• 351
    sezonun başında sabır, sabır, sabır, sadece sabır etmeliyiz diyen ama şuan pek de bunu yapmayan taraftardır. evet yapmamız gereken sadece sabır etmektir bu takım iyice oturacaktır önümüzdeki transfer dönemi teknik bir stoper, iyi bir golcü ve çift yönlü bir orta saha oyuncusu alınacaktır. yeni stadımızda bu takım coşacaktır, coşturacaktır. şuan bize düşen ise sadece sabır, sabır, sabırdır.
  • 353
    kalksana ayağa!!!
    neden bir köşeye çekildin, gözlerin nemli, ellerin başını kavramış bakıyorsun amaçsız amaçsız...
    yıkıldın mı ? utandırdılar mı seni ? bir daha bakamayacak mısın yüzüne kimsenin ?
    hep susacak mısın? iyi öyleyse dinle bari;

    ülkene oyunlar yapılıyor,3-0 yeniliyorsun, buraya geliyorlar. maçın bitiş düdüğü çalıyor ve 5-0... ağlıyorsun...
    8 numaranın en çok yakıştığı çok uzaktan bir öpücük konduruyor topa tam sağ köşeye...ağlıyorsun...
    parkende binler orada, milyonlar burada ayakta, bir adam geliyor, ayağının üstü ile topu sol alt köşeye vuruyor.... ağlıyorsun...
    istanbul da tribündesin, sağ kanattan 14 numaran topu taşıyor, ortalıyor, ortada esmer bir adam. yarım metre zıplayıp vuruyor kafayı...ağlıyorsun...
    yine rakiplerinin cehennemi, kendi cennetindesin. can havli ile son saniyede orta geliyor ceza sahasına, adamın biri çekiyor forvetimizi, bu sefer es geçmiyorlar çalıyorlar penaltıyı. ümit geçiyor topun başına sen oraya hiç bakamıyorsun ama zaman bu illa geçecek. o topa vuruyor...ağlıyorsun...
    bütün maç kırgın olduğun adam 90+ da, kornerden seken topa allah ne verdiyse vuruyor... ve sen yine ağlıyorsun...

    kalksana ayağa!!!

    ağlamak istemiyor musun?
  • 358
    (bkz: #222192) icinde nankor'leri mevcuttur. surekli dedik, yine diyoruz... yine birileri cıkacak onları elestirdik diye cevap verecek, bazıları okudugu bu entry ve yazarına siktir cekecek cunku biliyor ki yazdıgımdan kendisinden birseyler buluyor, bu evimdeki babamda da takıma askla baglı oldugunu iddia eden arkadasım'a kadar boyle. sene basında rijkaardgeldi, masturbasyon modunda "yyeeaa rijkaard gelmis olm, adam sistem adamı, barca'yı boyle yaptı, soyle yaptı gormuyo musun adamlar nasıl top oynuyor, hollandalı total futbol..." sozlerini doktu agzından; dokuyordu agzından ama adamın istedigi o degildi aslında, 2 buyuk mac kazanalım ozellikle fenerbahce macini, sonrasında siktik soktuk muhabbetine girelim, ustune bir de sampiyon olursan ki bu gereklilik degil ama ekstradan da olursa fena olmaz. vay vay 1 sene biz konusacaz boru mu lan? ama bilmez ki, aslında bilir de dilinden dokmeye utanır o lafı; tam olarak aradıgının suyun obur tarafında oldugunu.
  • 360
    galatasaray taraftarı lider olamadığı için bas bas bağırmaz. bas bas bağırmasının sebebi takımı kötü gidiyorken buna önlem alınmamasıdır. sağduyulu eleştiri yaptığı (hakaret etmediği sürece) zaman birileri tarafından susturulmaya çalışıldığı zaman bas bas bağırır. olaylara at gözlüğü ile bakan birilerini kendi içinde gördüğü zaman bas bas bağırır.

    gerçek galatasaray taraftarı için liderlik önemli değildir. bu taraftar için önemli olan adam olmaktır. insan olmaktır. medeni olmaktır. lider olmuşsun, küme düşmüşsün önemli değil. takım bizim bu renklere duyduğumuz aşka karşılık verecek futbolu oynasın yeter. sonuç önemli değildir. galatasaray taraftarı budur.
  • 363
    nankörlük edebiyatlarını, arabesk futbol anlayışını çoktan geçmiş, avrupa takımı olma yolundaki takımını endüstriyel gözle izlemeyi bilen taraftar grubudur. en azından yönetimi tarafından buna zorlanmıştır, zira vaatler bu yöndedir.

    sene başında kombine alır, storedan 500tl alışveriş yapar, hattını gs mobile yapar, gs bilyonerden bahis oynar, digiturku vardır ama gs tv'ye abone olur, onlarca kartın üzerine bir de gsbonus alır, her maça gider manevi desteğini verir, her ay kredi kartı ekstresinin 1.000tl'sini galatasaray için yaptığı harcamalar oluşturur.

    bunların karşılığında ne bekler? o parçalıyı ya da mor formayı giyen adamların çıkıp adam gibi oynamasını, oynayamıyorum diyenin de en azından tabiri caizse köpekler gibi mücadele etmesini bekler.

    sen benim beklentilerimi karşılayacaksın ki, ben de senin cebine maaşını koymaya devam edeyim.
  • 364
    gün itibariyle kalbi kırılmış, ümitsizliğe kapılmıştır.
    (bkz: 27 kasım 2009 bursaspor galatasaray maçı)

    takım şu anda, içinde bulunduğu durumla dibe vurmuş durumdadır. zamanla tekrardan yükselişe geçicektir. tabii kadroya yapılacak bir kaç rötüşun da yardımıyla. o yüzden ümitsizliğe kapılmak; hele hele o gitsin, bu gelsin türü söylemler gereksiz bir şekilde lakırdamaktan öteye geçmeyecektir.
  • 366
    sıcacık odasında dizi, haber, açık oturum izlemek yerine evinde lig tv olmadığı için kahvehaneye gidip soğuktan titreyerek takımına olan bağlılığını gösteren taraftardır.

    zaman zaman birbirlerine atıp tutsalar da yeri geldiğinde takımlarının atkılarını omuzlarına alıp omuz omuza maç seyrederler stadlarda.

    takımı yense de yenilse de hep onunladır. tabii ki eleştirecek yeri geldiğinde.

    hedefleri tektir.
  • 368
    *
    are u big player ın degisik versiyonlarını kendi camiasına uygulayan kesim mevcuttur içlerinde. bir maça bir skora kendini baglayıp bunun üzerine dönem degerlendirmesi yapanlarda vardır. takımın iyiligini düsünür ama teknik heyetin gitmesini isteyecek kadar da tezat düşer kendisiyle. sabır diledigi zamanları bırakmıs hemen istedigimiz olsun kıvamına gelmiştir bir kısmı. kimisi geçmişe dönmek ister kimisi şimdinin degerini anlatmaya calısır. bunları yaparken arada camuru kendilerinede bulastırırlar ama daima kendileri haklıdır. hepsi futbolcudan futboldan anlar. bir teknik ekibin nasıl kurulması gerektigini bilir. şimdi takıma baskanlık yap deseler hepsinde o kapasite vardır. en kötü yanlarıda mütemadiyen basarı isterler ama bunu yapabilmek için hangi aşamalardan geçmek gerektigini bilmezler. bi bakarsın kaptanı omuzlara almıslar bi bakarsın acımadan eleştirmisler. bir kısmının ruh hali gel git ler yüzünden cöküntüye ugramıstır. hepsinin amacı sarı kırmızıyı daha iyi yerlerde görmek için bir şeyler yapmaktır ama kaş yaparken göz cıkarırlar. evet kendileri cok biliyor hatta hepsi bilgisayarlarının basında sözlük için yazarken harcanıyor ama kendilerinden ricam bırakalım basımızdakiler neler yapıcak bi görelim begenmezsek o cok bilenlerden bir kaçını koyarız başa ohh mis. üzmeyin kendinizi hiç.
  • 370
    ligin 34 hafta olduğunu çok iyi bilenlerdir, bakmayın burada asıp kestiklerine haftaya yine aslanlar gibi takımını destekleyeceklerdir. 27 kasim 2009 bursaspor galatasaray maci sonrası ne tesisleri basmıştır, ne de yönetime sövmüştür, sadece merak etmektedirler; baros sakat olduğu halde neden nonda yedekte kaldı, neden 170 cmlik ardadan santrafor yaratıldı, neden gole ihtiyaç varken o ana kadar maçtaki tek gollük şutumuzu atan keita çıkarıldı diye. kısacası sadece oynanan oyuna isyan etmektedirler, yoksa hiç bir şekilde desteklerini falan çektikleri yoktur.
  • 371
    iki mağlubiyetten sonra teknik direkötrünü satan taraftardır. bu adam gelmeden önce, biz değilmiydik , bu adam gelsin 2 yıl beklemeye razıyız diyenler, ee noldu şimdi neden sabırsızlık yapıyoruz. yahu durun daha 14. hafta. bazı takımların taraftarları gibi* neden anlık tepki verdiklerini anlamıyorum. her maç barca gibi oynamak diye birşey yok, barca bile her maç barca gibi futbol sergilemiyor sahada. her takımın iniş çıkışları olucak, bizim burda sabırlı olmamız lazım.
  • 372
    galatasaray sözlükte yazan herkesin içine dahil olduğu gruptur. rijkaardı eleştiren zizonkovacda galatasaraylıdır, rijkaardı deliler gibi savunan gasol da galatasaraylıdır, sabriyi çok beğenen takımda bulunmasını isteyen alben10 da galatasaraylıdır, sabri gitse de kurtulsak diyen vangobbel de galatasaraylıdır. bu entry kesinlikle polemik için yazılmamıştır, lütfen bunun altına cevap yazmayın beğenmiyorsanız basın ofsayta ama sizden bir ricam olacak. rijkaardı çok sevebilirisiniz ki bende seviyorum, kalmasını istiyor olabilirisiniz ki, bende istiyorum, süper bir teknik direktör olduğuna inanıyor olabilirsiniz veya elanonun süper bir transfer hamlesi olduğuna da inanabilirisiniz ki, bende inanıyorum yani haldun üstünele neden elano diyecek halimiz yok, giderek daha iyi oynayacağına da inanabilirsiniz umarım haklısınızdır ancak lütfen ama lütfen rijkaardı veya elanoyu savunmak için galatasaray tarihinin efsanelerine sallamayın. rijkaard iyi bir hoca demek için fatih hocaya sallamayın veya sırf elanoyu eleştirdi diye hakan şüküre de sallamayın. eminim hala birçoğumuzda 17 mayıs temalı formalar, bayraklar falan var, eminim birçoğumuzun facebook gruplarında 17 mayıs yazıyor. unutmayın bunların hepsinde bu adamların payı var.
    edit: zizonkovac uyardı, kendisinden özür diliyorum rijkaard gönderilsin dememiş. kesinlikle kendisine yönelik kötü bir niyetim yoktur.
  • 373
    #249382 no.lu entryde sözü geçen taraftardır. bir farkla. zizonkovac hiç bir entryisinde rijkaard gitsin dememiştir. yazdığı entrylerin "o manaya geldiği" gibi niyet okuma amaçlı düşünceler beyan edilmektedir ama malesef yazdığı entryler o manaya da gelmez. "rijkaard gitsin" tandanslı bir entryisini gösterene ömrünün sonuna kadar "akbil garantisi" verir.

    belki entryleri uzun olduğu için dikkatli okumak yerine içinde geçen dikkat çekici kelimeleri okuyup öfke ile fikir beyan edildiğinden olabilir bu kanı. biraz dikkatli ve göz ile okumak lazım.

    mesela (bkz: #217501) no.lu entrysinin "sonuç" kısmı şöyledir.

    ----------------
    sonuç;

    4-3-3/total futbol inadından vazgeç demiyorum. aksine, futbolcu ve teknik direktör olarak senelerdir edindiğin tecrübeni ve total futbol anlayışını uygula, öğret ve ülkemizde zihniyet devrimi gerçekleştirmiş üçüncü kişi olarak tarihimizde yer al. hatta uzun seneler seninle birlikte olalım. ama lütfen bunu inat ve ısrarla yapma. bizi, ülkemizi ve içinde bulunduğumuz şartları anla ve bazı durumlarda maçı almak için teknik ve taktik değişiklikler yapmayı en azından "dene".

    ---------------------------------------

    ayrıca,
    (bkz: frank rijkaard a mektuplar/@zizonkovac)

    -püüüü... sözlüğe celtic'in yatay formasını yazmak için girdim, mevzu nereye geldi..
  • 374
    artık kıyaslama yapma huyundan vazgeçmelidir. şöyle ki;
    1- 2000 yılından bu yana her gelen 10 numara hagi ile kıyaslanmaktadır. ancak anlaşılması gereken şey, hem barcelona hem real madrid forması giymiş, hem de bu kadar yetenekli, hem de bu kadar profesyonel bir adam daha gelmez.
    2- lucescu, skibbe, gerets, kalli, bülent korkmaz, hagi ve şimdi de rijkaard. bu adamların hepsi ısrarla fatih hoca ile kıyaslanıyor, ancak yine unutulan birşey var bu adamların hepsi birbirinden farklı adamlar, farklı yapıları, farklı eksiler ve farklı artıları var.

    bu iki madde çok sık gördüklerimiz, bunun dışında gelen stoper kötü oynadığında song ile kıyaslamalar, santraforu hakan şükür ile kıyaslamalara sokuyoruz. birinci çoğul şahıs kullandım çünkü maalesef ben de yapıyorum bazen bu işi.
    bazılarımız işi o kadar abarttı ki; her kaptanlık bandı takanı metin oktay ile kıyaslayacağız diye korkuyorum, şimdilik arda ve ışıl ı bu kategoriye koyduk.
    demek istediğim, elanoyu eleştireceksek veya öveceksek bunu hagi üstünden yapmayalım. rijkaardın alternatifi olarak fatih hocayı göstermeyelim. burada rijkaard ile ilgili birşey söylemiyorum yanlış anlaşılmasın demek istediğim takım her kötü gittiğinde fatih hocanın adı geçmesin artık. birgün gelirde gerçekten hocasız kalırsak ve o zaman ad geçerse saygım sonsuz ancak bu durumda adı geçmesi hem takımın başında bulunan hocaya saygısızlık* hem de fatih hocayı yıpratıyor.
  • 375
    3 aralik 2009 galatasaray panathinaikos macinda takımı öyle bir ateşlemektedir, hakemi ve rakip futbolcuları öyle baskına almaktadır ki anlatılmaz, yaşanır.(!) sen var ya seni söylemeyi ben de seviyorum evet, fakat arda yanlış kart görüyor, hakem 1-2 yanlış karar veriyor, ofsayttan golün verilmiyor, takımında yorgunluk belirtileri var ve sen rakip sana yüklenirken sen var ya sen diyorsun, ıslıkla yuhala canım kardeşim, lütfen.
App Store'dan indirin Google Play'den alın