• 3251
    tarafsız sahalarda oynanan ve tribünlerin yarı yarıya paylaşıldığı hangi maçta rakip tribünden daha iyiydi, ben hatırlamıyorum.

    dün* de aksi olmadı. daha iyi oynadığın, rakip takımın kırmızı kart görüp dağıldığı, skor olarak öne geçtiğin bir maçta bile tribün hakimiyetini rakibe verdin. adamlar ikinci yarı pısmış, dalga dalga geliyorsun, senin o tribünleri aşağı indirmen lazım ama bir bakıyoruz, yenik ve eksik durumdaki fenerbahçe taraftarı senden çok daha baskın.

    dünkü olay ayıp da, hagi zamanında 5-1'lik kupa maçı var lan. 5-1 amına koyim. 5-1 yenmişsin. her golden sonra pınarbaşı çeksen, gene tribün olarak önde olan sen olacaksın ama halen ara sıra açıp o maça bakarım; orda da tribün olarak daha iyi olan taraf sen değilsin.

    lan bari hiçbir şey yapamıyorsan, dünkü maçın* son 1 dakikasında oley çek. futbolcular pas üzerine pas yapıyor, buna çanak tutuyor ama sende gene tık yok. fener taraftarı olsa taşağın amına koymuştu.

    her kulübün iyi tarafları olduğu gibi kötü tarafları da var arkadaş. allah gene hiçbir kulübü mükemmel kılmayıp, tek mükemmel benim mesajını burda da vermiş.

    galatasaray kazanan bir camia, türrkiye'nin en prestijli, en tanınan, en başarılı spor kulübü. ama taraftarındaki bağlılığa, aşka, desteğe, orijinalliğe bakıyorsun, fenerbahçe'den de, beşiktaş'tan da geride. tribün grubunun adına bakıyorsun: ultraslan.

    amına koyim ya.
  • 3253
    uzun zamandır aklımda bu yazı. umarım şu kısıtlı zamanımda yazabilirim. içlerinden bir kısmının galatasaray aşkını anlayamadığım ve büyük ihtimalle anlayamayacağım kitledir. önce biraz kendi galatasaraylılığımdan bahsetmem gerekiyor. birader ben apartman çocuğuydum bırak toprak sahalara gitmeyi osmanbey'de gecekonduda top oynayan elemanlarla bile kavgalıydım. pederin maçla işi olmazdı. yalandan fenerliydi. insan başka türlü nasıl fenerli olur ki amk zaten. beni de özgür bıraktı 19/07 doğumlu olmama rağmen fanatik galatasaraylı oldum. ortaokul yıllığımda bile milletin hakkımda yazdığı tek şey cimbomlu olmam. hani neden yazıyorum bunu? geldim tamam patlama. deplasmana gidecek bir çevrem olmadı ama o reis tayfasından da ortaokul yıllarımda soğudum alakam olmadı. ancak hep imrenerek baktım o tayfanın etrafındaki genç çocuklara (geldim meseleye). bu çocuklar deplasmana gider basket maçlarına gider sıkı arkadaşlıklar kurarlar. hani bizim sözlükte de olan tipler bunlar. hani hayatını galatasaray endeksi üzerine kurmuş çocuklar bunlar. iyi de dostum anlamıyorum senin için galatasaray nedir ki? sosyal ortamın bile bunun üzerine kurulu tamam anladım ama bak bazı şeyler oluyor bu ülkede. sen fenerbahçe cumhuriyeti taraftarı değilsin ki. sen türkiye cumhuriyeti galatasaray spor kulübü jargonuna imza etmiş bir adamsın icabında. bu ülkede yaşıyorsun mesulsün. çanakkale şehitlerini anarsın gurur duyarsın okulun şehitleriyle okulda okumasan bile. sinir olursun atatürk'ü fenerbahçeye yamayanlara. sen ıslıkladın icabında tayyibi arena'da. haklıydın da üstelik stat yapıldı diye senin ölen başkanına kimse dil uzatamazdı. ne oldu da birden aman abi bölünmeyelim der oldun? kiminle bölüneceksin? daha geçen sezon sık bakalım sık bakalım diyen sen değil miydin? metroda güvenlik görevlilerine biber gazı sıktılar diye saldıran sen ayıran da ben değil miydik? eee? ne zamandan beri şiddete zulme başkaldırmak isyan etmek siyaset oldu bu tribünlerde? ultraslan'ın kendisi polisleri hacamat etmedi mi su atılan derbide? düşün arkadaşım düşün! bu ultraslan insanları istiklal'e çağırmadı mı direnmeye? hayır anlamadığım ne biliyor musun? sanki müslüman olmayan galatasaraylı yokmuş gibi kutlu doğum haftası kutluyorsun ok bir tane paskalyanı gören olmadı bir taraftan da, sen kutlu doğum haftasının milli görüş icadı olduğunu bilmiyor musun? miladi takvimle dini bayram kutlama dangalaklığı başka kimin işi olacaktı? dağılıyor konu... ne oldu yani 1 dakika tezahürat yapıldı slogan atıldı kutsalın mı kirlendi? incilerin mi döküldü? bu kadar mı hakkı yok bu insanların. bak kanka bu yazıyı sen gerçek galatasaray sevdalısına yazıyorum. çünkü bir kısmı var ki bu aman galatasaray'da siyaset olmasın diyenlerin onlar aslında taraflı ve onlar benim muhattabım bile değil. zorbalık varken susmayı tercih edenler taraftırlar. bal gibi taraftırlar. artık düşünmek ve tekrar değerlendirmek zamanı.

    sevgilerimle.
  • 3255
    son iki gündür hocasını yıldırım demirören'e teslim etmemek için elinden geleni yapmaya çalışmıştır. kimi bunu hocanın evine giderek, kimi sözlük girişine koyulan fatih terim'e açık mektubu gözler yaşlı okuyarak, kimi ise benim gibi dua ederek yapmıştır. ama dürüst olmak gerekirse, yıldırım demirören ile düzenlediği basın toplantısında, hoca hiç de kafasına silah dayanmış gibi durmuyordu!
  • 3259
    bursaspor deplasmanından alınan 1 puana başarı yahut yeterlilik olarak bakan enteresan bir topluluk. yahu arkadaş saçmasapan voyvodana mıdır ne zıkkımdır bir takım gelip bu heriflere 3 atıyor, rezil kepaze ediyor. ama sen geliyorsun, beraberliğe yatıyorsun. kabul edilemez bir şey bu. drogba'nın çıkmasıyla alakası yok. 2 senedir başımızdaki kanser bu. örneğin geçen haftaki antep maçında golleri kaçırdıktan sonra ikinci yarıda rölantiye aldık yine. halbuki rakibi sallamışken öldürücü darbeleri vurup nakavt etmeli bu takım. az kalsın o komadaki antep ringin etrafında dans eden aslanı nakavt edecekti. bursaspor da ferhat ile net pozisyonu kaçırmasa mağlup ayrılacaktık. yani oyuncu değişikliğiyle değil, oyun değişikliğiyle alakalı bir durum bu. sezon başı vs diye avutmayalım kendimizi. bu takım zımba gibi sersemletmeli takımları. ama geçen seneden beri korkak oynuyoruz deplasmanlarda. pas hataları, hücuma çıkarken kaybedilen toplar, basit oynamak yerine zor tercihler vs vs. cidden can sıkmaya başladı bu durum.

    ama milli takım gruplardan çıksın, daha önemli tabi ki bizler için. başkanıyla, temsilcisiyle, sponsoruyla ve yöneticileriyle aleme örnek olan o büyük milli takım. yemişim galatasaray'ı.
  • 3260
    transfer, oyuncuların fiziki ve mental durumları, takımın oynadığı oyunun kısacası her şeyin daha iyisini yapma, hazırlama ve oynama durumu varken, tüm bunların yeterince iyi yapılamamasından dolayı haklı olarak eleştiride bulunanları da vardır. kombine rekorları kırılıyor, iki sezondur üst üste şampiyon olunup süper kupa kazanılıyor, avrupa'da yeniden ayağa kalkılıyor ama 3 yıldır hiç bir şey tam olmuyor. her şeyden biraz eksik kalıyor. en basit sorunları bile çözemiyoruz. ne mesela? hala sol bek almıyoruz, hala kanatlara hızlı, adam geçebilen, gerektiğinde skor katkısında da bulunacak bir adam alamıyoruz. hala kişisel ego tatminleri ve çıkar ilişkileri ile uğraşıyoruz. hala herkes kahraman olma peşinde. yok şu yönetici şunu dedi, yok başkan şunu dedi, yok fatih hoca şunu yaptı, şunu dedi bilmem ne. işte bunlar hep yeterince kurumsal ve profesyonel olamadığımızdan kaynaklanıyor. bunu deyince de ''burası türkiye, burada kurumsallık, profesyonellik falan yalan. işlemez burada'' diye düşünen hazır cevaba sahip insanlar türüyor bir anda her yerde. onlara kalırsak, o ilk 10 kulüp içine girme hayalleri falan ancak hayallerde kalır zaten. şu günlerde çok net görüyoruz ki; hiç bir şahısı kulüpten değerli görmemeliyiz. o olmazsa kulüp biter dememeliyiz. şu giderse yıkılırız, biteriz gibi şeyleri dememeliyiz. şu an bu konuda istisna tek bir kişi var o da başkanımız ünal aysal. o da tam da bu sistemi hayata geçirmeye çalıştığı için dokunulmaz ve çok değerli. hiç bir şahısa bağlı olmayan bir kulüp yaratma peşinde. bunu gerçekten göremeyenler, işte o olmaması gereken şahısları aşırı büyütme olayına girmiş kişiler. profesyonelliğe, kurumsallığa inanmayan, hala eski şekilde yönetilmeyi isteyen, türkiye'de şampiyon olalım, fener'i de sami yen'de yenelim, kadıköy'de de yenilmeyelim yeter diyen insanlar. avrupa'nın büyüğü olmak için her şeyimiz var. her şey. yeter ki şu enerjimizi, vaktimizi ve naktimizi doğru ve verimli kullanalım. ayrıca da, hiç bir şeyin tam olmadığı bu dönemlerde bile yerel bazda kazanılan şampiyonluklar ve avrupa'da ki yeniden canlanmayı görünce neden daha iyisini yapma şansımız varken, yapamıyoruz diye haklı bir isyana giriyor insanlar. ve tekrar da söylüyorum, çok da haklılar.
  • 3262
    bir sakin olun la. biz değilmiydik avrupada hedefleri olan, yarı final hatta final hedefleyen, eee bir değil de iki tane güçlü takımla aynı gruba düşünce "figo elini s.kim". ulan daha 2,5 sene önce nerdeyse küme düşüyorduk, ne çabuk unuttun la. ben mesai arkadaşlarım marc ya da matthias bana "gala nın kimle maçı var bu hafta" diye sorduklarında hiç cevap verememekten ya da adını bile telafuz edemediğim doğu bloku takımlarını söylemektense, göğsümü gererek real e evimizde çakacağız yahut italya da juve nin elini vericez demeyi tercih ederim. şunun da altını çizeyim sözlük kardeş, gruptan çıkamazsak sürpriz olmaz ama ya çıkarsak? yapacağımız sükseyi düşünebiliyor musun? avrupa fatihi olduğumuzu göstermemiz için bundan daha iyi fırsat olur mu?
  • 3263
    kuralardan* önce "bu sene yarı final görmemiz lâzım", "gruplardan çıkamazsak başarısız sayılırız", "en kötü yine çeyrek final oynamamız lâzım" diyen bir çok mensubu kuralardan sonra "elinin ayarını s.keyim figo", "bu nasıl kura, ölüm grubuna düştük", "uefa'yı tekrar alırız :(" demeye başladı. git başka takım tut amk, senden bu kulübe hayır gelmez. her zaman braga'yı cluj'u yenerek gruptan çıkamazsın cano; yeri geldiğinde juventus'u yeneceksin, yeri geldiğinde bernabeu'da real madrid'e kök söktüreceksin, allianz arena'ya giderken "kaç yeriz" diye değil "kaç atarız" diye düşüneceksin, camp nou'da bir koyacaksın beşinci kattan ses gelecek, old trafford sahnesindeki baş rol senin olacak, olacak da olacak yani... balıkesir stadına gidin maçlara de bi' işe yarayın amk, açık tribün dolmuyor. karikari'yi, lalawele'yi izleyin de gözünüz futbol görsün...
  • 3265
    didier drogba,wesley sneijder, burak yılmaz, selçuk inan, felipe melo, emmanuel eboue, aurelin chedjou, semih kaya, fernando muslera, hamit altıntop gibi oyuncuları* pes'te transfer ederken gerçek hayatta aynı forma altında görmeye daha fazla dayanamamış olacak ki mustafa sarp, barış özbek gibi oyuncuların oynadığı dönemleri yad eder duruma gelmiş taraftardır.

    an itibariyle güzel götü çiviler üzerinden, pembe puf yastığın üzerinde durmasına pek alışamamış gibi.
  • 3266
    2 yılda gelen kupalardan ve sonuclardan sonra götü o kadar kalkmıstır ki, beyniyle aynı yükseklige ulasan götüyle düsünüp konusmaya baslamistir.
    allah'tan su anki taraftar profili 1973-1987 arasında yokmus yoksa klubün kapısına kilidi vururlarmıs mazallah.
    mantıklı olan ve hocasına,oyuncusuna,sahip cıkan ve destek olan güzel kitleyi tenzih ederim. bahsi gecen insanlar , geneli internetle büyüyen ve bazı degerleri eksik olanlar ve nispeten daha kücük yastakiler. yası kücük olup aklı, arma sevgisi büyük olan kardeslerim üzerine alınmasın...
  • 3267
    özellikle bir kısmındaki göt kalkıklığının geçen haftaki bursa* ve bu haftaki eskişehir* maçlarında yaşanan kayıplardan sonra normal seviyelere indiğini görmek güzel. çünkü bazı taraftardaki aşırı özgüven* takıma zarar vermeye başlıyor. istiyolar ki her maçı sürklase edelim*, dünya yıldızı topçularımızla her maçı farklı kazanalım. ancak işler her zaman öyle gitmeyebiliyor arkadaş. madrid de olsan barça da olsan zorlandığın, sahada elinin kolunun bağlı kaldığı maçlar yaşayabiliyorsun. bunlara alışmak lazım. fazla yüksekten uçmaya gerek yok, haddimizi bilmemiz lazım biraz da. kulüp olarak daha yeni yeni ligi ele geçirmeye, adımızı tekrar avrupa'da duyurmaya başladık. ancak bu süreçte her periyodda beklentiyi çok üst limitten tutmamak gerek. illa ki inişli çıkışlı dönemlerimiz olacak. ama sen tutup da sezon başından 'bu sene forma alınmaz yea, seneye 4 yıldızlı forma alırım' diye garip havalar içine girersen, oldukça istekli ve iştahlı şekilde sezona giren rakiplerini küçümsersen** daha sezonun 3.haftasında 'noluyo lan' diye sağa sola saldırmaya başlarsın. bırak başkaları büyük konuşsun,havalara girsin. bunlar daha sonradan başa dert açan işler, yıllardır fenerbahçe'den bunun örneklerini gördük. sen takımına güven, gerisini koy gitsin. ama havaya girince o işler olmaz. sonra en dilendiğin futbolcunun yaptığı bir pas kaybında bile homurdanmaya başlıyorsun stadda. ha biz bu puan kayıplarının üstesinden gelir miyiz, geliriz. ancak öyle sezon başından havalara girerek, onu bunu ezikleyerek değil. verirsin omuz omuza tribünde, güvenirsin hocana takımına sonra alır yürürsün yine. ha olursa ne ala, olmazsa da canımız sağolsun. neticede aslolan galatasaray değil mi ? **

    edit : bu arada da bundan önceki son 3 entry'de de ne götten bahsedilmiş arkadaş.*
  • 3270
    sanki beni galatasaray'dan soğutmaya çalışan bir topluluktur. öyle 34. dakika olaylarına falan girmeyeceğim. o konuda da çok doluyum ama diğer konulara değineceğim.

    tamamını kapsamayacağım tabi ki ama büyük çoğunluğu genç oyuncularına(özellikle alt yapıda yetişmiş) karşı sabırsız, efsanelerine karşı vefasızdır.

    13 eylül 2013 galatasaray antalyaspor maçı için konuşacaksak olursak maç içerisinde emre çolak'ın ıslıklanması ve maç sonrasında fatih terim'in eleştirilmesini ben bir galatasaray taraftarı olarak kabullenemiyorum, inanamıyorum.

    75 milyonu aşan türk nüfusu içerisinde neden sadece arda turan çıkarda* sadece 2.5 milyon türk yaşayan almanya'da mesut özil,nuri şahin,ilkay gündoğan,eren derdiyok,ömer toprak gibi bize gelse ilk 11'de oynayabilecek kapasitede yıldız oyuncular çıkar hiç düşündük mü ? bayern'de oynayan ve yaz boyunca uğraşıp alamadığımız emre can'ı, serdar taşcı'yı,mehmet ekici'yi milli takıma fatih terim sayesinde çağırılan hakan calhanoğlu'nu hiç saymıyorum dikkat ederseniz. gökhan töre,kerim frei,sercan saraer,tunay torun gibi adamlarıda beğenmediğim için bu hesaba katmıyorum. ama sadece bu kadar adamın 2.5 milyon nüfustan çıkması sizce bir tesadüf mü ? bence değil.

    emre çolak bugün arsenal'in alt yapısında olsa inanın bana çok daha farklı yerlerde olurdu. bu adam ne yaptı size bu kadar anlayamıyorum ben. biriniz gelsin bana bunu bi anlatsın lütfen. bir adam düşünün ki yaşı genç, bilekleri kıvrak, top kontrolü üst düzeyde tek eksiği futbol zekası. kötü kararlar vermesinin temel sebebi ise yaşadığı stres, taraftarın onun üzerinde yarattığı baskıdan dolayı demotive olması. oysaki yaz kampında avrupa'da oynadığımız hazırlık maçlarının kusursuz yıldızıydı.

    oyuncu olur ki top kaptırınca adamını kovalamaz, laubali davranışları olur ne bileyim oyundan çıkarken direkt soyunma odasına gider, hocasına tavır koyar, takım arkadaşıyla tartışır, bencil oynar, mücadele etmez gelirsin o zaman onu ıslıklarsın. 1 kere 2 kere sabredersin, sabrın taşar ıslıklarsın.

    13 eylül 2013 galatasaray antalyaspor maçı bitiminde bütün stad didier drogba diye bağırdı. kötülemiyorum bu durumu yanlış anlaşılmasın. ama emre çolak dediğin çocuk 13 eylül 2013 galatasaray antalyaspor maçında drogba'dan bir kaç kat daha iyi oynadı. bugün drogba çıksaydı, normaldir, ego sahibi, ama hocasına kızacaktı, maçı izlemeyip direkt duşunu almaya gidecekti. emre çolak top kaybetti amaa peşinden koştu, mücadele etti ve ilk yarının en çok koşan ismi oldu, bencil oynamadı hep pası düşündü, kaleye çektiği tek şutu ise direkten döndü. oyundan çıktı, taraftar ıslıkladı. üstelik terli formasıyla 90 dakika kulübede oturdu. maç bitti bütün stad didier drogba dedi. bu mudur adalet?

    ben demiyorum ki neden drogba diye bağırıldı ya da neden emre çolak çıktı. neden sadece drogba'ya destek olundu ?emre çolak çıksın ama koşarak oyundan çıkarken neden ıslıklarsın be adam. bana bunun açıklamasını yapsana.

    sıra geldi fatih terim'e.

    internete giresim, yorum okuyasım gelmiyor. şöyle bir adam kimse kusura bakmasın beşiktaş taraftarında olsa onlar bu adama taparlardı. fatih terim dediğimiz adam türk futbolunun gelmiş, geçmiş en değerli adamı. 100 yıl sonrada 1000 yıl sonrada bu değişmeyecektir. 2113 yılı olduğundada fatih terim türk futbolununun en değerli ismi olarak kalacaktır. senin bu insanı eleştirmeye nasıl oluyorda gücün yetiyor. hiç mi utanmıyorsun. ayıp ulan. bu adam senin ülkene uefa kupasını getirdi, avrupa 3.lüğünü getirdi, 8. sırada aldığı galatasaray'ı üst üste 2 sene şampiyon yaptı, avrupa'yı unutmuşken bize çeyrek final heyecanını tekrar tekrar o yaşattı. ölü halde aldığı milli takımı şimdi dünya kupasına taşımak içinde uğraş veriyor, sen yazın gecenin bir yarısı heyecanla maç seyredeceksen eğer bu fatih terim sayesinde olacak. o yaz gecesinde bende heyecanlanarak maç seyredeceğim bugün fatih terim'i eleştiren sende hiç utanmadan heyecan duyabileceksin. ve en önemlisi bu adam 1996 yılında 4. torbadan aldığı bugünün seviyesinde ki macaristan milli takımı seviyesinde ki türk milli takımını ingiltere'de oynanacak avrupa şampiyonasına götürme başarısını elde eder ve ülke futbolunun önünü açar. bunları ne çabuk unutuyor da yaşayan efsanemizi eleştirmeye kalkışıyorsun.

    ve bu skor taraftarlarına ilginç bir şey söyleyeyim. bugün maçın başında emre çolak'ın şutu direkten dönmek yerine ağlara gitseydi belkide bugün 3-0 kazanacaktık çok sevgili skor taraftarları. e o zaman ne fatih terim ne de emre çolak eleştirilecekti değil mi? siz yine pusunuzda bekliyor olacaktınız o ayrı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın