 ortasını görmeden o rakama ulaşabilir. valla milyon liraları kazanan iş adamlarının bunu düşünemeyeceğine inanmak bana saflık gibi geliyor.

    keza ona buna hediye gibi dağıtılan futbolcu sözleşmelerini falan saymıyorum. çünkü devede kulak kalıyorlar.

    bu adamlar yarın riva'yı değerlendirecekler. doğru kullanılırsa milyar dolar kazandırabilecek bir arazi olduğu söyleniyor.
    işte burada benim büyük korkum var. 300-400 milyon eu'ya okutup bir o kadarını da cebine atmak ve sonra da o üzerine yapışmış çapsızlık imajının arkasına sığınmak.

    kimse kusura bakmasın. daha geçenlerde özhan canaydın'ın ali sami yen kredisindeki büyük sıçışını birinci ağızdan dinledim. mecidiyeköy'ün nasıl kaybedildiğini öğrendim. galatasaray'ın uğradığı zararı dinledikçe ağlayasım geldi.

    bu gün aziz yıldırım'a kızıyoruz. ahlaksız, şikeci diye.
    ben size söyleyeyim. galatasaray'ın bazı başkanları aziz yıldırım'dan daha ahlaksız. sadece ahlaksızlığı takım için değil, kendi cepleri için yapıyorlar.

    son olarak ifade etmek istediğim, dursun özbek'in yanlışlarını çapsızlıkla açıklamayın. zira bu tam anlamıyla çapsızlık olur. özbek kardeşlerin elinde şu an galatasaray'ın geleceğini satma yetkisi var. bunu neresinden bakarsanız bakın, ne beceriksize bırakabiliriz ne de ahlaksıza. yol bu ikisinden birine çıkıyor. ancak galatasaray'ın dedelerinin suskunluğu bana hangisine çıktığını çok güzel anlatıyor. bu işten avantasını almayacak duayen neredeyse yok denecek kadar az galiba...
  • 3997
    25 milyon taraftarı burak yılmaz'a ve umut bulut'a mahkum ettiler. burak kötü diyoruz, daha kötüsü olamaz diyoruz, umut bulut faktörü devreye giriyor burak'ı arıyoruz. burak kötü oynuyor umut'u arıyoruz. bitmeyen tükenmeyen kısır döngüye soktular taraftarı.

    ne yaptı bu taraftar size de -bir- sayıyla -1- tane doğru dürüst forvet almadınız.
  • 3998
    üst düzey 8 lig, genç kuşak wonderkid adaylarıyla dolu 3 4 lig var desen bu takımların forvetlerini, defansif orta sahalarını bir word belgesi olarak hazırlasan sonra aralarında seçip listeyi daraltsan en az 100 adam çıkar sana ! hadi 50 si umuttan buraktan kötü olsun ! diğer 50 den alın birini ! ama eziyet etmeyin artık ! üşüyoruz drogba ! üşüyoruz jardel ! hadi bunlar lüks üşüyoruz be nonda !
  • 4000
    bunlarda muhteşem bir gelenek var: kulübün borcunu azalt desen ilk iş sneijder, keita, melo gibi adamları şutlarlar. sonra umut, burak, servet, sabri gibi adamlarla sözleşme uzatırlar ve zam yaparlar. en son bakarlar hem başarı yok hem borç artmış. kaçarlar. fosil faşistler. bakkal dükkanı işleten adam dükkanı işleten kişinin yapmayacağı hareketleri bu kulüpte yapıyorlar. kendi şirketlerinde umut gibi sabri gibi personeli barındırırlar mı acaba?
App Store'dan indirin Google Play'den alın